Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Misafir
Misafir




Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange Empty
MesajKonu: Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange   Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange Icon_minitimePerş. Kas. 25, 2010 5:27 am

Heyecanım gittikçe artıyordu. Resmi olarak izleyicilerin karşısında yapacağım ilk düello olacaktı. Rakibime bakarken daha da hırslanıyordum. Ares kızı olarak onu yenmem gerekiyordu. Aksi taktirde rezil olacaktım. Eduard kampta yeni olmasına rağmen benim düello teklifimi kabul ederek cesaretini ortaya koymuştu. Bu davranışından dolayı onu zorlu bir rakip olarak görüyordum.
Arena tam Ares çocuklarına göre bir yerdi. Savaş konusunda diğer melezlere göre daha avantajlıydık. Doğuştan savaşçı bir ruha sahiptik. Ben bu düşüncelere dalmışken arena gittikçe kalabalıklaşıyordu. Ares kızıyla , Hephaistos'un yeni oğlunun düellosu ilgi çekmişe benziyordu. Seyircilerin sesleri arttıkça azmim de artıyordu. Bu kadar kişi önünde düello yapmak benim için garip olacaktı. Ama bir yerlerden başlamak gerekiyordu. Seyirciler arasındaki tanıdıkları gördükçe havaya giriyordum. Hakemimiz ağabeyim olacağı için korkuyordum. Aslında korktuğum ağabeyim değil , onun önünde yenilme korkusuydu.
İzleyicilerin arasından Lia'nın da olduğunu görünce mutlu olmuştum. Lia'dan her zaman güç alıyordum. Ona bir gülümseme yolladıktan sonra başımı ağabeyime doğru çevirdim. Kazanacağıma inanıyordu. Onu hayal kırıklığına uğratmaktan çok korkuyordum.
Adrian son hazırlıkları yapmamızı söyleyince hiç bir şey yapmadan beklemeye devam ettim. Eduard bir şeylerle uğraşıyordu. Ama benim dikkatim şimdilik izleyiciler üzerindeydi. Babamın da bu düelloyu izlemesini çok istiyordum. İzleyiciler bana şaşkın şaşkın bakıyordu. Bazıları ise sen kazanamazsın der gibi bir tavır içerisindeydiler. Bunları yüz ifadelerinden anlamak çok mümkündü. Bense silahımı iyi seçtiğime inanıyordum. Babamın bana doğum günümde armağan ettiği kılıcı kullanacaktım. Tabi kılıcı elimde tutmuyordum. Cebimde ruj şeklinde duruyordu. İzleyicileri şaşırtmak hoşuma gidecekti. Kim tahmin edebilirdi ki böyle bir silahı?
Belki Afrodit kızları. Onların dışında kimsenin akıl edeceğini sanmıyordum. Arena alanı artık tıka basa doluydu. Heyecanım gittikçe artarken , damarlarımdan geçen kanın hızla pompalandığını hissediyordum. Eduard'ın gözlerine bakmaya çalışıyordum. Ona odaklanmak için en iyi yol rakibin gözlerine odaklanmak olduğu görüşündeydim. Fakat onun gözleri başkasına bakıyordu. İzleyiciler arasında olan sevgilisini arıyordu. Bu durum daha çok hoşuma gitmeye başlamıştı. Adrian son hazırlıklar için uyarınca izleyicilerin hedefi haline gelmiştim. Üzerimde yalnızca zırh vardı. Herkes neyle savaşacağımı merak ederken , ateş kırmızısı olan rujumu cebimden çıkardım. Dudaklarıma sürdükten sonra muzip bir şekilde gülümsedim. İzleyiciler yaptığım şeyin ne anlama geldiğini çözmeye çalışırken , şaşkın şaşkın bakıyorlardı.
Adrian'ın yerlerinize geçmemizi söylemesiyle yerimi aldıktan sonra rujumu bir anda kılıca dönüştürdüm. İzleyicilerin şaşkınlıkla çıkarttıkları sesler hoşuma gidiyordu. Eduard'ı şaşırtmayı da başarmıştım.
Rakibimin gözlerindeki kazanma aşkını görünce , işimi daha çok önemsemem gerektiğini anladım. İşim tahmin ettiğim kadar kolay olmayacağa benziyordu. Bu sırada izleyicilerin arasında ön tarafa doğru gelen babamı görünce mutlu olmuştum. Bana güzel moral kaynağı oluyordu. Ona gülümsedikten sonra , gözlerinde bana olan güvenini gördüm. Bu düelloyu ne yapıp edip kazanmam gerekiyordu. Ben savaşmak için doğmuştum. Elimden gelenin en iyisini yapacaktım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eduard Ryan Longrange
Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Eduard Ryan Longrange


Mesaj Sayısı : 1186
Kayıt tarihi : 31/10/10

Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange Empty
MesajKonu: Geri: Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange   Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange Icon_minitimePerş. Kas. 25, 2010 8:47 am

Kampta yeni olmama rağmen bir Ares çocuğunu (!) düelloya davet etmiştim.Belki de Ares çocuklarına sinir olduğum için belki de kendimi kanıtlamam için.Kendimi kanıtlamak konusunda ki düşüncelerim sadece bir Ares çocuğunu yenmekti.Ares.Yani savaş tanrısının çocuğu olan Amanda ile düello yapacaktım.Amanda bir Ares çocuğu olduğu için savaşmak için doğmuştu.Ben onunla düello yapacaktım.Kazanma şansım ne kadar yüksekti ? bir Ares çocuğunu yenebilir miydim? bunlar aklıma takılan binlerce sorudan ikisiydi.Hayır.Kendimi rezil etmiyecektim.Bana bakan iki-üç düzine gözü hayal kırıklığına uğratmayacaktım.Bunları söylemesi kolaydı.Peki gerçekten de kendinden emin bir Ares kızına karşı şansım ne kadardı? bunu birazdan öğrenecektim...

Bütün gözler bana kenetlenmişti.İzleyenlerin ne düşündüğünü biliyor sayılırdım."Bu Hephaistos çocuğu savaş konusunda ustalaşmış Ares kızı ile nasıl düello edecek ?" Doğrusu bunun cevabını ben de merak ediyordum.Kısacası beni harakete geçiren de buydu.Bana bakan gözlere baktım.Maya'nın önünde kendimi küçük duruma düşüremezdim.Daha doğrusu kimsenin önünde.Bir Hephaistos çocuğunun Ares kızı ile ne kadar şansı varsa benim şansım da öyleydi.Buraya kaybetmek için gelmemiştim.Arena ve savaşmak konusunda tecrübeli olan Ares çocuğuna yenilmemeye çalışacaktım.İki düzine kişinin gözlerini size diktiği bir yerde düello yapıyorsanız, sizi daima yenilgiye uğratan iki şey vardır: Utanç ve rezil olma korkusu.İkisi de sizin kaybetmeniz de en büyük rol oynayan şeylerdir.Bu yüzden size bakan onca tanıdık yüzle bunu aşmak pek kolay olmuyor.Amanda bir şeyler ile oyalanıyordu.Sanki doğru zamanın gelmesini bekliyor gibiydi.Bir çok düello yapmıştım.Ama resmi olarak değil.Kılıcımı çıkartmak istiyordum nedense.Ama içimde ki ses "çıkarma" diyordu.Oldukça saçma bir durum olsa da çıkartmamayı tercih ettim.Kılıçlardan başka Üstümde zırhtan başka hiçbir şey yoktu.Bunun bir avantaj mı yoksa dezavantaj mı olduğunu bilmiyordum.Benim yeteneklerim sınırlıydı.Peki ya Amanda'nın ? Hiç olmassa onu destekleyen oldukça kişi vardı.Peki ya beni ? oldukça az.Amanda zorlu bir rakip olduğunu kabul etmek zorundayım.Ama ben de kolay pes etmeyecektim.Mümkün olduğu kadar Amanda'nın gözüne güçlü görünücektim.Bunları söylemesi oldukça kolaydı.Esas olan uygulamaktı.Birçok tanıdık yüz karşısında utanç içerisinden boğulmaktansa Styks ırmağında boğulmayı tercih ederdim.Normal açıdan bakarsak ikimizin elinde de kılıç yoktu.Tamam benim Thésus'um vardı ama Amanda'nın ?.Kılıcı olmadan nasıl dövüşecekti ? Bunun cevabını yakında alacaktım.

