Sabahın erken saatlerinde pozitif bir enerji içince uyandım.İçimde bir heyecan neden olduğu bilinmeyen bir sevinç vardı.Yataktan aşağı inerken ayağım ranzaya takıldı ve yere düştüm.Biraz inilti çıkardıktan ve acı hissi kaybolmaya başladıktan sonra düşerken sıktığım gözlerimi yavaşça açtım.Önümde içinde Jill'in portresinin olduğu bir çerçeve duruyordu.Camı çatlamıştı.Elime çerçeveyi aldım ve ellerimden yararlanarak ayağa kalktım.Masaya yöneldim ve çerçeveyi radyomun yanına koydum.Sonra da resmi incelemeye başladım.Jill sanki tuhaf bir bir şey olmuş gibi gülüyordu.Sanki bana gülüyordu hatta.İçimden Jill'e süpriz bir ziyaret yapıp onu şaşırtma isteği geldi.Bu yüzden donup kalmayı bırakıp giysi dolabıma yöneldim ve eteğimle sarı tişörtümü giydim.Odadan çıktım ve salona geçtim."Görüşürüz kardeşleriimm" dedim dalga geçer gibi,sonra da selamımı vererek kulübeden çıktım.Artemis'in kulübesi çok uzak değildi neyse ki.Hemen kulübeye vardım.Kapıyı çaldım.Kapıyı Sat açtı.Parmağımı ağzıma götürüp sessiz olmasını söyledim fısıltıyla.Tamam anlamında başını salladı ve gülümsedi.İçeriden Jill'in sesi geliyordu."Kim gelmiş Sat?" dedi."Kimse" dedi Sat.Gözlerimi devirdim ve Jill'e arkadan yaklaşıp onu korkuttum.Zıpladı.Ben de kahkahayı bastım doğal olarak."Sadece benim Jill" dedim gülerken.O da benimle beraber gülmeye başladı.