Cirit Sahası'ndaki hararetli rekabetimiz berabere sonuçlanmıştı.Aklım almıyordu açıkçası, ciriti ilk atışında 64 metreye isabet ettiren biri şimdi nasıl oldu da 79 metreye atmıştı ? Her ne kadar kuşkulansam da aramızda bir kavga çıkmaması için sessiz kalmayı tercih etmiştim.Belki de gerçekten yetenekliydi ya da gerçekten bir sahtekar.
Mini olimpiyatımızda şimdiki durağımız da Tırmanma Duvarı'ydı.Tırmanma Duvarı açıkçası gözümü korkutuyordu.Oraya daha önce birkaç defa gitmiş ve sonuna kadar tırmanmıştım.Ama hasar almadan kurtulabildiğim pek söylenemezdi.Ya yukarıdan düşen kaya parçaları üzerime geliyordu ya da duvar üzerinden fışkıran lavlar saçımın bir kısmını yakıyordu.Ama yine de mücadele etmeye kararlıydım.Tırmanma duvarına vardığımızda Will'i gözlemlemeye başladım.Will de en az benim kadar telaşlı görünüyordu.''Hemen başlıyor muyuz tırmanmaya ?'' diye sordum.'Biraz dinlenelim ya, gerçekten yorulduk' cevabını vermesini umuyordum ama Will gerçekten hırslanmış olmalıydı ki ''Zaman kaybetmeye gerek yok değil mi ?'' diyerek sinsice sırıttı.Elimle alnımı sildim ve yeterince terlemiş olduğum için üzerimdeki hırkayı çıkararak tırmanma duvarına doğru ilerleyen Will'in arkasından yürümeye başladım.Aşağıdan bakınca tırmanma duvarı daha da bir uzun gözükmüştü gözüme.Derin bir iç çektikten sonra tekrar Will'e baktım ve ''Üç deyince tırmanmaya başlıyoruz.ADİL bir yarış olsun lütfen.'' diyerek gözlerimi devirerek Will'e ima yapmaya çalıştım. 'Adil' kelimesine yaptığım vurgudan ne demeye çalıştığımı anlamış olmalıydı herhalde.Will ''Tabi ki.Evet başlayalım o zaman.Biiir...'' dediği zaman devam ettirdim ve ''İkiiii...''.Heyecan doruktaydı.Beraber koro şeklinde ''Üüüç !'' deyince tırmanış büyük bir hız ve hırsla başlamıştı.Will güçlü fiziğiyle tırmanmakta zorlanmıyordu.Ben de yeterince esnek olduğum vücudumla fena değildim.Neredeyse aynı gidiyorduk.Üzerimize düşen kayalara aldırış etmezken saçıma doğru gelen bir lavla ''Hayıııır !'' diye bağırmaktan alıkoyamadım kendimi.Will kafasını çevirip bakmıştı.Ben de fırsattan istifade ederek tırmanmaya devam etmiştim.Hızlı ve büyük mesafelerle ilerliyordum.Biraz daha temkinli olmam gerekirdi ama buna vaktim yoktu.Will'in bana fark takması an meselesiydi.Oflaya puflaya tırmanırken Will psikolojik baskılara başlamıştı bile.''Ne oldu Andy yoruldun mu yoksa ?'' diyerek muzipçe gülmeye başladı.Ona yapmacık bir kahkaha attıktan sonra ''Senin kadar yorulmadım Will.Yakında ağlayacak mısın, yoksa anneni mi özledin ?'' diye gülmeye başladım.Beni kışkırtmasına izin vermemeliydim ama bu laflarının altından kalabilecek kadar da sakin bir yapım yoktu.Son sürat tırmanmaya devam ederken aramızdaki tatlı rekabet git gide savaşa dönüşmekteydi.