Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Hades Kulübesi 5. Denetleme Ceza Görevi

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Robert Harris
Hades'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Hades'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Robert Harris


Mesaj Sayısı : 1602
Kayıt tarihi : 16/08/10

Hades Kulübesi 5. Denetleme Ceza Görevi Empty
MesajKonu: Hades Kulübesi 5. Denetleme Ceza Görevi   Hades Kulübesi 5. Denetleme Ceza Görevi Icon_minitimeÇarş. Ekim 27, 2010 10:33 pm

Kampa ulaşana kadar bin bir tane zorluk atlatmış, karşıma çıkan ondan fazla canavarla savaşmıştım. Sonunda karşımda Thalia'nın Ağacı'nı gördüğümde, sevinçten bayılacak gibi olmuştum. Koşa koşa kamp sınırlarını geçtim ve o tanıdık atmosferi, zırhlı melezleri ve voleybol oynayan satirleri görünce mutluluktan içim içime sığmadı. Kardeşlerimle hasret gidermek -yani kavga etmek- için kulübemin yolunu tuttum. Yolda karşıma çıkan birkaç eski dostla selamlaşıyor, bazılarıyla ayak üstü bir süre sohbet ediyordum. Hades kulübesine ulaştım ve derin bir nefes alarak içeri girdim.

"Ben geldim millet! Neredesiniz? Hec?.. Stell?.. Septiel?.. Kimse yok mu?!" hızla kulübenin içinde gezinmeye başladım ama karşıma kimse çıkmadı. Sonra, etraftaki toz birikintilerini fark ettim. Kulübemiz resmen ıssız perili köşke dönmüştü, tavanda örümcek ağı bile görmüştüm! Sonra, Stell'in özenle toplanmış yatağında bir mektup durduğunu fark ettim. Onun tarafından yazılmış olduğunu anlayınca, mektubu aceleyle açıp okumaya başladım...

Sevgili Kardeşlerim,

San Francisco'da bize öyle çok ödev veriyorlar ki, en yakın arkadaşım Bilgelik Tanrıçası'nın kızı olmasına rağmen yetiştiremiyorum! Ayrıca kampüsün dışında canavarlar kol gezmekte ve aldığımız binlerce uyarı yüzünden dışarı çıkmaya hiç niyetim yok. Kulübedeki işleri boşladığım için üzgünüm, temizlik sizin ellerinizden öper.

Stell.

Sinirle karışık bir özlem duygusuyla mektubu tekrar yatağın üzerine bıraktım ve diğer iki kardeşimin bıraktığı bir not olup olmadığını kontrol etmek için, onların yataklarına da baktım. Hec'in düzenli yatağından anladığım kadarıyla bize haber vermeden kamptan ayrılmıştı, Septiel'in darma dağınık bölgesini gördüğümde de, onun kampta olduğunu ama kulübede iş yapma zahmetine girmediğini anladım. Sonra, kapının bir metre kadar ilerisinde yerde duran kırmızı bir zarf gördüm. Stres olmuş bir şekilde gidip zarfı aldım ve açtım. Mesaj açık ve netti:

CEZA UYARISI

Hades kulübesi 5. denetleme cezaları olan taht temizleme görevini hala yapmadıkları için bu uyarıyı almışlardır. Bir hafta içinde Olimpos'a gelip cezalarını yapmamaları durumunda, kulübelerinin üstüne bir harpya ordusu salınacaktır, bilgilerinize.

Tanrıça Athena.

Korkuyla nefesimi tuttum, uyarı buraya gönderileli bugün tam bir hafta olmuştu. Aslında... mesajı görmemezlikten gelip şimdi kamptan çıkıp gitsem ve Septiel'i harpya ordusuyla baş başa bıraksam güzel olurdu, yine de Hades çocuğu olmama rağmen gönlüm el vermedi ve temizlik malzemelerini almak için banyoya gittim.

Sonraki bir saati hayatım boyunca unutamayacağımdan eminim. Elimde kovalar, bezler, tuhaf kimyasal şeylerle birlikte ahırlara giderek pegasusum Fors'u dışarı çıkardım, üstüne bindim ve birlikte New York'un yolunu tuttuk. Aşağıdan nasıl göründüğümü tahmin edebiliyordum; uçan bir ata binmiş, hademe. Tanrıça Athena'ya, kardeşlerime, dünyanın gidişatına karşı içimde büyük bir nefret oluştu. En sonunda Empire State Binası'na varmayı başardık. Teşekkür ederek Fors'u gönderdim ve resepsiyonistin karşısına çıktım.

