Artemis'i Geri Döndürme Özel Görevi / J. Adams - S. Morgan - A. S. Russo

Thanatos'un Çocuğu Mesaj Sayısı : 4293 Kayıt tarihi : 18/09/10

Spring Rose'a inmesini fısıldadım. Yolculuk boyunca konuşmamış sadece gökyüzüne bakmıştım. Henüz hava kararmamıştı. Kararmaması bizim için daha iyiydi. Bu akşam da Ay'ın olacağını sanmıyordum. O karanlıkta çevremizi görmemiz neredeyse imkansız olurdu.

Empire State Binasının önüne indik. Çevrede bir sürü insan olmasına rağmen sis sayesinde bize dönüp bakmadılar bile. Sat. beni geçerek önümde ilerlemeye başladı. Adam bize böyle bir kat yok demeden ona durumu anlattım. Bir an kararsız kalsa da bize anahtarı verdi. Anahtarı aldıktan sonra üçümüz koşarak asansöre bindik. Bir an binanın girişinde Leo ile Hector'u görmüş gibi oldum ama sanırım hayaldi.

Asansörde çalan sinir bozucu müzikten kurtulmanın sevinciyle Olimpos'a geldik. Orada bizi kimlerin beklediğini merak ediyordum. Kendimi cesaretlendirmek istercesine derin bir nefes aldım. "O zaman, hadi gidelim." dedim. Yavaş yavaş batmakta olan Güneş'e baktım "Hava kararıyor, önümüzü görmek istiyorsak biraz acele etmeliyiz ve iyi ki yanıma fener almışım." dedikten sonra taht odasına doğru yürümeye başladım.

Plüton'un üzerindeyken biraz korkuyordum.Artemis'in neden gittiği hep aklımın bir köşesindeydi.Oysa kendisi bize derdi,savaşa hazırlıklı olun melezlerim.Tanrılar sizi korusun.Ama şimdi boşvermiş bir şekilde bizi bırakmıştı.Daha fazla düşünmemeye karar vererek Jess'in arkasından binaya girdik.Adam her zamanki gibi aynı şeyi söyleyecekken ben zaten sinirliydim,adama dalabilirdim.Ama Jess her şeyi açıkladıktan sonra adam bize anahtarı verdi ve biz de taht odasına yöneldik.İçimde hiç olmadığı kadar korku,heyecan ve gizem vardı.Oysa daha önce de buraya gelmiştim.En önde ben yürüyordum.İstemeyerek her yere bakıyor ve her yeri elliyordum.Taht odasına girmeye korkuyordum.

-İlk Ange girsin.

Ardından Jess'in arkasına saklanarak Ange'ye gülümsedim.

Kaşlarımı çatarak SaT'a baktım.Ve omuzlarımı dikleiştirip omuzlarımın arkasından arkama baktım görünürde kimse yoktu.Bu iyi diye söylendim içimden..

''Tamam içeri giriyoruz!''

dedim sesim titrememiştir umarım diye söyleniyordum.Sonuçta buraya Tanrılarından yardım istemeye gelmiştik.Hızla içeri girdim.Önümüze çıkan aslında her zaman çıkan adamı bir kenera ittim tam bağıracaktı ki kızların birşey yaptığını anladım.Çünkü hiç sesi çıkmamıştı.Asansöre bindik ve tam kapıdan çıkacağımız sırada bir adam ömüze dikildi farkında olmadan Jess ve Sat'ı çekip ortalarına girdim.

''II...Şey..Siz kimsiniz??''

Tanrı Mesaj Sayısı : 573 Kayıt tarihi : 17/10/10

Birileri gelmişti. Şu an için diğerleri meşguldü. Bu yüzden onları ben karşıladım. Arkalarında duran biri diğerlerini çekip ortaya girdi ve:

''II...Şey..Siz kimsiniz??'' dedi.

Hiçbir şey söylemeden beni takip etmelerini işaret ettim. Odama geldiğimizde onlara döndüm:

''Evet. Buraya ne için geldiniz?'' dedim ve cevaplarını beklemeye başladım.

Thanatos'un Çocuğu Mesaj Sayısı : 4293 Kayıt tarihi : 18/09/10

Ange kim olduğunu sorduğu halde Tanrı bize cevap vermemişti. Ama onun yanındayken kendimi tuhaf hissediyordum. Her an kavgaya hazırmışım gibi.. Aslında içten içe onu bile dövmek istiyordum.. Ben kavga isteğime karşı koymaya çalışırken o bir şeyler söyledi ama duymadım. Kim olduğunu düşünüyordum. Daha kendimi durduramadan "Sen Ares'sin!" diye bağırdım. Tanrı sözünü kesmeme sinirlenmiş gibi görünüyordu ama umrumda değildi. O anda yerimde sevinçten zıplayabilirdim. 12 Olimposlunun arasında bu görevde karşılaşmak istediğim üç tanrı vardı, Hermes, Apollon ve Ares. Artemis ile bağlantısı olan üç kişi. Diğer kızlara gülümsedim. Bir kez olsun şanslıydık. İçimden bu görevin hep böyle devam etmesini diledim.

Biz Tanrının kim olduğunu anlamaya çalışırken Jess bağırıverdi.Ondan sonra o kişinin Ares olduğunu anladık.Ares biraz sinirlenmiş gibi görünüyordu ve sonra sözüne devam etti.Ben ise onu pek dinlemiyordum,daha doğrusu dinleyemiyordum.Bu aralar başımda bir sürü görev vardı,birçok arkadaşım yardım istiyordu,ve Artemis kaybolmuştu.İşte tüm sorun buydu aslında.Benim eskiden de başım karışıktı ama bu kadar değil.Tüm bunları düşünürken arkadan duyduğum sesler üzerine kendime geldim ve Ares'i dinlemeye başladım.Bize dinleme konusunda öğütler verip,Artemis'le ilgili bir şeyler söylüyordu.

Tanrı Mesaj Sayısı : 573 Kayıt tarihi : 17/10/10

''Sen durduk yere bağıran. Bir daha böyle sözümü kesersen kestiğine pişman ederim seni. Neyse ne diyordum ben, Artemis şimdilik gitti. Fakat savaş başlayınca geri gelecek. Yani bana öyle söyledi. Fakat ısrar ediyorsanız size yerini söyleyebilirim. Ancak yerini söylemem için bir şartım var.''

İçlerinden Artemis'i çok sevdiği belli olan biri öne çıktı ve ''Şartınız nedir?'' dedi.

''Onun yerini söylemem için sizden Hades ile görüştükten sonra Ceza Tarlaları'nda unuttuğum kılıcımı getirmenizi istiyorum. Onu getirirseniz size Artemis'in yerini söylerim. Hatta eğer çok zor duruma düşerseniz o kılıcı kullanmanıza da izin veriyorum. Evet cevabınız nedir, kılıcı getirecek misiniz yoksa getirmeyecek misiniz ?''

Bunu söyledikten sonra bir anlık da olsa onlardan çok fazla bir şey istediğimi düşündüm ama sonra bu düşünceden kurtuldum ve cevaplarını beklemeye başladım.

Arkadaşlarıma baktım.Bunu göze alabilirmiydik?Tabii,bütün Dünya'nın titanların elinde ölmesindense Hades'e giderek Artemis'i getirmek için ölebilirdim.Arkadaşlarımda bunu yapardı,Eminim.Biz bu göreve herşeyi göze alarak çıkmamışmıydık zaten?

''Biz gideriz!''

dedim ve omzumu dikleştirdim.Herşeye rağmen Tanrılara hele Ares'e güvenebileceğimizden emin değildim.

''Ama sizde Styks nehri üzerine Artemis'in yerini söyleyeceğinize yemin edin.''

Tanrı Mesaj Sayısı : 573 Kayıt tarihi : 17/10/10

''Biz gideriz! Ama sizde Styks nehri üzerine Artemis'in yerini söyleyeceğinize yemin edin.'' dedi içlerinden biri. Bana güvenmiyorlardı. Hahaha. Onlar bilmiyorlardı ki eğer ben zaten söylemeyecek olsam yemin etsem bile söylemeyecektim. Yine de bana güvenmeleri için yemin edecektim.

''Styks nehri üzerine yemin ediyorum ki eğer kılıcımı getirirseniz size Artemis'in yerini söyleyeceğim.''

Ben yemin ettikten sonra biraz rahatlamış gözüktüler.

''Unutmayın, o kılıcı buraya sapasağlam getirmelisiniz. O kılıç bu dünya üzerinde var olan en güçlü silahlardan biridir. Hades'in o silahı yok etmek isteyeceğini düşünüyorum. Normalde onu benden başkası kullanamaz ama bir dakika.'' deyip odamdaki dolapların birinden 2 tane eldiven çıkardım. Sonra onlara eldiveni uzatıp:

''Dikkatli olun. Bu eldivenleri içinizden hangisi daha iyi kılıç kullanıyorsa o taksın. Benim silahıma ancak bu eldivenleri takarak dokunabilirsiniz. Zamanınız dar, sizi daha fazla tutmayayım.'' dedim ve gitmelerini işaret ettim. Onlar giderken aklımda bir çok düşünce vardı, acaba kılıcımı getirebilecek kadar yetenekli miydiler ?

Thanatos'un Çocuğu Mesaj Sayısı : 4293 Kayıt tarihi : 18/09/10

Görevin Olimpos kısmı bitmiştir, Ceza Tarlalarında devam edecektir

» Artemis'i Geri Döndürme Özel Görevi / J. Adams - S. Morgan - A. S. Russo
» Artemis'i Geri Döndürme Özel Görevi / J. Adams - S. Morgan - A. S. Russo
» Artemis'i Geri Döndürme Özel Görevi / J. Adams - S. Morgan - A. S. Russo
» Artemis'i Geri Döndürme Özel Görevi / J. Adams - S. Morgan - A. S. Russo
» Artemis'i Geri Döndürme Özel Görevi / J. Adams - S. Morgan - M. M. Collins.