Tom'un kulübeye gelmesiyle beraber ona gösterdiğim yatağına geçti ve dolaba eşyalarını yerleştirmeye başladı. O işini yaparken bende hem onu izliyordum, hem de ona buraya gelmeden önceki hayatıyla ilgili sorular soruyordum. Onu böylece daha iyi tanımış oluyordum. Bu hafta henüz daha Rose gelmemişti ve onun kardeşimizden haberi yoktu. Ama gelince onunda sevineceğini düşünüyordum. Biz ayrılmaz ikili gibiydik ve yanımıza bir de erkek kardeşimiz gelince süper olmuştu. Tom dolabını yerleştirmeye devam ederken odayı dolaşmaya ve dağınıklık gördüğüm yerleri toparlamaya başladım. Sonunda oda biraz daha toplu gözükünce küçük çeşmeye yöneldim. Çeşmeyi gelince birden içimden onu suyla tanıştırmak geldi. Sanırım birazda cadılığım tutmuştu. Tom'un "Lia." diye seslenmesiyle ona döndüm ve gülümsedim. "Efendim?" diyerek ne diyeceğini merak ettim. Tabi yeni gelen kardeşim daha benim çılgınlıklarımı bilmediği için hiç bir şeyin farkında değildi. Tom'a gülümsedim ve tam konuşacağı sırada gücümü kullanarak üzerine su tuttum. Tabi Tom ilk başta ne olduğunu şaşırdı. Ardından daha güçlerini kullanmayı tam olarak öğrenemediği için suyu kullanmak yerine beni kulübede koşuşturmaya başladı. Hem gülüp, hem koşuyordum. Çok eğlenceliydi ve Tom'u şimdiden çok sevmiştim. Bu kadar iyi anlaşabileceğimi hiç düşünmemiştim yeni kardeşimle. Ardından kaçmayı bırakarak "Tamam kardeşim dur." dedim ve gülmeye devam ettim. Tom zafer kazanmış bir ifadeyle gülümseyerek yanıma geldi ve konuşmaya başladı..