Artemis'i Geri Döndürme Özel Görevi / J. Adams - S. Morgan - A. S. Russo

Thanatos'un Çocuğu Mesaj Sayısı : 4293 Kayıt tarihi : 18/09/10

Yol boyunca üvey babam hakkında söylenmeden duramadım. O tarlalarda olmak yeterince kötü değilmiş gibi, hiç görmediğimiz bir canavar çıkıyordu karşımıza. Gerçekten sinir bozucu bir durumdu bu.

Empire State Binasından girer girmez adama doğru yaklaştım onu çekecek halim yoktu. Bu yüzden en sinirli halimde adamın okuduğu kitabı kapattım ve onu sandalyesine doğru ittirdim. "Bana 600. kata çıkmamızı sağlayacak anahtarı ver." dedim. "Bak evlat senin derdin.." o alışık olduğum sözleri söylemeden konuşmaya başladım. "Bak biliyorum öyle bir kat yok falan diyeceksin ve dediğin anda seni bir meyveye dönüştüreceğim. Şimdi bize anahtarı verir misin?" adam bir an bana baktı ama sonra anahtarları verdi.

Asansöre bindiğimizde 80'lerin dizco müziklerinden çalıyordu. Bu şarkı nasıl oluyorsa hep bana denk geliyordu. Neyse ki çabuk yukarı çıktık da o şarkıdan çabuk kurtuldum. Taht odasına kimin ilk olarak gireceği konusunda konuşmadık. Hepimiz bilgi istiyorduk ve zaman kaybetmeyecektik. İçeriye girer girmez eğildim ve konuşmaya başladım. "Tanrı Ares kılıcınızı getirdik.." dedim ve kılıcı tutan Sat'e baktım.

Tanrı Ares'in kılıcını taşımak benim için bir onurdu.Babasının söyledikleri hakkında Mia'ya zaman zaman katılsam da Ares'in o kadar da gaddar biri olduğunu düşünmüyordum açıkçası.Lucy de onu düelloda yenmişti ve çoğu melez ondan nefret ediyordu.Ama açıkçası ben hiçbir tanrıdan veya tanrıçadan nefret etmiyor,aksine onlara saygı duyuyordum.Düşüncelerimin içinde boğulurken Ares'in kılıcını tuttuğumu farkettim ve önünde eğildim.Alması için bekliyordum ve ayaklarım titriyordu.Açıkçası biraz korkuyordum ama bu işi başardığımız için de gururluydum.Jess'in sözlerinin bir benzerini tekrarladım.

-Tanrı Ares,buyrun.

Tanrı Mesaj Sayısı : 573 Kayıt tarihi : 17/10/10

Onlar beni görmüyorlardı. Fakat kılıcı almam için onlara gözükmem gerekiyordu. Onlara doğru gittiğimde beni gördüklerinde epey şaşırdılar. Çünkü üzerimde zırhım yoktu. Göğsümde ise büyük bir sargı vardı. Kılıcımı bir kızın elinde gördüm. Bana doğru geldi ve:

-Tanrı Ares,buyrun. dedi. Hiç hareket etmeden sadece elimi havaya kaldırdım. Kılıç kendiliğinden elime geldi. Kılıcı sırtımdaki yerine yerleştirdikten sonra ise bütün dikkatimi onlara verdim ve:

-Teşekkür ederim çocuklar(!), kılıcımı geri getirdiniz. Ama epey geç getirdiniz. Neyse ben sözümü tutarım. Alın size Artemis'in yeriyle ilgili bir ipucu. Neden yerini söylemiyorsunuz diyorsanız, ona tam yerini söylemeyeceğime söz verdim ama yeriyle ilgili ipucu vermeyeceğimi söylemedim.

"O dediği gibi artık gökyüzünde takılmıyor, savaşın yaklaştığının farkında ve yavaş yavaş kendini göstermeye başlayacak. Aslında sandığınızdan daha yakınızda. Belki de kampa geri dönmelisiniz."

-Size verebileceğim bütün bilgi bu. Hadi artık gidin!

Thanatos'un Çocuğu Mesaj Sayısı : 4293 Kayıt tarihi : 18/09/10

Bir an kavramam uzun sürdü. Kampa geri dönmelisiniz.. Öfke. Sadece bunu hissettim. "Ne? Yani biz o kadar yarayı, hiç görmediğimiz canavarla dövüşmeyi sadece bu bilgileri alalım diye mi yaptık?" sesimde öfkelendiğime dair bir işaret yoktu. Aslında bir şey ifade etmiyordu sesim. O canavar yüzünden ölüyordum neredeyse. Ceza Tarlalarına gidiyorduk ve sadece bu bilgiyi alıyor üstelik kampa geri dönüyorduk. Diğerleri de en az benim kadar şaşkın ve öfkeli görünüyordu. "Tanrı Ares biz size kılıcınızı geri getirdik ve şimdi siz bize sadece bu bilgiyi veriyorsunuz! Tanrıça Artemis'in geri gelmesi gerek! Ama bu bilgiyle bunu yapamayız! Sat bir şeyler söyle!" dedim öfkesi her halinden belli olan avcıya. Artemis'e en yakın kişi bu kadar sessizken patlayan kişi bendim ve bu biraz tuhaftı ama Sat bir an bana baktı. Sonra konuşmaya başladı.

