Yine Zeus Kulübesi, yine gök gürültüleri... Gece sıçrayarak uyandım ve saatin 05.00 olduğunu gördüm. Zeus aşkına! Bu saatte ne diye uyanmıştım ki! Sıcak yatağımı istemsiz bir şekilde terk ettim. Ayağa kalkıp etrafa bakındım ve mutfağa yöneldim. Kısa bir şeyler atıştırdıktan sonra dışarı çıktım ve pegasus ahırlarına doğru yürümeye başladım. Kamp çok sakindi ve ben bunu gerçekten de seviyordum. Pegasus ahırlarına geldiğimde Lura'nın yanına gittim. Onu özlemiştim ve ne zamandır onunla maceraya çıkmıyorduk. Çantamdan çıkardığım havuç ve şekerleri ona yedirmeye başladım. Çok sıkkındım, nedense canımı sıkan bir şeyler vardı. "Nasılsın kızım, ne zamandır havalanamadık seninle." Hüzünlü bir şarkı mırıldanmaya başladım. Hışımla ayağa kalktım ve Lura'yı ahırlardan çıkarttım. Havalandığımızda rüzgar saçlarımı süpürüyordu. Birkaç tane melez kulübelerinin camlarını açmaya başlamışlardı. Plaja doğru inmeye başladık. Aşağı indiğimde Lura'ya biraz daha şeker verdim. Nedense bir yerlere gideceğimizi düşünüyordum. Uzaklara baktığımda denizin üzerinde bir noktada bir ışık yanıp söndü. Hiçbir anlam veremiyordum. Ayağa kalktım ve Lura ile birlikte yine havalandık. O noktaya yoğunlaştım ve orayı bulmam gerekiyordu. İlerledikçe Lura yoruluyordu ve benim de üstüme bir yorgunluk çökmeye başlıyordu. Tam hiçbir iz bulamadığımı düşünüp geri dönmek üzereydim ki o nokta tekrar yanıp söndü. Artık orada birinin veya birilerinin olduğuna emindim. Yarım saat daha yol aldıktan sonra Lura birden huysuzlanmaya başladı. Hava akımı çok tersti ve kötü bir hava vardı. Sanki gelmemem gereken bir yere gelmiştim. Hava o kadar şiddetlendi ki Lura'nın üstünde zor duruyordu. Lura da rüzgarlarla baş etmeye çalışıyordu fakat bunu başardığı pek söylenemezdi. Lura'nın üstünden düştüğümde öleceğimi biliyordum. Yüzlerce metre yüksekten düşüyordum. Bulutların bile üstündeydim ve aşağıda yer mi yoksa deniz mi olduğunu hiç bilmiyordum. Şimşeklere yoğunlaştım. Şimşekler gücümün kaynağıydı. Tabii yüzlerce metre yukarıdan düşerken odaklanmak zor oluyor. Bütün enerjime yoğunlaştım. Ağzıma metalik bir tat geldi ve gözlerim karardı. Şu ana kadar yarattığım en güçlü, en büyük ve en ses getiren şimşeğe dönüşmüştüm. Bunlar hatırladığım son şeylerdi...