Alex Nike Kılıç Antremanı

Konu: Alex Nike Kılıç Antremanı C.tesi Kas. 20, 2010 10:19 am

Kampa yeni gelmiş Çaylak bir Melez'dim. Babam Hephaistos'du. Onun ile ne kadar gurur duysam azdır. Onun da benden gurur duyması için Arena da sık sık dövüşlere katılıp galip gelmem gerekiyordu. Kılıçlar ile çalışıp gücümü doruğuna getirmek için aralıksız antremanlar yapacaktım. Sabahın erken saatlerinde geldiğim bu Antreman Sınıfı herkeze nasıl geliyorsa banada öyle geliyordu. Yani tamamen sıradan. Birkaç kişi burayı sıradan bulmuyor olabilirdi.

Görevlere katılmak için çalışmanın önce geleceğini tahmin edip gelmiştim buraya. Şimdide Kılıç Eğitmenimi bekliyordum. O gelince rahat rahat çalışabilecektim. Gerçi çalışma tarzım zor olursa rahat çalışamazdım. Sabah erken gelmese miydim ki? Sabırsızlıkla bekliyordum eğitmenimi.

Konu: Geri: Alex Nike Kılıç Antremanı Paz Kas. 21, 2010 1:22 am

İlk dersimdi ve ben çok heyecanlıydım. Kardeşim Lucy ve avcı Sat’e yardıma gelmiştim. Kendimden emin adımlarla antrenman sınıfına geldim. Etrafa göz gezdirince daha önce hiç görmediğim bir melez gördüm. Hemen yanına gittim. Adını ve ebeveynini sordum. Her öğretmen, öğrencisi hakkında bilgi toplamalıydı değil mi? Yeni melezin adı Alex’miş ve babası da Tanrı Hephaistosmuş. Hemen kılıcına baktım. Hephaistos çocuklarının kılıçları tabi ki de en güzelleri ve en gösterişlileriydi. İşlemeleri ve mükemmel havaları insanı kendine hayran bırakıyordu. Kendini tanıttıktan sonra ben konuşmaya başladım. ‘‘Bende Athena kızı Serena. Tanıştığıma memnun oldum Alex. İlk kılıç eğitimi dersine ben gireceğim.’’ Gülümsedim ve hemen derse başlamak istediğimi söyledim. Biraz aceleciydim belki ama beklemeyi asla sevmezdim.

‘‘İlk önce kılıcı sıkıca tutmalısın. Rakibinin ilk hedefi kılıcı elinden düşürmek olacaktık. O yüzden elinle kılıcı sıkı sıkı kavramalısın.’’ Bir yandan konuşuyor bir yandan da Alex’in etrafında dolanıyordum. Beni dinliyor mu diye hiç beklemediği anda kılıcına vurdum. Aşırı hızlı vurmuştum galiba, çünkü kılıç yerde yatıyordu. ‘‘Ah pardon. Neyse devam edelim.’’ dedim ve sözlerime devam ettim.

Konu: Geri: Alex Nike Kılıç Antremanı Paz Kas. 21, 2010 1:34 am

İlk dersime Eğitmen Serena gelmişti. Önce bana birkaç soru sormuş, sonrada kendini tanıtmıştı. Anladığım kadarı ile Athena'nın kızı idi. Hakkını vermem gerekirdi. Athena'nın kızları hep şirin ve güzel olurlardı. Bunu ilk bakışta tahmin etmiştim. Pek konuşmadan derse hemen başladık.

