Yarım Kalmış Hesap - 1

Konu: Yarım Kalmış Hesap - 1 Çarş. Ara. 22, 2010 5:30 am

O gün canım fena halde birilerini pataklamak istiyordu. Ve Immortales'i karıştırırken Medusa'nın karikatürünü gördüm. Dergiyi hemen elimden atarak koşuşturmaya başladım. Arkadan kardeşim bağırıyordu. "Sen nereye gidiyorsun?" Onu umursamadan silahlarımı hazırlamaya başlamıştım bile. Kulübenin kapısını kapayıp çıkacakken yine beni durdurdu. "Sana diyorum Satellite Morgan. Lütfen, söyle; ben de geliyorum." Ben ise oflayarak kafamı salladım. "Tamam, oklarını ve yaylarını hazırla." Bu dediğime güldükten sonra beraber kulübeden dışarı çıktık. Pacely ile yürürken ona planımı anlatmıştım zaten. Ama sonra onun sorusuyla durmak zorunda kaldım. "Yanımıza birilerini alsak fena olmaz." Bunun üzerine adımlarımı hızlandırdım ve kulübelerin arasından geçmeye başladım. İlk gördüğümüz iki kişiyi yanımıza alacaktık.

(RpOut: 10 post yazıyoruz. Dikkat, bitirmeyin 10 post olmadan )

Konu: Geri: Yarım Kalmış Hesap - 1 Çarş. Ara. 22, 2010 5:59 am

Hephaistos Kulübesine bir avcı geldiğini ilk kez görüyordum. Kapının karşısında Sat ve bir avcı kardeşi vardı. "Ve macera başlar." dedim gülerek. Beni her çağrışlarında bir maceraya giderdik. Gülümseyerek karşılık verdi. "Önce hazırlanmam gerekebilir." dedim. Biraz ip, kamçı ve yeni silahımı alarak maceaya katılacaktım. Hemen hazır olan çantamı köşeden aldım ve üstümü giyindim. Kapıya hızlı adımlar ile geldim ve "Eee? Sorun ne? Beni ilk kez bir avcı maceraya çağırıyor." dedim. O da anlatacaktı elinde sonunda ama ben meraklı bir melezdim. Çaylaklığım bitmişti ve artık kimse beni "Yeni Hephaistos Çocuğu" olarak görmüyordu. Yani artık tam anlamı ile "Rahat rahat" takılabilirdim. "Medusa ile ilg-" gerisini getiremeden karşımızda bir hologramımsı birşey oldu. Medusa vardı karşımızda. Birşeyler söylüyordu ve ben bunu kaale almıyordum. "Bla bla bla." diyordum içimden. Önemli birşeyler söylemişti ama ben buna aldırmıyordum. Sat sinirli gözler ile onu dikkatlice dinliyordu. Yanındaki avcı ise olayları bilmiyordu ve o da benim gibi bakıyordu ancak o, merak ediyordu. Ben ise etmiyordum. Birden Medusa kayboldu. Hiçbirşey anlamamıştım. "Sat Zeus aşkına ne oluyor?" dedim. Derin bir nefes aldıktan sonra bir başka kulübeye doğru yürümeye başladık.

Artemis Avcısı Mesaj Sayısı : 294 Kayıt tarihi : 28/09/10

Sat, Alex ile konuşurken ben de yanımıza alacak birillerini daha aramakla meşguldüm. Sonunda Hades Kulübesi'nin kapısını tıklatmayı uygun buldum. "Orada kimse var mı?" Pencereden baktım, tam arkamı dönüp gidecektim ki gelen ses yüzümde bir gülümseme oluşmasına yetti. "Ben buradayım! Ne oldu?" Gülümseyerek arkamı döndüm. "Selam Hades oğlu, kampa hoşgeldin. Arthur değil mi?" Gülerek kafasıyla onayladı. "Tebrikler, bizi Medusa'ya götürecek kişi sensin." Arthur peki anlamında kafasıyla onaylayınca Sat ve Alex'in yanına gittik. "Biz hazırız ya siz?" diye sordum.

