Sabah uyandığımda istemeye istemeye de olsa gözlerimi açtım ve etrafıma bakındım. Birkaç dakika sonra kalkıp üstüme günlük ve basit bir şeyler geçirip neler yapacağımı düşünmeye başladım. Uyanmak benim için çok zor olmamıştı çünkü genel olarak Hypnos çocuklarının aksine uyku "bağımlısı" değildim. Kulübeden çıkıp dışarıda yürümeye başladım. Tek başıma dolaşıyordum çünkü burada henüz hiç dostum yoktu. Hey, bunu kim isterdi ki?! Kampın genelinde sevecen tavırlı insanlar vardı. Onları sevmiyordum, çünkü öyle insanlar zayıflıklarla dolu olan insanlardı. Bir görevde asla onlara güvenmezdim, duyguları yüzünden görevi dahi tehlikeye atabilirledirdi. Bu yüzden burada hiç arkadaşım yoktu ve fazla arkadaş da istemiyordum. Fakat yine de Ares kulübesindeki Hermia bana iyi bir arkadaş seçeneğiymiş gibi geldi. Çünkü o da zayıflıkları olan insanları sevmiyor, genelde çaylakların kafalarını tuvalete sokmaya çalışıyordu. Bugün kulübede yapmak istediğim şey için muhtemelen tek seçeneğim oydu, ama maalesef bunu kabul edip etmeyeceğini bilmiyordum. Düşüncelerimden sıyrılıp kendime geldiğimde yanımdan geçen küçük bir melezi yakasından tutup kaldırdım. "Şimdi beni dinle velet, Ares kulübesine git ve Hermia'ya 'Richard seni Hypnos kulübesine çağırıyor.' de. Eğer ki sözümü dinleyip benden kaçarsan kampta en çok işkenceye maruz kalan velet olarak tarihe geçersin. Şimdi kaybol!" dedim ve çocuğu sertçe ittim. Çocuk hızla Ares kulübesine doğru koşuyordu.
Kulübenin kapısı açıldığında içeri Hermia girdi. Şaşkınlığımı saklayamamıştım çünkü onun geleceğini düşünmemiştim. Hermia uykusunu bastırmaya çalışıyordu. "Avalak avalak bakmaktansa niye çağırdığını söylesen?" Tamam, onu oyalamayı düşünmüyordum. "Bugün burada pasta yapar mısın?" Hermia biraz düşündü. "Bir yandan düşünürken bir yandan da uykunu bastırmaya çalışmak zor oluyordur herhalde." diye mırıldandım. "Tamam, kabul yapacağım fakat ne yapacağımı bilmiyorum." İşte, kabul etmişti sonunda. "Ne mi yapacaksın? Sadece pasta... Yani bu bir hediye olacak ve kişilik olarak kampta yakın olabileceğim bir tek seni buldum. Hem pasta yapmayı bilseydim sanırım ben de yapabilirdim." dedim ve Hermia'ya baktım. Biraz kızgın bir biçimde bana bakıyordu ve hala uykusunu bastırmaya çalışıyordu.