Tamam... Mantıklı olalım. Kampa geldiğim günden beri çikolata yedim mi? Hayır! Krizim tuttu mu? Evet! Bakın,bunun benim bir Hypnos oğlu olmam ile bir alakası var mı bilmiyorum. Ama ben dayanamazdım. Bebekliğimden beri çikolata yemeye o kadar alıştım ki...
Sade bir gündü. Yani böyle bir yerde ne kadar sade olabilirse... Her neyse. Konumuza dönelim. Ablam kulübe için benden oda spreyi almamı istedi. Kapının önünden bana yolu tarif edip içerideki yatakları toplamaya başladı. Markete doğru yürürken çoğu kişi işlerini yetiştirmiş gibi sakince oturup konuşuyordu. Kampı ilk defa bu kadar hareketsiz görüyordum. Bunları kafama fazla takmadan yoluma devam ettim ve marketten içeri adımımı attım.
Waaa!
Berbat... Yani benim için. Markette tek bir tatlı bile yok. Ya da vardı ve Hermes çocukları tarafından çalındı bilmiyorum. Belkide sadece bitmiştir? Bu düşüncelerden sıyrılıp oda spreyleri almak için marketin arkasına doğru yürüdüm. Ama bu kadar kolay kutulamazdım. Sonunda bir sprey krema buldum! Spreyi alıp anında ağzıma boşalttım...
Revirde uyandım. Krizim yüzünden oda spreyini bir sprey krema olarak görmüştüm... Rezil... Tek kelime ile rezil...