Tedirgin bir şekilde pegasus ahırının önünde durdum.İş hayvanlar olunca fazla seçici oluyordum.Bu yüzden yavaşça içeride dolaşmaya başladım.Pegasuslara bakıyordum fakat kendime uygun bir pegasus bulamıyordum.Gittikçe umudum tükeniyordu.En sonunda sonuncu şeride geldim.İçerideki pegasus ile göz göze geldik.Biraz baktıktan sonra içinde bulunduğu tahta ağıra bir tekme atarak dışarı çıktı.Peşinden hızla koşmaya başladım.Üstüne atladım ve kontrolü ona bıraktım.İçim özgürlüğün verdiği tatlı duyguyla dolmuştu.Onu kontrol etmeyi başarabildim ve yavaş bir iniş yaptım.Kafasını okşadım.Bu pegasus bana özgürlüğü tekrar tattırmıştı.Bu pegasus mükemmeldi.Ahır görevlisine beklentili bir sesle sordum:
"Bu pegasusun sahibi var mı?"
"Merak etme." dedi ve devam etti :
"Bu asiyi kimse almak istemedi.Ancak eğer istersen alabilirsin."
"Teşekkür ederim efendim." dedim.
Adını düşündüm ve ona en uygun adın "Phoenix" olduğuna karar verdim.