Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Zoe Amy Gringesied

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Mnemosyne
Titan
Titan
Mnemosyne


Mesaj Sayısı : 238
Kayıt tarihi : 20/04/11

Zoe Amy Gringesied Empty
MesajKonu: Zoe Amy Gringesied   Zoe Amy Gringesied Icon_minitimePerş. Nis. 21, 2011 3:01 am

Genç kız, odasındaki rahat yatağın üzerinde üzgünce uzanıyordu. Dün olan trafik kazasından sonra babası hala hastanedeydi. Zoe, her ne kadar babasını kendisine karşı bir adam olarak görse de onu çok seviyordu ve ölmesine katlanamazdı. Şimdi imkanı olsa hastaneye gidebilirdi Zoe. Babasının durumunu o denli merak ediyordu. Evden dışarı çıkamazdı ama çünkü kapı arkadan kilitlenmişti.

Zoe büyük salonlarında volta atarken derin düşüncelerine dalmıştı. Acaba evden çıkabilir miydi gerçekten? Ellerini şıklattığında ya da hokus pokus falan dediğinde laf olsun diye hep anormal bir şeyler oluyordu. Bir keresinde arkadaşı Naomi ile birlikte muziplik yaparken markette kilitli kaldıklarında kapının açılmasını dilemişti ve çat - kapı açılmıştı. Naomi o günden beri bunun bir tür mucize olduğunu söyleyip duruyordu Zoe'ye. Zor bir durumda kaldıklarında da hep o olayı hatırlatıyordu. Zoe bilmediği bir nedenden dolayı elinde tuttuğu cep telefonunun tuşlarına basıp Naomi'yi aradı.

Naomi telefonu ilk çalışta açtı. "Selam Zoe. Ne haber?"

Zoe "Hiç iyi haber değil. Babamın kazasını duydun mu?" dedi selamlaşmayı es geçerek.

Naomi "Hı hı, duydum." dedi. Artık sesinde o eski canlılıktan eser kalmamıştı. Bayağı üzgün çıkıyordu. "Şu anda neredesin? Babanın yanında mısın?"

Zoe üzgünce "Hayır." dedi. "Kapıyı arkadan babam kilitlemiş. Evde hapis kaldım. Kazayı da televizyondan duydum zaten." Galiba şimdi Naomi'nin ne söyleyeceğini biliyordu. Eski olayı hatırlatacaktı. Aynen öyle de oldu.

"Bunu sorun mu ediyorsun bir de? Geçen sefer kilitli kaldığında ne olduğunu hatırlatırım. Sen kapının açılmasını istemiştin ve açılmıştı."

Zoe "O bir tesadüftü." dedi. "Ve ben tesadüflere inanmam."

Naomi "Bir dene." dedi. "İşe yaramazsa hayatım boyunca bu konuyla ilgili hiçbir şeyi ağzıma almayacağım. Altı üstü bir keşke kilit açılsaydı diyeceksin. Ne var bunda? Hadi, bir kez." diye Zoe'yi ikna etmeye çalıştı.

Zoe "Tamam." dedi. "Ama işe yaramadığı takdirde sen bu konuyla ilgili herhangi bir kelimeyi ağzına almayacaksın." Sonra içten bir istekle "Keşke kapı açık olsaydı..." dedi.

Belki bu söylediğime inanmayacaksınız ama Naomi'nin planı dört dörtlük işe yaradı. Zoe bir kilidin açıldığını haber veren o klik sesini duyduğunda kalp krizi geçireceğinden korktu. Buna da tesadüf diyebilirdi ama buna kendisi bile inanmıyordu. O klik sesini Naomi'nin duymamış olmasını diledi Zoe.

"İşe yaradı mı?" diye sordu telefondan Naomi. Zoe ben olsam asla söylemeyeceğim bir şeyi söyledi. "Hayır, işe yaramadı. Sana demiştim işte!" Zoe neden böyle dediğini kendisi de bilmiyordu aslında. Sadece ağzına gelmişti öyle.

Naomi hüzünlü bir sesle "Sen kazandın." dedi. Neden mi hüzünlü, çünkü Naomi kaybetmekten nefret ederdi. İşe yaradığını bir duysa Zoe'yi asla affetmezdi.

Zoe "Telefon çalıyor. Belki de arayan baabmdır. Sonra görüşürüz." diye kapattı telefonu. Yalandı bu, ev telefonu çalmıyordu, sadece Zoe bunu, Naomi telefonu kapatsın diye uydurmuştu. Nitekim yalanı da işe yaramıştı. Zoe kapıyı kapatmadan hızla odasına gitti ve eline geçe kıyafetleri giydi. Hastaneye gidecekti.

Bu noktada hikayeyi kesiyorum. Zoe'nin hastaneye gidemeyeceğini siz de ben de biliyorsunuz. Neden mi gidemeyecekti. Şöyle özetleyeyim. Zoe'nin kapıyı açık bırakmasının büyük bir hata olduğu birazdan anlaşılacaktı.

Zoe odasından hastaneye gitmeye hazır bir şekilde çıkınca evin içinde başka biriyle yüz yüze geldi. Sınıfın en sümsük çocuğu olan Cato'ydu bu. Ve nedense okula geldiği günden beri sürekli Zoe'yi izliyordu.

