Üç Melezin Tazı Avı (2)

Konu: Üç Melezin Tazı Avı (2) Cuma Ara. 03, 2010 8:36 am

Sonunda hazırdık. Sere ve Jess de benim gibi tam donalımlı gelmişlerdi. Silahlar, ambrosialar ve özel güçlü aletler yanımızdaydı. Planımız zaten basitti. Bir sonraki günün gecesine kadar hazırlıklar tamamlanmıştı. Gece gizlice Thalia'nın ağacının yanında buluştuk. Sere geç kalmıştı. Geldiğinde ise Bayan O'Leary'e veda ettiğini söylemişti. Anlaşılan onu çok sevmişti.
Artık hazırdık. Planın -planladığımız yerin- son kısmıydı. Sere yanındaki bir taşa, fırçasıyla, özenle bir resim çizdi. Yer altı olduğundan emindim ya, neresin olduğunu sormaya gerek duymamıştım.
''Gidiyor muyuz?'' Jess son kez sorarcasına bize baktı.
''Tabii ki.'' dedi Sere daha ben ağızımı açamadan ve elimizden tutup sürüklercesine kayanın yanına götürdü. En son atladığımızı hatırlıyorum.

Konu: Geri: Üç Melezin Tazı Avı (2) Cuma Ara. 03, 2010 8:51 am

Bayan O’Leary’e son kez veda etmek istemiştim. O kadar güzeldi ki kendine hayran bırakıyordu. Özlemle baktım ona ve hemen kızlarla buluşmaya gittim. Kızlar anlamıştı zaten. Fazla zaman kaybetmeden yanımdaki kayaya özenle gideceğimiz yerin resmini çizdim. Kızlar konuşurken ellerinden tutarak kayaya doğru sürükledim. Ellerimi sıkı tutmaları gerekiyordu. Zaten onlarda bunu unutmamıştı. Geldiğimiz yer Hades’in Sarayı’ydı. Korkuyla baktım büyük şatoya. Nereden başlayacağımızı bilmiyordum.

‘‘Jess, yeraltındaki cehennem tazılarının hepsi vahşi değil mi?’’ Sorarken şapşallığıma yanıyordum. Bunu nasıl düşünememiştik. ‘‘Kesinlikle haklısın Sere. Düşünemedik. Şimdi ne yapacağız biz?’’ Maya ise durmadan düşünüyordu. Ben ise vazgeçmeye yanaştım. Zor olsa bile. ‘‘Vazgeçsek mi acaba?’’ Bu cümleyi der demez Maya’nın üzüntülü bakışları beni etkisi altına aldı. ‘‘Tamam, sözümü geri alıyorum düşünün.’’ Acaba annem burada olsaydı böyle bir durumda ne yapardı? Cehennem tazıları kimlerin emrindeydi acaba? Tabi ki Hades ve Persephone… [color=seagreen]‘‘Jess ve Maya! Acaba Tanrı Hades ve Tanrıça Persephone ile konuşsak bize kıyak geçerler mi?’’[/seagreen] dedim birden. Saçmalamış mıydım? Bana garip garip bakıyorlardı. ‘‘Sere, senide beni de öldürür Hades bunu biliyorsun değil mi?’’ Jess doğru söylemiştim. Yüzümü buruşturdum ve düşünmeye başladım yeniden.

