Jane uzun kirpiklerinin süslediği kapalı göz kapaklarına uğraş verip menekşe rengi gözlerini nerede olduğunu kavramak için hafifçe araladı ama bu uğraşları ancak iki ağacı görebilecek kadar sonuç verebildi ve gözleri yenilgiyle onu hazır şekilde bekleyen karanlığa yeniden teslim oldu ,yarı açık bilinci ile neler olduğunu kavramaya çalıyordu yattığı yerin ıslak bir toprak zemini olduğunu alnına yapışmış olan saçlarına bulaşan toprağın kokusundan anlayarak şaşırtıcı bir duyarlılık ile tahmin etti bu tahmin bile sanki düşünmenin yoruculuğunu kanıtlar gibi başında acı veren bir baskı eşliğinde bütün bedeni titredi,acının azalması için içgüdüyle hızlı ama kısık nefesler aldı, dolgun alt dudağını kavrayarak ısırdı ve acıyla derin bir iç çekerek inledi , bir baskıya daha göze alarak yorgun zihnini biraz daha zorladı ve bu durumdan kurtulmasını sağlayacak kişileri aklından geçirdi ama çabasının boşa olduğunu hemen anladı çünkü karanlık bir boşluğun içinde kaybolan geçmişi ve boğazında düğümlenen kuru sesi hiçte yardımcı olacak gibi görünmüyordu.
Bütün bu aksilikler bir yığın halini almış şekilde Janenin yorgun bedenine yığılırken birkaç dakika geçmişti ki ormanın ürkütücü sessizliğinin içinden sıyrılan çekici ve endişeli bir ses belirerek ‘acını dindireceğim yanındayım sakin ol ’ dedi.Jane birden bire beliren bu sesle irkilerek sızlayan vücuduna düşünmeyerek talihsiz bir gövde gösterisi yaptırmak zorunda kaldı ardından korku ve merak ile, sızlayan kulaklarını neredeyse gizlice okşayan bu sesin sahibini görebilmek için kapalı göz kapaklarına inatla uğraş vererek açmaya açtı .Bu uğraşın farkında olan ilkinden daha yoğun bir endişe ve uyarıcı bir ifade ile gizemli ses ‘Beni görmek için zamanın fazlası ile olacak şimdi kendini yorma’ dedi.
Jane bu yanıtla önce şaşırsa da kendini hemen toparladı ve belirsizliğin içindeki anlamsız gizem yüzünden olan bu rahatsızlığa artık daha fazla dayanamayarak yerinden kımıldamak için yeniden bir gövde gösterisine hazırlanıyordu ki toprak kokusunu bastıran nefis bir koku etrafına yayılması ile küçük gövde gösterisini ertelemek zorunda kaldı, ardından bu nefis kokuyu ufak biçimli burnu ile kendine engel olamayarak zevkle içine çekti, en az koku kadar cazibeli aynı ses kendinden emin bir ifade ile kısık kahkahalar eşliğinde‘Beni koklamak içinde çok zamanın olacak ve benimde seni koklamak için baş döndürücü nefis zamanlarım,ama şimdi birimiz sorumluluk sahibi olmak zorunda o yüzden öncelikle şu sızlayan ilgilenmediğin ve beni endişeden öldürebilecek bedeninin acısını dindirmeme izin ver küçüğüm’ dedi. Jane şaşkınlıkla söyleneni kavramaya çalışırken utançtan kızaran kulakları nefis sesin olacakları düşünmeden gizlice keyfini çıkartıyordu,ta ki dar alnının üzerinde gezinen uzun zarif parmakların soğukluğu ve bu hareketi beklemediği için yeniden irkilmesine neden olana kadar ama soğuk dokunuşlar kendini bu hareketle geri çekmekte geç kalmayınca jane nedenini bilmediği şekilde içi sızlayarak kendini toparlamaya çalıştı ve aynı ses endişe ve acıdan neredeyse boğulmuş şekilde mırıldanarak ‘sana zarar vermekten senden daha çok korkuyorum özelliklede sen acı ile irkilirken bana izin ver küçüğüm acını dindirmeme izin ver bana biraz güven ‘ dedi.
