~
Bugün sıradan bir okul günüydü.Ama sorun şu ki ben sıradan değildim.Neredeyse bir yılda beş tane okuldan atılmıştım.Arkadaşlarım benim için tehlikeli diyorlardı.Anladığınız kadarıyla da pek arkadaşımda yoktu zaten.Ben sadece disleksi ve DEHB sorunları olan hiç arkadaşı olmayan tehlikeli çocuktum.Bu yüzdende annemin
"Bu sefer farklı olacak" dediği yeni okula gitmek yapacaklar listemin başında gelmediğini söylemem gerekir.Yeni okul, her zaman bela demektir.Hiç olmassa benim için öyle olmuştu.Ben sadece farklı bir okul bekleyerek, hazırlanıyordum ama kaderin bana hazırladığı oyunu çok geçmeden öğrenecektim.
"Hadi Eduard.Geç kalacaksın okula.""Merak etme Anne.""Bu sefer her şey farklı olacak, biliyorsun değil mi tatlım"?"Evet biliyorum." dedim pes etmiş bir halde.Okul benim için cehennemden farksız bir yerdi.Her zaman sorun çıkartıyordum.Daha doğrusu yalnızdım.Belki de bir çok okuldan sebebimde bunun yüzündendi.Tabii birde disleksi ve DEHB var.Hiç normal bir çocuk olamadım.Annem ise şimdi bana "bu sefer her şey farklı olacak" diyordu.Doğrusu buna bende inanmak istiyordum.Ama ikimizde biliyorduk ki böyle bir şey olmayacaktı.Annem ise bana sadece üzgün gözlerle bakmak ile yetindi.
"Üzülmene gerek yok Tatlım.Bu sefer başarılı olacaksın.""Hı hı" dedim umutsuzca.Başaralı olmak ve ben mi ? Annem şaka yapıyordu herhalde.Benim gibi bir çocukla başarılı olmak kelimesini pek bir arada kullanmayız genellikle.İnanmak istesem de bunu söylemek oldukça zordu.Babamın olmaması, annem için yeterince hayal kırıklığıydı zaten.Ben de annemi hayal kırıklığına uğratmak istemiyordum aslında.Annem hep umutludur.Olmayacak şeylerin peşini asla bırakmaz.Zaten bir de benim başarılı olacağımı düşünerek beni zorda bırakıyordu ? ama yinede annemi seviyordum.İşte o an hayatımı değiştirecek ilk haraketimi yaptım.
Okula doğru yürümeye başladım.
~
Okul, beklediğim gibiydi.Havada uçuşan gazoz kapakları, dolapların içinden gelen çığlıklar ve kafamın üstünden geçen bir kalem.Bunlar New York'ta okumanın kötü yanlarıydı.Güzel yanları ise...
hiç yok gibiydi. Yutkunarak, bir sınıfa girdim.Böyle bir şey ile karşılaşacağımı biliyordum.Tanımadığım bütün yüzlerin size dönmesi ve kıkırdamaları yeterice kötüydü zaten.Bunlar yetmezmiş gibi koltuk değnekli sivilceli bir çocuğun yanına oturmuştum.Öğretmenin sesi bana işkence gibi geliyordu.Öğretmenin tahtaya yazdığı yazılardan disleksim yüzünden hiçbir anlam çıkaramıyordum.Yanımda oturan koltuk değnekli çocuk, bana hazine bulmuş gibi bakıyordu.Çocuğa bakmamaya karar verdim ve kalemimle oynamaya başladım.
"Bak benim adım Kıvırcık.Hemen buradan çıkmamız gerek.""Ne ? bak adın her neyse. İlgilenmiyorum !"Adım Kıvırcık. Açıklayacak vakit yok.Benimle gel."
Olması gerekenden de tuhaf bir okul günüydü bu.Koltuk değnekli bir sıra arkadaşım, bana adının Kıvırcık olduğunu söylüyor ve kendisi ile gelmem gerektiğini söylüyordu.Size şunu söylemem gerekiyor ki bunu hiç beklemiyordum.Çocuğa deliymiş gibi bakıyordum.Ama o sadece öğretmene bakıyor sonra da endişe içinde bana bakıyordu.Sonra benim bileğimden tutup, kalkmaya başladı.Şimdi tahmin edemediğim bir hızda kaçıyorduk.
"Bırak beni ! Hem sen kim oluyorsun ? benim babam polis ! Bırak hemen. Ah !"Şimdi olmaz abicim.Bekle bir kaçalım her şeyi açıklayacağım."Arkamızdan bir kükreme duydum.Hızla koşmaya devam ettim.Sonra da arkama bakmak gibi küçük bir yanlış yaptım.Arkamda iki metre boyunda kanatları ve pençeleri olan bir yaratık tarafından kovalanıyorduk.Bunların hepsi bana saçma geliyordu.Okuldan çıkmıştık ve bir tepeye doğru koşuyorduk.Kıvırcık nefes nefese kalmıştı.Tepeye doğru var gücümüzle koşuyorduk.Canavarında aynı şeyi uçarak yaptığını gördüm.Artık bunlar bana çok fazlaydı.Bunlar normal değildi.Koşmayı bırakıp durdum sonunda.Ama canavar bize gelmeye devam ediyordu.Kıvırcık, hala kaçmakta meşguldü.Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum ama sinirlenmiştim.Düşüncelerimi kontrol edemiyordum.Düşüncelerimden bir ses duyuyordum.Bu benim sesim değildi, hayır.Ama ses çok uzaktan geliyor gibiydi.
Onu Öldür. Sersemlemiştim.İşte o an içimdeki güç dalgasını hissettim ve bütün kuvvetimle canavara doğru attım.Yerde bir delik açıldı ve canavar deliğin içine doğru girdim.Size bunun nasıl bir şey olduğunu anlatacak gücüm bile yoktu.En son hatırladığım şey
"Melez Kampı" yazısı ve fısıltılardı.Artık kaderimle yüzleşiyordum...