Konu: Geri: Yarım Kalmış Hesap - 1 Çarş. Ara. 22, 2010 8:57 am

"Biz hazırız. Ya siz?" diye sormuştu Avcı Kız. "Sence?" diye sorumu yönelttim. Gülerek bir karşılık verdi. İçinde yinede alayıma kızmış bir tavrı olduğunu gözlerinden anlamıştım. "Eee Sat? Yarım kalan hesabını bitirmeye gidecek miyiz?" dedim gülen gözler ve gülen yüzle. Biraz sinirli, biraz sevgi dolu bakışlar vardı Sat'te. İlk kez onu bu kadar sinirli görüyordum belki. Medusa ile ezeli rakiplerdi. Medusa'yı tek başına yenemezdi. İster istemez bizim ile gelmeli idi. "Los Angeles'a gidelim. Ordan Plakçılığa gidelim ve Medusa'nın inine gidelim. Orda bir plan yaparız ve Medusa'yı yok etmeye çalışırız." dedim. Akıllı bir fikirmiş gibi geldi herkese. Herkes ilerlemeye başladı. Pegasusları hemen çağırarak Los Angeles'ın yolunu tuttuk.

Geldiğimizde bir gökdelenin en üst tepesinde pegasusları bıraktık ve hızla binanın 1. katına ilerlemeye başladık. Asansör ile indikten sonra garip kıyafetlerimiz dikkat çekti. Hızla "Nakil Sırasında Ölüm Plakçılık'a" doğru yürüdük. Aşağı, Yeraltı'na inmek istiyorsak Hades Çocuğunun bizi indirmesi gerekiyordu. "Başla Hades evladı." dedim. Bir kafa sallayışından sonra ordaki görevli asansörü çağırdı ve aşağı inmeye başladık. Yeraltını son gelişimden sonra iyice öğrenmiştim. Medusa'nın İnini de biliyordum. Hızla oraya doğru gitmeye başladık. İnin ağzına gelmiştik. Derin bir nefes aldım. Burada yeteneklerim bloklanıyordu. Buranın sıcaklığı buzumu eritirdi. "Ne yazıkki yeteneklerimi çok az bir güç ile kullanabilirim." dedim. Herkes inin ağzına gelip plan düşünmeye başladı.

Mesaj Sayısı : 29 Kayıt tarihi : 11/12/10

Klübemde uzanırken birden kapı tıkladı.Bir kız sesi "Orada kimse var mı?" diyordu.Hemen yatağımdan kalkıp kapıdan dışarı çıktım ve "Ben buradayım! Ne oldu?" dedim.Kız arkasını döndü. Bana "Selam Hades oğlu, kampa hoşgeldin. Arthur değil mi?" dedi.Ardından evet diyormuşcasına kafamı salladım.Bana "Tebrikler, bizi Medusa'ya götürecek kişi sensin." dedi.Medusaya'mı?Bu tehlikeliydi.Fakat bugün canım çok sıkkındı ve macera yaşamak istiyordum.Ona tamam anlamında başımı sallayıp içeriden malzemelerimi aldım ve ilerlemeye başladık.Karşımızda Sat ile Alex vardı.Pacely onlara "Biz hazırız ya siz?" dedi.Alex gülümseyerek "Sence?" dedi.Pacely buna biraz kızmıştı fakat yinede gülümsüyordu.Alex Sat'a "Eee Sat? Yarım kalan hesabını bitirmeye gidecek miyiz?" dedi.Sat çok sinirliydi.Önüne çıkan herşeyi parçalayabilirdi.Alex fikrini sundu "Los Angeles'a gidelim. Ordan Plakçılığa gidelim ve Medusa'nın inine gidelim. Orda bir plan yaparız ve Medusa'yı yok etmeye çalışırız." dedi. Bu fikir çok akıllıcaydı.Ardından Pegasuslarımıza atlayıp Los Angeles'e uçtuk.Orada büyük bir gökdelenin tepesine indik.Ardından 1. kata indik.Etraftakiler giysilerimize şaşkınlıkla bakıyorlardı.Fakat biz hızla ''Nakil Sırasında Ölüm Plakçılık'' a ilerledik.Oradan içeri girdiğimizde Alex bana ''Başla Hades evladı." dedi.Öncedende yaptğım gibi görevliye kafamı hafifçe oynatarak asansörü açtırdım.Ardından aşağıya indik ve doğruca Medusa'nın İni'ne doğru ilerledik.Medusa'nın İni'nin girişine geldiğimizde Alex "Ne yazıkki yeteneklerimi çok az bir güç ile kullanabilirim." dedi.Bu bizim için kötü bir haberdi.Çünkü Alex'in çok iyi yetenekleri vardı.Ardından herkes durup düşünmeye başladı.Ben umutsuzca ''Benim aklıma birşey gelmiyor, ya sizin?'' dedim ve onlardan gelecek cevabı bekledim...

