Hayatımda daha önce hiç gerçek cirit görmemiştim. Değil cirit atmak, cirit nasıl tutulur onun bile bilmiyordum. Şimdi düşünebilirsiniz 'O zaman burada ne işin var?' Onu ben de bilmiyorum. Çok çabuk gaza geliyorum sanırım.
Herşey bir saat kadar önce kulübede oturup kitap okurken başladı. Kulübede kardeşlerimden hiçbirisi yoktu. Daha doğrusu ben öyle sanıyordum. Bir süre sonra kapıyı Andrea açtı ve benimle konuştu. "Ben cirit sahasında antreman yapmaya gidiyorum. Gelmek ister misin?" Cirit mi? Cirit kullanmayı bilmediğimi söyleyip kendimi rezil etmemek için geçiştirdim. "Şu kitabı bitirmek istiyorum. Belki başka bir zaman." Andy kıkırdadıktan sonra cevap verdi. "Tamam. Üzülme herkes her şeyi iyi yapmak zorunda değil." Ne! Nereden anlamıştı ki. Ama bu şekilde rezil olamazdım. "Ne demek iyi yapmak zorunda değil. Ben bütün sporları senden iyi yapacağıma bahse varım." Bu cümle benim hayatımı karartmıştı. Çünkü Andy'nin yanıtı "Tamam o zaman ben de bahse varım. Üç aşamalı küçük bir olimpiyat yapalım aynı Antik Yunan'daki gibi önce cirit atma sonra engelli tırmanış en sonunda da koşu. Var mısın? Yoksa sen kitap okumaya devam mı edeceksin?" olmuitu. Sesindeki kinayeli ton beni çileden çıkarmıştı. Ani bir gazla kabul ettim. "Bekle üstümü değiştiriyorum." Bir kaç dakika içersinde üzerimi değiştirmiş salonda beni bekleyen Andy'nin yanın gelmiştim. İkimiz cirit sahasına doğru yürürken kafamda tartmaya başladım. Her şekilde Andy kazanmıştı. Bir şekilde cirit atmayı ve diğer yarışları kazansam bile Andy antreman yapmak istiyordu. Ve buda onun için güzel bir antreman olacaktı. Cirit sahasına geldik. Kurallar antik olimpiyatlardaki gibiydi. 3 kere cirit atacaktık. Ulaşılan toplam mesafelerden en uzak olanı kazanacaktı. Andy kendinden emin bir tavırla konuştu. "Önce ben giderim, izle ve öğren." Ciriti kavradığı gibi cizginin bir kaç metre gerisine gittikten sonra bir iki adım koşup ciriti tüm gücüyle fırlattı. 77 metrede kuma sert bir şekilde saplandı. Görünüşe göre sıra bendeydi. Biraz telekinetik yardım almanın fena olmayacağını düşündüm. Ciriti aldım ve Andy'nin tuttuğu gibi tutmaya çalışarak bende birkaç adım geriye gittim. Sonra koşarakçizginin hemen arkasından tüm gücümle ciriti fırlattım. Cirit havada uçmaya başlamıştı. Birka. saniye sonra cirit 64 metreye saplandı. İlk denemem için fena değildi. Ama Andy'yi yenmek için yetersizdi. Andy ikinci ciriti kavradı. Yüzüne yayılmış bir gülümseme vardı.