Yüzümü bana bakan birçok yüzden çevirip, Amanda'nın yüzüne diktim.Yüzünde oldukça sinsi bir gülümseme vardı.Eli cebine doğru gitti ve tahmin ettiğimden oldukça (!) farklı bir şekilde kırmızı bir ruj çıkarttı.Hah ! bu şaka mıydı ? ama Amanda böyle düşünmüyor gibiydi.Ne düşündüğünü anlayamıyordum.Ben bu Amanda'yı ne zaman anlayacaktım ? belli ki hiçbir zaman.Meraklı bakışlarım üstünde ruju dudaklarına doğru götürdü.Doğrusu bunu bir Afrodit kızından beklerdim.Bunu bir Ares kızı yapacaktı ? ama yapacaklarının sadece bu kadar olmadığını anlamak için sadece birkaç saniye yeterdi.Amanda bana bakıp, muzip bir şekilde gülümsedikten sonra ruj, bir kılıca dönüştü.Kabul etmeliyim ki şaşırmıştım.Seyircilerin sesi kesildiğinden - ki bu gerçekten işime yaramıştı- sonra hakem olarak seçtiğimiz - şuan bunu yaptığıma pişmanım- Amanda'nın kardeşi olan Adrian düelloya başlamamız için geri sayıma başlarken kendime güveniyordum ya da güvendiğimi sanıyordum.Artık Adrian'a göre düelloya başlayabilirdik.Biraz geçte olsa kılıcım Thésus'u çekmiştim.Kılıcım, bir hançer yay ve bir mızrağa dönüşürken seyirciler şaşkın bir şekilde bakıyordu.Gülümsedim. Yenilgiye uğramamak için elimden geleni yapacaktım...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange Empty
MesajKonu: Geri: Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange   Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange Icon_minitimePerş. Kas. 25, 2010 9:20 am

Amanda:
Kurgun sıradandı, araya kattığın birkaç olay rp'ni zenginleştirse de klasik bir ilk post olmuş. Ama ilk postlarda kurguyu abartabilmek zaten zor, bu yüzden fazla üzülme. Anlatım ve betimlemen yerinde, imladan ise tam puan aldın. İlk turu kazanmanın sebebi de bu.

1. Tur Puanı : 6/10


Eduard:
Senin de kurgun Amanda'nınki gibiydi, ondan daha fazla puan alamadın bu konuda. Betimleme ve anlatım konusunda biraz daha iyi olduğunu söyleyebilirim, imla konusundaki hatalarını telafi eden ve farkın açılmasını engelleyen de buydu.

1.Tur Puanı : 5/10
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange Empty
MesajKonu: Geri: Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange   Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange Icon_minitimeC.tesi Kas. 27, 2010 2:05 am

Adrian'ın başlama hareketiyle bakışlarımı babama çevirdim. Bana inanan gözlerle baktığını görünce , kendime olan güvenim artmıştı. Hemen bakışlarımı Eduard'a yoğunlaştırdım. İlk amacım onu sinir etmek olacaktı. Onu sinirlendirmeyi başarırsam üzerime daha çok gelecekti. Sağlam adımlar atmaya özen gösterirken üzerine doğru bir hamle yaptım. Hemen kılıcıyla karşılık verdi. Tahmin ettiğim gibi yapmıştı. Havada kılıçlarımızın çıkardığı sesler izleyicileri coştururken durumumdan çok memnundum. Eduard seslerden rahatsız olurken , ben gayet rahattım. Hatta daha fazla ses çıkmasını istiyordum. Kılıcımı üzerine itiyordum. Silahını yere düşürüp biraz eğlenmek istiyordum. Kılıcı yavaş yavaş eğilmeye başlayınca '' Hadi ama. '' dedim. Yüzümdeki gülümseme onun sinirlenmesini sağlıyordu. Bir anda kendinden kararlı bir bakışla kılıcını itmeye başladı. Tüm gücünü kılıcına yoğunlaştırmışa benziyordu. Ben ise onu sinirlendirmek için elimden gelenin fazlasını yapıyordum. Kılıcıma yüklenirken bakışlarımı Maya üzerinde yoğunlaştırdım. Eduard nereye baktığımı anlayınca bir anda kafasını o yöne döndürdü. İşte eğlence şimdi başlıyordu.
Onun bakışları Maya üzerine odaklanmışken eğilerek kılıcımı geri çektim. Ne olduğunu anlamaya çalışırken o yüz ifadesi gerçekten görülmeye değerdi. Eduard'ın gözlerinin içine bakarken bir kahkaha patlattım. Sinirle üzerime yürüdü. Hala yerde onu bekliyordum. Kalkmamı bekliyor gibi bir hali vardı. Karın hizama doğru kılıcını savurunca bacağına bir tekme patlattım. O arkaya doğru savrulurken elinden kılıcı da gitmişti. Ama benim istediğim bu değildi. Yalnızca eğlenmekti. Seyircilerden tezahürat ve yuhalama sesleri geliyordu. Hangisi bana bilmiyordum. Zaten umrumda da değildi. Yuhalama seslerini onun için yaptıklarını düşünerek öfkesinin artmasını bekliyordum. Beklediğim gibi de olmuştu. O yerde şaşkınlığı üzerinden atmaya çalışırken birden ayağa kalkarak kılıcımı boğazına dayadım. '' Ne yazık ki öldürmek yasak.'' dedim . Tekrar geri çekilerek kılıcını almasına izin verdim. Seyircilerin sesleri gittikçe artıyordu. Ama bu kadar çabuk kazanmak gibi bir düşüncem yoktu. Önce biraz eğlenmeliydik. Arenanın etrafında yavaşça yürümeye başladım. Şu anda önem verdiğim tek şey adımlarımı sağlam atmaktı. Saçlarımı arkadan topladığım için memnundum. Terden önümdeki saçlar zaten yüzüme yapışmıştı.
Eduard'ın ayağa kalkmasıyla üzerime saldırması bir oldu. Yana doğru savrularak hamlesinden kurtuldum. Bana artık gerçekten beni kesmek istermiş gibi bakıyordu. Ancak bu o kadar basit değildi. Şimdi olmam gereken yerdeydim.
Kahkaha , yuhalama ve ıslık sesleri birbirine karışmıştı. Bu durumdan gittikçe zevk almaya başlamıştım. Eduard'a doğru hızlıca koşarak hamlemi yaptım. Kılıçlarımız çakıştığında çıkan sesle moralim daha da yerine gelmişti. Kendime olan güvenim gittikçe artıyordu. Bakışlarımı Eduard'a sabitleyerek '' Bu kadarcık mı?'' diye sordum. Gülümsemeye devam ediyordum. Bu onu sinirlendirmeye yetip de artıyordu bile. Var gücüyle kılıcına yüklenince elimden kılıç kayıyormuş gibi yaptım. Kılıcım gittikçe eğiliyor , elimden kayıyordu. Onun zafer duygusuyla sevinmesini istiyordum. Kılıcı elimden atmaya karar verdiğim anda kılıcı elimden düşürdüğüm gibi yere sıçradım. Tekrar üzerime doğru hamle yapınca kılıca tekme attım. Bunu gören seyirciler kahkaha atmaya başlamışlardı. Gerçekten garip bir duyguydu. Kılıca tekme atmak...
Kılıç gücümün etkisiyle yere düşünce ikimiz de silahsız kalmıştık. Şimdi ne yapacağı ortadaydı. Kılıcına koşacaktı. Tahmin ettiğim gibi kılıca doğru koşmaya başlayınca yerdeki kılıcımı hemen kaparak üzerine doğru koştum. Artık gerçek gücümü kullanma zamanı gelmişti. Kılıcı yerden almak için eğildiği sırada kendi kılıcımla zırhına vurduğumda yere savrulmaktan son anda kurtuldu. Kılıcıyla hemen karşılık verse de zırhına iyi geçirmiştim. Karşımda duran Adrian'ı görünce iyi gittiğimi anladım. Bana gülümsüyordu. Bende ona gülümsemeyle karşılık verdim. Kılıcımı var gücümle Eduard'ın üzerine savurdum. Göğsüne değince seyircilerin ıslıkları yükseldi. Biraz geri çekilerek ona toparlanmak için fırsat verdim. Karşımda güçsüz bir rakip istemiyordum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eduard Ryan Longrange
Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Eduard Ryan Longrange