"İlk önce kılıcı sıkıca tutmalısın. Rakibinin ilk hedefi kılıcı elinden düşürmek olacaktık. O yüzden elinle kılıcı sıkı sıkı kavramalısın." demişti. Ben kılıcımı sıkıca tutuyordum ve özet özet beynime not alıyordum. Yine onu dinlerken birden kılıcıma sertçe vurması elimden düşmesine neden olmuştu. Herhalde dikkatimi ölçüyordu. Onun yaptıklarını uygulayıp aynı zamanda düşünmem zor olacaktı. Ama buna katlanabilirdim. Kılıcımın düştüğünü görünce "Ah pardon. Neyse devam edelim." demişti. Hafiften gülerek eğildim ve kılıcımı aldım. Daha sonra konuşmaya başladım: "Şeyy sizin dediklerinizi düşünürken uygulamayı unuttum. Özür dilerim. İkisini de aynı anda yapmak zor olabiliyor." diyerek sözümü bitirdim. Söylediklerini düşününce. Sanırım bende rakibimin silahını düşürürdüm öncelikle.

Konu: Geri: Alex Nike Kılıç Antremanı Paz Kas. 21, 2010 1:46 am

Cevabı beni gülümsetmişti. Mantıklıydı ama ben sanırım ikisini aynı anda yapabiliyordum. ‘‘Anlıyorum. Ama ileride ikisini de aynı anda yaparsın. Sende benim gibi alışırsın.’’ dedim ve gülümsedim. Daha sonra her iki elini de kullanması gerektiğini hatırladım. ‘‘Şuan kılıca sağ elinle hâkimsin Alex. İleride daha iyi olman için sol elini de kullanman gerek. İyi bir kılıç ustası her iki elini de kullanmalı.’’ dedim ve kılıcımla bir iki hareket gösterdim. Alex’in hoşuna gitmişti. Bir iki basit hareketi denemesini rica ettim. Daha iyiye gidiyordu. İşte şimdi bu mükemmel kılıç eline uyuyor gibiydi. Yavaşça kenara çekildim ve yaptığı hareketleri iyice değerlendirdim. ‘‘Dikkatli ol. Her an eğitmenin saldırıya geçebilir. Rakiplerde böyledir. Hiç beklemediğin anda karşına çıkarlar.’’ dedim sakin bir tonla.

Konu: Geri: Alex Nike Kılıç Antremanı Paz Kas. 21, 2010 1:55 am

"Anlıyorum. Ama ileride ikisini de aynı anda yaparsın. Sende benim gibi alışırsın." demişti cevabıma karşılık. Kafamı hafifçe aşağı yukarı sallayarak onayladın bu dediğini. Sonuna kadar haklı idi bu konuda. Bende çok eğitim gördükçe hem uygulayacak hemde düşünebilecektim. "Şuan kılıca sağ elinle hâkimsin Alex. İleride daha iyi olman için sol elini de kullanman gerek. İyi bir kılıç ustası her iki elini de kullanmalı." demişti bana. Genelde sol elimi kullanırdım ama buraya biraz heyecanla geldiğim için sanırım sağ elimde idi. Hemen kılıcı sol elime verip kalkanımı sağıma aldım. Böylelikle dediğini yaptım. Aynı zamanda bir daha ani bir saldırı yapmaması için gözümü kılıcından ayırmıyordum. Bir iki hoş hareket gösterince nedense çok hoşuma gitti. Birden benimde yapmamı isteyince bende aynısını yapmaya çalıştım. Sanırım iyi olmaya başlamıştım. Eğitmenimin gözü yine kılıcımda idi. Ona da böyle bir kılıç armağan edecektim en kısa zamanda. Mutlu olurdu sanırım. "Dikkatli ol. Her an eğitmenin saldırıya geçebilir. Rakiplerde böyledir. Hiç beklemediğin anda karşına çıkarlar." bu kelimeler ağzından çıktıktan sonra gülümseyerek kalkanımı hafifçe öne getirdim ve eğitmenimin saldırısından sonra benim da saldırmam için silahımı hazır hale getirdim. "İstediğiniz zaman saldırabilirsiniz efendim." dedim gülümseyerek.