Thanatos'un Çocuğu Mesaj Sayısı : 4293 Kayıt tarihi : 18/09/10

‘‘Sere, seni de beni de öldürür Hades bunu biliyorsun değil mi?’’ dedikten sonra sıkkın bir şekilde etrafıma bakındım. Ceza Tarlalarında atılan çığlıklar, buraya kadar ulaşıyordu. "Persephone'nin kızı olabilirim ama burası beni hala ürkütüyor." diğerlerinin de burayı pek sevmediklerini biliyordum ama ilerlemekten başka çaremiz yoktu. ‘‘Jess, Maya! Aklıma bir fikir geldi!" birden arkama döndüm. Sere'ye gülümserken yanımda duran Maya'ya "Gelmese şaşardım" dedim. Sere bunu duymuş olmalıydı ama duyduğuna dair bir tepki vermedi. "Bakın ben, şekil değiştirip Persephone'nin kılığına gireceğim. Böylece.." ben bir anda sözünü kestim. Annemin kılığına girecek olmasına inanamıyordum. ‘‘Sere! Sen.. Sen benim annemin kılığına nasıl girersin? Hem.." şaşkın olduğumdan dolayı bir şey söyleyemiyordum. Maya ortada durmuş, ikimize bakıyordu. Az sonra onun da konuşmaya başlayacağına şüphe yoktu. "Jess, annemin bana verdiği.." tekrar sözünü kestim. "Hadi annemin kılığına girdin, bunu yapabildin diyelim.." sonra sustum, hem tazı alıp, hem de eğlenmemizi sağlayacak -her ne kadar canımızı tehlikeye atacak olsak da- bir şey aklıma gelmişti. "Sere, sen çok zekisin!" dedikten sonra ona sarıldım, şaşıran arkadaşlarıma bakarken gülmemek için kendimi zor tutuyordum. "Madem annemin kılığına giriyorsun, hem tazı alıp, hem de Hades'e minik, zararsız bir oyun düzenleyebiliriz" ne düşündüklerini anlamak için ikisinin de yüzüne baktım.

Konu: Geri: Üç Melezin Tazı Avı (2) C.tesi Ara. 04, 2010 2:04 am

Jess için Hades'i sinir etmek eğlenceliydi tabii. Ama dayımı nasıl sinir edebilirdim ki? Yani, onu o kadar sevdiğimden değil ama onu iki kez görmüştüm ve o kadar da kötü zamanlara denk gelmeme rağmen beni buharlaştırmamıştı. Yani ona borçlu sayılabilirdim. ''Ah, emin değilim kızlar ya..'' Ama onları tanıyordum, iki kız da beni takmayarak gülüştü. Sere üzerinde baykuş olan kolyesini çıkardı. Jess heyecanla gözlerini Sere'ye dikmişti. Sere kolyesini tuttu ve kör edici bir ışık ortaya çıktı. Gözlerimi kapattım.

Athena'nın Çocuğu Mesaj Sayısı : 4815 Kayıt tarihi : 07/09/10

Kör edici ışığın sonunda kendime baktım. Etrafımda döndüm. Saçımın yarısı topuz şeklindeydi yarısı da omuzlarıma dökülüyordu. Boğazımda narin bir kolye vardı. Biraz boyum uzamıştı. Üzerimdeki güzel elbise biraz eskiydi ama yinede beğenmiştim. Kızlara baktım gözlerimi kırpıştırarak. Maya gülümsüyordu Jess’in ise gözleri dolmuştu. ‘‘Şimdi ne yapıyoruz?’’ dedim ses bana değil Tanrıça Persephone’a aitti. Mükemmel bir aksanı vardı. Hayran kalmıştım. Onu hiç görmemiştim daha önce. ‘‘Tanrım aksanıma da bakın. Mükemmel! Ve çok güzelim. İnanamıyorum.’’ Heyecandan zıplıyordum. Bir Tanrıça mı olmuştum yani? Jess’in hala gözleri dolu doluydu. Bir şey diyememiştim. ‘‘Neyse saçmalıyorum. Şimdi ne yapıyoruz melezler?’’ dedim gülümseyerek.