Mesaj Sayısı : 1186
Kayıt tarihi : 31/10/10

Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange Empty
MesajKonu: Geri: Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange   Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange Icon_minitimePaz Kas. 28, 2010 4:06 am

Amanda'nın kahkahaları hala zihnimde çınlıyordu.Kendimi güçsüz gösteremezdim.Hayır gösteremezdim.Ama karşımda güçlü bir rakip istemiyordum.Ama ben çoktan seçimimi yapmıştım Amanda'yı seçerek.Amanda'nın bu kadar kolay kazanmasına izin vermeyecektim.Doğrudan Amanda'nın gözlerine bakıyordum.Bu kadar kolay olmayacaktı.Seyircilerin beni aşağılamasına izin veremezdim.Amanda'nın beni sinirlendirmesini de.Amanda bana acıyarak bakıyordu.Kılıcım elimde değildi.Belki de bu yüzden seyircilerin (!) " hiç şansı kalmadı" demelerini tuhaf bulmuyordum.Amanda, kılıcımı yerden almama izin vermiyordu.Zihnimi deşen bir gülümseme ile bana karşılık verdi.Artık kılıcı ile bana doğru hamle ediyordu.Benim ise kaçmaktan başka çarem yoktu.Amanda'nın kılıcı büyük bir uğultuyla kafamın üstünden geçişine tanık olurken, yerde olduğumu fark ettim.Dediğim gibi, kolay yenilmeyecektim.Amanda'ya bu zaferi göstermeyecektim.

~


Amanda bunu fırsat bilip, kılıcını göğsüme dayadı.Şunu söylemem gerek.Planı işe yaramıştı.Sinirleniyordum.Ama ben onun tahmin ettiği gibi, sinirlenince zayıf olmuyordum, aksine daha da güçleniyordum.Ama şimdi düşünmeye vaktim yoktu ve kararımı çabuk vermeliydim.Aksi takdirde Amanda kazanabilirdi.Beklnemedik bir şekilde elimi toprağa değdirdim.Toprak, bir anda canlandı.Şekilden şekile giriyordu.Sonunda uzun bir kılıç oldu.Bunu gören seyirciler şaşkınlık için fısıldamaya başladı.Amanda'nın ifadesi oldukça gülünçtü.Şaşkınlıktan bir kaç adım geri gitmişti.Gülümseyerek ayağa kalktım.Amanda şaşkınlık içinde bana bakıyordu.Bu başka bir zaman olsa oldukça eğlenirdim ama Amanda'nın kendine gelmesinin fazla zaman almayacağını biliyordum.Kılıcımı Amanda'nın kine savurdum.Amanda geçte olsa karşılık verdi.Bir kaç seri kılıç darbelerinden sonra Amanda'nın kılıcı yerdeydi.Bu sefer benimkisi de Amanda'nın boğazına dayalıydı."Şimdi nasıl ?" dedim Amanda'ya bakarak.Amanda'nın dişlerini sıktığını görebiliyordum.Bakışları Adrian ile benim aramda geliyordu.Ben ise Maya'ya bakmaya sürdürüyordum.Beni tek güçlendirebilecek kişi varsa o da Maya'dır herhalde.Kendimi kanıtlama arzusu ile kılıcımı Amanda'nın boğazından çektim.Ne yazıkki burada öldürmeye izin vermiyorlardı.Amanda kılıcını almak için bir hamle yaptı ama ben bunu engelledim tabii.Şimdi yerde olma sırası Amanda'daydı.Kılıcımı toprağa doğru attım.Kılıç toprağa karışarak yok oldu.Ben de yerden Thésus'u aldım.Ortalığı fısıltılar sarmıştı.Gözüm Maya'ya takılıyordu.Amanda, benim bu düşünceli halimi fırsat bilip, ayağa doğru kalktı.Gözümü tekrar Amanda'ya diktiğimde kılıcı elindeydi."İstersen pes et." dedim cevabını biliyor olsam da.Bunu sormamın nedeni korkuyor olmam mıydı acaba ? bunun cevabını düşünmek istemiyordum doğrusu.Amanda bana tekrar saldırmaya başladı."Ah, hayır. Saldırılarını güçte olsa engelliyordum.İtiraf vakti: Bu kızda dövüş yeteneği var ! bunu en az kendime on kere tekrarlıyordum.Sonunda Amanda'nın bir hamlesini daha engelledikten sonra kılıcımı zırhından içeri sokmayı başardım.Amanda acı içinde bağırdı.Kolunda ufak bir kesik oluşmuştu.Artık saldırılarının yavaşlayacağını düşünsem de, daha hızlıydı.Seyircilerin sesi, beni yavaşlatıyordu.Ama bu kazanamamı engelleyecek değildi.Amanda'nın son bir hamlesini de karşılayarak, durdum.Amanda da öyle yaptı.Bir ara göz göze geldik ama Amanda'nın ne yapacağını kestiremiyordum.Arena tamamen sessizliğe bürünmüştü.Sessizlik, bazen insanın en ihtiyacı olduğu şeydir.Bu süre içerisinde kendini toparlar, tüm stresini atarsın.Ama ne yazıkki melezler böyle değillerdir.Bu sessizlik içinde daha da gerilip, karşında ki rakibinin saldırısını beklersin.Hele tüm kamp nefesini tutmuş, sizi seyrediyorsa.Ama bu sefer sevinme sırası Amanda'da değildi.Büyük bir dikkatle -Amanda da aynı şeyi yapıyordu- Amanda'ya bakmaya başladım.Bir sonra ki saldırıda ona avantaj veremezdim.Ah, hayır.Amanda'nın sandığı gibi kolay bir rakip olmayacaktım -daha doğrusu olmamak için elimden geleni yapacaktım- Kılıcım hazır halde, Amanda'nın saldırısını bekledim.Savaşmak için doğmuş bir kızın karşısında kazanıyordum -yani çalışıyorum.Ya da öyle sanıyordum- Tekrar gözlerimi Amanda'nın kilere diktim.Bir sonraki saldırısını gülümseyerek bekliyordum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange Empty
MesajKonu: Geri: Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange   Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange Icon_minitimePaz Kas. 28, 2010 6:07 am

Amanda:
Kurgun biraz daha iyiydi diyebilirdim aslında, ama o kadar abartmışsın ki kurgudan sana puan vermem çok zor. Henüz ilk turda ve puanlar dengeliyken kurguda rakibini bu kadar ezmen sana eksi puan kazandırdı. İmlada yine sorun yok, anlatımın da yerinde. Kurguya biraz daha dikkat etmen lazım.

2. Tur Puanı : 5/10


Eduard:
Kurgun güzeldi, beğendim. Anlatımını da araya kattığın bazı cümlelerle pekiştirmişsin, güzel olmuş. Ama imla konusunda hala eksiklerin var, rp'nin başlarını okuyunca bu sefer düzelttiğini sandım, ancak devamında çok hata vardı. Bu konuya daha çok dikkat etseydin daha yüksek bir puan alabilirdin.

2.Tur Puanı : 6/10
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange Empty
MesajKonu: Geri: Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange   Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange Icon_minitimeSalı Kas. 30, 2010 8:33 am

Kolumdan akan bir kaç damla kanı umursamıyordum artık. Öne doğru sert bir hamle yaptım.Bu seferki hedefim bacaklarıydı. Kılıcımı aşağıya doğru savurunca son anda bir karşılık verdi. Genelde kılıç darbeleri üst kısımlara yapıldığı için bu darbeyi beklemiyordu. Boylarımızın eşit oluşu iyiydi.Benden daha uzun boylu olsaydı yaptığım bir çok hamlenin de bir önemi kalmayacaktı. Yeri sarsarak silah yapabildiğini keşke şu anda öğrenmemiş olsaydım. Daha önceden bir bildim olsaydı , en azından şaşkın şaşkın bakarak rezil olmazdım. Tabi artık bunun bir önemi yoktu , olan olmuştu. Elimden gelenin en iyisini yapmak için çaba harcarken ikimizinde eşit koşullarda olduğunu fark ettim. Ben ondan savaş konusunda tabi ki daha iyiydim. O ise Hephaistos'un oğlu olduğu için kendi kılıcını kendi yapmış olmalıydı. Kılıcının havadaki hareketleri kusursuzdu.

Arena kurallarına göre ok ve yay kullanımı yasak olduğu için kendimi kötü hissediyordum. Bu kural olması gereken bir kuraldı aslında. Ok darbeleri öldürücü olabilirdi. Tanrıça Artemis'in dersinde söyledikleri aklıma gelince kendimi şanssız hissettim. Malesef kılıç konusunda o kadar iyi olamıyordum.
Bakışlarım babamı arıyordu. Ancak görünürde yoktu , bu hırslanmama sebep oldu. Benim iyi savaşamadığımı düşünerek arenadan ayrıldığına inanıyordum. Bu içimi ne kadar acıtsa da azmimi arttırıyordu. Ben babamı arena içinde bakışlarımla aramaya devam ederken Ed bundan yararlanarak bir hamle yaptı. Darbeye şaşkınlıkla geç cevap verebildim. Zihnimde yankılanan sesle tekrar donakaldım. '' Sen savaşmak için doğdun. Unutma , içindeki savaşçı kişiliği ortaya çıkarman kazanmanı sağlayacaktır.'' dedi. Bu ses babama aitti. Ben etrafıma bakınıp babamın nerede olduğunu bulmaya çalışırken, Eduard benden kaptığı taktikle hamle yaptı. Hamleye karşılık veremeyerek, acıyla yere savruldum. İzleyicilerin çıkardıkları sesler beynimde zonkluyordu.

O karşımda dikilmiş bana pis pis sırıtırken , hiç bir şey yapamadan yerde yatmak gerçekten çok sinir bozucuydu. Bunun zafer olduğunu düşünüyor olmalıydı. Ama yanılıyordu , ona bu kadar çabuk yem olmayacaktım. Bacağımdan akan kanın kokusu içime doldukça kendime geliyordum. Elimle bacağımdaki yaranın üzerine biraz bastırdıktan sonra , ayağa kalkmak üzereyken kılıcı üzerime savurdu. Bacağımdaki yara yüzünden tekme atamıyordum. En doğru olacağını düşündüğüm hamleyi yaparak yana savruldum. Kılıcı toprağa isabet ettiğinde seyircilerden gelen sesler iki katına çıkmıştı. Hızlıca ayağa kalktım. İlk amacım kılıcımı sağlam tutarak , sağlam adım atmaktı. Pek sağlam adım attığım söylenemese de elimden geldiğince ayakta durmaya çalışıyordum. Eduard durmak bilmiyordu. Kılıcını tekrar üzerime savurduğunda hızlıca karşılık verdim. Aralıksız onun hamlelerine cevap vermeye çalışıyordum. Ayağımın acısı gittikçe artıyordu. Ama ne pahasına olursa olsun kanımın son damlasına kadar pes etmek yoktu. Artık gücümü göstermenin zamanı gelmişti. Seyircilerden gelen tezahürat sesleriyle kendime geliyordum. Bacağımdaki yara sızlamaya devam ederken bende hamle yapmaya devam ediyordum. Kılıcını yere düşürüp sağ bacağımla yüzüne güzel bir tekme sallamak için fırsat kolluyordum. Babamın söylediklerini düşünürken , şimdiye kadar göstermediğim gücü ortaya koymuştum. Yaptığım hamle karşısında kılıcı aniden elinden düştü. Şimdi karşımda savunmasızca duruyordu. Bakışları kılıcında olması gerekirken seyirciler arasında geziniyordu. Kimi aradığını fark etmek uzun sürmedi. Tabi ki sevgilisini arıyordu. Bu boşluğunu fırsat bilerek sağ bacağımla yüzüne sert bir darbe indirdim. Darbenin etkisiyle benim az önce savrulduğum gibi yerde yatıyordu. Seyircilerden çıkan yuhalamalar , ıslık sesleri , tezahüratlar gittikçe artıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eduard Ryan Longrange
Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Eduard Ryan Longrange


Mesaj Sayısı : 1186
Kayıt tarihi : 31/10/10

Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange Empty
MesajKonu: Geri: Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange   Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange Icon_minitimeCuma Ara. 03, 2010 9:32 am

İçimi büyük bir nefret kaplamıştı.Kendimi savunmasızca bırakıp, yerde yatıyordum.Burnumun kırıldığına neredeyse emindim.Ama acıdan çok, nefret ön plandaydı içimde.Ben, bunlara rağmen sadece yerde yatıyordum.Seyircilerin seslerini dinlemeyerek, yerimde doğruldum.Amanda kılıcını boğazıma dayamıştı.Ama benimle ilgilenmekten çok babasına bakıyordu.Normal bir durum olsa ona acıyabilirdim ama şimdi ben acınası durumdaydım.Kılıcım yoktu ve yaralıydım.Tekrar içimde ki öfkeyi hissettim.Gözlerim istemeden de olsa Maya'yı arıyordu ama ilk önce kendimi kurtarmalıydım.Doğrusunu söylemek gerekirse benim için silahsızlık önemli değildi ama Amanda'nın umurunda değil gibi duruyordu.Artık gözleri bana kenetlenmişti.Sinsi bir gülüşle gülüyordu.Bu çok uzun sürmeyecekti aslında.Elimi toprağa doğru değdirdim.Toprak bir anda şekillendi.Amanda ne yaptığımı anlayacak ki kılıcını bana doğru savurdu ama çok geçti.Ben de ona kendi kılıcımla karşılık verdim.Belki içimde ki öfkenin nedeni Amanda'nın davranışları değildir.Belki de seyircilere doğru baktığımda beni destekleyecek en önemli kişinin olmaması yüzündendir.Amanda, Ares sayesinde güç alıyordu.Peki ya ben ? bunu düşünmemek için elimden geleni yapacaktım.Kılıcımla bir hamlesini daha karşıladıktan sonra Amanda'yı ittim.Amanda, bu beklenmedik gelen darbe karşısında sendeleyip, birkaç adım geri gitti.Sonunda yana doğru kaydım.Thésus'un olduğu yere.Amanda birkaç saniye sonra kendine geldi ve bana tekrar saldırmaya başladı.Hamlesini Thésus'la karşılayıp, diğer kılıcımı Amanda'ya doğru attım.Amanda, beklediğimden güçsüz değildi herhalde.Eğilerek, bu saldırımı savuşturdu.Birbirimize öfke içinde bakıyorduk.Kendimi Serena ile yaptığım dersi hatırlamaya zorladım.-Doğrusu bunu size gelen milyonlarca kılıç darbesini karşılarken pekte kolay yapamıyorsunuz.- İçimden lanet okuyarak, -sonunda- gözlerimi Maya'dan ayırıp Amanda'ya diktim.O zaman sadece tek bir kelime düşünüyordum.Yenilemezdim.Öfkeyle kılıcımı Amanda'ya savurdum.Rakibim, bu saldırımı karşılamış olmasına rağmen güç karşısında kılıcı kendisinden iki metre öteye fırlamıştı.İşte gülümseme sırası bendeydi artık.Kılıcımı tekrar savurdum.Zırhı olmasaydı muhtemelen bu onun için öldürücü olurdu ama sadece acı içinde bir inilti çıkararak, yere düştü.Bende Amanda'nın kılıcını kendime doğru çektim.Rakibime bu fırsatı tanımayacaktım.Burnum kanamaya devam ediyordu ama -ilk defa- bunu umursamıyordum.Amanda'nın gözleri yine babasına kaymıştı.Onu anlayabiliyordum (!) Kendisini babasına kanıtlamaya çalışıyordu.Ama benim burada beni izleyen kanıtlamaya çalıştığım babam bile yoktu.Belki de sırf bunun için, Amanda'nın beni yenmesine izin vermeyecektim.Arenadan fısıltılar yükseliyordu.Sonunda Adrian'a bakma cesaretinde bulunabildim.Adrian, kalemi ile not alıyordu.Sonuçlardan pek memnun olmuş gibi gözükmüyordu.Bunun benim için mi yoksa Amanda için mi olumlu olduğu konusunda emin değildim ama nasıl olduysa (!) Amanda kılıcı ile birlikte ayağa kalkabilmişti.Biz, birbirine nefretle bakan birer düşmandık.Bu, bize güç verirdi.Bu yüzden neredeyse Amanda'nın bütün hamlelerini ezberlemiştim.Bir darbesini daha engellerken -sadece Amanda'yı sinir etme amacıyla.Durumumun iyi gittiği yüzünden değil- Amanda'ya gülümsüyordum.Bu onu daha da sinirlendiriyordu.Emin olun sinirlenmiş bir Ares kızı görmek isteyeceğiniz son şeydir.Bir çok hamlesini engelliyordum.Ama Amanda yorulmuşa benzemiyordu-ki neredeyse aralıksız otuz dakikadır dövüşüyorduk- Doğrusunu söylemem gerekirse, yorulmuştum.Özellikle de bunu Amanda'ya belli edemezdim.Ona avantaj veremezdim.Düşmanıma karşı tekrar gülümsedim."Bu kadar mı Amanda ? Senin daha iyi dövüştüğünü sanırdım. dedim alayla.Bunları bir Ares kızına söylemek, Kronos'un doğum gününü kutlamaktan farksızdır.Amanda, sinirle bana hücüm ediyordu.Zaten benim istediğim şeyde buydu.Onun bir önceki planı.Amanda'yı sinirlendirip, avantajı kendi elime geçirmek.Bütün gücümle kılıcımı tekrar Amanda'ya savurdum.İkimizin kılıçları da havaya uçtu.Ah, işte bu olamazdı.Amanda, çevik bir hareketle kendi kılıcını, ben ise elimi tekrar toprağa değdirerek, kendi kılıcımı oluşturdum ve birbirimize tekrar saldırdık.Yaklaşık on dakika sonra ikimizde birbirimizden ayrılmıştık.Doğrusu gözüm tekrar Maya'ya ilişmişti.İkimizinde sayısız yarası olmasına rağmen birbirimize saldırmaya hazırdık.-Hatta bu gittikçe daha da eğlenceli bir hale gelmişti- İkimizde birbirimizin hamlesini bekliyorduk.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange Empty
MesajKonu: Geri: Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange   Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange Icon_minitimeCuma Ara. 03, 2010 9:54 am

Amanda:
Yer yer imla hataların gözüme çarptı, bu konuda biraz salmışsın kendini. Kurgu olarak bir öncekinden iyiydi, ama yine de çok iyi diyemem. Sıradan, bayat. Anlatım ve betimlemen her zamanki gibi geçer not aldı.

3. Tur Puanı : 6/10


Eduard:
İmla hataların azalsa da hala mevcut, bu konuda biraz çalışman gerekiyor. Anlatım ve betimleme olarak da Amanda ile aynı düzeydesiniz. Kurgusal olarak da ikinizin de artı puan alması için gözüme çarpan ekstra bir şey yok.

3. Tur Puanı : 6/10

Ps: Başa baş gidiyor düello, bunu değiştirebilecek olan da sizlersiniz. Anlatım ve betimlemenizi geliştirmek uzun bir zaman alır, o yüzden imla ile başlayın işe. Kurgu olarak da güzel ve sıra dışı şeyler bulursanız düelloda bir adım öne geçebilirsiniz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange Empty
MesajKonu: Geri: Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange   Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange Icon_minitimePaz Ara. 05, 2010 9:07 am

Yorgundum ama durmak gibi bir lüksüm yoktu. Ed'in gözleri Maya'yı , benim gözlerim babamı ararken Ed beklenmedik bir hamle yapınca tekrar yere serildim. Kılıcım da elimden oldukça öteye uçmuştu. Şimdi ne yapacaksın der gibi bakıyordu bana. Gerçekten yorulmuştum ve ayağımın acısı gittikçe artıyordu. Gözlerim abime takıldı. Bana inanıyordu. Babamın ve abimin bana olan güvenini sarsamazdım. Üstelik bu kadar kişi içinde rezil de olamazdım. Ed'in bakışları tekrar Maya'ya dönünce '' Maya , defol git!'' diye geçirdim içimden. Tabi gitmeyeceği gün gibi açıktı. Sevgilisi beni yere sermişken bu anı nasıl kaçırabilirdi?
Ed zaferi kazandığında onun boynuna sarılmak için oracıkta bekliyordu. Ed'in aklını karıştırırsam olaylar benim lehime geçeceği için onun piskolojikman karmaşanın içine atmak istiyordum. Burada güç aldığı tek kişi sevgilisydi. Buradan Maya'ya bir şey yapamayacağım içim içimden sessizce tanrıya '' Tanrım , yardımcım ol. Maya'nın buradan gitmesini veya Maya'nın başına bir şey gelmesini sağla.'' diye bir dua gönderdim. Aslında saçma gelebilirdi. Ama ben bu tür şeylere inanıyordum. Dua ederken gözlerimin kapalı olduğunun farkında bile değildim. Eduard birden deli gibi bakmaya başladı. Ne olduğunu anlamasam da bunu fırsat bilerek kılıcıma koştum. Kılıcımı elime aldıktan sonra ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Yoksa dualarım kabul mu olmuştu?
Hemen arkama dönerek Maya'ya bir şey mi oldu diye baktım. Ancak Maya orada oturuyordu. Endişeli olduğu her halinden belliydi.
Eduard '' Hayır!'' diye bağırınca seyircilerden çıkan sesler de oldukça artmıştı. Ben dahil herkes ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Yerinde oturan seyircilerin hepsi şimdi ayaktaydı. Eduard '' Maya!'' diye bağırınca herkesin şaşkınlığı daha fazla arttı. Aklımda garip bir düşünce oluşmuştu. Gerçekten ettiğim duanın kabul olduğunu düşünüyordum. Tabi aklımda hala Maya'ya bir şey olsa düşüncesi hakimdi. Eduard'ın gözleri deli gibi, boş bakmaya devam ederken gerçekten korkmaya başlamıştım. O bu haldeyken gerçekten çok savunmasızdı. Ancak onu bu halde yere sermek bana yakışacak bir davranış değildi. Öylece uzaktan olanları izliyordum. Abim olaya el atmak için hızla Eduard'ın yanına yaklaşmıştı. İlk defa duyduğum bir ses '' Bunu sen yaptın.'' dedi. Etrafıma bakındığımda böyle bir şey söyleyen kimsenin olmadığını gördüm. Zaten melezlerin hepsiyle konuşmuşluğum olduğu için seslerini de biliyordum. Aynı ses tekrar zihnimde yankılandı. '' Bunu sen başardın.'' dedi. Ben ona bir şey yapmamıştım ki. Eduard tekrar çığlık attı '' Maya!''. Abim onunla ilgilenirken bende boş bulduğum bu zamanı zihnimde yankılanan sesin söylediklerini düşünerek geçiriyordum. Aklıma gelen bir ihtimali değerlendirmeye karar verdim. Maya'ya bir şey olsun düşüncesini beynimden tamamen uzaklaştırınca Eduard kendine geldi. Şaşkınlık içinde ona bakmaya devam ediyordum. O ise yere yığılmıştı. Yorgun ve bilinçsiz gibi duruyordu. O ses sen yaptın demişti. Eğer ben yaptıysam nasıl başarmıştım. Birkaç görevli daha onunla ilgilenmek için gelirken yine Maya'ya bir şeyler olsun düşüncesi beynime sızdı. Ed, biraz önceki o komaya girmiş gibi hali aldı. Bunu gerçekten ben yapıyordum sanırım. Lucy'nin zihin okuması gibi benimde bir özel gücüm olabilir miydi?
Şimdilik bilmiyorum. Ama yakında öğrenecektim nasılsa.

