Olay: Okula Gitmeden Önce Gördüğüm Rüya
Gün ve Saat: Perşembe, Sabah 9:45
Yer: Evim, Kendi Odam
Sabah uyanmadan evel garip bir rüya görerek yatağımdan doğrulmuştum. Rüyamda etrafımda altından kanlar akıyordu. Anlamadığım birşeydi bu. Rüyamda okulda henüz yeni gördüğümüz Yunan Mitolojisi Eski Harfleri vardı ve ben bunları okuyordum. Rüyayı gördükten sonra bugünü farklı kılan birsürü şey olacaktı. Kütüphane Kulübünde saldırıya uğrayacak, sözlü dersinde alaya uğrayacak, ve son olarakta engelli bir öğretmenime hayatımı borçlanacaktım. Bunları henüz bilmiyordum. Şu an tek bildiğim şey 10:15' de New York Lisesine gitmem gerektiği idi.
Olay: Kütüphane Kulübündeki Saldırı
Gün ve Saat: Perşembe, Öğlen 12:44
Yer: New York Lisesi, Kütüphane Kolu'nun Kütüphanesi
3. dersin bitmesi ile kollarımıza, rehberlik dersine gitmemiz gerekiyordu. 2 ders süren bu etkinlik için kendi eğitsel kolumun olduğu okulumun B Blok'una doğru yürümeye başladım. Bu iş hemen bitmeyecekti. Her ders kitaplar hakkında konuşur ve geçmişten bugüne dünyada yaşanan olayları yorumlardık. Bana göre basitti. Birnevi "Fikrini Söyle ve Rahat Ol." dersi idi. Her zaman bu Eğitsel Kol dersinden yüksek bir not alırdım. Kütüphane'nin kapısının kolunu çevirdim ve henüz birkaç kişinin geldiği dersliğin içinde istediğim, arkalardan bir sıraya oturdum. Çantamı herkesin bıraktığı yer, askılığın altına birnevi fırlattım ve oturmaya başladım. Geçen haftadan verilen soruları hemen boş bir A4 kağıda yazdıktan sonra 4-5 öğrenci üzerime hızla koşmaya başladı. Gelen kişinin ağzına attığım yumruk ile yere düştü. Geri kalanlar tekmeleri ile beni yere yıktı. Okulda Atletizm'e gidiyordum ve atletik bir vücuda sahiptim. Okuldaki Kick-Boks kursundan mezun olmuştum. Sayıca ve güçce üstünlüğü vardı karşı tarafın. Beni yere sermişlerdi ancak ağır ağır yerden kalktım. Pozisyonumu aldıktan sonra üzerlerine koşarak belirli noktalara atmam gereken yumruklarımı savurdum. İlk yumruğum bir çocuğun burnunun biraz üstü ve kaşların arasının biraz altına geldi ve diğer çocuğa da dönerek 2. yumruğumu attım. Onun da karnına gelmişti yumruğum. Tenim biraz daha esmircesine idi diğer çocuklara göre. Siyah bir afro-amerikalı değildim ama esmerdim. Okul yeni açılmıştı ve tatilden dönmüştüm. Mağlum gittiğim yer sıcaktı ve bende birnevi bronzlaşmıştım. Yere serdiğim çocukların vurduğum yerleri kıpkırmızı olmuştu ancak, üstüme gelen bir çocuğun da testisine attığım tekme onu yere sermiş ve ayağa kalkamaz hale getirmişti. Hızla derslikten uzaklaşıp lavoboların olduğu yöne ilerledim.