Konu: Geri: Yarım Kalmış Hesap - 1 Çarş. Ara. 22, 2010 9:39 am

"Hades oğlunun aklına bir fikir gelmesine gerek yok, babası yeter." dedim ve gülümsedim. Bir anlığına Alex'in bakışlarına maruz kalsam da sonuçta yeraltında tabi ki daimi ittifağıma güvenecektim. Medusa'nın İni'nde Medusa güneş gözlükleriyle mi geziyordu bilmiyordum ama yapmam gereken şey buydu, kapıyı tıklattım ve herkese gözünü kapamalarını söyledim. Medusa kapıyı açınca o cırtlak sesiyle konuşmaya başladı. "Ah siz, 4 melez. Buyurun içeri gelin. Gözlerinizi açabilirsiniz, tehlike yok. Gözlüklerimi taktım. Rahatsız olmayın, gelin içeri buyurun." Korkarak gözlerimi açtım ve Medusa'nın gerçekten gözlüklü olduğunu gördüm. Derin bir nefes aldım ve diğerlerini de sarstım. "Açabilirsiniz gözlerinizi. Medusa doğru söylüyor. Sanırım ilk kez." Medusa bana kızgınlıkla olduğunu tahmin ettiğim şekilde baktıktan sonra bizi ininde dolaştırmaya başladı. Bir süre konuştuktan sonra bize döndü. "Siz ne için gelmiştiniz? Yoksa dükkanımda heykel olmak mi isterdiniz?"

(RpOut: Düşündüm de burada 10 posttan fazla olabilir. Bence olur da. )

Konu: Geri: Yarım Kalmış Hesap - 1 Perş. Ara. 23, 2010 2:29 am

"Hayır. Heykel olmak değil. Beynini deşip yiyeceğim etin içinde olmasını istiyordum ben Medusa. Yoksa gelmezdim ben. Bir de Sat'in senle olan hesabını bitirmeye geldik." dedim ve hemen "Gözlerinizi kapayın." dedim ve cebime attığım güneş gözlüğümü giydim. Bakışlarını bu gözlüklerim engelleyecekti ve ben rahatca savaşabilecektim. Kılıcımı çektim ve hızla yere batırdım. Burası Yeraltı idi ve bu yeteneğim bana kolaylık sağlıyordu. "Benim itaatkarlarım seni öldürecek Medusa. Onlar cansız ve sadece bana itaat ederler. Haberin olsun bütün bunlardan." dedim. Herkes gözünü kapamıştı ve Medusa gözlüğünü çıkarmıştı. Elimde bu sıcaklığa en fazla 30 dakika dayanabilecek biz buz yaptıktan sonra "Bunun yansıması ile herşeyi görürsünüz. Medusa'nın hareketlerini veya başka birşeyleri. İsterseniz İnden uzaklaşın. Burası kızışacak." dedim. Diğerleri "Hayır" dediler ve Sat ile ben işe koyulduk. Boşuna Eğitmen değildi Sat. Şu an yaptığım bütün yeteneklerin bir kısmını o ve Serena'ya borçlu idim. Buzdan bir gözlük yapıp gözü kapalı Sat'in gözlerine taktım ve "Aç gözlerini." dedim. Buzdan bir gözlük de fena değildi. En azından bizlere çok yardım edecekti.

Konu: Geri: Yarım Kalmış Hesap - 1 Salı Ara. 28, 2010 9:15 am

Alex bana buzdan bir gözlük yapmıştı. Doğrusu bir Hephaistos çocuğunun bu kadar yetenekli olabileceğini sanmıyordum. Medusa gözlerini bize dikmişti, bundan emindim. Pace ile Arthur bize bakıyorlardı. Bu sırada ben de Arthur ile Pace'i korumak için kolyemi tutarak bağırdım. "Restle!" Arthur ile Pacely'nin gözleri kapalıydı ama ikisi de elinde bir şey tuttuklarının farkındaydılar. "Gözlerinize takın. Artemis sizi korur." İkisi de gözlüklerini taktıktan sonra kılıçlarımıza sarıldık ve dövüşmeye başladık.

Konu: Geri: Yarım Kalmış Hesap - 1 Çarş. Ara. 29, 2010 12:31 am

Gerçi iskelet askerlerim işi hallediyyor ve bana yapacak birşey kalmıyordu ancak biraz yardımda bulunsam fena olmazdı. Kılıcımı bir daha kullanmayacağımı düşünerek kılıfına koymuş ve bir kayanın üstüne oturarak onları izlemişti. Gözlükler bize birşey yapmıyordu ve fazlaz fazla yardım ediyordu gözlüklerim onlara. Ben birşey yapmasamda olurdu ama fazla yardım etsem gözüm çıkmazdı. Hızla kılıcımı çekerek yardım için Medusa'ya doğru koştum. Kılıcımı öne doğru getirerek döndüm ve Medusa'nın kafasınadki yılanlardan 3-4 tanesini kestim. Acı dolu bir inleyiş ile kaçtı. İnin çok derinlerine doğru kaçmıştı. Sat, intikamını almıştı. "İntikamını aldık gibi gözüküyor." dedim. Bana göre yetmezdi ama yettiği düşüncesi kafama gelmişti. "Yeterli." dedi ve inin girişine doğru yöneldik. Bazılarımı konuşuyor, bazılarımız sessiz sessiz yürüyordu.