Konu: Geri: Alex Nike Kılıç Antremanı Paz Kas. 21, 2010 2:10 am

Hırslı ve meraklı bir öğrenci oluşu beni mutlu etmişti. ‘‘Peki, o zaman. Seni fazla sıkmadan küçük bir düello yapacağız. Merak etme biraz önceki gibi sert savaşmayacağım. Tersine daha deneyimsiz gibi olacağım. O yüzden dert etme.’’ dedim güven verici bir tonla ve devam ettim. ‘‘Gözlerin etrafta olmayacak. Hem kılıcını kullanıp hem gözlerin ile etrafa bakarsan yorulursun. Bu yüzden dikkat çok önemli… Seslerden tanıyacaksın bazı şeyleri. Şimdi gözlerimin içine bak ve öyle savur kılıcını. Gittikçe zorlaşacak hatırlatırım.’’ Son hatırlatmamı yaptım ve kılıcımı elimde döndürdüm. Hemen saldırı pozisyonumu aldım. Alex’te çoktan hazırdı. Gözlerini, gözlerimden ayırmıyordu. Benden önce davranıp kılıcını savurmuştu. Onu fazla zorlamamakta kararlıydım. Birkaç kere daha kılıcını savurdu. Sert hareketleri dikkatimden kaçmamıştı. Durmamız gerektiğini işaret ettim ve gülümsedim. ‘‘Çok güzel. Harika gidiyorsun. Çok dikkatlisin gerçekten. Ama daha iyisini de yapabilirsin.’’ dedim.

Konu: Geri: Alex Nike Kılıç Antremanı Paz Kas. 21, 2010 4:19 am

"Peki, o zaman. Seni fazla sıkmadan küçük bir düello yapacağız. Merak etme biraz önceki gibi sert savaşmayacağım. Tersine daha deneyimsiz gibi olacağım. O yüzden dert etme." bu sözler ağzından çıkmıştı. Kafamı biraz onaylarcasına salladım. En sert durumumla savaşacaktım. Çünkü karşımdaki kişinin en hafif saldırışını dahi bilmiyordum. ‘‘Gözlerin etrafta olmayacak. Hem kılıcını kullanıp hem gözlerin ile etrafa bakarsan yorulursun. Bu yüzden dikkat çok önemli… Seslerden tanıyacaksın bazı şeyleri. Şimdi gözlerimin içine bak ve öyle savur kılıcını. Gittikçe zorlaşacak hatırlatırım.’’ hatırlatmasını yaptıktan sonra "Peki." dedim kibarca. Gözlerinden neler yapacağını anlamaya çalışacaktım. Gözlerine bakarak ve sesleri duyarak kılıcını elinde döndürdüğünü anlamıştım. Oldukça sert savuruyordum kılıcımı. Karşımdaki kişi sanki ebedi düşmanım gibi idi. Durma işaretini görünce kendime zar zor geldim. "Çok güzel. Harika gidiyorsun. Çok dikkatlisin gerçekten. Ama daha iyisini de yapabilirsin." dedi yine. Gülümseyerek konuşmaya başladım : "En iyisini yapabilmek için günlerce çalışabilirim efendim." dedim ve kafamı aşağı indirdim. Kaskımdan hiç suratımı görememişti eğitmenim. Kimse görememişti suratımı. Annem dışında. Kaskımı çıkarım uzun saçlarımı kulaklarımın arkasına alıp suratımı belli ettim ve anlımdaki birkaç damla teri sildim. Daha sonra suratımı saçlarım ile kapadım ve kaskımı giydim. Şimdi ne olacağı en çok merak ettiğim şeydi.

