Paslanmış kılıcıma kızgınlıkla baktım.Sonra kızgın bakışlarımı eğitmene çevirdim.Eli ile beni gösterdi.''Hey sen,başla bakalım.'' Hey benim bir adım var dememek için kendimi zor tuttum.Kafamı salladım.Ve iğrenç kılıcın temiz kalan yerlerinden tuttum -ki temiz yeri yoktu-Eğitmenin yanına istemeyerekte olsa gittim.Eğitmen,bir kılıç çıkardı ve bana keskin bir bakış attı.Üzüntüyle Jul'a baktım.Hıçkırıyordu.Ama kesinlikle gülmemek için kendini zor tuttuyordu.Kılıcı aldı ve koluma saplamaya başladı.Derin bir nefes aldım ve eğitmenin hamlelerinden uzak durmaya çalıştım.Şüphesiz bu en iyi hareketimdi.
Bu çok zordu.Yapabildğimin en iyisini yaptığıma emindim.Birden koluma bir çizik attı.İnledim ve yere düştüm.Kolum...kolum çok sızlıyordu.Eğitmen sinsice gülümsemeye başladı.''Yapabildiğinin en iyisi bu mu?Ah,bir bebek senden daha iyi savaşır.'' Hızla ayağa kalktım ve eğitmenin yüzüne kızgınca baktım.''Hey,kapa çeneni!''
''Ne dedin sen?'' Opss..Kahretsin!