Tanrı Mesaj Sayısı : 573 Kayıt tarihi : 17/10/10

-Evlat, sen yara mı aldın sanıyorsun. Sizi kılıcı almaya gönderdim. Bu kadar süre gelmediniz. Siz kılıcımı getirmediğiniz için Kronus'a dövüşte yenildim ve çok ağır yaralandım. Benim aldığım yarayı başka bir tanrı alsa karşınıza bile çıkamazdı.Size verebileceğim bilgi bu kadar dedim! Şimdi, zaten öfkeliyim. Herkes üstüme geliyor, size patlamayayım! Şimdi, bu size son uyarım;''GİDİN!!!''. diye bağırdım. Hiçbiri benden çekinmişe benzemiyorlardı. Şunu bilmiyorlardı ki şu an aç bir kurttan daha tehlikeliydim.

Jess bana bakıp,bir şeyler söylememi isterken ben ise donakalmış,başka bir şey düşünemiyordum. O kılıcı ne tür zorluklarla getirdik biz biliyor muydu Ares? Birkaç saçma laf söyledi, kendisinin de yara aldığını söyledi ve bizi resmen kovdu. Ama gitmeye niyetli değildik hiçbirimiz. O kadar iş becerdik, geri dönüşümü sadece kamp.Kendime hakim olamadım
ve belki de Lucy ve Mia'nın söylediklerinin haklı olduğunu düşündüm.

-Bari kampın neresine dönelim? Hem siz Tanrı Ares, o kadar silahınız var, ama sadece bununla mu Kronus'u yenebiliyorsunuz?

Bunu söyledikten sonra biraz sustum.Bunu ben mi demiştim? İnanamıyordum ve biraz utançla yere baktım.

Tanrı Mesaj Sayısı : 573 Kayıt tarihi : 17/10/10

-Bir çok silahım olduğu doğru melez. Fakat onların hepsinin arasında en güçlüsü budur. Bununla ölümsüzlerin ruhlarını Tartarus'a gönderebilirim. Bu kılıç Kronus'un Tırpanı ile aynı maddeden yapıldı ve ondan çok daha güçlü. Ben o tırpandan yara aldım melez, siz o tırpandan bir çizik bile alsanız ölürsünüz. Size daha çok bilgi vermeyi gerçekten isterdim ancak Artemis'e sözüm var. Şimdi gi... Ahh! Tam onlara cevap verirken yarama giren sancı ile sendeledim. Yere düşecek gibi oldum ama son anda tahtıma tutunmayı başardım. Yavaşça tahtıma oturarak bir yandan göğsümü tutarken zar zor konuştum.

-Hadi, gidin artık. Daha fazla yormayın beni. Arhh! Hadi gidin, daha dinlenmem gerekiyor. Alın size son bir ipucu: ''Onu kampın medeniyet olmayan bölgelerinde arayın.''

Thanatos'un Çocuğu Mesaj Sayısı : 4293 Kayıt tarihi : 18/09/10

Tanrıça bu kadar zamandır kampta mıydı yani?! Medeniyet olmayan bölgelerinde olması son derece mantıklıydı tamam ama.. Sinirli bir şekilde "İyi, Sat, Ange ve siz, hadi gidelim. Daha Artemis ile görüşmemiz gerek. Tabi onu bulabilirsek" dedim. İçimden her türlü laneti okumayı ihmal etmeden tabi. Sonra Ares'e döndüm "Geç geldiğimiz için üzgün olduğumu pek söyleyemem. Hayatımız boyunca görmediğimiz bir yaratık bizi kovalarken ışınlanamıyoruz" dedim bu sözlerime iyice sinirlenen Ares'e. "Yine de yaranız için geçmiş olsun ve teşekkür ederiz. Bu bilgiler için" dedim daha sakin bir sesle. Sonra neredeyse koşarcasına oradan çıktım ve ıslık çalarak Spring Rose'u çağırdım. Diğerleri de benimle aynı şeyi yaparak pegasuslarını çağırdılar. Spring Rose ben çağırdıktan bir dakika sonra geldi. Ona bindim ve kampın medeniyetten uzak noktasının neresi olabileceğini düşündüm. "Pegasuslarınıza söyleyin ormana iniş yapacağız"

Görevin bu kısmı bitmiştir, son yer olan kamp ormanına iniş yapacağız Smile

» Artemis'i Geri Döndürme Özel Görevi / J. Adams - S. Morgan - A. S. Russo
» Artemis'i Geri Döndürme Özel Görevi / J. Adams - S. Morgan - A. S. Russo
» Artemis'i Geri Döndürme Özel Görevi / J. Adams - S. Morgan - A. S. Russo
» Artemis'i Geri Döndürme Özel Görevi / J. Adams - S. Morgan - A. S. Russo
» Artemis'i Geri Döndürme Özel Görevi / J. Adams - S. Morgan - M. M. Collins.