Jane bu cevaptan adeta taşan güvenin verdiği rahatlığı memnuniyetle kabul ederek sızlayan ruhu ve bedenini sarmasını kabul etti ve kasılan bedenini rahatlatarak toprak zeminine yasladı,zarif parmakların yarattığı nazik dokunuşlar yine yüzünde yerini alırken parmakların yavaşça kavisli yüzünden dolgun dudaklarına kayarak dans ederek okşaması yüzünden hızlı atan kalbi şimdi daha hızlı ve aralıksız atmaya başlamıştı, heyecandan ve soğuktan titreyen teni dudaklarına soğuk alevler bırakan dokunuşlarla adeta sızlıyordu ve ona şaşırtıcı bir güven veren bu tutku dolu dokunuşların tadını gizlemeden çıkarmayı da ihmal etmiyor başında azalan acının baskısı onu şaşırtsa da soru sormadan sadece rahatlamanın keyfini çıkartmakla yetiniyordu sesli kesik soluklarını ise uğuldayan yorgun kulaklarında belli belirsiz duyuyordu ,hissiz elleri ile yüzünde dudaklarında gezinen bu ellere dokunmak için için içinde dayanılmaz bir istek besliyordu,içinde adeta yanan bu istekle inançsızca hissiz parmaklarını kımıldatmaya hazırlanırken aniden uğuldayan kulakları birkaç ayak sesini daha belli belirsiz duydu bu sesi takip eden zarif parmakların soğuk ve becerikli dokunuşları sıcak alnını yeniden terk etmiş, etrafını saran baş döndürücü o koku yavaşça uzaklaşmıştı .
Jane önce şaşkınlık ile olanları kavramaya çalışsa da hemen ardından boğazında beliren acı düğümlemenin terkedilmişliğin tadı olduğunu çaresizce inkar ederek zayıf bir sesle ‘neredesin’ diye mırıldandı ,ama bu yanıtsız sorusu yüzüne bir tokat gibi inmekte geç kalmadı ,bunun acısı ve panikliği ile bu sessizlik içinde yalnızlığını acısını paylaştığı, dokunuşları tedavi ederek adeta sözleri ile kur yapan kişinin yüzüstü bırakarak terk etmemesini son kez dileyerek inatçı göz kapaklarına bir uğraş daha verdi,kalbinin kırılmış sesi artık yaklaşan ayak seslerini bastırıyordu damağında sızlayan yalnızlık ve terk edilmişliğin tadı bu sefer daha acı şekilde boğazında düğümlenerek yanaklarında sıcak izler bıraktı uğuldayan kulakları artık ayak seslerini duymuyordu ayak seslerinin yerini uğuldayan kulaklarında endişeli bir kadın sesi almıştı ‘işte burada dedi’ dedi.Jane bu sesle artık kırılmış zayıf kalbinin atmadığını düşünüyordu ta ki sağ kolunda vücudunu sarsan yakıcı bir acı hissedene kadar kuru sesi bu acıyla özgür kalmış gibi havaya dağıldı gözlerini acından bulduğu bir güçle açtı gözleri ona doğru eğilen orta yaşlı egzotik bir güzelliği olan dikkat çeken sarı renkteki uzun saçları omuzlarından aşağı şelaleyi andırır gibi dağılan kadınla buluştu,kadın kendine korku ve acıyla bakan kızın bakışlarına güven vermek ister gibi baktı , ve kızın sağ kolunda beyaz teninde ustalıkla işlenmiş motifli işaretleri andıran lekeleri mavi soluk gözleri ile fark ederek büyülenmiş gibi baktı ve hiç düşünmeden küçük parmakları ile kızın kolundaki lekeleri andıran işaretleri gezdirmekten kendini alamadı , jane bu dokunuşlarla yeni toparladığı vücudunun yeniden acıyla sarsılması ile acıdan boğulmuş kuru sesi ile ‘Kes şunu ‘ dedi.Kadın bu tepki ile düşüncesizce yaptığı bu harekete karşılık özür dilemek ister gibi mahcup bir şekilde geri çekilirken ince belinde sallanan mavi şişeden çevik bir hareketle çıkardığı sarı renkteki sıvıyı ilkinden daha dikkatli şekilde kızın koluna sürdü Jane koluna tekrardan dokunan ellerle yeniden bir sarsılmaya daha korkuyla hazırlanırken beklenmedik şekilde acı dalgasının vücuduna yayılmaması ile önce şaşırdı ardından acısının azalmasıyla kasılan bedeni yeniden rahatlamaya bıraktı.
Birden bire ortaya çıkan yarı insan yarı hayvan onu şaşırttı.Bağırarak uzaklaşacakken kolunu tuttu ve uçan bir at gösterdi.Oraya binmesini isteyince dayanamayarak bindi ve oradan uzaklaştılar.Gidecekleri yer kamptı.
Konu: Diana Luxemburgen 2 
Salı Ekim 12, 2010 2:21 am
