Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Είστε μαμά μου*Sen benim annemsin!

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Amelis V. Thermapolis
Hekate'nin Çocuğu
Hekate'nin Çocuğu
Amelis V. Thermapolis


Mesaj Sayısı : 44
Kayıt tarihi : 16/07/11

Είστε μαμά μου*Sen benim annemsin! Empty
MesajKonu: Είστε μαμά μου*Sen benim annemsin!   Είστε μαμά μου*Sen benim annemsin! Icon_minitimeÇarş. Ağus. 03, 2011 8:56 am

Kusursuz... Evet işte o günü tanımlaması gereken kelime buydu, ya da Mia'nın istekleri böyleydi. Empire States binasının merdivenleri bitmek bilmiyordu ve içindeki garip huzursuzluk gittikçe büyüyordu. "Düzgün gitmeli, ne kadar zor olabilir ki?" diye geçirdi içinden. Yüreğinde garip bir burukluk, içinde yılların getirdiği yalanların sebep olduğu bir tufan ve dilinde üç kelime; Είστε μαμά μου*... Bu kararı vermek için çok düşünmüştü. Kampa yerleştikten sonra günlerce kardeşlerinden O'nu dinlemişti. Hayalini, kokusunu, yüz hatlarını zihninde tekrar tekrar çizmişti. Büyüye merakını ondan almıştı kesinlikle. Ayrıca pek iyi biri de sayılmazdı. Çocuksu bir düşünceyle kendisini annesine sevdirmeye kararlıydı. "İhanet elmalarımı versem gözüne girer miyim?" diye düşünmeye başlamış bu sırada devasa binanın doruğuna gelmişti. Elini istemsiz olarak çantasına götürdü. Elması hala oradaydı. Zihninde yarım yamalak bildiği Yunanca sözler, planladığı hareketler ve her türlü hayal kırıklığına karşın çelik kadar sağlam iradesinin ne kadar idare edeceği vardı. Belki onu sevmezdi, sonuçta tek kızı Mia değildi. Ve en başarılı kızı da o olamazdı şimdilik. Fakat babasından aldığı bir kararlılıkla kesinlikle annesi hakkında okuduğu kitaplar doğrultusunda vermiş olduğu kararlar ona istediği yakınlığı sağlayacaktı. Çoğu kişinin aksine Mia, büyük annesi hariç herkese karşı mesafeli ve saygılı biriydi. Beyniyle hareket ederdi, duygular.... Hayır, duygular kesinlikle ona göre değildi. Mezun olduğu gece duyguların basit insanların işi olduğunu öğrenmişti.



Olimpos'ta hava herzamankinden biraz karanlıktı. Kış olduğu için olsa gerek, aldığı her nefeste sigaranın körelttiği ciğerleri yanıyordu. Kanı nikotin çekse de annesini kötü bir kokuyla karşılamak istemiyordu. Elini alnına götürdü ve siyah gözlerine dökülen bukleleri çekti. Başında bunaltıcı bir ağrı vardı. Saate baktı, tam vaktinde gelmiş olmalıydı. Çantasındaki parlak elmayı avuçlarının içine alarak kapıya doğru döndü ve Tanrıçaların en büyüleyicisini beklemeye başladı. Dakikalar sonra on bin yaşında olmasına rağmen hala yirmi beşlikmiş gibi görünen bir kadın belirdi. "Kusursuz Tanrıça'm" diye mırıldandı Amelia. Konuşmak istiyordu fakat tam boğazında bir şey yutkunmasıne engel oluyor gibiydi. Kekeleyerek "Sizinle tanışmak bir onurdur Tanrıça'm" diyebildi. Bacaklarının titrediğini hissediyordu. Bir kaç adım atarak diz çöktü ve elindeki elmayı Tanrıça Hekate'ye uzattı. "İlk insanı cennetinden kovduran, aşkın tutkunun rengini taşıyan kibir elmam... Kendim, kendim büyüledim an..." diyememişti işte. Anne demeyi bir türlü beceremiyordu. Onun yerine cümleyi "Οι γυναίκες που με έκανε να ζωντανοί**" diyerek bitirdi. Kalbi yerinden çıkacakmış gibi atıyordu.



