Anita gördüğü kabustan dolayı günün erken saatlerinde uyanmıştı.Kardeşlerini uyandırmak istemediğinden dolayı da üstünü değiştirip kulübesinden dışarı çıkmış, kampı gezmeye karar vermişti.Şu anda parkın kenarındaki açık kahverengi banklardan birine oturmuş etrafı süzüyordu.Saçlarını okşayan sakin ve serinleten rüzgar onu yazın bunaltıcı sıcağından kurtulmasına az da olsa yardım ediyordu.Bankta arkasına yaslanmış ellerini göğsünde kavuşturmuştu.Biraz macera yaşamak istiyordu.Melez Kampı'na gelmeden önce olduğu gibi yani.Bu yüzden aklı sıra ormana gitmeye karar vermdi.Ellerinden güç alarak ayağa kalktı.Sonra da hiçbir şey yokmuş gibi az ilerideki ormanlık alandan içeri girdi.
İçeriye girmesiyle ürkmesi bir oldu.Ama ilerlemeye devam etti.Ağaçların arasından süzülen ışık ormanın karanlığında kayboluyordu.Orman sessizdi,tek duyduğu ses ayakları ile ezdiği kurumuş yaprakların sesiydi.Ormanın serinliği onun üşümesine neden oldu.Bir kaç saniyeliğine durup çantasından ipek, mavi renkli hırkasını çıkarıp giydi.Ardından da devam etti.Bir süre sonra da yaprakların hışırtılarından nedensiz yere rahatsız olmaya başladı.Oysa ki onun korkması gereken şeylerden biri kesinlikle bu değildi.Hemen arkasından gelen hırlama sesiyle tiz bir çığlık attıktan sonra arkasını döndü.Arkasında üç metrelik büyük bir kurt duruyordu.Geriye doğru hızlı hızlı adımlar atmaya başladı.Kurt yavaş ve sinsi bir şekilde hırlamaya devam ederken peşinden geliyordu.Ayağı kopmuş dallardan birine takıldı.Gerisin geriye düştü.Korku onun tüm bedenini eline geçirmişti.Kurt ona yaklaşırken başka bir çığlık daha attı.Eline rastgele bir dal alıp kalkmaya çalıştı.Kalkamadı.Kılıcını neden getirmemişti ki?Ne düşünüyordu kılıçsız bir şekilde ormana girerken? Kurt onun üstüne çıktı.Ağzını açtı.Anita elindeki dal parçasını ileriye doğru sallamaya başladı.Fakat nafile...Birden bir uluma sesi duydu.Kurt bakışlarını Anita'dan ilerideki göletin olduğu yere çevirdi.Sonra da Anita'nın peşini bıraktı.Yavaşça ileriye doğru yürürken Anita yavaş ve ses çıkarmadan,usulca ayağa kalktı.Ardından da elindeki dal parçasını yere fırlatarak ormandan dışarıya koşmaya başladı.
Ormandan dışarı çıkınca elindeki dal parçasını ormana fırlattı.Ardındandan üstünü başını silkeleyip yapışan yapraklardan arındırdı.Ama hırkası mahvolmuştu.Ama onu ilgilendiren hırkası değildi.Korkmuştu,ve bu azıcık macera bile onu bitkin düşürmüştü.Eğer kılıcını yanına alsaydı daha farklı bir macera oluşabilirdi.Olaylar farklı yönde gelişebilirdi.Ama almamıştı işte.Anita yavaş adımlarla kulübesinin yolunu tuttu.Hafif bir şekerleme ona iyi gelecekti.