Bana kısa bir bakış attıktan sonra, "Temizlik bugün değil kardeşim, yanlış gelmişsin." dedi. Elimdeki tüm eşyaları sinirle yere attım ve bir hışımla gidip adamın boğazına yapıştım. "Oradan bakınca temizlik elemanı gibi mi görünüyorum?!" diye kükredim. Adam korkudan renginin çekilmiş olmasına rağmen 'evet' dercesine başını salladı. İyice sinirlenmiştim, elimden geldiğince fazla bağırarak konuşmaya devam ettim: "Ama değilim! Tanrıça Athena'nın verdiği bir görev için buraya geldim! Şimdi bana derhal o 600. kat anahtarını ver yoksa seni Tartarus'a gönderirim!"

Bağırışlarım etkili olmuştu, adam titreyen eliyle resepsiyon masasının altından minik bir kart çıkarıp verdi ve masum bir ifadeyle onu bırakmamı işaret etti. Hızlıca bırakmam sonucu yere yapıştı, ben de ona son bir ölümcül bakış atarak yerden temizlik malzemelerini toparladım ve asansöre bindim. 600. kata çıkmak, bana bir ömür gibi gelmişti ama sonunda kapılar açıldı ve kendimi güzel şehir Olimpos'a bakar buldum. Tabii ki burası bana göre fazla şirin ve fazla mükemmeldi. Kesinlikle yaşamak istemeyeceğim yerlerdendi. Ceza tarlaları buraya bin basardı. Omuz silkerek konsey salonunun yolunu tuttum.

İçeri girdiğimde, 12 devasa tahtın da boş olduğunu görerek rahatladım. Hemen, sağ taraftaki baştan üçüncü -yani kulübelere göre hesaplayacak olursak salondaki 6.- tahtın önüne gittim ve ona ellemem halinde buharlaşacağımı bilerek, tahtı nasıl silebileceğimi düşündüm. İşte, görevimizin zorluğu da buradaydı, Bilgelik Tanrıçası bize bu işi eziyet çekmemizin yanı sıra, beceremeyeceğimizi düşündüğü için vermiş olmalıydı. Sinirle yere oturdum ve düşünmeye başladım. Tanrıça'ya bu mutluluğu yaşatmayacaktım. Sular ben bir şey yapmadan uçup tahtı kendi kendilerine yıkayamazlardı, bezler onları tutan biri olmadan hareket edemezlerdi.

Aslında... sanırım tahtı temizlemek için bir yol vardı! Hemen cebimden bir drahmi çıkararak havaya fırlattım ve "Bana Rose'u bağla!" diye bağırdım. Az sonra görüntü netleşti ve ahırlarda, bir sürü pegasusun arasında Rose'un yüzünü seçebildim. O da neredeyse aynı anda beni fark etti ve gözleri şaşkınlıkla büyürken "Robyn, herşey yolunda mı?" diye sordu.

Onun sesinin yarattığı rahatlama hissiyle, başımı yavaşça 'hayır' anlamında salladım. "Olimpos Konseyi'ndeyim ve suya hükmedebilen birine ihtiyacım var." dedim. Rose mesajı hemen almıştı, kendi pegasusuna doğru ilerlemeye başladı. "Tamam, hemen geliyorum." dedi ve daha fazla soru sormadan eliyle görüntüyü silkeledi, aramızdaki bağ koptu. Ben de tekrar yere oturdum ve onu beklerken 12 tahtı tek tek incelemeye başladım, babamın burada temsil edilmediğini görmek sinir bozucuydu. Öfke saçan bakışlarım arka tarafta duran şömineye takıldı. "Lütfen çabuk gel Rose, burada beklemeye dayanamayacağım." diye mırıldandım...

