Bu olay Tom Stone adlı bir lise öğrencisinin başından geçiyor. Benimle alakasız. Ve klavyem tam çalışmıyor. Bazen yaptı diye yazıyor bazen yaptım diye yazıyorum bu nedenle. Bunu görmezden gelin lütfen.
Sabah saat alarmı çalar çalmaz "Lanet olsun!" diyerek saat alarmına vurarak susturdu. Okulda başarılı olsada her sabah okula gidip öğlen gelmek ona zor geliyordu. Nedense hafta içi hep kalkarken uykusu olsada hafta sonları uykusu olmazdı. Bunun nedenini merak ederdi ama yinede devamsızlığı olmadan okuluna gidip gelirdi. Hergünü sıradan ve sıkıcı geçerdi. Bazı günler ders boş olur ve gırgır şamata ile geçerdi ancak bir öğretmen gelip yinede sınıfın eğlencesini tam anlamı ile yerle bir ederdi. Uzun süren derslerde sadece bir öğrenciye sabit bakardı. Nasıl böyle oturduğunu merak ederdik ama, soramazdık.
"O" gün bizim için gereğinden fazla sıradan bir gündü. Öğretmenlerin hepsi geçmiş konuları anlatıyor ve müdür ikide bir sınıfa girip bana, Tom Stone'a bakıyordu. "Sanırım müdür sonunda saate baka baka kafayı yedi dostum Edward."diye fısıldamıştı. Yanındaki arkadaşı haddinden fazla konuşan birisi idi ve konuşmaya başladı: "Gözümden kaçmadı hep sana bakıyor dostum Tommy." ona hep "Tommy" olarak hitap etmesi bazen onu sinirlendirir, ama neşesini bozamayacağı bir günde daima güldürürdü. Söyledikleri doğru idi. Ona bakıyordu ama neden? "Lanet olsun proje ödevini yarın götürmem lazım bana kesinlikle bunu hatırlatıyor!" diye fazla yüksek sesle konuştu. Derse giren öğretmen gözlerini kısarak ona baktı ve daha sonra Edward'ın kırık koluna baktı. Edward'ın kolu kırıktı ve bu ona nedense güven veriyordu. Edward tekrar konuşmaya başladı. Gözleri ve kafası ona dönük değildi ama kafasını ona yaklaştırdı. Bunun bir nedeni tahtayı görememesi idi. Daha sonra tekrar konuşmaya başladı Edward:
-Unuttun mu? Birlikte bir önceki gün yapmıştık. Normal değil bu dostum. Hiç kimseye bakmayıp hep sana bakıyor. Halbuki sen kendi halinde takılan bir çocuksun. Birlikte müdürün odasına gidip bunu sormalıyız dostum. diyerek cümlesini bitirmişti. Tom, bugün çok fazla konuşan Edward'a sol kaşını kaldırıp baktı. Daha sonra derse devam etti. Bunu kesinlikle zilde sorması lazımdı. Ama öncelikle kantinden bir-iki cips ve çikolata almalıydı. Bunlar açlığını bastıracak şeylerdi. Zilde hemen alıp Tom'a verdi ve Tom ile birlikte müdürün odasının kapısının önünde durdu. Kapıyı üç kez tıklatarak içeri girdi ve öğretmeninin yarı yaratık formunu şaşkınlık ile izledi. Yutkunduktan sonra kapıyı hızla açıp dışarı çıktım ve kaçmaya başladım. Birden Tom ne olduğunu sorunca hemen konuşmaya başladım:
-Dostum! Orada bir canavar olmuş. Ne yapacağız? Altıma yapmak üzereyim ve sanırım yaptım. Hızla buradan uzaklaşmalı ve polisi felan aramalıyız! Hadi acele et çıkalım şu okuldan!
Konuşmamı bitirir bitirmez altıma yapmış mıyım diye kontrol ettim. Ve cevabım kesinlikle evetti. Güvenliği hızla aşıp dışarı çıktık. Edward'ın sanki kolu kırık değilmiş gibi beni kaldırıp sırtına aldı ve oldukça hızlı koşmaya başladı. "Nereye gidiyoruz Ed ve sana bu depar ve güç nerden geldi?" diyerek sözlerimi bitirdim. "Evine gidiyoruz birkaç eşyanı alacağız." diye cümlesini bitirdi. Alkolik babası ile yaşıyan Tom bu söylenenlere "Evet" dermişçesine kafasını salladı ve eve geldiklerini fark etti. Hemen babasının dışarda olduğunu fırsat bilip eşyalarımı hızla topladım. Tam dışarı çıkacakken müdürün dev bir canavar şeklinde gelişi beni oldukça korkutmuştu. Birden Edward hızla koşarak canavar-müdürü öldürdü. Nasıl olduğunu gözümü kapattığımdan görmedim. Korkudan bayılmıştım. Uyanır gibi olduğumda "Melezler Kampı" gibi yazan bir yere geldiğimizi anladım.
Konu: Alex Nike (Rp Puanı Yükseltcem Sadece) 
Çarş. Kas. 24, 2010 7:20 am
