Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| New York'ta felaket | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Adyali Beckett Zeus'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1657 Kayıt tarihi : 21/10/10
| Konu: New York'ta felaket Cuma Şub. 18, 2011 8:52 am | |
| Hızla Royces'tan indim. ''Hah, şansımıza hava harika kardeşim!'' diyerek gülümsedim. Sat de Plüton'dan indi. Kirli New York havasını özlemle içine çekti. ''Ah, kardeşimle gezmek kadar harika.'' İkimiz de kıkırdadık. Bugün harika olacaktı! Sat ile beraber gezip, hamburger yiyip, biraz daha gezip alışveriş yapacaktık! Ne zamandır birlikte zaman geçirmediğimizi düşünüp bu programı hazırlamıştık. Ne kadar da iyi olmuştu bu! Avların ve kampın stresini atacaktık. En sevdiğim avcıyla beraber gezeceğim için içim içime sığmıyordu. Diğer avcıları da çok seviyordum ama Sat benim resmen hayatımı kurtarmıştı! Kampa yeni geldiğimde bana yardım etmişti ve beni bütün kampın önünde rezil olmaktan kurtarmıştı. ''Eh, kardeş, nereden başlıyalım?'' diye sordu Sat. Etrafa bakındım. Cafeler, mağazalar, arkalarında kocaman bir alışveriş merkezi... Nereden başlıyalım ki? ''Ah, her yerden!'' Gülümseyerek bir çeşmenin önündeki bir banka oturup etrafa bakındım. Sat ise hızla çevredeki dükkanları incelemeye koyulmuştu. | |
| | | Satellite Morgan Artemis Avcısı/Kulübe Lideri/Melez Danışmanı/Araba Yarışları Koordinatörü/Okçuluk Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 3387 Kayıt tarihi : 24/08/10
| Konu: Geri: New York'ta felaket C.tesi Şub. 19, 2011 3:24 am | |
| New York'a vardığımızda içim içime sığmıyordu. Plüton'dan indim ve etrafa bakınmaya başladım çünkü bugün en değer verdiğim avcılardan biriyle gezip tozacaktım. Hiçbir şeyi içime dert etmeyecektim, sadece dükkandan dükkana girecek, kafeden restoranta geçecek ve kendimi mutlu edecektim. İlerideki dükkanlardan birine gözüm takıldı. Adyali'nin kolundan tuttum ve işaret ettim. "Önce şuraya girelim." dedim büyük bir heyecanla ve Adyali'yi sürükleyerek elbise dükkanına girdim. İçeride bir sürü kıyafet vardı, kendimi kaybedebilirdim. Gülümsedim ve gördüğüm ilk gümüş renkli cekete doğru ilerlemeye başladım. Bedenine baktım, tam da Yali'ye uygundu. Onu yanıma çağırarak gösterdim, benim çok hoşume gitmişti; onun da hoşuna gideceğinden emindim. Gülümseyerek denerken birden cep telefonum titredi, elime aldığım telefonda arayan numara gizlenmişti. Önemsemeyip kapadım ve alışverişe devam ettim.
| |
| | | Adyali Beckett Zeus'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1657 Kayıt tarihi : 21/10/10
| Konu: Geri: New York'ta felaket Paz Şub. 20, 2011 2:30 am | |
| Sat'in arkasından dolanıp baktığı giysilere bakıyordum. Çünkü o hep güzel giysiler seçiyordu. Zaten ikimiz de elimize gümüş ceketlerden almıştık. O eş giysimiz olacaktı. Hem gümüştü, hem de motosikletçi ceketine benziyordu, ikimiz de bayılmıştık. Lite eline bu sefer bir bluz almıştı. Ben de normalde hiç sevmememe rağmen mavi bir elbiseye takılmıştım. ''Vay, kardeş, bu sana yakışır işte!'' Ona gülümsedim. Belki de yakışabilirdi. ''Ah, bilemiyorum, şimdi alacağım ama hiç giymezsem yazık olur.'' Sat hınzırca gülümsedi. ''Ben sana giydiririm kardeş. Hiç merak etme sen.'' Yandığımın resmidir diye düşünürken Lite elbiseyi kaptı ve beni de beraberinde kasaya sürükledi. Alışık olduğumuz için elimiz hemen drahmi dolu cüzdanımıza gitti. Son anda Sat'i durdurup diğer cebimden ikimizin de parasını ödedim. Para benim için sorun değildi, teyzem oldukça fazla para gönderiyordu bana zaten. Lite sürekli teşekkür etti. Bu arada aklıma bir şey gelmişti. ''Lite, sen de içerideyken bir ses duydun mu?'' Lite bana baktı. ''Evet, telefonum çalmıştı. Haydi şuraya da girelim.'' diye beni çekiştirdi. Tam o sırada hatayı farketti. ''Olamaz! Telefonum!'' Onun böyle demesinden hemen sonra bir gürültü duyuldu ve herkes çığlık atmaya başladı. | |
