Tiyatro Gösterisi

Çok heyecanlıydım. Bugün bir sürü tanrının önünde tiyatro oynayacaktım. Ben çok güzel oynayacağımdan emindim ama hiçbir şeyi beğenmeyen tanrılar ne tepki vereceğini merak ediyordum ve biraz da çekiniyordum. Kendime sürekli "Korkma, her zaman yaptığın şey, sen daha önceleri neleri başardın!" diyordum. Tabii bu pek işe yaramıyordu. Her şeye rağmen sakinleşemiyordum. Derin bir nefes aldıktan sonra dolabıma gidip kapağını açtım. İçinden rahat olan bir kazakla pantolon aldım. Üzerime giydikten sonra aynanın karşısına geçip bana en çok yakıştığını düşündüğüm saç modelini yaptım. Yani saçımı şekillendirip açık bıraktım. Sıra makyaja geldi. Hafif bir makyaj yaptım. Aşırı makyajla kendimi güzel bulmuyordum. Makyaj bitince halime dikkatlice baktım. Gerçekten çok güzel olmuştum. Kendimi seviyordum. Aynanın karşısından çıktım ve çantamı hazırlamaya koyuldum. İçine ne olur ne olmaz diye her şeyi koyuyordum. Ee, her şeye hazırlıklı olmam gerekiyordu. Çantamı hazırladıktan sonra hızlıca odamdan çıktım. Hiç oyalanmada kulübemden de çıkıp ahırlara doğru yürümeye başladım. Olimpos Şehri'ne tabii ki pegasusla gidecektim. Uzun bir yürüyüşten sonra ahıra vardım ve direkt Sissy'nin yanına gittim.

Sissy'i hemen hemen her gün görüyordum. Her gördüğümde de çok mutlu oluyordum. Yine çok mutlu olmuştum. Sevinçle onun başını okşadım ve küp şeker yedirdim. Bu kadar oyalanma yeterdi. Sissy'i yolculuk için hazırladım. Sonra ahırdan çıkardım ve üzerine bindim. Her şey hazırdı. Sissy'le bu güzel günde uçmaya başladık. Artık bahar gelmişti ve bu beni çok mutlu ediyordu. İçimden coşmak geliyordu. Bir de babamın gökyüzünde etrafa sıcaklık ve ışık saçması mükemmeldi. Bahar aylarını çok seviyordum. Havayı bolca içime çektikten sonra Empire State Binası'nı gördüm. Az kalsın kaçıracaktım. Sissy'e aşağıya inmesini söyledikten bir dakika sonra yerdeydim. Sissy'nin üzerinden atladım ve ona "Gidebilirsin dostum. Benim işim uzun sürer." dedim. Sissy kişnedi ve havalanarak uçamaya başladı. Tamamen gözden kaybolduğunda Empire State Binası'na baktım. Buraya daha önce binlerce kez gelmiştim. Ancak Lucy'le rekabetimiz dışında hiç bu kadar heyecanlanmamıştım. Derin bir nefes alıp kendime "Heyecanlanma Tiff." dedim ve sonra binaya girdim. İçerideki görevli beni gülümseyerek karşıladı. Beni daha öncelerden tanıyordu ve tiyatro gösterisi yapacağımı biliyordu. Ona gülümseyerek karşılık verdikten sonra hızlıca asansöre bindim.

Hızlı olmak istiyordum çünkü her şeyin mükemmel olmasını istiyordum. Bunun içinde zamana ihtiyacım vardı. Asansör kısa bir süre sonra 600. Kata çıktı ve ding sesiyle kapı açıldı. Hemen dışarı çıktım ve Olimpos Şehrine gittim. Burası gerçekten harika bir yerdi ve burada yaşmak için nelerimi vermezdim. Hızlıca sokaklardan –benim sokak diye adlandırdım yerlerden- geçerek tiyatro alanına vardım. Burada kimse yoktu. Büyük bir ihtimalle herkes hazırlanıyordu. Bende tiyatro odasına gittim. Bütün oyuncular tahmin ettiğim gibi buradaydı. Onlara selam verdikten sonra hazırlanmaya başladım. Bir süre sonra tamamen hazırdım ve zaman dolmuştu. Gösteri zamanıydı. Heyecanıma yenik düşmeden önce sahneye çıktık. Tabii ki ilk önce seyircilere baktım. Burada bir sürü tanrı ve tanrıça vardı ama benim için en önemli kişi, babam en önde oturuyordu ve bana gülümseyerek bakıyordu. Heyecandan şu anda ölmediğime çok şaşırdım. Babam benim halimi anlamış olmalı ki bana göz kırptı ama bu benim heyecanımın dinmesine hiç yardımcı olmadı. Kedime gelmeliydim. Babamı mahcup etmemeliydim. Yani süper oynamalıydım. Tiyatroya odaklanmaya çalıştım ve bir süre sonra seyircilere hiç bakmadan tiyatromu oynamaya başladım.

Zaman çok çabuk ilerledi ve gösterimiz sona erdi. Yavaş yavaş bütün tanrı ve tanrıçalar salondan çıkmaya başladı. Babam hariç. O bana bakıyordu ve yanına gitmemi bekliyordu. Hemen yanına gittim ve tereddütle "Nasıldım baba?" diye sordum. Babam bir kahkaha attıktan sonra "Sen benim kızımsın, süperdin." dedi. Bende gülümsemeye başladım. Bu yorum beni o kadar rahatlatmıştı ki anlatamam. Babam işi olduğunu söyleyip oradan ayrıldı. Benimde gitmem gerekiyordu. Hemen üzerimi değiştirdim ve tiyatro alanından çıktım. Şu an Olimpos Şehri'nin güzelliği falan umurumda değildi. Babamı düşünüyordum. Bu halde asansöre binip aşağıya indim. Sissy'yi çağırdım. Sissy çok geçmeden geldi. Onun üzerine bindik ve uçmaya başladık. Yo boyuca biricik dostum Sissy'ye olanları anlattım. Bir süre sonra kampa geldik. Çok yorgun olduğum için kulübeme gittim. Kardeşlerim merakla bana bakıyordu ama onlara bir şeyler anlatacak kadar bile halim yoktu. Hemen gidip uyumak istiyordum. Bunu kardeşlerime de söyledim. Her ne kadar meraktan çatlasalarda beni anlayışla karşıladılar ve serbest bıraktılar. Heman odama gittim ve yatağıma yattım. Kısa bir süre sonra da uyuya kaldım.


Rp Bitmiştir!