Bir kaç deneme daha yapmak istiyordum. Ve bu seferki denemem iyi yönlüydü. Gözlerimi kapayarak Maya ve Eduard'ı yeşillikler içinde olduğunu düşündüm. Gözlerimi açtığımda Eduard'ın sırıttığını görünce şaşkınlığım artmıştı. Bunu ben yapıyordum!
Görevliler Eduard'a su verdikten sonra kendine geldi. Böyle bir durumda devam etmemiz ne kadar doğru bilmiyordum ama kılıcını eline aldığı gibi üzerime hamle yaptı.Ne çabuk kendine geldiğini bile anlayamamıştım.Hamlesine yanıt veremeyecek kadar şaşkın olduğum için beni kolumdan yaraladı. Kolumda ve bacağımda o kadar çok çizik oluşmuştu ki neredeyse acıyı hissetmiyordum. Kolumun sızladığını hissetsem de duramazdım. Bende Eduard'ın üzerine bir hamle yaptım...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eduard Ryan Longrange
Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Eduard Ryan Longrange


Mesaj Sayısı : 1186
Kayıt tarihi : 31/10/10

Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange Empty
MesajKonu: Geri: Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange   Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange Icon_minitimeÇarş. Ara. 08, 2010 5:49 am

Hayır ! Zihnime giren onca düşüncelerden kurtulmaya çalışıyordum.Maya'yı her düşündüğüm de zihnim de keskin bir acı beliyordu.Kendimi tutmak için dayanıyordum.Amanda'ya olan nefretim ikiye katlanmıştı.Artık Maya'yı düşünmemeliydim.Gözlerimi yumdum.Kes, artık.Bunları zihnimden çıkartmaya çalışırken Amanda'nın da bana düzinelerce gelen hamlelerini karşılıyordum.Maya, belki de benim tek güç kaynağımdı.Ama onu her düşündüğümde zihnimde bir acı beliriyordu.Ama dayanmam gerektiğini biliyordum.Amanda kendini çok fazla aşmıştı.Beni böyle zayıf bir haldeyken yenmesine izin vermeyecektim.İçimi artık mutlu düşünceler doldurmaya başlamıştı.Duygularım, her saniye de bir değişse bile artık takmıyordum.Tek hedefim Amanda'ya ölümüne saldırmaktı.Ama gözlerim ikide bir Maya'nın olduğu yere gidiyordu.Onu düşünmemem gerektiğini biliyordum ama çok geçti.Zihnimde ki acıyı hissetmemeye çalışıyordum ama pek başarılı olduğumda söylenemezdi.İçimden geldiğinde lanet okuyup, Amanda'ya saldırmaya çalışıyordum ama beni belki de en zayıf noktamdan vurmuştu.Hem mecaz anlamdan.Hem de gerçek anlamdan.Amanda'nın kılıcının zırhımı aşıp tenimle temas ettiğimi hissettim.Derin bir kesik açıldığını biliyordum ama artık yaralanmak o kadarda önemli değildi.Homurdanarak, Amanda'ya tekrar saldırmaya çalıştım.Ama bu saldırımı rahatlıkla engelledi ve tekrar kılıcını bana savurdu.Artık yerdeydim.Seyircilerden gelen sesler zihnimi delip deşmeye yetiyordu zaten.Sonumun geldiğini biliyordum.-Tamam.Bir düelloda öldürmek yasaktı.Öf, bu dramatik anı bozmayın.- ve böyle bitmesini istemezdim.Bedenimde açılan kesik gittikçe yanmaya başlamıştı.Amanda bana acıyarak bakıyordu.Yaralıydım.Amanda istediği gibi duygularımı değiştirebilir ve benim dikkatimi dağıtabilirdi.Yerdeydim ve bana doğrultulan bir kılıç vardı.Şansım ne kadardı acaba ? Doğrusu bilmek istemiyordum.Gözümü tekrar seyircilerin arasında dolaştırdım.Tanıdık yüzler bana endişe ile bakıyorlardı.Ve Maya... o bana inanıyordu.Ben böyle sefil durumdayken tek tesellimin sevgilimin olması ne acı değil mi ? Cevap vermeyin.Amanda bana gülümseyerek bakmaya devam ediyordu.Buda beni sinir etmek için yeterli bir numaraydı.Ayağa kalkma çabalarımı son buldurdum.Etrafımda ki her şey dönmeye başladı.Sadece beyaz bir perde görüyordum.Bir... Bir siluet vardı.Siluet bana doğru yaklaşıyordu.Yaklaşınca yüz hatlarını seçebiliyordum.Bir adamdı.Ares'i aratmayacak kadar kasları, elleri nasırla kaplanmıştı.Sakalı ise alevler içindeydi.Gri bir tulum giymişti.Bana sert bir ifadeyle bakıyordu.Muzip bir şekilde gülümsedim."Baba..."
Bunu söylediysem bile sesim çıkmadı.Yüzünde ki ifade artık bir gülümsemeye dönüşmüştü.Babam, bana yaklaştı.Elleri artık omzundaydı."Oğlum..." sesi çıkmamıştı ama bu kelime zihnimde yankılanmıştı.Babam gülümsedi.Ne kadar endişeli olduğumu biliyordu sanki.Bu bir rüya diye kendimi hatırlattım.Bu... gerçek olamazdı.Babamın gülüşü hayatımda gördüğüm en güzel şeydi.Ağzını oynatarak sadece iki kelime söyledi."Kalk Ayağa." Bu sözcükler beni harekete geçirdi.Kolumu görünmez ele doğru uzattım.Babamın gülüşleri kulağımda çınlıyordu.Hiç olmadığım kadar enerji doluydum.

~


Gözlerimi açtığımda nasıl olmadığını bilmediğim bir şekilde ayaktaydım.Amanda'nın suratında ki ifade buz gibiydi.Kolunda oldukça ciddi bir sıyrık vardı.Ve yerdeydi.Birden Amanda'nın kılıcını elinde olmadığını gördüm.Benim kılıcım ise simsiyah bir ışıltıyla parlamaya devam ediyordu.Kendimi Styks ırmağına girmiş gibi hissediyordum-girdiğimden değil.Söylentiler öyleydi.- Yenilmez hissetmek oldukça güzel bir duyguydu.Amanda artık zihnimi ele geçiremiyordu.Amanda'ya gülümsemem ile karşılık veriyordum.Belki de ilk defa önde olmak... ve kendimi yenilmez gibi hissetmem beni mutlu etmişti.Kendimi kanıtlamıştım.Üstümden zayıf ama görülebilen siyah bir ışıltı yayılıyordu.Dikkatimi seyircilere verdim.Maya bana hayranlıkla bakıyordu.Ve babam... o da bana sıcak bir gülümseme ile karşılık veriyordu.Ama kimse babamı görmüyormuş gibi davranıyordu.Tabii onunda umursadığı yoktu.Bunlar ancak rüya olabilirdi.Hem babam melez kampında ne işe yarıyordu ? istemesem de kendime lanet okudum."Bir kezde bu anın tadını çıkartsam. ?" dedim düşüncelerimle.Gözlerimi bir kez daha kırptığım da gülümsemem, yok oldu.Tamam, Amanda'nın yerde olduğu ve kendimi enerjik hissetmem doğruydu.Maya bana hayranlıkla bakıyor olabilirdi ama babam ortalıkta yoktu.Artık gerçek dünyaya dönmem gerektiğini anladım.Amanda tekrar düşüncelerime girmişti.Gözümde biriken yaşlara umursamayarak kılıcımı savurdum.Amanda yana kaymış olmasına rağmen kılıç onu sıyırmıştı.Bacağından kan akıyordu.Ama o da benim gibi yaralanmaları umursadığı yoktu.Öfkelendiğimi hissediyordum.Acaba benim gördüğüm onca şeyi Amanda mı yaratmıştı ? Gözlerimi kısarak Amanda'ya bakmaya devam ettim.Amanda bu dalgınlığımı fırsat bilip -Ah, şu Ares kızları ! Ne kadar da çekilmez oluyorlar !- ayağa kalktı.Artık birbirlerine öfke içinde bakan iki düşmandık.Babamın koruması sayesinde Maya'ya ihtiyacım yoktu güç kazanmak için.Amanda bunu fark etmiş olmasına rağmen oldukça rahat görünüyordu.Amanda'nın rahat görünmesi benim için biraz hayal kırıklığı olsa da sakin olmaya çalıştım.Rakibim, babasından güç alıyordu.Onu hayal kırıklığına uğratmamak istemesine gayet iyi anlıyordum.Ama sonuçtu Amanda benim bir düşmanımdı.Ona avantaj verecek her şeyi yok etmeliydim.Peki bir tanrıyı nasıl yok ederdim ? Babamın rakibinin Ares olduğunu biliyordum -zaten bunu duyduğumda oldukça sevinmiştim nedense.- Ama bir tanrıyı yok etme riskini ele alamazdım.Yapmam gereken şeyi bilmiyordum.Babam tekrar belirmişti ama tekrar kimse onu görmüyordu.Gözümü Amanda ve kılıç hamlelerinden ayırmamaya çalışsam da gözüm babama takılıyordu.Gerçekten de yorulmuştum.Babamın bana sağladığı korunma gücünü yitiriyor gibiydi.Amanda da yorulmuş gibi duruyordu.Sonunda birbirimizden ayrıldık.Gözüm babama takıldı tekrar.Bana gülümsüyordu.Ah, yeter artık ! birilerinin yardımı olmadan da kazanabilirdim ! ben korkak değildim.Hayır, kesinlikle değildim.Bu yüzden özellikle de babamın yardımına ihtiyacım yoktu.Sadece kendi güçlerim ve taktiklerim ile kazanmalıydım.Ancak böyle kendimi kanıtlayabilirdim.O anda ki duygularım yıkılmış gibiydi.Dokunsanız ağlayacak gibiydim.Kılıcımı elimde sıkmaktan elim morarmıştı.Ama yine de içimde birazda olsa bir güç kalmıştı ve ben "o" gücün tamamını rakibimi yenmek için kullanacaktım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange Empty
MesajKonu: Geri: Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange   Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange Icon_minitimeÇarş. Ara. 08, 2010 9:24 am

Amanda:
İmla konusunda gayet iyiydin, ama yine de hataların olduğunu söylemek zorundayım üzülerek. Anlatımın her zamanki gibiydi, ama kurgun ilk defa bu kadar güzel olmuş. Böyle devam et.

4. Tur Puanı : 7/10


Eduard:
İmla, imla, imla. Bu konuda daha çok çalışman lazım. Anlatımın pek akıcı değildi, betimlemeler ise vasat. Kurgun için söylenebilecek tek kötü şey, biraz fazla abartılı olduğuydu. Hatalarından ders almayı -özellikle imla konusunda- öğrenmelisin artık.

4. Tur Puanı : 6/10

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange Empty
MesajKonu: Geri: Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange   Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange Icon_minitimeC.tesi Ara. 11, 2010 6:50 am

Eduard'ın gözlerinin içine baktım. Sanırım bunu benim yaptığımı anlamıştı. Bana öfkeyle bakıyordu. Üzerine doğru ilk hamleyi yapan ben oldum. Kılıçlarımız havada edayla dans ediyordu sanki. Bu seferki hamlelerimiz güçlüydü. Birbirimizi dengeliyor gibiydik. Ama birimizin gücü daha üstün gelmeliydi. Ve bu kişi ben olmak zorundaydım.
Geriye doğru çekilen ben oldum. Aklım karışıyordu. Nedenini bilmesem de seyircilere bakma gereği duymuştum. Arkama döndüğümde her şey biraz önceki gibiydi. Neden böyle bir şey yaptığımı anlayamadım. Bunu fırsat bilerek Ed üzerime geldi. Hamleye geç cevap verdim. Az kalsın parmaklarım gidiyordu. Tabi böle bir durum söz konusu olsaydı Ed zevkten dört köşe olurdu. Ve benim ona bu zevki yaşatma gibi bir düşüncem yoktu.

Bütün düşüncelerimden sıyrılarak ayağına doğru bir hamle yaptım. Geriye savrulmasını beklerken o zıplayarak hamlemi geri püskürtmüştü. Bu daha çok öfkelenmemi sağladı. ''Amanda.'' dedi yine o ses. Etrafıma bakındım. Yine kimse yoktu. Ed'in hamlesine karşılık veremeyince yere yuvarlandım. Kılıcım da oldukça öteye uçmuştu. Sürünerek almam imkansızdı. Ed üzerime gelerek kılıcı boğazıma dayadı. '' Buraya kadarmış.'' dedi alaycı bir tavırla. Ama o öyle sanıyordu. Asla yenilemezdim. Güç kullanımı ne kadar yasak olursa olsun bunu kimse anlamayacağı için ona bir ilizyon göstermeyi denedim. İlizyonda beni birden çok görüyordu. Birde kılıcını yan tarafa doğru tutunca yaptığımın işe yaradığını anladım. Gözleri şaşkın bakıyordu. Hemen kılıcıma koşarak'' Sen öyle san.'' dedim. Sesimdeki şeytanlığı sezmemek için sağır olmak gerekirdi herhalde. ''Amanda.'' dedi tekrar o ses. Tanrım bu sesin kime ait olduğunu öğrenmem gerekiyordu. Bana yardım etmeye mi çalışıyordu? Yoksa aklımı daha çok karıştırmaya mı?
Bir türlü çözememiştim. Ama o sesi duymazdan gelerek devam etmem gerekiyordu. Yoksa az önce olduğu gibi Ed beni köşeye kıstıracaktı. '' Bu düello fazla uzadı.'' dedim sırıtarak. Kaybetmeye niyetim yoktu. Cebimdeki ikinci silahı çıkarmak zorunda kalmakta istemiyordum. Ama o beni yenecek gibi olursa onu kullanacaktım; Kaos Kılıcı'nı.
Tabi bu kötü durumda yapacağım şeydi. Seyircilere bakınca kardeşlerimin hepsinin ayakta bana tezahürat yaptıklarını gördüm. Artık tek bir yol kalmıştı; kazanmak!
''Ah!'' diye bağırdım. Koşarak üzerine kılıcımı indirdim. Karşılık vermişti. Ancak bu yetmiyordu. Kılıcı elinden yavaş yavaş kaymaya başladı...



(Rp Out: Bu tur son olsun. Yazmak için fırsat bulamıyorum artık.)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eduard Ryan Longrange
Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Eduard Ryan Longrange


Mesaj Sayısı : 1186
Kayıt tarihi : 31/10/10

Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange Empty
MesajKonu: Geri: Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange   Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange Icon_minitimeSalı Ara. 14, 2010 6:15 am

Kılıcım elimden kayarken yenildiğimi hissediyordum.Öfkeliydim.Her şey için.Amanda'nın yüzünde ki o zafer parıltısına bakmaya cesaret edemiyordum.Aslında neden öfkeli olduğuma dair bir fikrim yoktu.Karşımda Ares çocuğu duruyordu.Kaybedeceğim başından beri belliydi.Ama tek sorun bu büyük olasılığı düşünmeye korkmamdı sanırım.Kılıcımın yere düşmesi bana ne kadar da sonsuz gibi geliyordu.Amanda kazanacağına emin gibiydi.Ama ben buna inanmayı ret ediyordum.Sonunda rakibimin kılıcı boynuma doğru uzandı.Rakibim her ne kadarda Kaos Kılıcını kullanmış ve onu birden oldukça fazla görüyor olsam da savaşıyordum.Bu belki de benim ayakta durmak için tek tesellimdi.Ama kesinlikle Amanda benden daha güçlüydü.Artık düellonun sonuna yaklaştığımızı biliyordum.Ayrıca yenilmek istemiyordum.Şimdiden yenildiğim zaman Amanda'nın o küçümser sesini duyabiliyordum."Senin gibi birinin beni yenebileceğini mi sandın ?

Buraya kadardı.Her şeyin sonu, sonun başlangıcı.Amanda güç kullanabiliyorsa ben de kullanırdım.Tek sorun bunu yapmaya korkmam idi.İlk önce bir kılıcım yoktu.Yeteneğimi kullanamayacak kadar yorulmuştum, Amanda'yı birden fazla olarak görüyordum.-ve bu çok sinir bozucuydu- Duruma bakıldığında bırakın güç kullanmayı, ayakta bile zor duruyordum.Amanda sinir bozucu bir bakışla tekrar saldırdı.Zırhım olmasa, gerçekten de işim bitmişti.Kılıç dengemi bozmasına rağmen ayakta durabildim.Geriye doğru çekiliyordum.Bunun daha ne kadar süreceği hakkında bir fikrim yoktu da zaten.Ah, niye ben ? Bunun cevabını oldukça merak ediyordum.Amanda'nın tahmin ettiği gibi pes etmeyecektim.Daha doğrusu benim tahmin ettiğim gibi.Seyircilerin bağırışları sürüyordu.Amanda bana her saldırdığında daha da kasılıyordum.İçimi tekrar büyük bir öfke kapladı.Öfkeyle Amanda'yı ittim.Rakibimin yere düşmekten başka çaresi kalmamıştı.Gözlerim öfkeyle Amanda'ya kenetlenmişti.Artık bunu ikimizden biri bitirecekti.Kesinlikle kaybeden taraf olmayacaktım !

İçimi tuhaf bir his kapladı.Daha çok her tarafımı rüzgar kaplıyor gibi.Gözlerim Amanda'ya takıldı.Ne hissettiklerini bilebiliyordum.Gözlerinde ki zafer parıltısı sönmüştü.Gözüyle etrafı tarıyordu.Belki de ilk defa ona acıdım.Her ne yapıyorsam, -yapanın ben olduğum hakkında hiç bir kanıtım yok- bu Amanda'ya acı veriyor gibiydi.Amanda kıvranarak yerde duruyordu.Onun düşündüklerini ben de duyabiliyordum.Bedenimi büyük bir acı kapladı ama kıpırdayamıyordum.Zihnimde yankılanan bir ses duydum."Amanda." gözlerimi kırpıştırarak açtım.Amanda acı içinde suratını buruşturmuştu.Kılıcımı elime aldım.Ama Amanda'nın benimle ilgilendiği yok gibiydi.Zihnimde tekrar bir ses duydum ama bu sefer daha farklıydı."Bitir İşini." dedi ses.Karşımda öyle duruyordu.Avantaj bendeydi.Elime bir çok kez kazanma şansı geçmişti ama bunları kullanamamıştım.Amanda savunmasız bir haldeyken düelloyu bitirmeliydim ama kılıcımı kaldıramıyordum.Seyircilerden gelen sesler-sonunda- azalmıştı.Her şey bu kadar kolay mıydı ? Ne bekliyordum, bu lanet olası düelloyu bitirmeliydim.Ama kıpırdayamıyordum.Rakibimin acı çektiğini görebiliyordum.Ayağa kalkmaya çalışıyordu.Belki de şimdi tam zamanıydı."Bitir işini."

Seyircilerden gelen sesler dikkatimi dağıtıyordu.Belki de düelloyu bitirecek karar vermeliydim.Bu son olabilirdi.Öfkemin azaldığını fark ettim.Amanda inlemeyi sonunda kesti."Ne duruyorsun !" Zihnimde yankılanan sese tepki verdim.Bir çok meraklı göz bana kenetlenmişti artık.Amanda'nın kaos kılıcını ulaşamayacağı bir noktaya fırlattım.Bildiğim tek bir şey var ise o da artık ikimizin eşit olduğu ve birimizin bu düelloyu yakın zamanda bitireceğiydi.


Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange Empty
MesajKonu: Geri: Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange   Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange Icon_minitimeSalı Ara. 14, 2010 8:42 am

Amanda:
İmlayı düzeltmişsin, sadece küçük bir hatanı yakaladım o kadar. Anlatım bazı yerlerde tekdüze olmuş ama, idare ederdi. Kurgu da fena değil, biraz kısa da olsa. Genel olarak ortalamanın üstünde.

5. Tur Puanı : 6/10


Eduard:
İmla hala aynı; bağlaç ve edat olan eklerin ayrı veya bitişik yazımına dikkat et, özellikle burada yanlış yapıyorsun. Anlatımın iyiydi. Kurgu olarak bakacak olursak; iyiydi ama Amanda'nın kurgusundan ilham almışsın gibi biraz, özel yeteneğin keşfedilmesi falan. Puanın yine aynı.

5. Tur Puanı : 6/10

Düello bitmiştir, kazanan Amanda Sylise!

Amanda : 30 Puan (6-5-6-7-6)
Ed : 29 Puan (5-6-6-6-6)

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Yakında eklenecektir.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Amanda Sylise ~ Eduard R. Longrange
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Amanda Sylise....
» Amanda Sylise
» # Amanda Sylise
» # Amanda Sylise
» Amanda Sylise

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Arena :: Düello Alanı-
Buraya geçin: