Son üç haftada yaptığım bir çok eğlence ve bir çok saçma durumlar beni çok mutlu etmişti. Kendimi tatmin etmek için içsel olarak kendimi mutlu etmek için bir çok delice iş yapmıştım. Kendimi kendime kanıtlama duygusu, takıntılarımdan uzaklaşma veya karşımdaki insana zarar vermeme gibi şeylerdi. Acaba bunlar bahane miydi ? Yaptıklarımın anlamı neydi?
Ormanlık alanına yakın olan okçuluk alanına gitmeyi planlamıştım. Yakşalık yüz metre sonra nişan bölgelerinin ve insanların güneş nedeniyde sülietleri görünüyordu. Belki birinin gölge boyu on metreyi buluyordu. Güneş doğmak üzereydi. Bunlar güne erken başlayan Apollo çocukları ve aralarından kestiremediğim veya tanıyamadığım kişilerdi. Yanımda getirdiğim yayı mı böyle basit bir iş için kullanmayı planmıyordum. Mecbur kalmadığım hiç bir zaman insanların yaptıklarını yapmıyordum.
En azından toplumsal alanlardan uzaktım. Bir kaç Apollo çocuğunun da yanından geçtikten sonra bana ayrılmış olan nişan tahtasını gördüm. Gerçekten uzak görüldüğünde çok küçük görünüyordu. Ellerimle üzerinden geçtim ve derin ok izlerini avucumun içine açılmış gibi hissettim. Dokunmamla beraber bu okun gerçek bir insana geldiğinde yapabileceği veya hissettirebileceği acıları düşündüm. Nice yaylar ve sihirli oklar vardı. Acımasızca bir çok insan öldürülüyordu.
Kendi yoluma bakarım düşüncesiyle yere eğildim. Tahtayı omuzluyarak kaldırdım. Çok ağır olmasına karşın benim için çokta ağır değildi. Bir kaç küçük çocuk bana bakmıştı. Çok garip bir düşünceye kapılmış olmalıydılar çünkü atış tahtası yerinde kullanılırdı ben onu ormana götürüyordum. Yaklaşık elli metre sonra yarı açık yarı kapalı bir ağacın yakınına koydum. Yayımı omzumdan geriye ilerlettim ve hızlıca koşmaya başladım. Bir daire çizdikten sonra yavaşladım. Bir ağacın yakınında durdum. Yüksek sesle şarkı söylemeye başladım.
I've become so numb I can't feel you there
I've become so tired so much more aware
I've becoming this all I want to do
Is be more like me and be less like you
And I know
I may end up failing too
But I know
You were just like me with someone disappointed in you !
Kendimi duygusal olarak tatmin olmuş hissettim. Etrafımda düşman varmış gibi dikkatli ve eğilerek hareket ettim. Düşündüğüm çılgınlığı yapmak istiyordum. Denemek istiyordum... denemekten kaçınmazdım. Asla ! Başkasına zarar vermediği süreçte hiç bir şeyden kaçmazdım. Vucüdumda hissettiğim biraz tedirginlik beni huzursuz etmişti. Bu yapıcağım adrenalinden farklıydı tam anlamıyla delilikti. Gerçekten istiyor muydum?
Sol omzumdan yayımı ve oklarımı çıkardım. Şöyle bir etrafa bakındım. Koyduğum tahtayı kaybetmiştim yani amacıma ulaşmıştım. Eğilik vaziyetimi diz çökme haline getirmiştim. Şifali bir bitkiyi yerinden nazikçe kopararak ormandan özür dilerim. Onun ruhundan, bana verdiklerinden veya hayatımda hep benimle olduğundan ona teşekkür ettim. Biraz bekledikten sonra dudağımı ıslattım ve gözlerimi kapadım.
Oklardan birine dikkatlice baktım. Aldığım şifalı bitkiyi ucuna sürdüm ve yarısını kırdım. Yerden aldığım küçük bir tahtayı ağzıma sıkıştırdım. Oku tahta kısmından tutarak bacağımı yere uzattım. Biraz daha oka bakarak gözlerimi kapadım. Şifalı bitkiye sarılmış oku bacağıma sapladım. Hissetiğim acıdan göz bebeklerim aniden büyüdü ve dişlerimi sıkmaktan ağzımdaki tahta parçası kırılmıştı. Kalan tozu tükürmemin ardından bacağıma baktım. Bileğime yakın bir yere kadar kan olmuştu.
Daha iyi toparladıktan sonra devam edicem...
Konu: Yaptıklarımın anlamı ne ? Ben güçlü müyüm yoksa deli mi? / Herkese açık. 
C.tesi Ocak 08, 2011 8:41 am