Birisinin peşinden asla koşmazdım.Ama bu ciddi bir meseleydi. "Fenix,dur lütfen.Bir dinler misin?"dedim peşinden koşarken.Sonunda durdu ve umursamaz hareketlerle "Evet? Bak Hanna beni vazgeçirmeye çalışma."dedi.Beynim zonkluyordu.Sinirlenmiştim."Evet,seni vazgeçirmeye çalışacağım.Bu çok tehlikeli.Ne yaptığını bilmiyorsun bile!"dedim bağırarak.Bir kaç melez bize baktı.Yaklaştı ve "Keşke sana bunu hiç söylemeseydim.Salaklık bende !"dedi.Hiç bir şey diyemedim.Tek bildiğim şey, yakın dostum Fenix'i yalnız bırakamazdım.Arkasından yürüdüm ve "Pekala,ben de geliyorum."dedim.Fenix olduğu yerde kaldı ve bana baktı.Şaşırmış gibiydi."Ne var? Seni oraya yalnız göndereceğimi mi sandın?"dedim.Birlikte Thalia'nın ağacına doğru tırmanmaya başladık.Anayola kadar hiç konuşmadık.Cebimden drahmilerimi çıkardım ve yunanca sözleri söyledim.Fenix ne yaptığıma bakıyordu. "Hey,asla Gri Kızkardeşlerle gitmem."dedi.Yunanca sözleri söyledim ve drahmileri yere attım."En hızlı gidiş yolu bu."dedim.Yerden Gri Kızkardeşlerin taksisi fışkırdı.Yaşlı kadın pencereden kafasını uzattı."Nereye?"dedi tükürükler saçarak.Fenix'e bakarak "Ölüm Plakçılık mı? Hollywood'mu?"dedim.Fenix "Ölüm Plakçılık."dedi.Kadın ters ters "Binin."dedi.Ben de Gri Kızkardeşlerle gitmeye meraklı değildim.Ama hem en hızlı gidiş yolu,hem de en güvenlisi buydu.Kadın birden gaza bastı ve kafam koltuğa yapıştı.Lanet Olsun,dedim içimden.