Hephaistos Çocuğunun Çalışmaları

(Bu kurguya herkez katılabilir. İsteyen kişilerin silah ve zırhlarına yeni mücevherler ekleyebilirim. Ametist, bronz, altın, gümüş vb. materyaller veya mücevherler. Dilenirse silah ve zırh yapabilirim.)

El işi alanı genelde benim gibi Hephaistos çocuklarının takıldığı mekandı. Ben burada çalışmalarımı sergileyip silah ve zırh yaparak vakit geçirecektim. Küçük oyuklar açıp mücevher ve materyaller ekleyerek silahlara yepyeni özellikler kazandırabilirdim. Demirci çekicim, bir kısa bıçak, bir fırın şu anlık işim için gerekli şeylerdi. Öncelikle Ecel Getiren silahıma yepyeni özellikler kazandıracaktım. Kılıcı fırına soktum ve geri çıkardığımda ucuna ve orta bölümlerine çekiç ile vurmaya başladım. Daha sonra ters çevirip fırına tekrar sokup çıkarıp ters tarafına vurdum. Böylelikle bükük durmayacak ve düz olacaktı. Ayrıca paslı yerleri de ortadan kalkmış sayılırdı. Anlımdaki terler her vuruşumda fırının içine giriyordu ve buhar olarak çıkıyordu. Ecel Getiren gerçekten yepyeni duruyordu artık. Onu fırının üstüne koydum. Daha sonra kalkanımı koydum. Kısa bıçak ile birkaç oyuk açarak abanoz yerleştirdim bu oyuklara. Gerçekten sanatçı ruhlu melezler ve insanların yapabileceği türden bir işti bu. Abanoz parçalarını uygun biçime çekiç ve kısa bıçak sayesinde sokmuştum. Şimdi kalkanıma bunları ekleme zamanı idi. Kalkanıma uygun yerlere bunları yerleştirip bu bölgelere aralıksız çekiç darbeleri atmeye başladım. Sonunda monte oldu. Böylelikle hoş bir kalkan elde ettim. Zırhımı ve kaskımı da yerleştirdim. Zırhımda kısa bıçak ile derin delikler açıp ametistler yerleştirdim tam bir takım yapmıştım artık. Biraz dinlenmek için yere çömeldim.

Heyecanlı bir şekilde kapıyı tıklattım. Sat'in bana verdiği kılıcı bir toka haline getirmek istiyordum ama bunu yanlız yapamayacağımı da biliyordum. El işleri alanına da bu yüzden gelmiştim zaten.
Girin kelimesi yerine çalışma yapıldığını gösteren sesler geliyordu. Ben de bunu bir davet olarak algılayıp içeri girdim. Karşımda şu yeni Hephaistos çocuğu vardı. Kendini çalışmaya vermiş, benim girdiğimi bile farketmemişti.
''Öhöm,'' dedim dikkatini çekmeye çalışarak. ''Senden bir şey için yardım isteyebilir miyim Hephaistos çocuğu?''

Kafamı fazlası ile işlerime vermiş ve kapı sesini duymamıştım. Herhalde derin derin çalışmak diye buna diyorlardı. Bir demir işlerken yüksek bir ses dikkatimi çekmişti. "Öhöm" sesinin kaynağına dikkatimi verip kafamı döndüm ve bir kız çocuğu ile karşılaştım. ''Senden bir şey için yardım isteyebilir miyim Hephaistos çocuğu?'' demişti bana. Hafiften gülerek ona baktım ve konuşmaya başladım: "Genelde bana Alex derler ama Hephaistos çocuğu da diyebilirsin. Demircilik ile ilgili bir yardım istiyorsan elbette yardım edebilirim. Söyle dinliyorum seni." diyerek sözümü bitirdim ve eldivenimi çıkararak anlımdaki terleri sildim. [i]

"Genelde bana Alex derler ama Hephaistos çocuğu da diyebilirsin. Demircilik ile ilgili bir yardım istiyorsan elbette yardım edebilirim. Söyle dinliyorum seni." İsmini öğrenmem iyi olmuştu.
''Ben...'' Aslında hemen isteğimiz söyleyecektim ama sonra tanışmanın iyi olabileceğini düşündüm. Yerdeki metallere dikkat ederek Alex'in yanındaki tabureye oturdum.
''Benim adım Maya, Demeter çocuğuyum.'' dedim. O da anladım dercesine başını salladı.
''Şimdi,'' dedim ve söyleyeceğim şeye odaklandım. ''Benim bir kılıcım var, onu taşınılması daha kolay olabilecek bir şeye dönüştürmek istiyorum. Bir toka olabilir mesela.''

"Hmm. Bir toka. Olabilir." Sözlerimi bitirince yeni gelen hayvan derisinden bir toka yapabileceğimi hatırladım. Gülümseyerek işe başladım. Belli bir kısmını kestiğim deriyi karşımdaki Demeter çocuğunun belinde denedim. Arta gelen yeri kestikden sonra dışarı bakan yüzüne yeşimtaşları ile süsledim. Kılıç ve hançer koymak için bölümleri belirleyip bir sanatçı gibi kestim. Neredeyse bitmişti. Bir kez daha bedenine uyuyormu diye denedikten sonra kafamı onaylarcasına sallayarak "Tamam. Güzel bir toka. Başka bir isteğin varmı?" diye sordum.Bir yandan da ellerimi çırpıyordum. Kısa bıçağım ile elimi biraz kesmiştim.