Athena'nın Çocuğu Mesaj Sayısı : 4815 Kayıt tarihi : 07/09/10

Güven verici bir şekilde gülümsedikten sonra onu kukla bebeklerin olduğu bölüme götürdüm. Gülümsemem yürürken yüzümden silindiği için tekrar tebessüm ederek anlattım. ‘‘Bu bebekler büyülüdür Alex. Kolay kolay parçalanmazlar. Hepsinin zayıf noktası vardır. Senden tek isteğim bunlara saldırman. Saldırdıkça senin ne kadar iyi olduğunu anlayacağım. Sonra biraz dinleneceğiz. Evet, biraz dinlenip su içtikten sonra başlayabilirsin.’’ dedim. Bu bebekleri yaptırdığım için kendimle gurur duyuyordum. Hepsini Lucy ile beraber hazırlamıştık. Büyü işini ise annemden rica etmiştik. Gerçekten çok zor derecede parçalanan bebeklerdi. Alex’in parçalayabilmesi için daha çok zaman geçmeliydi ama yinede yaptıklarından ve verdiği darbelerden ne kadar iyi olduğunu anlayacaktım.

Hephaistos'un Çocuğu Mesaj Sayısı : 703 Kayıt tarihi : 20/11/10

Sözlerimi bitirdikten sonra bana gülümsemişti. Daha sonra fazla beklemeden konuşmaya başlamıştı: "Bu bebekler büyülüdür Alex. Kolay kolay parçalanmazlar. Hepsinin zayıf noktası vardır. Senden tek isteğim bunlara saldırman. Saldırdıkça senin ne kadar iyi olduğunu anlayacağım. Sonra biraz dinleneceğiz. Evet, biraz dinlenip su içtikten sonra başlayabilirsin." demişti. Anlaşılan iyice zorlanacaktım. Biraz su içtikten sonra aklıma gelen muhteşem fikirle gülümseyerek işe başladım. Önce iki elimlede kılıcımı tuttum. Zayıf noktasını bulmak için her yere vurmam gerekecekti. Özel yeteneğim böyle bir durumda etkin olacaktı elbette. Kafamı eğitmenime salladıktan sonra iki elimle tuttuğum kılıcı yukarı kaldırdım. Aşağı indirdim ve o sıcacık ateş toplarının büyülü bebeklere gittiklerini gördüm. Ardından bazı vücut bölgelerine çarpan ateş toplarının çarpmadığı yerlere vurmaya başladım. Ateş topları kollara ve bacaklara gelmişti. Azda olsa gövdeye gelmişti. Yeteneğim gereği ateş topları atıldıktan sonra kılıcım ateşlenmişti. Hızla koşarak iki elime aldığım kılıcı büyülü bebeklerin gövde ve kafasına vurdum. Daha sonra derin bir nefes alıp verdikten sonra konuşmaya başladım: "Bu yeterli mi?"

Athena'nın Çocuğu Mesaj Sayısı : 4815 Kayıt tarihi : 07/09/10

Bir kahkaha attım. Çok güzel gidiyordu. Elimde bitmekte olan su şişesini kafama diktim ve nefes aldıktan sonra konuşmaya başladım. ‘‘Harikasın Alex. Özel yeteneğinde çok iyi… Ama bunu özel yetenek olmadan yapmaya çalışsan? Farkındayım seni zorluyorum ama içindeki dışarı çıkmaya hazırlanan güç bunun üstesinden gelir diye düşünüyorum.’’ dedim. Biraz bozulmuş olacağını düşündüm ve yeni bez bebekler astım. Bir tane hızla vurdum. İçindeki pamuklar dışarı çıkınca gülümsedim ve Alex’e baktım. ‘‘Aynen bu şekilde Alex. Şimdi sen devam eder misin?’’ Ellerimle bez bebekleri işaret ettim ve taştan duvara yaslanıp izlemeye başladım. Bana kızdığını hissediyordum.

