Serious Rıck John -2 rp.-

İnsanlar herzaman için benim deli olduğumu düşürnürdü.Gördüğüm şeyleri onlara anlatırdım ve anlattığım zaman Orda birşey yok dostum. diyorlardı.Bu yüzden pek fazla arkadaşım yoktu.En iyisi ise Joe'du.Joe en kötü günümde yanımda olan bana inanan ikinci insandı.Çünkü annem de bana inanırdı.Annem bana sürekli Kafanı onlara takma.Zamanı geldiğinde herşeyi sana açıklayacaklar. derdi.Kim bana olanları açıklayacak? Kim bana sürekli gördüğüm kabusların çaresini getirecek? Kim?
Annem hep bunu derdi.

Kardeşim kadar sevdiğim Joe dışarıda yemek yiyelim dedi.Bende değişiklik olsun diye kabul ettim.Joe banaSana herşeyi anlatacam! demişti.Ne anlatacaktıki bana? Her neyse anlaşılan gene şu şakalarından birini yapacaktı.Ama tek sorun, endişeli görünüyordu. Sürekli arkasına bakıyor biri bizi takip mi ediyor diye kontrol ediyordu.Bazen ben de dayanamayıp arkama bakıyordum ama hiç birşey yoktu.Daha sonra hızlandı koluma yapışıp beni çekiştire çekiştire bir lokanta gibi biryere soktu.Rahatlamış gibiydi ama genede endişeliydi.Ne oldu Joe? diye sordum.Bana bakıp sadece gülümsedi ve Hiç birşey olmadı. deyip gülümsüyordu.İlk gördüğümüz boş masaya oturduk.Bana anlatacağı konuya nasıl giriş yapacağını bilmiyormuş gibi bakıyordu.Tamam, öt bakalım gene ne yaptın? dedim.Bana bakıp Bu durum sandığından ciddi!
Ne konusu? Anlatta bizde bilelim şu onemli konuyu.Tamam, anlatıyorum bak! Senin başın dertte seni bir kampa götüreceğim.Dur! Dur! Ne kampı? Ne derdi? Gene bilip bilmeden birinimi kızdırdım? Biraz alaycı bir tavırla demiştim ama hiç oralı olmamıştı.Benimle gelmen lazım.Sadece sen bana GÜVEN! dedi.Bende hiç birşey anlamamış gibi olur manasında kafamı salladım.

Joe çok endişeli görünüyordu.Daha sonra gözünü arkamdaki kapıya dikti.O sırada garson kız geldi yaşı 20 lerdeydi.Bana bakıp Siparişiniz? dedi.Bende Bana orta boy bir pizza.Joe sen ne yiyceksin?
Ben yemicem. dedi.Bende garsona dönüp sitem atarak Bu kadarmış! dedim.Garson kız tamam manasında kafasını sallayıp mutfağa yöneldi.Joe hayla kapıya bakıyordu.Bende dönüp baktım.Bakacağıma pişman oldum kapıda yarı boğa yarı insan gibi boynuzlu bir yaratık vardı.Offf! Genemi. dedim. Joe bana döndü ve Gitmemiz lazım! Bizi buldular.
Kim buldu? dedim.Şuana kadar yaşadığın gördüğün canavarlar gerçek! dedi.
O sıra şok geçirdim yani o benim hayal ürünüm olduğunu sanıyordum.
Kalk yavaşça burdan çıkalım. dedi.
Tamam. dedim.Kapıya doğru ilerledik.Yarı boğada bize bakıyordu.Bu da ne?
Bir minator.Şu yunan mitolojisinde olanlar mı? dedim.Evet manasında kafasını salladı.Çok ciddi olduğu belliydi.Minator haraketlendi bize doğru ilerledi.Joe hemen sağ kaçtı.Tabi benimde koluma yapıştığı için bende yana savruldum.Kapıya doğru koşmaya başladık.Minator tekrar saldırmak için bize döndü.Sanki hafif biraz kördü.Tekrar koşmaya başladı ve Joe koluma yapışıp beni sola doğru kendide sağa doğru atladı.Bana dönüp Kaç! dedi.Minator tekrar saldırmadan kapıdan dışarı fırladım.Ama içimde kötü bir his belirdi hayla en yakın dostum içerde o yarı ucubeyle savaşıyordu.
Dayanamadım içeri girdim.Joe yi köşeye sıkıştırmış ayağını bir ileri bir geri sallıyordu.Anlaşılan üstüne atılacaktı.İçimden nede olsa bu bir boğa deyip lokantanın masasının ustundeki kırmızı masa örtüsünü alıp Hey koca oğlan! Bak burda sana göre bir biftek var! dedim.Ne yaptığımı hayla bilmiyordum ama işe yaramıştı minator bana doğru döndü ve koşmaya başladı.Joe ordan Yana atla! dedi.Hemen yan tarafıma atlayıp koca boğa duvara tosladı ve joe hemen beni kolumdan tutup dışarı sürükledi.O kendine gelmeden burdan kaçmalıyız kampa gidiyoruz. dedi.Bu kamp ney?
Bak dostum ben bir satirim ve benim bedenimin yarısı keçi gibi birşey.Ben senin gibi Tanrı ya da Tanrıçanın çocuklarını alıp Melez Kampına götürürüm.
Joe sen ciddimisin?
Bana inanmıyor olabilirsin.Ama içerdeki Minatorun hiçde şakası yoktu! dedi.Biran için haklı olduğunu düşündüm.
Belkide sadece şu gördüğüm garip kabuslardan biridir diye düşündüm.Ama bu bir kabussa eminimki önümüzdeki tüm hafta boyunca uyuyamıycaktım.Seni Long Island'daki Melez Kampına götürecem. dedi.Diyecek birşeyim yoktu.Haklıydı.Eğer gitmeseydik belki bu sefer o yarı boğadan kurtulmamız daha zor olacaktı.Tamam!Gidelim. dedim.Bana bakıp gülümsedi Hadi! Öyleyse.Bir taksi çevirelim. dedi.Bende onaylarmış gibi kafamı salladım.Hemen ilk caddeye çıkıp boş bir taksi çevirdik.Taksiye Long Islanddaki Çiftliklerden birini soyledi.Ama bana Kamp demişti.
Kampa gitmiyormuyduk?
Evet oraya gidiyoruz.Ölümlüler kampı göremezler.Bu yüzden oraya en yakın çiftliği soyledim.
Ölümlüler? Ne yani biz ölümlü değilmiyiz?
Bak dostum.Ben bir satirim.Ama sen Yarı Tanrı-Yarı İnsansın.
Vay be! dedim.Bana bakıp gülümsedi daha sonra devam etti.
Ölümlüler sisin arkasından herşeyi farklı görürler.
Sis?
Evet.Sis.Mesela o dev minatoru büyük ihtimalle lokantaya motorla giren bir piskopat yada buna benzer birşey olarak görmüşlerdir.
Anladım. dedim.
O sıra taksi birden durdu.Rıck geldik. dedi.Joe adama fiyatı sorup parayı uzattı.Ben o sıra tepenin üstünde duran dev bir Çam ağacına bakarken dona kalmıştım.Bu büyüklükde bir ağaç hiç görmemiştim.
Joe gülümseyerek yanıma geldi.Arkadan dev bir kükreme sesi geldi.Bu minatorun sesi olmalıydı epey bana kızmıştı.Koşarak bize doğru ilerliyordu.Joe nin yüzündeki gülümseme kayboldu.Koluma yapışıp Tepeye tırmandık.O sırada Minator arayı kapattı kapatacak gibiydi.Joe Kherion! Çocuklar! Yardım edinn!! diye kükredi.Tepede elinde yayla bronz bir ok olan yarı at yarı insan vardı önce bana sonrada Minatora baktı ve yayını gerip bıraktı.Ok muhteşem bir şekilde parlayarak minatorun kafasına yerleşti.
Canavar birden toz oldu. Küle dönmüştü.Joe bana bakıp İyi atlattık. deyip gülümsedi ve tepeye tırmandık.
Kherionun yanına gittik ve kamp önümüzde seriliyordu.Yemyeşildi ve gördüğüm en güzel göz alıcı bir yerdi.Bir sürü kulübe vardı ortada basketbol sahası vardı. Yanda Voleybol sahası.Süper biryer dedim.Burası benim evim olmalıydı.
Joe beni tüm kampla tanıştırdı.Sonunda akşam oldu çok acıkmıştım ve dev bir boru öttü.Biraz irkildim.Anlaşılan buna alışmam gerekiyordu.Joe bana bakıp Yemek vakti geldi kahraman! dedi.Yemekte herkeze onu nasıl kurtardığımı anlattı.Utanıp kızarmıştım.Ama iyi bir duyguydu...Bu benim kampta geçirdiğim ilk gündü...

Rp puanı: 80.


/Admin.