Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Atlas'a karşı ==> Hareket edemese bile zararlı bir titan-tanrı... | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Troy Woodville Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 53 Kayıt tarihi : 25/10/10
| Konu: Atlas'a karşı ==> Hareket edemese bile zararlı bir titan-tanrı... C.tesi Ara. 18, 2010 6:26 am | |
| O gün kamp her zamankinden daha durgundu. Belki de ben erken kalkmıştım, ondan olabilir. Gece boyunca saçma sapan rüyalar görmüştüm. Gerçi bu benim normal hâlimdi. Ama en sonuncusu bütün ayrıntılarıyla gerçekti ve saçma olmadığını biliyordum. Lucy bana melezlerin gördüğü rüyaların insanlarınkinden farklı olduğunu söylemişti. Bunu şimdi anlıyordum. Saate baktım, beşti. Ben gerçekten de erken kalkmıştım. Yataktan kalktım ve pencereye gittim, güneş daha tam doğamamıştı bile. Kulübeden çıktım ve sahile doğru yürümeye başladım. Melezler olmadan arena çok sessizdi. Burada bir iki kere kılıçla talim yapmıştım. Kılıcı daha iyi kullanıyordum. Küçüklüğümden beri kılıçlara hep ilgi duymuşumdur. Ormanın yanından geçiyordum ve rüzgar esmeye başlamıştı. Orman normalde hiç sessiz olmazdı. Her zaman doğa perilerini, ağaç nemflerini görebilirdiniz.
Sahilde boş bir banka –zaten hepsi boştu- oturdum. Denize bakıyordum. Arada sırada balıklar suyun üstüne çıkıyordu. Anlamadığım bir ses çıkarıyorlardı. Dalgalardan başka bir ses yoktu. Hiçbir ses duymama rağmen arkamda birisi olduğunu hissettim ki zihnimde bunu doğruluyordu.
Arkamı döndüm ve Lucy’yi ayakta durmuş bana sırıtır hâlde buldum. “Erken mi uyandın?” diye sordu.
“Evet,” diye cevap verdim. “Sen de mi erken uyandın?” Her zamanki hazırcevaplığıyla “Eğer uyusaydım bu değdin olabilirdi.” dedi ve gülümsedi. Gözlerinin altında mor halkalar vardı. “Biraz önce kalkerken seni gördüm. Geceden beri içimde bir huzursuzluk var.” "Biraz yürüyelim mi?” diye sordum. Kafasını ‘olur.’ anlamında salladı. | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Atlas'a karşı ==> Hareket edemese bile zararlı bir titan-tanrı... Salı Ara. 21, 2010 9:49 am | |
| Ah, Troy'a "Aslına bakarsan ben geceleri genelde ayakta geçiririm." dememeyi başarmış olduğuma seviniyordum. Bunun melez olmamla bir alakası yoktu, kendimi bildim bileli az uyurdum. Gece kulübede üniversiteden verilen bir çalışmayı hazırlarken, Troy'un kalktığını görmüştüm. Dayanamayıp onu takip etmeye başlamıştım, bunu neden yaptığımı bilmiyordum ama kardeşimin bir sıkıntısı olup olmadığını öğrenmek istiyordum. Her açıdan zor bir dönem geçiriyordu ve ona elimden geldiğince destek olmam gerekiyordu. Biraz yürümemizi teklif etmesi üzerine başımı sallayarak onu onayladım ve birlikte Long Island Koyu boyunca ilerlemeye başladık. Bir süre sonra dayanamayarak, "Peki... Erken uyanmanın sebebi bir kabus mu?" diye sordum. Troy'un suratından düşen bin parçaydı ve klasik sıkıntılarına yenilerinin eklenmiş olduğu her halinden belliydi. Bir süre hareketsiz durduktan sonra 'evet' anlamında başını salladı. Ona daha önce, gördüğümüz rüyaları dikkate almamız gerektiğinden bahsetmiştim ve büyük ihtimalle bu nedenle, kabusları canını sıkmıştı. Yavaşça omzuna vurdum ve "Hey, bu kadar da takmamalısın. Tüm kabuslar gerçek olacak değil ya! Son gördüğüm kabusu bir anlatsam, gidip bir yerlerden atlamak istersin. Atlas'la ilgiliydi. Bir de Medusa. Sen de vardın, garip de-" derken sözümü yarıda kestim çünkü kardeşimin kelimenin tam anlamıyla beti benzi atmış, suratından kan çekilmişti. Titrek bir sesle, "Be-ben de A-Atlas ile ilgili kabuslar gördüm." dedi. İşte bu, kesinlikle bu gece aldığım en güzel haber değildi. Ona ilerdeki şezlongları işaret ettim ve gidip karşılıklı iki tanesine oturduk. "Ne gördüğünü anlat." dedim, "Benim kabusumda sen çok kritik bir şey yapıyordun ve kendimizi bir maceranın içinde buluyorduk." | |
| | | Troy Woodville Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 53 Kayıt tarihi : 25/10/10
| Konu: Geri: Atlas'a karşı ==> Hareket edemese bile zararlı bir titan-tanrı... Çarş. Ara. 22, 2010 5:14 pm | |
| Şezlonglara oturduk ve gördüklerimi anlatmaya başladım. “Aslında ne bir kabusa benziyordu ne de bir rüyaya, çok gerçekçiydi. Atlas’ı Medusa’yı gördüm. Atlas, Medusa’ya gözlerini iri iri açmış bakıyordu. Tabii o sırada göğü tutmakla meşguldü. Medusa da gözlerini açmıştı. Hem bulanık hem de parlak mavi gözleri vardı. Sonra bir şey oldu ve Atlas, avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı. Medusa, yerinden bile kıpırdamadı. Sonradan fark ettim ki… Orada sadece Medusa’nın kafası vardı. Artık ikisi de yerlerinde donmuşlardı.”
Rüya karışımlı kabusu anlattıktan sonra Lucy epey bir düşündü ve sonra bana “Bunun üstünde pek fazla durma.” dedi. Ne, nasıl yani, demin ne diyordu şimdi ne diyor?
“Saçmalama, bana önemli bir rüya gibi geldi. Yani belki de Atlas’ı halletmemiz için bu bir mesajdı.” Lucy düşünceli bir şekilde bana bakıyordu. O da, ben de ne diyeceğimizi bilmiyor gibi birbirimize baktık ve ilk konuşan Lucy oldu,
“Bu çok tehlikeli bir şey olabilir, sonuçta burada Atlas’tan bahsediyoruz.”
“Nasıl yani, böyle bir görevi yapmamamız gerektiğini mi söylüyorsun?”
“Hem evet hem de hayır. Belki de sen yanıldın, belki de … Yani her zaman rüyalar doğru olmayabilir.”
“Saçmalama Lucy, aynı rüyayı sen de görmüşsün, bence bu bir işaret.” Böyle bir göreve her melez gitmek isterdi, hele Lucy böyle bir fırsat için sürekli fırsat kollardı.
“Aslında benim gördüğümde donma olayı yoktu. Daha farklıydı. Sen vardın, Atlas ve Medusa da vardı. Tam Atlas’ın karşısında duruyordun…”
“Tamam işte, demek ki Atlas yine bir şeyin peşinde, kaç kere oradan tüymek istemişti, hatırlasana.”
“İyi de onu sadece biz durduramayız.”
“Bence durdurabiliriz, rüyada her şey apaçık ortada. Medusa bir gorgon, öyle değil mi. Yani baktığı herhangi bir şeyi taşı dönüştürebilir. Yani Atlas’ı da sonsuza dek taşa çeviremese bile birkaç yüzyıl oyalayabilir.” Lucy biraz heyecanlandı ve aklına birden bir şey gelmiş gibi ayağa kalktı.
“Sonra görüşürüz!” dedi ve koşarak kıyıdan ayrıldı. Neden böyle gittiğini anlamamıştım. Neydi bu şimdi? | |
| | | Tiffany Trully Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1885 Kayıt tarihi : 11/10/10
| Konu: Geri: Atlas'a karşı ==> Hareket edemese bile zararlı bir titan-tanrı... Perş. Ara. 23, 2010 5:21 am | |
| Bu gece çok berbat bir rüya görmüştüm. Daha önceleri melez olduğumdan bir sürü berbat rüya görmüştüm ama bu bambaşkaydı. Korkmaya başlamıştım. Bu kabus beni çok etkiledi. Biraz hava almaya ve düşünmeye çok ihtiyacım vardı çünkü melezlerin rüyaları çok değişikti. Hiç istemesem de kabusumu en ince ayrıntısına kadar düşünmem gerekiyordu. Kardeşlerim hala uyuyorlardı. Onları uyandırmadan parmak uçlarımda kulübemden çıktım. Long Island kıyısına doğru yöneldim. Nedense deniz kenarında daha rahat düşünüyordum. Hızlı hızlı nefes aldığımı fark ettim. Nefesimi normale dönmesini bekledikten sonra tekrar yürümeye başladım. Kısa bir süre sonra Long Island kıyısına varmıştım. Etrafı kontrol etmemiştim çünkü bu saatte kimse burada olmazdı. Şimdi herkes kulübesinde mışıl mışıl uyuyordur. Kabusumu tekrar düşünmeye başladım. Acaba bu rüya ne demek istiyordu? Kafamın içinde bir sürü düşünceler ve soru işaretleri dolanıyordu. Şimdi ne yapacağımı hiç bilmiyordum. Hafiften ürperdiğimi hissettim. Ne oluyordu ya?