Konu: Geri: Alex Nike Kılıç Antremanı Cuma Ara. 03, 2010 3:15 am

Bu da nesi? Ben enerjimi harcayan bir yetenek kullanıp seviyemi göstermeye çalışıyor, o ise bunu berbat ediyordu. Suratımı kızartmamaya çalışsamda anlamış gibi gözüküyordu. Astığı bezbebeklere göz kapağımı sonuna kadar açarak göz damarlarımı göstererek baktım. Yeteneğimi bitirerek döne döne bebeklerin gösterilen tarafına vurmaya başladım. Bu tarafları bel ile omurilik arasında bir yerdi ve ben buraya vurmaya kısaca bayılmıştım. Bu sevinç kızkınlığımı bastırmıştı. Kendim yaptığım sıralamalı vuruşlar ile sıra sıra vurdum ve bundan birkaç bebek sonra tek darbede onları parçalamaya başladım. Öğretilen gibi kılıcı iyi kavrıyarak iki elim ile sıkıca tutarak onu sanki bedenimin bir parçası gibi kullanmaya çalışıyordum. Artık kendimi ilk geldiğimdeki gibi çaylak ve deneyimsiz hissetmiyor ve fazla soru da sormuyordum. Kısaca bunlar benim yeni ailem gibiydiler. Bana iyi davranıyorlar ve beni seviyorlardı. Tüm bunları düşünerek kendimi başka diyarlara götürmüştüm ve bunu farkeder farketmez kafamı salladım. 1-2 metre vardı eğitmenim ile aramızda. O konuşuyordu ve seviyem ile ilgili birşeyler çıkarıyordu ağzından.

Athena'nın Çocuğu Mesaj Sayısı : 4815 Kayıt tarihi : 07/09/10

İşte böyle devam etmesi gerekti. Kızgınlığına anlam veremiyordum. Ben eğitmendim ve işimi yapıyordum. Başımı sallayıp hareketlerine dikkat ettim. Bir yandan düşüp bir yandan izleyip hesaplamalar yapmayı seviyordum. İşi bitince tekrar gülümsedim. ‘‘Evet, böyle işte… Demiştim değil mi? İleride bana hak vereceksin Alex.’’ dedim güveniverici bir şekilde. O biraz dinlenirken hemen içeriden ağır ve güzel bir kalkan getirdim. Alex’e vermem ile yere düşmesi bir oldu. ‘‘Bir elinde kalkan bir elinde kılıç… Şimdi savaşmak daha zor olacak. Bilirsin kalkan ağırdır ikisini dengelemekte zordur. Her neyse, bununla şu alıştırmalar yap şimdi.’’ dedim ve tekrar duvara yaslanıp izlemeye başladım.

Konu: Geri: Alex Nike Kılıç Antremanı Cuma Ara. 03, 2010 3:41 am

Eğitmenimin konuşmalarını dinler dinlemez zaten o da sözünü bitirip bana bir kalkan getirdi. Kalkanı elime almam ile yeri öpmem bir oldu. Normal kalkanlardan daha ağırdı bu kalkan. İçinde bir özellik olup olmadığını kontrol etmem gerekiyordu ama o an şu an değildi. Kalkanı evirip çevirdim ve bir özellik göremedim. Daha sonra eğitmenimin bana baktığını ve ona dikkatimi verince birşeyler söylemeye başladığını anladım. Bana birkaç hareket göstermişti ve yapmamı istiyordu. Elbette bunlar bana kalkanım kadar ağır gelmeyecek şeylerdi. Hemen hareketleri yapmaya başladım ve tekrar konuşabileceğini düşünüp ona baktım.

Athena'nın Çocuğu Mesaj Sayısı : 4815 Kayıt tarihi : 07/09/10

Gerçekten iyiydi. Gülümsedim ve konuşmama devam ettim. ‘‘Evet, çok güzel Alex. Sanırım bugünlük bu kadar yeter. Şimdi artık dinlenebilirsin. Bir daha ki derste görüşmek üzere…’’ Kalkanı alıp gülümsedim. O giderken bende son denetlemelerimi yapıp kulübeme döndüm.

(*Daha sonra istersen ikinci başlığı açabilirsin.)

» Alex Nike (3. Seviye)
» Alex Nike Görevler
» Alex Nike (2. Seviye)
» Alex Nike Lejant
» Alex Nike Büyü Teknikleri Dersi