Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Düşman Toprakları. | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Katherine M. von Dorff Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4525 Kayıt tarihi : 05/03/11
| Konu: Düşman Toprakları. C.tesi Nis. 02, 2011 12:54 pm | |
| Kampta normal geçmeyen, sıradan günlerinden biriydi. Kendisi gibi, Marcus'un da Romalı olduğunu öğrendiğindeki şaşkınlığı atlatamamıştı. Onunla konuşması gerekiyordu. Ama hiçbir şey izin vermiyordu buna. Arkadaşları, çıkan görevleri... Uyumayıp, nasıl söyleyeceğini planladığı zamanlar da boldu. Zeus'un oğlu aslında, Jüpiter'in oğluydu. Yine de bir dövmesi bile yoktu. Oysa, Katherine'nin kolunda, asla çıkmayan bir mürekkep ile SPQR harfleri, bunun üzerinde ise, dev bir istiridye resmi bulunuyordu. Aslında onun bu dövmeyi keşfetmesini sağlayan da Aaron olmuştu. Kader Tanrıçaları sayesinde, uzun zaman boyunca kendini bu kampın melezlerinden biri sanmıştı. Ama buraya ait olmadığı hissinden kurtulamamıştı. "Bugün konuşmam gerek." Dedi kendi kendine. Kot şort ve kolsuz, siyah tişörtünü giydikten sonra, kulübeden çıktı. Aslında, Marcus'u nerede bulacağı hakkında en ufak bir fikri yoktu. Bu yüzden ilk işi Jüpiter'in... Zeus'un kulübesine gitmek olacaktı. Ya da Zell'e sormak. "Hey Zell! Sevgilin nerede?" Kardeşinin, kısa süreliğine Jack ile ilişki yaşamasından ne kadar nefret etse de, şimdi Marcus ile olmasından mutluydu. Bunu da her fırsatta söylerdi zaten. Hem, birbirlerinin de yerlerini bilirlerdi herhalde. Zell'in cevabını duymak için geri döndü kulübeye. Ama kardeşinden olumsuz bir yanıt alınca, hayal kırıklığına uğramış bir şekilde arkasını döndü. "Marcus!" Şaşkın bir şekilde durdu birden. Çocuğu ararken, o kulübesine gelmişti. Zell'in ona merhaba demesine fırsat kalmadan, onu hızlı bir şekilde kolundan tutup, kulübeden uzaklaştırdı. Durduklarında, bir süre çevresine bakındı. Hiç kimsenin, onların diyeceği şeyi bilmemesi gerekiyordu. "Seninle acil konuşmalıyım." Diye fısıldayarak başladı sözüne. Marcus, sessiz kalıp, onu dinlemeye hazır olduğunu gösterdi. "Romalısın, ben de öyleyim. Ama benim dövmem var. Senin yok. Roma Melez Kampı'na hayatın boyunca gitmediğine de eminim." Bu sözüne olumlu bir yanıt alınca gülümsedi. "Seni oraya götüreceğim. Aslında, kampın tam olarak yerini ben de hatırlamıyorum. Yine de... Oranın yerini bilecek, bir kaç kişi tanıyorum." Aslında, Roma Kampı'na, sadece Marcus için gitmeyekti. Oraya gitmek, geçmişini hatırlamak, gerekirse hiç dönmemek istiyordu. Bunları düşünmeyi bıraktı ve cevap veren Marcus'u dinlemeye başladı.
| |
| | | Marcus L. Stanislaus Zeus'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 2117 Kayıt tarihi : 07/02/11
| Konu: Geri: Düşman Toprakları. Paz Nis. 03, 2011 7:23 am | |
| Kampta yine sıkıldığım ve tedirgin olduğum günlerden biriydi. Burayı seviyordum ama kendimi asla güvende hissetmiyordum. O yüzden kimseye güvenmiyordum. Nedenini öğrendiğimde ise şok olmuştum. Ben Zeus'un değil, Jüpiter'in oğluydum. Gerisi çorap söküğü gibi geldi ve "Zeus"un oğlu olan iki tane daha kardeşim vardı. Kampta hala kendimi güvende hissetmiyordum ve kimseye güvenemiyordum. İki kişi hariç; birisi Katherine, diğeriyse Zellana. Katherine de benim gibi romalı bir melezdi ve Amphitrite'nin kızıydı. Benden tek farkı kolunda SPQR ve yanında da incilerden oluşan bir dövmesi olmasıydı. O dövmeden neden bende yoktu acaba ? Bunun cevabını öğreneceğimden emindim. Zellana ise... o benim partnerimdi ve eğer ona güvenemezsem burada kalamayacağımı da biliyordum. Sabah kalkıp yatakta doğruldum. Her zamanki gibi gök gürültüleri ve şimşeklerle uyanıyordum. Giyinip hemen kulübeden çıktım ve Amphitrite kulübesine doğru yol aldım. Zell ile görüşecektim. Kampın meydanından kulübelere doğru devam ettim ve Amphitrite kulübesinin önüne geldim. Bir kız Zell ile konuşuyordu ama heyecanlı olduğu sesinden belliydi. Muhtemelen birisini arıyordu. Zell'e doğru yürüyüp tam konuşmak için ağzımı açacağım sırada kız "Marcus !" diye bağırdı. Bu Katherine'ydi. Ağzımı bile açamadan beni kolumdan tutup aksi yönde sürüklemeye başladı. İstesem ondan saniyesinde kurtulurdum ama bunu yapmayacaktım. Kate'nin bana söyleyeceği önemli bir şey vardı. En sonunda bir yerde durup etrafına baktı. Bizi kimsenin dinlemediğinden emin olduktan sonra konuşmaya başladı. "Seninle acil konuşmalıyım." Önemsediğimi ve dinlediğimi belli eder bir biçimde kafamı salladım. Kate mesajı anlamıştı ve devam etti. "Romalısın, ben de öyleyim. Ama benim dövmem var. Senin yok. Roma Melez Kampı'na hayatın boyunca gitmediğine de eminim." Ona gitmediğimi söyledim. Roma Melez Kampı'nın olması benim burada neden tehlikede hissettiğimi açıklıyordu. Bir hedefim vardı artık. Ne olursa olsun orayı bulmam gerekiyordu. "Seni oraya götüreceğim. Aslında, kampın tam olarak yerini ben de hatırlamıyorum. Yine de... Oranın yerini bilecek, bir kaç kişi tanıyorum." Beni Roma Melez Kampı'na mı götürecekti? Bunu tek başıma yapmam gerekiyordu ama Kate'ye bakınca bana yardım etmekten başka şeyler düşündüğünü de anladım. Sanki hayatında bir şey, biri eksikti... "Evet, evet ! Bunu biliyordum. Bu benim neden burada kendimi güvende hissetmediğimi açıklıyor ! Çok teşekkür ederim ama, kusura bakma Kate. Benimle gelemezsin." Kate bana baktı. Bana öyle bir baktı ki gözlerinden hissettiği bütün duyguları okudum. Sinirlenmişti, üzülüyordu. Bir şeyi özlüyordu ve benimle gelecekti. "Tamam o zaman, haydi yola çıkalım !" Kate çantalarımızı almadan gidemeyeceğimizi söyleyince ne kadar şaşkın olduğumu tekrar hatırladım. Kate'nin benimle gelmesi gerçekten iyi olmuştu. Beraberce Zeus Kulübesi'ne doğru ilerledik. Ben içeri girip çantamı birkaç kıyafet, erzak, biraz altın drahmi ve ölümlü parası koyup çantayı sırtıma geçirdim. Amphitrite Kulübesi'ne gelmemize çok az kala "Kate, ben burada kalsam daha iyi olacak. Zell beni görürse peşimize takılabilir. Sen de görünmeden çabucak gidip gelmeye çalış." Kate "tamam" anlamında kafasını salladı ve Amphitrite Kulübesi'ne girdi. Arkadaşlarımı düşünüyordum. Hiçbirine bir şey söylemeden kamptan öylece ayrılacaktım. Belki de çoğu hiç umursamayacaktı ama beni düşünecek arkadaşlarımın olduğunu biliyordum. Mesela Zack, veya Mantalon... Ben düşüncelere dalmışken Kate yanıma geldi. Yola çıkma zamanımız gelmişti... | |
| | | Zellana L. Tyler Demeter'in Çocuğu/Şifa Sanatı Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 2331 Kayıt tarihi : 16/12/10
| Konu: Geri: Düşman Toprakları. Paz Nis. 03, 2011 8:33 am | |
| Sabahın erken saatlerinde kendimi dışarı atıvermiştim. Her zaman melez kampında gezmek bana iyi gelmiştir. Bu sırada kardeşim Kate bana bağırdı ve '' Heyy Zell sevgilin nerede?'' dedi. Bunun üzerine kafamı salladım ve bilmiyor şeklinde ağzımı kıpırdattım. Bunu duyunca biraz üzülen Kate arkasını döndüğü gibi '' Marcus!!'' dedi. Sesi çok heyecanlıydı. Bu sırada kulübeme doğru gittim. Yatağıma oturdum ve sıkıcı dergilerimi karıştırmaya başladım. Bu sırada Kate kulübeye geldi ve birşeyler alıp çıkıp gitti. Bu bana biraz garip gelmişti? Yolculuk nereyeydi. İçimden bir ses bu yolculuğun Marcus ile olacağı yönündeydi. Kulübeden gitti 2-3 dakika olur olmaz üstüme birşeyler giyerek kulübemden çıktım. Gözlerim Marcus ve Kate'i ararken kaşıma Lon çıkıverdi. Lon ile iyi anlaşırdık. Bana gülümsedi ve yanıma doğru geldi '' Selam Zell ! Birşey mi arıyorsun?'' dedi. Yalan söylemek istemiyordum bunun üzerine '' Lon. Ben Marcus ve Kate'i arıyorum açıkçası.'' dedim. Bunun üzerine Lon gülümsedi. Bu gülümsemenin anlamını iki şeye yorumluyordum. Ya Marcus ve Kate'i görmüştü. Yada onları neden aradığımı merak ediyordu. Lon '' Ben onların konuşmasına tanık olmuştum. Ama bunu söyleyebilir miyim, pek bilmiyorum. '' dedi. Bunun üzerine ısrarcı bakışlar ile Lon'a baktım. Buna dayanamayan Lon birşeyler anlatmaya başlamıştı. Beraber bir yere gidiyorlardı ! Lon'a baktım ve '' Bizde gidebiliriz aslında Lon. Ne dersin?'' dedim meraklı tavırlar ile. Lon biraz şüpheci bir yüz ifadesi ile baktı. Pek emin gözükmüyordu. Ama onların peşinden gitmeliydim. Ne yaptıklarını öğrenmeliydim. Belkide hata yapıyordum ama bunu yapmalıydım. Hızlı adımlarla onları takip etmeye başlamıştık bile. Lon yol boyu müzik dinliyecek gibi gözüküyordu.
En son Zellana L. Ryan tarafından Cuma Nis. 08, 2011 9:04 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Mantalon Soluric Hekate'nin Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 97 Kayıt tarihi : 05/02/11
| Konu: Geri: Düşman Toprakları. Ptsi Nis. 04, 2011 5:37 am | |
| Pekala. Zell beni Marcus'ların peşine takılmamız için yanına almıştı. Normalde müzik çalarım üzerinde birtakım çalışmalar yapmam gerekiyordu. Hafif bir merağın zararı olmayacağını ve biraz dolaşmanın zarar getirmeyeceğini düşünerek kabul ettim. Mantadark aniden yanımda belirip "Sizinle birlikte gelebilir miyim," diye sormuştu. Cevabım önceden belirliydi: "Hayır!" "Artık gidebiliriz," diyerek gülümsedim ve Marcusların arkasından gitmeye başladık. Yolda giderken canım sıkılmasın diye, geliştirmesini yarım bıraktığım müzik çalarımın kulaklığını kulaklarıma taktım. Müzik gibisi yoktu. Biraz sonra kulaklıklarımın kulağımdan hızlı bir şekilde çıktığını ve Zell'in ellerine dolandığını gördüm. Anlaşılan müzik dinlememi istemiyordu. "Pekala. Madem konuşmak istiyorsun." Bu sözümle onun kulaklıklarımı çekmesine yanıt verdim. Ardından "Nihayet. Canım sıkılıyor. Sessiz sessiz mi bir yerlere gideceğiz? Konuş biraz," diyerek düşünmeme fırsat vermiyordu. Birden durdum. Önümdeki ağacın arkasından beyaz bir tülün parçası gözüküyordu. Parlak gözüküyordu. Bu da neydi? BUnu düşünürken Zell "Neye bakıyorsun Lon," diye sesini yükseltmişti. Şimdi bulunduğum durumu hatırlayarak kendime geldim. Biraz silkindim. Tekrar ağaca doğru baktım. Parlak tül gitmişti. Aklımın benimle oyun oynadığını düşünerek Zell'e baktım. Biraz telaşlanmış gibi gözüküyordu. Bir kaç saniye sonra elimden tutarak koşuşturmaya başladı. "Ne oluyor? Niye koşuşturuyoruz?" "Marcus ile Katherine'i gözden kaybedeceğiz. Hızlı olmamız lazım," diyebilmişti nefes nefese. Kafamda belirli belirsiz soru işaretleri oluşmuştu. Fakat bunları bile düşünmeye imkan bırakmamıştı Zell. | |
| | | Zack Cliff Burton Nyks'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Dövüş Sanatları Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 814 Kayıt tarihi : 23/02/11
| Konu: Geri: Düşman Toprakları. Perş. Nis. 07, 2011 12:40 am | |
| Arenada antrenmanımı bitirip kulübe gitmek için yürümeye başlarken birşeyin farkına vardım. T-shirt'üm terden sırılsıklam olmuştu. Ve bu görüntü aşırı şekilde rahatsız ediciydi. Bu yüzden kulübelerin arkasından yürümeye karar verdim. Bu sayede fazlakişiye görünmemiş olup daha az rezil olabilirdim. Kulübelerin arkasından gizli gizli ilerlerken Amphrite kulübesinin ordan Marcus'un sesi geldi. Belki onda yedek bir t-shirt vardır gibi aptalca bir düşünceyle kulübeye yaklaştım ve göz ucuyla Marcus'a baktım. Katherine ile önemli birşey konuşuyorlarmış gibiydiler.Evet, evet ! Bunu biliyordum. Bu benim neden burada kendimi güvende hissetmediğimi açıklıyor ! Çok teşekkür ederim ama, kusura bakma Kate. Benimle gelemezsin'' dediğini duydum Marcus'un. Ne güvende değil miydi? Bu çoçuk neden bahsediyor diye dahada dinlemek için çabalasamda daha farklı şeyler duymadım. Anladığım kadarıyla Katherine Marcus'a birşeyler söylemiş ve Marcus'ta ona hak vererek ona burada güvende değilim demişti. Ve birlikte bir yere gideceklerdi. Normalde bunu fazla önemsemez ve hiçbirşey olmamış gibi yoluma devam ederdim ama bahsettiğimiz kişi Marcus'tu. Benim kamptaki en iyi arkadaşım. O güvende değilse onu korumak benim görevim değil miydi? Bu düşünceler içinde boğuşurken. Bir anda Katherine ve Marcus'un uzaklaştığını gördüm. Hızlı ve gizli adımlarla onları takip etmeye başladım. Kimsenin beni görmemesi için aşırı gayret ediyordum ve bu işteki yeteneğimide konuşturuyordum doğrusu. Bir yandan gizlice Marcus'u takipederken bir yandanda yanımdaki teçhizat'a bakıyordum. Rebellion'um sırtımda asılıydı,muştalarım iki yan cebimdeydi,fırlatılabilir bıçaklarım ise cep çantamdaydı ve yüzüklerimde her zamanki gibi işaret parmağımdaydı. Evet hazırdım. Madem marcus tehlikedeydi bakalım bu tehlike nasıl bir şeydi. | |
| | | | Düşman Toprakları. | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|