Uzun bir süre daha düşündükten sonra tenime soğuk bir rüzgar temas etti. Şaşkınlıkla arkamı dönüp baktığımda Lucy’nin hızlıca koştuğunu gördüm. Tozu dumana katıyordu. Onun burada ne işi vardı ve nereye gidiyordu. Şaşkınlıkla etrafıma baktığımda Troy’u gördüm. Lucy’nin arkasından bakıyordu. Merakla yanına gittim ve "Selam! Lucy bu hızla nereye gidiyor?" diye sordum. Troy bana baktı ve "Bilmiyorum. Ben bir rüya gördüm, Lucy’e anlattım. Bu konu hakkında biraz konuştuk ve Lucy gitti.” Dedi. Rüya mı? Benimle aynı rüyayı görmüş olabilirler miydi? Bunu bir yandan istiyordum ama bir yandan da istemiyordum. Çünkü yalnız kalmayacaktım ama bu, büyük bir sorun var demekti. İç çektikten sonra "Ben de kabus gördüm. Anladığım kadarıyla Atlas’la ilgili." dedim. Troy’un gözleri birden açıldı ve "Ne?" dedi. Ona gördüğüm rüyayı anlattım. Tam bu sırada anons yapılmaya başlandı. "Bütün kulübelerin liderleri, çabuk melez konseyine gelin!" Troy’la birbirimize baka kaldık. Kısa bir süre sonra Lucy aynı hızla geri döndü ve duramadığı için bana çarptı. "Ahh!" diye bağırdım. | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Atlas'a karşı ==> Hareket edemese bile zararlı bir titan-tanrı... Perş. Ara. 30, 2010 11:50 am | |
| Kendisine çarptığım için Tiff'e aceleyle "Afedersin!" dedikten sonra Troy'a dönerek, "Pardon, seni burada unutmuşum." dedim ve mahçubiyetle gülümsedim. Madem zeki kardeşim gördüğümüz rüyaları dikkate almamız gerektiğini düşünüyordu, o halde biz de öyle yapacaktık. Gecenin köründe yaptığım duyurunun kampta ne kadar ses getireceğini bilmiyordum ama şafak sökmeden önce yola çıksak iyi olacaktı, bunun için de bir an önce lider liderlerle kritik değerlendirmemizi yapmamız lazımdı. Tiffany ve Troy şaşkın şaşkın birbirlerine bakmaktaydılar. Bir süre sonra buna daha fazla tahammül edemeyeceğimi hissederek, "Sakın bana onun da rüyasında benzer şeyler gördüğünü söylemeyin." dedim. Sağ elimin işaret parmağını tehditkar bir şekilde onlara doğrultmuştum ve yoluk saçlarım ile muhteşem kıyafetlerimi de eklediğimizde, tablo dudak uçuklatacak kadar korkunç bir hal alıyordu ama iki melez de hiç istiflerini bozmadan 'ne yazık ki' anlamında başlarını salladılar. Sinirle bir nefes aldıktan sonra gözlerimi devirdim ve onlara arkamı dönüp, Büyük Ev'e doğru ilerlemeye başladım. "Ne bekliyorsunuz? Gelsenize!" diye seslenmeyi de ihmal etmemiştim. Toplantı masasının bulunduğu odaya vardığımızda, orayı boş bulmamak için dua etmeye başladım çünkü ne kadar umursamaz görünmeye çalışsam da Atlas ile tekrar yüzleşme fikri heyecanlanmama neden oluyordu. Artık sadece eğlence olsun diye Medusa ile karşılaşabilirdim, pek bir değeri yoktu ölümlü gorgonun ama Atlas... O benim hem en büyük kabusum hem de egolarımı tatmin etme yolumdu, onu alt etmek için hayatta yapamayacağım şey olduğunu zannetmiyordum ve şimdi karşıma kendimi kanıtlamam için yeni bir fırsat daha çıkmıştı. Suratıma yerleşen sinsi gülümsemenin fazla dikkat çekmemesini umarak, peşimde sürükleyeceğim kişileri düşünmeye başladım. Kardeşim Troy fikri ortaya atan kişi olarak mutlaka gelirdi, daha melez olduğunu öğreneli, kılıç kullanmaya başlayalı ne kadar olmuştu ki onun? Bırakın bir Titan'ı etkisiz hale getirmeyi, Medusa'nın gözlerinden kendini korumayı başarabilir miydi? Saf kalpli Tiffany'nin gönlü, bizi tek başımıza bu zorlu göreve göndermeye razı olmazdı, mutlaka kardeşimle bana eşlik ederdi. Güzel olduğu kadar da tehlikeli bir Apollon kızıydı ama kamptaki geçmişi çok eskilere dayanmıyordu. İkisinden birine, benim bu fevri kararım yüzünden bir şeyler olursa bir daha asla kendimle barışamayacağımdan emindim ama Atlas... O lanet olasıca Titan'a karşı gerçekleştirilecek her türlü eylem için, her türlü riski göze alabilecek kadar körleştirmişti beni!
*Rp'nin Long Island bölümü bitmiştir, devamı melez konseyinde.
| |
| | | | Atlas'a karşı ==> Hareket edemese bile zararlı bir titan-tanrı... | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|