Thanatos'un Çocuğu Mesaj Sayısı : 4293 Kayıt tarihi : 18/09/10

‘‘Neyse saçmalıyorum. Şimdi ne yapıyoruz melezler?’’ dedi gülümseyerek. Biraz gözlerim dolmuştu çünkü anneme o kadar benziyordu ki bende ona sarılma isteği yaratıyordu. En sonunda alaycı gülümsememi geri kazandım ve önünde eğilerek ‘‘Merhaba anneciğim, acaba bize saraya kadar eşlik etme şerefini gösterir misiniz?" bu sözümden sonra o da gülümsedi ama Maya hala rahatsız görünüyordu. "Of be Maya, hadi çok eğleneceğiz" dedim, göz kırparak. Maya, hala biraz rahatsız görünse de bizimle gelmeyi kabul etti. "Bence önce tazıları almalıyız" ikisi de şaşkın bir şekilde bana baktı. "Ne var? En azından Hades bizi kovalayacak olursa daha hızlı kaçmış oluruz" sonra biraz düşündüm. "Vazgeçtim, önce saraya gidelim. Tazılar ondan kaçacağımız zaman, Sere'yi ya da seni ya da beni değil, üvey babamı dinleyecektir. En iyisi önce şaka sonra tazı" ama hala şüphelerim vardı. Hades'in salonuna girerken, inandırıcı olmak için annem kılığına girmiş Sere'ye yaklaştım. "Hazır olun, başlıyoruz."

Konu: Geri: Üç Melezin Tazı Avı (2) Paz Ara. 05, 2010 1:10 am

Jess'in fısıltısıyla soğuk terler dökmeye başlamıştım bile. Şu şaka işleri hiç bana göre değildi. Önümüzde Sere, arkasında Jess ve ben sarayın kapısına doğru yürüdük. Bir ölü kapının yanında nöbet tutuyordu. Sere başlıyoruz dercesine gülümsedi ve ölüye yaklaştı.
''Kapıyı aç ölü!'' dedi buyurgan bir sesle. Ölü ilk önce gözlerini pörtleyene kadar açtı. Umarım Persephone içeride değildir dedim içimden. Neyse ki ölü başını eğdi ve kapıyı açacak zincire asıldı. Kapı gıcırdayarak açılırken biz de hızlıca içeri girdik.

Konu: Geri: Üç Melezin Tazı Avı (2) Paz Ara. 05, 2010 1:16 am

Hemen kapıdan içeri girdik. Persephone gibi davranmaya özen gösteriyordum. Hades’in de içeride olduğunu tahmin ediyordum. Bana kalsa Hades’le karşılaşmayı hiç istemezdim ama buna mecburdum galiba. İçerisi gerçektende eski püsküydü. Fakat hoş bir tarzı vardı. Persephone’un burada yaşadığına inanamıyordum. İnsan burada sıkılırdı. Hades’in tahtında oturduğunu gördü. Beni görünce ayağa kalkıp yanıma geldi. Elimi öpünce küçük dilimi yutacaktım. Tanrı Hades elimi öpüyordu. Birden Persephone olduğum aklıma geldi. ‘‘Saçmalama Sere, sen Persephone’sun. Bir melezsin.’’ dedim kendi kendime.

‘‘Kraliçem hoş geldin. Biraz gezmeye çıktığını sandım. Neyse iyi ki geldin.’’ dedi. Sonra gözü boynuma takıldı. Şaşkınlıkla konuşmaya devam etti. ‘‘Bu kolye de neyin nesi Persephone?’’ Ne diyecektim ben şimdi? Birden aklıma iyi bir fikir geldi. ‘‘Ah Demeter kızı Maya ve Jess getirmiş. Umarım buraya gelmelerinin bir sakıncası yoktur Hades.’’ Gülümseyerek cevap verdim.

Konu: Geri: Üç Melezin Tazı Avı (2) Paz Ara. 05, 2010 5:08 am

‘‘Ne? Kızın ve kardeşin sana, Athena'nın sembolü olan baykuşlu bir kolye mi hediye ediyor?!" bize sinirlendiğini belli eder bir şekilde kırmızılaşan gözleriyle baktı. ‘‘Üzgünüm ama kamp marketinde bunu buldum. Ne bekliyordun? Senin miğferinin olduğu bir kolye mi?" iki kız da bana yeter dercesine bakışlar gönderiyordu ama sinirlenmiştim. Hades bir an şaşırmış gibi görünsede sonra toparlandı. Konuşmaya devam edeceği sırada ben konuşmama devam ettim. ‘‘Ben annemi, Maya ise neredeyse hiç görmediği kardeşini görmeye geldi. Ona bir hediye verdik ve sen bunu çok büyütüyorsun" Maya ve Sere bana korku dolu gözlerle bakmaya başlamışlardı. "Jessica, istersen.." elimi kaldırdım ‘‘Bir saniye anne. Şimdi, onu isteği olmadan yeraltına getiriyorsun ve evleniyorsun. Hadi buna alıştı diyelim. Ne tür hediye aldığına nasıl karışıyorsun?! Kocası olman sana bu hakkı vermez!" birden geri çekildiğimi hissettim. "Jessica! Benimle gel! Maya sen de." İtiraz etmeye çalıştım ama Maya da Sere'ye yardım edince, susup onlarla dışarı çıktım.

Konu: Geri: Üç Melezin Tazı Avı (2) Paz Ara. 05, 2010 5:28 am

Sere'yle ben Jessica'yı tuttuğumuz gibi sürükleyerek dışarı çıkardık. Sere, yani Persephone Jess'in tek kelime etmesine izin vemeden konuşmaya başladı.
''Jess, biraz söndür şu öfkeni, senin yüzünden ağzımdan bir şey kaçarsa ölürüz, yani gerçek anlamda!'' Persephone görünüşündeki birinin ağzında bu sözleri duyunca nedense gülesim gelmişti. Elimde olmadan kıkırdadım.
''Şşştt!'' dedi Sere. Planın iyi ilerlemesini en çok o istiyor gibiydi. Artık geri dönmemizi istercesine bizi çekiştirdi. Yine şatoya dönmüştük. Hades bizi sabırsızca bekliyordu. Geldiğimizde Sere'ye yanındakş tahtı işaret etti. Ama her zamanki gibi konu Persephone olunca yüzündeki çizgiler yok olmuştu. Sere eli mahkum yanına gidip tahta oturdu.
''Şimdi, melezler, hediyeyi verdiğinize göre gidebilirsiniz.''
Eyvah! Şimdi ne yapacaktık!

Konu: Geri: Üç Melezin Tazı Avı (2) Paz Ara. 05, 2010 7:30 am

Ne gitmek mi? Hades’le yalnız mı kalacaktım? Asla! Hemen düşünüp bir şeyler uydurmaya çalıştım. ‘‘Aaa hayatım. Bu sevimli melezler bana armağan getirmiş. Nasıl bırakabiliriz ki onları? Bence bizde onlara küçük bir armağan verelim.’’ Hades bana saçmalamışım gibi baktı. Ama bu görgü kurallarına aykırıydı. ‘‘Hades, ben bir tanrıçayım ve görgü kurallarına önem veririm. O yüzden lütfen küçük bir armağan verelim.’’ Hades bu sefer düşündü ve başı ile onay verdi. Ardından ekledi. ‘‘Hediyeyi seç bakalım o zaman kraliçem.’’

Hediye? Ah tabi ki hediye hazırdı. Bu hediyenin ne olacağını gayet iyi biliyordum. ‘‘Hades bu iki sevimli melez için sıra dışı bir hediye istiyorum. Diyorum ki ikisine cehennem tazısı verelim. Özel ve onları koruyacak iki güzel cehennem tazısı… Ne dersin?’’ Sözlerimin sonunda şirince gözlerimi kırpıştırmıştım. Fakat Hades hemen karşı çıktı. ‘‘Cehennem tazısı mı? Persephone ne saçmalıyorsun sen? Onlar çok özel hayvanlar!’’ Birden yüzümü buruşturdum ve tahtımdan kalktım. [cıkır=seagreen]‘‘Hades, iki melez bizi ziyarete geliyor ve eşine mükemmel bir hediye veriyor. Ve sen onları eli boş yolluyorsun öyle mi? Buraya gelirken nelerle uğraşmışlardır kim bilir. Hem belki bu cehennem tazıları senin çocuklarını da korur. Yani tahminimce bu iki melez senin çocuklarınla dosttur. Değil mi kızlar?’’[/color] Sözümü bitirir bitirmez Jess ve Maya kafalarını salladı. Hades derince düşündükten sonra konuştu. ‘‘Peki, o zaman. Size iki tane cehennem tazısı vereceğim melezler. Fakat onları ben seçeceğim. Sizin için… Ben biraz sonra gelirim Persephone.’’ Hades odadan çıkınca derin bir nefes alıp kendimi tahta bıraktım.

