Anna Maria Benson (1)

Uzun zamandır kampa uğramıyordum ve kamptaki bütün işleri özelliklede derslikleri Claire ile Rose'un üzerine yıkmıştım. Bu durumu hiç sevmiyordum doğrusu ve bugün dersliklerdeki eğitmenliği ben yapabilir, onlarında gezmesine olanak sağlayabilirdim. Dersliklere geldiğimde tahmin ettiğim gibi kimsecikler yoktu, ne de olsa bu kadar erken birisinin gelmesini beklemiyordum. Bir süre derslikte bekledikten sonra kapının açılmasıyla öğrencinin geldiğini anladım. Kapıya baktığımda bu melezi tanıdığımı ama hiç konuşmadığımızı fark ettim. Gelen meleze gülümseyerek "Merhaba, ben Cornelia, pegasus hakkında ne öğrenmek istiyorsun?" diyerek gülümsedim. Hem kendisini tanıtmasını, hem de ne öğrenmek istediğini merak ediyordum.

Anna'nın sorduğu soru Lia'nın çok hoşuna gitti. Bunu uzun zamandır kimse sormuyor, aralarındaki bağı fark eden çok az insan oluyordu. Küçük bir tebessümle Lia "Hadi gel dışarı çıkalım." dedi ve bahçeye çıkarken de sorduğu soruya yanıt vermek için Anna'ya döndü. Bu soruyu uzun zamandır kimse sormuyordu ve duyduğuna sevinmişti. "Evet Anna aranızda bağ var. Daha doğrusu sen onunla konuşamasanda o seni anlıyor ve görüyor. Yani sen mutluyken mutlu, üzgünken o da üzgün olabiliyor." dedi ve sonunda bahçeye çıktılların da pegasusun başını okşayarak onunla sessizce konuşmaya başladı. Bir süre pegasusuna nasıl havada uçması gerektiğini anlattıktan sonra Anna'nın bakışlarını fark ederek açıklama yapması gerektiğini fark etti. "Anna, biz Poseidon çocukları pegasuslarla konuşabiliyoruz. " dedi ve kısa bir süre duraksadıktan sonra "Hadi bin bakalım pegasusuna, biraz seni havada görelim." diyerek Anna'dan gelecek tepkiyi merakla beklemeye başladı. Onun hava da nasıl olacağını Lia gerçekten de merak ediyordu.