Kampa geldiğimden beri belki iki belki üç kere talim yapmışımdır.Elime Lightning'i aldım ve bir numaralı kuklaya vurmaya başladım.Sanki bütün hıncımı o kuladan alıyordum bütün bir günün belki de bütün bir yılın.Artık sorun çıkarmayacaktım sakinleşmeye çalışacaktım ama bu mümkün değildi hergün yeni bir şey oluyordu ve sorumlusu da ben!Ben bunları düşünürken bir numaralı kukla yıprandı ve iki numaralıya geçtim.Kampa geldiğimden beri aynı şeyi düşünüyorum neden buradayım.Ama artık bunun nedeni biliyordum.Tam o sırada bir ses duydum.Arkamdam ateşin tam yanından."Merhaba, genç melez.Nasıl gidiyo bakalım?" dedi adam."Şuan için iyi ama sizi tanıyormuyum?" dedim."Kişisel olarak değil ama beni herkes tanıyor sen dahil." dedi adam."Hmm.Satir olsa keçi bacaklarınız yok o zaman ya bir tanrı ya da..." sözümü devam ettiremedim.Tam o sırada adam elini ateşin içine soktu ve biraz bekletti.Ben de bu sırada adamın kim olduğunu fark ettim.Kendisini tanımaya bile üşendiğim adam Tanrı Hades'ti."Affedersiniz Tanrı Hades tanıyamadığım için üzgünüm.Kendimi pek iyi hissetmiyordum da." dedim."Önemli değil genç.Asıl önemli olan ne karar vermiş olman olimpos içinde mi yoksa kaos içinde mi yer alacaksın.Ama şunu unutma Daniel Önemli olan en güçlü olmak değil, gücünü doğru bir biçimde kullanmaktır."dedi Tanrı Hades.Kafamı ateşe diktim.Ne yapmalıydım?Bu sorunun yanıtı sadece bendeydi ve ben bunu biliyorum.Cevabımı vermek üzereydiyki tanrı yok olmuştu ama beni kesinlikle izliyordu. "Bence cevabımı biliyorsunuz." dedim ve uyumak üzere kulübeme gittim.