Keşke Gelmeseydim.../2

Konu: Keşke Gelmeseydim.../2 Çarş. Mayıs 04, 2011 5:20 am

Lanet olsun, çilekli pasta yapma fikri gerçekten iğrençti. Şimdi bir de mecburen tarlalara gitmek zorunda kalacaktık. Aslında belki de iyi olabilirdi, bunu kim bilebilir ki? Biraz kampı gezmek gerçekten iyi olabilirdi fakat ortada büyük bir "yakalanma" olayı olabilirdi. Yani bildiğim kadarıyla tarlalarda yakalananlara bir ceza uyguluyorlardı. Sonuçta kampa yeni gelmiştim ve bir olay çıkarmak istemiyordum. Yine de Hermia'nın pes etmeyeceğini ve ismimi "korkak" olarak yayacağını tahmin ettiğim için hayır diyemedim. Tarlalara doğru yola çıktık. Hermia ile beraber yürüdüğümüz için birkaç tane bücür bize bakıp gülümsüyorlardı. Onları o anda boğmak istiyordum ama hayır, "Göze batma Richard, göze batma." diye kızdım kendi kendime. Tarlalara yaklaştığımızda Hermia bana baktı ve sessiz olmamı söyledi. Eğer burada yakalanırsak hiçbir tanrı muhtemelen bizi kurtaramazdı. Tarlalara yaklaştığımızda sessizce Hermia'ya fısıldadım. "Lanet olsun, çilekleri neye dolduracağız?"

Konu: Geri: Keşke Gelmeseydim.../2 Çarş. Mayıs 04, 2011 5:47 am

"Lanet olsun, çilekleri neye dolduracağız?" işte o an gözlerim parladı. ''Ceplerin yeterince büyük bence'' Üzerine şöyle bir baktı. Yavaş yavaş geri adımlar atmaya başladı. O sıra da bir şey gördüm ifade mi değiştirip ''Tabi şu unutulan sepetide kulanabiliriz'' Rahatlamış gibiydi. Hemen koşup sepeti aldı. Yanıma gelirken buraya doğru gelen şarapçı çocuklarını gördüm. ''Eğil hemen'' dedim bağırmayla karışık fısıltı ile.
Beni takip etmesi için elimle bir işaret yaptım. Otların arasına girdim. Peşimden o da geliyordu. ''Bir taraftan toplamaya bak'' kafa salladı. Eline geçen çilekleri topluyordu. ''Büyüklerini al reçel yapmıyacağız'' Geçiştirmek istercesine ''Tamam'' dedi. Umursamayıp melezlerin nerede olduğuna baktım. Az önceki yerde yoktular. Endişe ile kafamı çevirdim.

Onları göremedim gittiler herhalde diye Rich'e yardım etmek için bende toplamaya başladım. Çilekler iri ve de tazelerdi. Ama yaprakların içinde olmak fena halde kaşındırıyordu. Kolarım kıpkırmı olmuştu. Üstelik hapşurmamak içinde kendimi zor tutuyordum. Burnumu çekerek elimdeki beş çileği sepete atmak için arkamı döndüm. Elimdekilerine koyunca Fazlaca çilek toplamış olduğumuzu gördüm. Gülümseyerek bir çilek adım. ''İşte şimdi yeterli oldu'' dedim. Çleği ağazıma atım. Rich ile göz göze geldik hani bana der gibi ağazını açtı. Bir çileği alıp ağzına tıktım.

Yavaşça yağa kalkıp arkamı döndüm. Gördüğüm kişiyi pek sevmiyordum açıkçası ''Selam'' dedim. Gülümsedi. Kafası ile 'Selamı babama verisiniz' de gibi bir tavırla kaldırdı. ''Oldu görüşmek üzere'' dedim. Ve kendimi yantarafa atlarken buldum. Rich orada kalmıştı. Çileklerle atlaması zordu. Elimle yolla der gibi salladım. Sepeti dikkatlice fırlattı. Tuttum sonrada o atladı. Meleze dil çıkartıp topukları yağladık.

» Keşke Gelmeseydim.
» Keşke gelmeseydim...