Mesaj Sayısı : 29 Kayıt tarihi : 11/12/10

Pace ile beklerken Sat'ın kolyesini tuttuğunu gördüm.Birden elimizde gözlükler belirdi.Sat bize "Gözlerinize takın. Artemis sizi korur." dedi.Artemis'in bu durumda bizi koruyacağından emin olduğum için hızla Medusa'ya saldırdım.3'ümüz birden Medusa'ya saldırmıştık.Hiç beklemediğimiz bir anda Alex Medusa'ya bir hamle yaptı.Bu hamleyle Medusa'nın kafasındaki yılanlardan birkaçı koptu.Medusa acı dolu çığlıklarla kaçmaya başladı.Bir süre sonra gözden kayboldu.Alex Sat'a "İntikamını aldık gibi gözüküyor." dedi.Sat hala o sinirli ifadesinden kurtulamamıştı.Alex'e "Yeterli.'' dedi ve İn'in çıkışına doğru ilerlemeye başladık.İnden çıktığımızda Alex'e ''İyi işti Alex'' dedim ve gülümsedim.Oda bana gülümseyip ''Teşekkürler, bizi buraya sokan sensin'' dedi ve gülümsedi.Hep birlikte ''Ölüm Sırasında Nakil Plakçılık''tan çıktık ve yola koyulduk.

Konu: Geri: Yarım Kalmış Hesap - 1 Çarş. Ara. 29, 2010 10:30 am

Biz keyifli keyifli ilerlerken karşımıza birkaç tane adam çıktı. Benden çıkan tek bir ses vardı. "A-o." Alex hemen iskelet adamlarını çağırmaya koyuldu, Arthur zaten rahattı, sonuçta burası yeraltıydı yani babasının mekanıydı. Pacely ile ben de oklarımıza sarıldık. Ama adam bize acayip acayip bakıyordu. "Sizler, 4 melez. Şimdi bizimle beraber Tartarus'a geliyorsunuz. Sorun yok değil mi?" Alex öne çıktı. ''Siz, yeraltından gelip de nasıl Ölüm Plakçılık'a kadar çıkabildiniz?" Adam güldü. "Kharos'a birkaç drahmi vermek yeterli. Ve siz, geliyor musunuz?" Hep beraber çıkışa doğru koşmaya başladık. Herhalde yeryüzünde uzun süre kovalamaca oynayamazdık.

Konu: Geri: Yarım Kalmış Hesap - 1 Çarş. Ocak 05, 2011 12:39 am

Çıkışa doğru ilerlerken aniden karşımıza tanımadığımız biri çıktı. Giyimi güzel biri idi bu. Ne bayan, ne erkek kıyafetleri giymiş olduğu için kim olduğu belli değildi. Ama giyimi beni çok etkilemişti ve belki yüzlerce kez almak için yemin ettiğim kıyafetleri vardı. Kapşonlu bir montun üstüne bir zırh giymişti. Aynı benimki gibi. Kapşonunun altındaki suratı bir türlü gözükmüyordu ve yanımızdaki birkaç melez suratını görmek için Amerikan Güreşcileri'ni kıskandıracak hareketler yapıyorlardı. Ben ve Sat, ona dikkatlice bakıyorduk. Kılıçlarımızı her an çekecek bir konumda idik ama bunu belli etmiyorduk. Kapşonun altından biraz gülmüştü. Sesi ince biri gibi idi bu. Aniden elini kaldırdı. İşte o zaman kılıçlarımızı çektik hepimiz. O ise hala gülüyordu. Elini kaldırdığı anda kılıcımızı çekmiştik ama o elini kaldırınca kendimizi Tartarus da bulmuştuk. Az uzakta Kronos duruyordu. O bizi umursamadığı gibi boş boş duruyordu. Herkes merakla bana baktı "Ben yapmadım." dedim. Biz burda ne arıyorduk? Anlamak istiyordum artık. Akla, mantığa uymuyordu bu.

Rp Bitmiştir

» Yarım Kalmış Hesap - 2
» Yarım Kalmış Hesap - 3
» 2. Hesap
» Hesap sorma...