Olay: Sözlüde Aşağılanmam
Gün ve Saat: Perşembe, Öğlen 13:42
Yer: Edebiyat Sınıfı
Rehberlik dersinde ilk kez azar işitmiş ve hızla Kütüphane den kovularak Edebiyat Sınıflığında kızların yanına oturmam söylenmişti. Edebiyatımda güzeldi ancak Rehberlik dersinden daha iyi değildi. İşlemediğimiz konulardan soruyordu Kazıkçı Bay Number. Ona "Kazıkçı" olarak hitap ediyorduk. Bunun sebebi; ceza almış öğrencilere henüz işlenmemiş, bir üst seviye soruları sormak ve onları aşağılayıp dövdüğü için ona "Kazıkçı" diyorduk. Bay Number, benim fiziğime sahipti ama ruh ve kişilik bakımından aramızda dağlar kadar fark vardı. Beni kaldırıp anlamadığım birkaç şey sordu. "Efendim? Anlayamadım da." dememe rağmen anlamadığım sorusunu tekrar sormuş, yine anlamamıştım. Malum sözlüye kalkmıştım ve düşük not alcaktım. "Bilmiyorum efendim." dedim kafamı aşağı eğerek. Bir sakat olmasa ona vurabilirdim. Ah evet! O bir yürüme engelli. Değnekler ile yürüyor ve öğrencileri böyle dövüyor. Beni de "Gel buraya bakalım." dermişcesine güldü ve değneğini havaya biraz kaldırdı. Oraya geldiğimde değneklerini sert bir biçimde bacaklarıma vurmaya başladı. Acıtıyordu bu ihtiyar. Acıtmasını bastıran ise gülen öğrenciler ve sırıtan kızlardı. Hızla "Müdürün Ofisi'ne! Defol!" dedi. Suratım kan kırmızısı bir biçimde Müdürün Ofisi'ne doğru yürümeye başladım.
Olay: Müdürden Cezamı Çekeceğim
Gün ve Saat: Perşembe, Öğlen 14:08, Son Ders.
Yer: Müdürün Ofisi
Aşağılanmam ve dayak yemem yetmediği gibi Müdür'ün Ofisi'ne gelmiştim. Etrafta platin renginde ödüller vardı. Anlamıyordum. Bu cılız adam nasıl o akdar atletizm ödülü alıyordu? Ödüllerinin biraz beyazlık, biraz da griliğine kendimi kaptırmışken arkamdan gelip beni sırtımdan büyük bir el dürttü. Arkamı döndüğümde Müdür büyük bir yaratığa dönüşmüştü. Yutkunarak kapıya koşmaya başladım ama kilitli idi. İşim bitmişti. Kapıdan hızla uzaklaşarak demirli pencereye yakınlaştım. Üzerime tam bir yumruk sallayacakken kapı kırıldı ve Kazıkçı Bay Number gelmişti. Değneklerinin yerinde bir çift bronzdan hançer vardı. Hançerler ile kapıda bir daire açtıktan sonra içeri yürüyerek girdi. Sanki hiçbir zaman sakat olmamış gibi idi. Hızla deve saldırmaya başladı. "Sen okuldan çık ve okulun önündeki heykele doğru ilerle." demişti. Hiçbir olayı anlamamıştım. Hızla delinen kapıdan çıktım ve oradan uzaklaşmaya başladım.
Olay: Hayatımın Değişmesi
Gün ve Saat: Perşembe, Öğlen 14:49
Yer: Okulun Önündeki Heykel'in Yanı
Canavar Müdür'ün ofisinden hızla uzaklaşıp Kazıkçı Bay Number'ın "Git" dediği yere gelmiştim. Heykele hiçbir zaman dikkatli bakmamıştım ve bakma gibi de bir niyetim yoktu. Yorgundum, heyecanlıydım ve korkmuştum. Neler olduğu hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Buraya geleli 20 dakika olmuştu belki ve öğretmenim gelmemişti. Ölmüş olma riski çok fazla idi. Beklemeden gidecekken engelli arabası ile heykelin önünde durdu. "Atla" dermişcesine turunca saçlarını arkaya savurdu. Hızla arabaya bindim ve hemen uyudum. Yarı uyanıkken "Melez Kampı" denen bir yerde idim.