"Zoe! Melez Kampı'na gitmemiz gerek! Buraya gelirken bir canavar peşime takıldı ama seni mutlaka melez kampına götürmem gerekiyordu. Çabuk eşyalarını topla. Çabuk olursak belki canavarı atlatabiliriz." Zoe çocuğun aceleci bir şekilde ve ona emir verircesine konuşmasına biraz şaşırmış ve sinirlenmişti. Bu çocuk kim olduğunu sanıyordu da Zoe'ye emir verebiliyordu. Hem Melez Kampı da neyin nesiydi?

"Dur bakalım orada sümsük! Sen kim oluyorsun da bana emir verebiliyorsun? Hem Melez Kampı da neyin nesi? Sümsüklerin dilinden anlamam, kusura bakma." Cato onun bu tavrı karşısında hiçbir şey yapmadı. Sadece "Sana her şeyi Malez Kampı'na gittiğimizde açıklayacağım. Ben bir satirim." dedi.

Cato bunu söylediğinde Zoe'de hiçbir değişiklik olmadı. "Uydurma sümsük. Satirler mitolojide olur." Bunun üzerie Cato eğilip ayakkabılarını çıkarmaya başladı. "Sümsük sen delirdin galiba. Ayaklarının o pis kokusunu çekmeye hiç takatim-" derken Zoe Cato'nun ayaklarını gördü. Aslında ayakları yoktu - toynakları vardı. Bu manzarayı görünce Zoe bayılacak gibi oldu.

"Doğru söylüyorsun!" dedi Zoe hayretle. Ama başka bir şey demeye fırsatı olmadı. Çünkü bir yaratık kapıyı menteşelerinden kırarak salona dalmıştı. Bu yaratık yarı boğa yarı insandı.

Zoe kekeleyerek "Bu - bu şeye benziyor... Mitolojideki minotor'a... Dur bir saniye yoksa mitolojideki her şey gerçek mi yoksa şu anda rüya mı görüyorum?" deyip kendine cimcik attı. Canı çok acımıştı, rüya görmediğine kanaat getirdi.

Cato "Beni takip eden canavar buydu." dedi. "Bir an önce buradan çıkmaya bakalım. Kalabalığın arasında olursak işi güçleşir belki." dedi. Ama Cato da çok da emin değildi.

Zoe başka şeyler düşünüyordu. Ne zaman zor bir durumda kalsa parmağını falan şıklatsa ya da içinden o durumdan kurtulmayı dilese o durumdan bir şekilde kurtuluyordu. Tıpkı birkaç dakika önce olan örnekteki gibydi. Belki bu durumdan da öyle kurtulabilirdi. Ama sonra aklına başka bir şey geldi. Her ne kadar daha işe yaramış olsa da işe yarayacağı kesin olmayan bir şeye inanmayı reddediyordu.

Cato'ya döndü. "Bu canavarlarla baş edilmesini sağlayan silahlar yok mu?" Cato bir süre düşündü. "Aslında canavarlarla baş edilebilmeyi sağlayan tek silah ilahi bronzdur." dedi. "Ve ben yanımda hep ne olur ne olmaz diye bir kılıç taşırım." Bileğindeki Zoe'nin her zaman tuhafına giden bilekliği çıkarınca baştan aşağı altın bir kılıca dönüştü.

Zoe göz açıp kapayıncaya kadar Cato'nun elinden kılıcı aldı. Kılıç çok rahattı. Tam bana göre. diye aklından geçirdi Zoe. Sonra elinde kılıçla minotorun üstüne atladı.

Minotor kılıç darbesiyle şaşırmıştı. Belki de savunmasız bir av bulmayı umuyordu ama şans ondan yana değildi. Zoe birkaç kez daha kılıcı minotora sapladı. Tamamen acemice hamleler yapıyordu ama yeterliydi. Zoe minotora son bir kez daha vurduğunda minotor geride tozlar bırakarak buharlaştı.

"Şimdi bana neler olduğunu anlatacak mısın Cato?" dedi Zoe. Sonra ona sümsük yerine Cato dediğini fark etti. Buna şaşırmıştı. Ona ilk kez sümsük diye hitap etmiyordu.

Cato "Sana kampta ayrıntılı bir şekilde anlatırlar ama şöyle özetleyeyim. Mitolojideki her şey gerçek." Zoe bunu birkaç dakika önce anlamış olmasına rağmen şaşırdı. O zaman bir şey farketmeleri gerekmez miydi? Daha o bir şey söyleyemeden Cato konuşmaya başladı. "Bu arada o kılıç senin olsun." dedi.

Zoe bu sözü duyunca hiç yapmadığı bir şey yapıp Cato'ya sarıldı. "Teşekkür ederim." dedi. "Melez Kampı'na gitmiyor muyduk?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Athena
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Athena


Mesaj Sayısı : 5210
Kayıt tarihi : 16/08/10

Zoe Amy Gringesied Empty
MesajKonu: Geri: Zoe Amy Gringesied   Zoe Amy Gringesied Icon_minitimePerş. Nis. 21, 2011 6:50 am

Rp puanı: 100, tebrikler.


/Admin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://olimpos.my-rpg.com
 
Zoe Amy Gringesied
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Zoe Amy Gringesied
» Zoe Amy Gringesied

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Karakter :: Karakter Oluşturma :: Rp Puanı Belirleme-
Buraya geçin: