Bugün bayrak kapmaca yarışı olmuştu ve ben resmen süs gibi bir köşede durdum. Çünkü ben bir çocukmuşum. Başıma bir şey gelebilirmiş. Hayır ya, ben çocuk değilim. Artık büyüdüm. Bende savaşabilirim. Hem beni boşladılarda ne oldu bayrak kapmaca yarışını kaybettik. Ben olsam belki de kazanacaktık. Bu duruma çok sinirleniyordum. Beni bebek yerine koyuyorlardı. Onlara büyüdüğümü göstermem gerekiyordu ama nasıl. Bu düşüncelerle ormanda geziniyordum. Nereye gittiğimi hiç bilmiyordum. Sadece yürüyordum. Sinirimden neredeyse ağlayacaktım. Kendimi zor tuttuyordum. Bir taşın üzerine oturdum ve yanımdaki çiçeklerle oynamaya başladım. Bunlar laleydi. Laleleri severdim, kafamı biraz da olsa dağıtıyorlardı. Derin derin nefes almaya başladım ve etrafıma bakındım. Buranın nere olduğunu hiç bilmiyordum. Yürürken nereye gittiğime bakmadığım için şu an nerede olduğumu bilmiyordum. Yani bu korkunç ormanda kaybolmuştum. Bu en son istediğim şeydi. Kampa ilk geliğimde herkesten duyduğum öğüt ormana yalnız başına gitme idi. Ancak ben hem yalnızdım hem de hava yavaş yavaş kararıyordu. Korkmaya başladım. Ne yapacağımı bilmiyordum. Rastgele bir yere gidersem daha kötü olabllirdi. Ancak burada da bekleyemezdim. Ne yapacağım ben? Daha fazla dayanamayarak ağlamaya başladım. Hüngür hüngür ağlıyordum. Bir süre sonra yanıma biri geldi ve "Ağlama." dedi. Başımı kaldırdığımda Nemf'i gördüm. Gözyaşlarımı sildim ve "Ben kayboldum." dedim. Nemf gülümsedi ve "Seni kulübene götüreyim mi?" diye sordu. Hıçkırıklarım arasında "Götür." diye bildim. Nemf elimden tuttu ve yürümeye başladık. Bir süre sonra ormandan çıktık ve kulübelerin oraya geldik. Nemf benim yanımdan ayrıldı. Bende koşarak kulübeme gittim.