(Rose Razz)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rose Denise Harris
Poseidon'un Çocuğu
Poseidon'un Çocuğu
Rose Denise Harris


Mesaj Sayısı : 1021
Kayıt tarihi : 17/08/10

Hades Kulübesi 5. Denetleme Ceza Görevi Empty
MesajKonu: Geri: Hades Kulübesi 5. Denetleme Ceza Görevi   Hades Kulübesi 5. Denetleme Ceza Görevi Icon_minitimePerş. Ekim 28, 2010 4:45 am

Kampta pegasuslarla vakit geçirirken, aniden yanımda Robyn'in görüntüsü belirdi. Şokla bir an onun gerçekten Robyn olduğunu sandım ama hemen sonra aslında bir İris mesajından ibaret olduğunu fark ettim. Hafif bir hayal kırıklığıyla, herşeyin yolunda olup olmadığını sordum, arkasında beyaz kolonların uzandığını görüyordum ve nerede olduğunu merak ettim. "Olimpos Konseyi'ndeyim ve suya hükmedebilen birine ihtiyacım var." demesi üzerine aceleyle kendi pegasusum Daphne'nin yanına gittim, onu dışarı çıkardım ve birlikte Empire State Binası'na doğru uçmaya başladık. Daphne ne zamandır uçmadığı için mutluluktan adeta çıldırmıştı, daha fazla havada kalmak için bile bile yolu uzatıyordu.

Sonuçta geç de olsa Empire State'e vardım ve içeri girdim. Resepsiyon görevlisi ben kapıdan girdiğim anda yerinden hopladı, dudaklarımı yavaşca hareket ettirerek, fısıltıdan farksız bir şekilde "600. kat." dedim. Işık hızında masanın altından bir kart çıkararak elime tutuşturdu, sonra birkaç adım geriledi. Sırıtarak asansöre bindim, hiç bu kadar kolay olmamıştı! Sanırım bunu benden önce gelmiş olan Robyn'e borçluydum.

Asansörle yukarı çıkarken beni neden çağırmış olabileceğine kafa yoruyordum, Olimpos Konseyi'nde ne arıyordu ve suyla ne yapacaktı, çok merak ediyordum. Bing! sesiyle duran asansörden çıktım ve hızla konsey salonunun yolunu tuttum. Devasa büyüklükteki kapı aralık olduğu için şanslıydım, içeri girdim ve 12 boş tahtın ortasında oturmuş etrafı inceleyen sevgilimi gördüm. Şaşkınlıkla yanına gittim, beni fark edince o da ayağa kalktı ve sarıldık. Sonra gözüm yerdeki temizlik malzemelerine ilişti ve soru sorar bir edayla ona baktım. Bana Tanrıça Athena'nın tahtını işaret ederek, "Kulübemizin cezası, onun tahtını temizlemek." dedi.

Kaşlarımı kaldırarak "Beni bunun için mi çağırdın buraya?" diye sordum. Kırılmıştım. "Ah, hayır Rose. Yanlış anladın! Bir tanrı veya tanrıçanın tahtına değdiğin anda buharlaşırsın. Tanrıça onun için bize böyle bir görev verdi. Temas etmeden o tahtı temizlemem gerek ve aklıma sen geldin..." meseleyi şimdi anlamıştım, mahçubiyetle ona baktım ve "Ah, tamam. Hemen hallediyorum!" dedim.

Kemerime iliştirdiğim hançerimi çıkararak Tanrıça Athena'nın tahtına doğrulttum ve su akışının başlamasını sağladım. Zaten tertemiz görünen tahtı neden temizlememiz gerektiğini anlamamıştım ama bence Tanrıça Robyn'in dediği gibi onlara düşündürücü bir ceza vermek istememiş, sadece aklına ilk geleni söylemişti. Yine de, o Bilgelik Tanrıçası'ydı, belki de bu cezayı verirken ikimizin de aklına gelmemiş olan başka bir şeyi düşünüyordu. Beş dakikaya yakın bir süre boyunca hançerimden çıkan suyla tahtı bir güzel yıkadım, sonra bunun yeterli olduğunu düşünerek durdum ve hançerimi yeniden kemerime taktım.

Gülümseyerek Robyn'e döndüm ama onun tahta kenetlenmiş gözlerinde sadece katıksız bir dehşet ifadesi vardı. "Şey... Yanlış bir şey mi yaptım?" diye sordum başımı hafifçe yana eğerek. Sonra ben de dönüp tahta baktım, gayet parıl parıl görünüyordu - ve ıslak. Robyn'in söylemesine gerek yoktu, sorunu anlamıştım. "Onu nasıl kurulayacağız?" diye sordum telaşla. Tanrıça gelip oturduğunda tahtın ıslak olma ihtimalini düşünmek bile istemiyordum. Stresle yutkundum, tekrar yere oturmuş ve gözlerini şömine ateşine dikmiş olan Robyn'e katıldım.

Şömine ateşi... tabii ya! Hızla ayağa fırladım ve alevlere yaklaşabileceğim kadar fazla yaklaşarak dosdoğru içlerine baktım. "Rose, ne yapıyorsun?" diye soran Robyn'i duymazlıktan gelerek ateşe bakmaya devam ettim. İyice odaklandıktan sonra da konuştum; "Tanrıça Hestia, yardımınıza ihtiyacımız var!" ve beklemeye başladım. Eğer kurutmanız gereken devasa büyüklükte bir tahtınız varsa, emin olun Ocak Ateşi Tanrıçası'ndan yardım istemek yapılacak en mantıklı harekettir.

(Tanrıçam Very Happy)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Hestia
Tanrıça/Karakter Koordinatörü
Tanrıça/Karakter Koordinatörü
Hestia


Mesaj Sayısı : 102
Kayıt tarihi : 20/08/10

Hades Kulübesi 5. Denetleme Ceza Görevi Empty
MesajKonu: Geri: Hades Kulübesi 5. Denetleme Ceza Görevi   Hades Kulübesi 5. Denetleme Ceza Görevi Icon_minitimeCuma Ekim 29, 2010 3:53 am

"Tanrıça Hestia, yardımınıza ihtiyacımız var!" duyduğum ses üzerine hemen konsey salonunda belirdim. Asla bana ihtiyacı olan melezleri geri çevirmezdim. Oraya gittiğimde efkarla yüzüme bakan iki melez gördüm. "Ah, sizi tanıyorum." dedim gülümseyerek, "Athena'nın kızını kurtarmaya çalışırken Poseidon'un sarayında karşılaşmıştık. Sorun nedir çocuklar?" Hızlıca birbirlerine baktılar, sonra Hades'in oğlu olduğunu tahmin ettiğim melez Athena'nın tahtını işaret ederek, "Cezam o tahtı yıkamaktı. Ama ona değmeden nasıl yapacağımı bilemiyordum, onun için Rose'dan yardım aldım." dedi. Sonra bakışlarımı Poseidon'un kızına çevirdim ve o da devam etti, "Su gücümü kullanarak tahtı bir güzel yıkadım. Ama bir sorunumuz var... Onu nasıl kurutacağımızı bilmiyorum."

İkisinin suratlarında da birbirine benzer dehşet ifadeleri vardı. Dayanamayıp bir kahkaha attım ve "Athena gerçekten de işini biliyor. Aslında böyle bir ceza benim çocuklarıma da lazım..." dedim. Sonra bana merakla -ve umutla- bakışlarını daha fazla cevapsız bırakamayacağım için "Pekala," dedim, "Size yardım edeceğim." Bilgelik Tanrıçası'nın tahtına yaklaştım ve parmağımı şıklattım. Taht anında boydan boya alev almaya başladı. Elimi sallayarak alevleri yok ettim, ortaya göz alıcı parlaklığa sahip bir taht çıktı böylece.

Gülümseyerek sevinçle birbirlerine bakan melezlere döndüm ve Hades oğlunun "Çok teşekkürler Tanrıça Hestia!" demesi üzerine kafamı sallayarak bir öneminin olmadığını söyledim. Sonra, "Ahh ah, Dionysos için vaz geçmeden önce burada benim de bir tahtım vardı..." dedim geçmişe dalıp giderek. Ardından yine melezlere döndüm ve sırıtarak "Neyse boşverin. Bu arada, size ettiğim yardım aramızda kalsın çünkü Athena'nın bundan hoşlanacağını sanmıyorum." dedim ve göz kırptım. İkisi de 'tamam' manasında başlarını sallayınca da, onlara el sallayarak şömine ateşine yaklaştım ve ortadan kayboldum. Melezleri seviyordum!


~ Ceza Rp'si Bitmiştir! ~
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Hades Kulübesi 5. Denetleme Ceza Görevi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Mekan:Hades kulübesi. Basış No:1.
» Hephaistos kulübesi Ares ve Hades'e karşı
» Hades'in Kızgınlığı Üzerine. ~Denetleme 16
» Hades lazım!
» Hades Çocukları :)

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Olimpos :: Empire State Binası/Olimpos-
Buraya geçin: