Ahırdan içeri girdim ve Marsh'a ''Yolculuğa çıkıyoruz.'' dedim.''Ogygia Adası'na nasıl gideceğimizi biliyor musun?'' diye sordum.Marsh şaşırmıştı ama ''Biliyorum.'' diye cevap verdi.Ardından Marsh'ın sırtına atladım ve Ogygia Adası'na doğru yol almaya başladık.
...
Adaya yaklaşmıştık.Yukarıdan bakınca çok güzel görünüyordu.Aşağı inmek için sabırsızlanıyordum.Kısa bir süre sonra aşağı vardık.Adanın havası bile farklıydı.Yere basar basmaz çok etkilenmiştim.Sadece bir sorun vardı.Burası kampa göre daha serindi ve hırkamı yanıma almamıştım.Bir an üşüdüğümü unutup denizi seyretmeye başladım.Burası büyüleyici bir yerdi.Sonra bakışlarımı farklı bir yere yöneltmeye çalıştım.Ardından etrafta dolanıp,keşfetmeye başladım.Zaman geçtikçe rüzgar artıyordu.Bu nedenle çok üşümeye başladım ve geri dönmeye karar verdim.Arkamı döndüğümde bir kız duruyordu.Kız çok güzeldi.Adeta dilim tutulmuştu.Kız bana ''Merhaba.'' dedi ve gülümsedi.''Merhaba.'' dedim şaşkınlıkla.Burada kimsenin olduğunu düşünmüyordum.Kız devam etti ''Adın ne?Melez Kampı'ndan mısın ?''.Ben ''Evet.Adım Ashley.Artemis avcısıyım.'' dedim.Kız gülümsedi ve ''Hoşgeldin.Sanırım üşüyorsun,al bunu giy.'' dedi ardından bana bir hırka uzattı.Hırkayı giydim ve teşekkür ettim.''Senin adın ne?'' diye sordum kıza.Gerçekten kim olduğunu merak ediyordum.''Ben Kalipso.'' dedi kız.Bu isim bir yerden tanıdık geliyordu.Kalipso,Kalipso...Evet bu tanrılar tarafından bu adaya hapsedilen kızdı.Atlas'ın kızı Kalipso.Buna inanamıyordum.Emin olmak için ''Sen Atlas'ın kızı Kalipso musun?'' diye sordum.''Evet.'' dedi.Hava yavaş yavaş kararıtordu.Konuşurken bunu farketmemiştik.Ona istemeyerek de olsa ''Artık gitmem gerek.'' dedim.O da ''Evet, ne de olsa seni bekleyen kişiler var.'' dedi.Onun bu durumuna gerçekten çok üzülmüştüm.Ama maalesef elimden hiçbir şey gelmiyordu.Vedalaşırken ona sarıldım ve ''Tekrar gelmeye çalışacağım.'' dedim.Ardından Marshmallow'un sırtına bindim ve uçmasını söyledim.Oradan ayrılırken gözümden bir iki damla yaş süzüldü.Gerçekten onun yerinde olmak istemezdim.