BÖLÜM 1 :Korku
Korku, kişinin kendi yarattığı bir duygudur. Korku senin neyden korktuğuna bağlıdır. Böcek,yangın,ölüm v.b. olaylar ve canlılardan korkulabilinir ama beynimizle bunu biz yaratırız,bunada korku deriz.
Karanlık.... sonsuz bir karanlık içindeyim,belki bu benim cahil oluşumun karanlığıdır.Karanlıktayım ve korkuyorum bir ışık görüyorum,ama hemen kapanıyor arkamda bir tane daha görüyorum oda kapanıyor sonunda elimle bir cisme deydim bu bir duvar yada kapıydı ve tokmağı elime değince çevirdim.Rüyamdan uyanmıştım ağzımdan tek bir kelime çıktı "karanlık" soluk soluğaydım babamın odaya girdiğini o şok içinde anlayabilmiştim "Step iyimisin" aslında değildim ama babamı edişelendirmemek için sadece kafamı sallayabildim,sırtımı okşadı yavaş yavaş rahatlıyordum ama kabuslardan nefret ediyordum,elime hemen sevdiğim kitabımı aldım ve sevdiğim sayfadan itibaren 20 sayfa okuyunca rahatladım.Okumak,herzaman bana huzur verir.O akşam uyuyamadım,babamın bana aldığı Roma ve Yunan mitolojilerini okudum burda en sevdiğim tanrıça Athena,tanrı ise hiçbiri,ben tanrıları hiç sevmedim hepsi hep kavga içinde ben erkeğim ama mitolojide kadınlar herzaman daha akıllı ve doğru,Athena'yı sevmemin nedeni hem bilgelik hem strateji hemde savaş tanrıçası olması başka ne olunur ki bilge ve güçlü olmak bence birine yeter.Çantamı hazırladım ve yemek için sütlü gevrek yiyip babama haber verdikten sonra yeni ayakkabımı giyip çıktım
Bölüm 2: Arkadaşamın ya komik yada deli
Yolda Jack'le karşılaştım yolda birlikte yürürken biraz garipti aslında bende öyleydim ama belli etmedim,çünkü takip ediliyoruz gibi bir his vardı içimde,bir ara ayakkabımı bağlama bahanesiyle durup arkama baktım burnu uzun çirkin çilli bir kadın arkamızdan geliyordu daha başka çok kişi vardı ama ilk dikkatimi çeken o oldu Jack bana "Hadi geç kalıcaz kanka" dedi ama ağlamaklı bir sesi vardı ve beni ikna etti,kadında bana baktı,banada garip geldi ve bende "Tamam gidelim" dedim.Bir ara sokağa girince kadın önümüzde belirdi ve kadının bir anda tırnakları uzadı ve bu canavarı tanıyordum bu bir Harpyaydı ve ben bir anda "Ohaaaaa" diye bağırdım ve tam kaçıyodum ki Jack kadının önünde durdu bende "Jack hadi kaçalım" dedim ama Harpya önce davranıp bize hücum etti Jack'te cebinde iki kalem çıkardı "Bu şeye kalemmi saplicam,saçmalama" dedim.Sonra ağlamaya başladım çünkü Jack kıpırdamadan yerde yatıyordu,bende delirdim ve kalemi kapağını tutup açıcaktım ki bu şaçmalık diye düşündüm ve kalemi Harpyaya fırlattım Harpyadan gülüşe benzer bi ses çıktı sonra kalemin kapağını açtım ve bir kılıç elimde belirdi,şaşkınlıktan elimde olan kılıcı düşürdüm ve aldığımda Harpya bir çöp kutusundan üzerime atıldı kılıcımı ona dokunduramadan elimden kılıç düştü,sonra Harpya çığlık atıp bana doğru gelirken vücudumda hem adrenalin hemde acı ve korku vardı yerde kalemi doğru atılıdım ve kalemi aldığım gibi kapağını açtım,o anda Harpya gerileyemeden kılıçın sivri yerine düştü ve Harpya toz oldu.Jack'in öldüğü yere gittim Jack yaşıyordu ama yaralıydı bana gel dedi ve Melez Kampı diye bir kamp söyledi ve bana bir harita verdi.
BÖLÜM 3: Jack'in Vasiyeti
Olaydan sonra eve gittim babama anlatmakta teredüt ettim ama sonra olayları teker teker anlattım,babam bana sarıldı ama hiç şaşırmadı "Senle şimdi bir yere gitmemiz gerekiyor" dedi babam,bende Jack'ı hatırlayarak ilk kaleme sonra babama bakıp şöyle dedim "Evet baba Melez Kampına gitmemiz gerekiyor".
valiz hazırladım kafamda o kadar çok soru vardı ki ama babam bana "Tüm soruların cevabını orda alıcağımı" söyledi.Evden çıkmadan önce son birkez eve baktım ve iç çekip çıktım.Kamp denilen yerin kapısına gelince babam "Görüşürüz oğlum" dedi ve sarıldı,bende sınır gibi bir kapıdan içeri girdim...
TEŞEKKÜRLER