Konu: Geri: Üç Melezin Tazı Avı (2) Paz Ara. 05, 2010 10:03 am

Derin bir nefes aldım ve yere oturdum. Etraf o kadar sessizdi ki kalp atışlarımı duyabiliyordum. ‘‘Geldim, evet alın tazılarınızı ve gidin buradan. Persephone'm ile biraz vakit geçirmek istiyorum." eğer zor durumda olmasa gülme krizine girebilirdim ama bunun yerine sadece nefesimi tutup onlara bakabildim. Sonra da kapıdaki tazılara. Belki bu hayatımın son eğlencesi olur ama yapmaya değer.. Arka kısmında pati izi bulunan, kahverengi tazıya koştum ve üzerine bindim. Eğildim, Hadi bakalım, güzel tazı.. Seninle oyun oynayacağız" ardından planımı anlattım. Hades hariç herkes bana bakıyordu
Birden cehennem tazısı koşmaya başladı. Bunu fark etmeyen Hades, üzerine atlayan tazıyı görünce hiçbir şey yapamadı. Tazı onu yere sererken o anın şokuyla hiçbir şey diyemedi. "Ah üzgünüm üvey babacığım. Tazımı kontrol ederken zorluk çekiyorum da" o sırada Sere'ye baktım. Çıkın başkışlarımdan ne demek istediğimi anlamış olmalıydı ki kapıya doğru koşmaya başladı. Maya da kendi tazısına binmeye çalışıyordu Hades'in üstünden çekildikten sonra tazımı kapıya yönlendirdim. ‘‘Hadi Maya!" kapının önünde duran artık Persephone kılığında olmayan Sere'yi de tazımın üstüne bindirdikten sonra oradan uzaklaşmak için cehennem tazısını çıkışa yönlendirdim.

Konu: Geri: Üç Melezin Tazı Avı (2) Salı Ara. 07, 2010 8:56 pm

Hades bir an şok olmuş bir şekilde baktı. Sere'nin Persephone olduğunu anlayınca bir bağırış duyuldu. Arkama bakmıyor, şu anda bindiğim garip bir şekilde bembeyaz olan tazıyı hızlandırmaya çalışıyordum. Pespembe dili dışarda tam bir finoya benziyordu. Birden kale sarsılmaya başladı. Ne olmuştu? Hades'in kızgınlığından mıydı yoksa Persephone mu gelmişti? Tabii bunu öğrenemeyecektik. Şu anda can halviyle kaçmakla meşgulduk zaten. Şu anda itibaren Hades benden nefret etmezse hiç şaşmazdım. Zıplaya zıplaya, çok da konforlu olmayan bir şekilde gidiyordum. Jess ve Sere benim bayağı önüme geçmişlerdi. Ah, geride kalamaktan nefret ederdim! Cehennem tazısını hızlandırmaya çalışsam da bu nasıl yapılır bilemiyordum. Zaten yapamazdım da, masum bir hayvanı hafifçe ittirmek bile bana zor gelirdi.
Bindiğim tazı yavaşlamaya başladı ve sonunda durdu. Çok yorulmuş olmalıydı. Ondan indim ve soluklanmasına izin verdim. Ama Jess hala bizden uzaklaşıyordu.
''Jess! Jessica!''
Ama beni duymamıştı. Fazla uzaktaydı. En son istediğim şey yeraltı dünyasında tutsak kalmaktı. Tekrar seslenmeyi denedim ama artık hiç bir şansım olmadığını biliyordum. Arkamdan bir çıtırtı duydum.
''Tanrı Hades adına teslim ol, seni ve arkadaşlarını kaleye istiyor.''
Ölü askerler! Şimdi yanmıştım.

Thanatos'un Çocuğu Mesaj Sayısı : 4293 Kayıt tarihi : 18/09/10

(Maya, Sere benim tazıma binmişti^^)

» Üç Melezin Tazı Avı (1)
» 3 Melezin Kehaneti.
» Kayıp melezin dönüşü
» İki melezin macera dolu günü...