---------------------



* Yun. Benim annemsin

** Yun. Beni yaşatan kadın
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Hekate
Tanrıça
Tanrıça
Hekate


Mesaj Sayısı : 40
Kayıt tarihi : 28/07/11

Είστε μαμά μου*Sen benim annemsin! Empty
MesajKonu: Geri: Είστε μαμά μου*Sen benim annemsin!   Είστε μαμά μου*Sen benim annemsin! Icon_minitimeC.tesi Ağus. 13, 2011 8:04 am

Bir tanrıçaya yakışan zarafetle indi ölümlülerin dünyasına. Zeus' un ona gökten parçalar hediye etmesinin nedeni belli oluyordu. Onun gibi saf ve zarif bir tanrıça hak ediyordu. Onun gibi güçlü ve 'büyüleyici' bir tanrıça... Hekate tüm bu gücüne ve itibarına rağmen, annelikte pek iyi değildi. Çocuklarını çok severdi elbet. Sonuçta bu bir annelik duygusuydu ve Hekate kesinlikle bu duygudan yoksun değildi. Fakat Zeus' un koyduğu anlamsız mesafe kuralları onun çocuklarıyla ilgilenmesini engelliyordu. Ve her an acı çekiyordu bu yüzden. Sanki içinde büyük bir boşluk açılmış ve bu boşluğu doldurmanın imkanı yokmuş gibiydi. Bu boşluk aşkla doldurulamazdı, ya da sade bir sevgiyle. Bu duygu annelikti; ve çocuklarıyla vakit geçirmedikçe hep eksik kalan bi duygu olacaktı.

Hekate tüm düşünceleri silerek kızına odaklandı. Amelis' i iki yaşından beri görmemişti. Acaba güzel miydi? Zeki miydi yoksa başkalarından mı geçinirdi? Bu soruları cevaplayamıyordu; fakat ne önemi vardı ki? Amelis ne olursa olsun onun kızıydı; ve onu her şartta sevecekti. İşte ona duyacağı sevgi ve saygıdan emin olması, Hekate' yi diğer tanrıçalardan ayırıyordu.

Empire State Binası' nın tepesine geldiğinde, kalbi adeta durmuştu. Karşısındaki güzel kız onun muydu? Hala inanmakta zorluk çekiyordu. Heyecanını gizlemek için yüzüne soğukkanlı; fakat iyimser bir ifade takındı. Amelis yanına yaklaştıkça tanrıça daha çok heyecanlanıyordu. Amelis de ondan farksız değildi. Kız titrek bacaklarıyla annesine doğru geliyordu. Onun bu telaşlı halini görünce, Hekate' nin dudakları mutlulukla kıvrıldı. Kız büyük bir heyecanla "Sizinle tanışmak bir onurdur Tanrıça'm" dedi. Titreyen bacaklarıyla zar zor birkaç adım daha attı ve Hekate' nin tam önünde durdu. Onun önünde diz çöktü ve elindeki elmayı tanrıçaya doğru uzattı.

"İlk insanı cennetinden kovduran, aşkın tutkunun rengini taşıyan kibir elmam... Kendim, kendim büyüledim an..."

Tanrıçanın içindeki boşluk daha da derinleşti o an. Kızı ona anne bile diyemiyordu. Hekate kendine kızıyordu içten içe. Neden daha iyi bir anne olamamıştı. Neden Zeus' un yalakası gibi davranıyordu? Gökten daha çok parça almak için mi? Evet, ve şimdi sonuçlarını görüyordu. Kendisine anne demeye tereddüt eden bir kız... Ve tüm bunlar Hekate' nin suçuydu.

'' Seninle gurur duyuyorum, kızım.'' dedi ve elmayı kızın elinden aldı usulca. Sonra kızı ellerinden tutup kaldırdı. Yüz yüze geldiklerinde onun kendisininki gibi güzel yüzüne baktı. Sonra kıza anaç bir şekilde sarıldı. Kız şaşkınlıktan donup kalmıştı. Aslında Hekate bile bu hareketi beklemiyordu kendinden. Yine de kızına yoksun bırakıldığı anne sevgisini vermekte kararlıydı. Kıza melodik bir sesle '' Seni seviyorum, kızım. Benim için çok değerlisin. '' dedi. Onunla vakit geçirmek şu anki tek isteğiydi. Fakat biraz daha kalırsa Zeus öfkelenebilirdi. Zeus' un bu tavırlarına karşıydı; fakat sonuçta patron oydu. Kızının ellerini bıraktı ve ondan yavaşça uzaklaştı.

'' Şimdilik gitmeliyim. Seni hep izledim; ve izleyeceğim. Görüşürüz. ''

Kız şaşkınlıktan konuşamamıştı. Sadece Hekate' nin gökyüzündeki zarif hareketlerini izliyordu. Fakat bir şey kesindi, bu son görüşmeleri değildi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Είστε μαμά μου*Sen benim annemsin!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Benim pegasusum benim gibi olmalı...
» Benim İçin Mi Görevlendirildin ?
» Pegasus'um Benim
» Benim Hayatım
» Benim Talihsizliğim

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Olimpos :: Empire State Binası/Olimpos-
Buraya geçin: