Sabah erkenden yine kalkmıştı Cintia, tüm kardeşlerini uyandırmış, antremanını yapmış, bitkileriyle ilgilenmiş, yani kısaca her zamanki işlerini yapmıştı. Ama bunları yaparken içinde dinmek bilmeyen bir sıkıntı vardı. Kampta kötüye giden şeyler, gariplikler vardı. Bazı melezler kayboluyor ve kampa Yunan melezleri geliyordu. Lupa onlara kötü davranılmamasını öğütlemişti. Neler olduğunu bilmiyordu, birkaç haftaya kadar da pek önemsemiyordu ama biricik kuzeni Katherine'inde kaybolmasının ardından bir terslik olduğunu anlamıştı. Kate'in kaybolması tüm kampı etkilemişti; ne de olsa burada Aeneas'ın soyundan gelenler çok saygı gören ve sevilen kişilerdi. Eğer kulübesine karşı sorumlulukları olmasaydı Cindy de Kate'i aramak için yola çıkmak istiyordu ama Ceres kulübesi lideri olması, elini kolunu bağlıyordu. Bir şeyler yapmak istiyor, böyle beklemek istemiyordu. Aeneas damarı tutmuştu yine. On sekiz yaşında olmasına rağmen otuz yaşındaki birinin olgunluğuna sahip olan Cindy, şu an sadece dürtülerine güveniyor ve kaçıp Kate'i ve kaybolan melezleri bulmak istiyordu. Ama kampta kıdemli ve sayılan biri olmasına rağmen kamptan kaçtığı için çok büyük bir ceza alabilirdi, zaten geçenlerde Vulkan kulübesinden bir oğlanın sadece kampın sınırlarından çok az çıkması ile ceza aldığını duymuştu. Bu fikri unutarak başka bir çare aramalıydı. O sırada yanına koşarak yaklaşan Proserpina kulübesi lideri Sarah'ı fark etti. Sarah'nın ifadesinden iyi bir haber vermeyeceğini anlamıştı. Sarah Cintia'nın yanına geldi ve nefes nefese; "Cindy, Lupa kulübe liderlerini çağırıyor, önemli bir şey hakkında konuşacakmış." dedi. "Lupa kulübe liderlerini mi çağırıyor ?" dedi Cindy endişeyle. Endişelenmekte haklıydı, çünkü Lupa bu tür melez toplantılarını sık sık yapmazdı. Bunu bilecek kadar uzun süredir kamptaydı Cindy. En son geçen sene Titan ayaklanmasından önce yapmıştı ve bu kampta büyük kayıplarla sonuçlanmıştı. Bir süre öylece durduktan sonra Sarah "Acele et Cindy, Lupa bekletilmeyi sevmez, biliyorsun." dedi. Cindy başını 'tamam' dercesine salladı ve Sarah'ı takip etmeye başladı.
"Oturun melezler." Lupa uzun, dikdörtgen bir masanın başköşesine oturmuş, kulübe liderlerini bekliyordu. Herkes belirli olan sandalyelerine oturdu ve Cintia Lupa'nın sağ köşesine Jupiter kulübesi lideri de sol köşesine oturdu. Aslında Cindy yerine Neptün'ün oturması gerekirdi ama o, Aeneas'ın soyundan geldiği ve kampta gayet kıdemli olduğu için ayrıcalık görüyordu. Bu içten içe çok hoşuna gidiyordu ama ciddiyetini bozmadan, dik bir şekilde oturmasına devam etti. Lupa'nın sesi birden Cindy'nin düşüncelerini bölerek zihnine girdi ve konuşmaya başladı; "Melezler, birden ortadan kaybolanları ve kampa gelen Yunanlı melezleri fark etmişsinizdir." Lupa bir saniye durdu ve hepimizi süzdü. Herkesin pür dikkat onu dinlediğini görünce devam etti ve "İşte o Yunan melezlerine hiçbir şekilde zarar verilmeyecek, bunu kardeşlerinize söyleyin ve eğer, herhangi bir kulübeden Yunanlı bir meleze zarar veren olursa, hüküm giyecek kişi siz, yani kulübe liderleri olursunuz !" dedi. Herkes gözlerini açmış Lupa'ya bakarken Lupa "Şimdi gidebilirsiniz." dedi. Herkes çok şaşırmıştı, Lupa bunun için uyarmaya tenezzül göstermezdi. Etraftan "Bu kadarcık mıydı, bunun için mi çağırdı ?" diye fısıltılar yükseliyordu. Cintia da çok şaşırmıştı, tam çıkmak üzereyken birden Lupa'nın sesini zihninde hissetti; "Sen dur Cintia." Cindy çok şaşkındı, bir de üstüne merak eklenmişti. Herkesin çıkınca kapıyı kapattı ve Lupa'ya "E-evet, dinliyorum." dedi. Lupa "Yunan Kampı'na gitmeni istiyorum Cintia." dedi. Cindy şok geçirmek üzereydi ki zar zor konuşarak "N-nereye ?!" diye sordu. Lupa da "Buraya gelen Yunan melezlerinin casus olduğunu düşünüyorum, ve bu kayboluşlar... Bunların nedenini öğrenmen için seni Yunan Kampı'na gönderiyorum. Hem Katherine'i aramayı ne kadar çok istediğini biliyorum." dedi. Cintia'nın itiraz edecek hali yoktu, hem sonunda Kate'i bulabilecekti. Şaşkınlığı biraz geçince "Yani casusluk yapmamı istiyorsunuz ?" diye sordu Lupa'nın cevap vermeyeceğini bile bile. O söyleyeceğini söylemişti ve artık gidiyordu. Cindy, "Peki ne zaman yola çıkayım ?" diye sordu. Lupa durdu ve "Hemen şimdi. Ve bunu kimseye söyleme, ayrıca kamp hakkında herhangi bir bilgi de verme, yoksa başına gelecekleri biliyorsun." dedi. Cindy yutkundu ve onaylarcasına başını salladı. Kulübesine doğru giderken aklında tek bir düşünce vardı; Kate'i bulmak...
*Evet, Roma Kampı hakkında hiçbir şey bilmeden bir kurgu yapayım dedim. Eğer Neptün'ün Oğlu'nda farklı bir Roma Kampı olursa değiştireceğim.
Konu: Cintia B. von Dorff 
Çarş. Nis. 20, 2011 12:20 am