| | | Satellite Morgan Artemis Avcısı/Kulübe Lideri/Melez Danışmanı/Araba Yarışları Koordinatörü/Okçuluk Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 3387 Kayıt tarihi : 24/08/10
| Konu: Geri: New York'ta felaket Çarş. Mart 09, 2011 6:41 am | |
| Harika, benim hatam yüzünden şimdi Yali ile ben tam da avcılara yakışır bir şekilde burada ölecektik. Bağırmaya başladım. ''Yali affet beni." Ardından büyük gürültü üzerine arkamı dönüp baktım. Evet, tam da karşımızda bir telekine duruyordu. Bize gülümsüyor gibiydi sanki az sonra midemde çok rahat edeceksiniz der gibi. Ama benim hatam Yali'yi etkileyemezdi, buna izin vermeyecektim. Bağırdım. ''Kim kimi hallediyor gör sen!" Ardından okumu almak üzere sırtıma uzandım ve her zamanki gibi tam zamanında olduğu yerde belirerek beni kurtardı. "Lütfen Artemis, lütfen." dedim içimden. Yali'nin de okuna davrandığını gördüm. Etrafa kaçışan insanların ne gördüğünü bilmiyordum, sis onların üzerinde fazlaca etkisini gösteriyordu çünkü. Ama gördükleri şeyin korkunç olduğu kesindi, bu iğrençlikte bir şey kaç kat şey gersen bile üzerine iğrenç görünürdü. Yali'ye döndüm, sanırım telekinenin işini bitirme anı, bu andı. | |
| | | Adyali Beckett Zeus'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1657 Kayıt tarihi : 21/10/10
| Konu: Geri: New York'ta felaket Perş. Mart 10, 2011 6:23 am | |
| Yanımda Dolunay yoktu, ama iyi ki Artemis'in verdiği kolyem her zamanki gibi boynumdaydı. Onu hemen bir yay ve sadığa dönüştürdüm. Sadık da kolyenin kendisi gibi sihirliydi tabii ki, okları hiç bitmiyordu. Lite endişeli bir şekilde bana baktı. ''Seni buna bulaştırmam gerekirdi.'' Önemli değil dercesine elimi salladım. Benden bu kadar çok özür dilenmesine alışık da değildim zaten. ''Boşver kardeş! Harika olacak, alışverişten bile eğlenceli bu iş.'' Her avlanacağımız zamanki gibi yüzümüzde hınzırca bir gülümseme oluştu. ''Tamam o zaman, birlikte mi?'' Başımı salladım. ''Bir, iki, üç!'' Lite ile hedef tahtasıymışçasına telekineye ok yağdırmaya başladık. Her ne kadar Lite kadar iyi olamasam da, o kadar çok çalışmamın meyvesini verdiğini görmek beni mutlu etmişti. Telekine birkaçından kurtulsa bile oklarımıza hiçbir canavar fazla dayanamazdı. O yere düştüğünle mutlulukla Lite'le birbirimizin ellerine çaktık. ''Vay! Harikayız kardeş!'' Tam bir kere daha çakacakken Lite'ın arkasından gelenleri gördüm. ''Olamaz! Bu telekine yanlız değilmiş.'' | |
| | | Satellite Morgan Artemis Avcısı/Kulübe Lideri/Melez Danışmanı/Araba Yarışları Koordinatörü/Okçuluk Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 3387 Kayıt tarihi : 24/08/10
| Konu: Geri: New York'ta felaket Perş. Mart 10, 2011 9:08 am | |
| Tam bir telekineyi yendiğimizi düşünüyorduk ki, daha bir çok telekinenin üzerimize geldiğini gördük. Sanırım bu av, Artemis'le yaptığımız avlar kadar eğlenceli olmayacaktı. Avcılar ölümsüzdü belki ama savaş anında ölebiliyorlardı. Artemis bunu imkansız olarak nitelendirse de bütün avcılara yıllardır anlatılan Gecegölgesi Zoe hikayesini kampta bilmeyen yoktu. Onu babası Titan Tanrı Atlas öldürmüştü. Bu telekine benim hiçbir şeyim değildi, yani beni öldürmekte tereddüt etmezdi. Ama benim yüzümden Yali'ye zarar gelmeyecekti. Ona döndüm, yüzüme sahte de olsa bir gülümseme koydum. Kendime güveniyordum. "Haydi kardeş, şu telekinenin de işini bitirelim ve buradan gidelim." dedim kahkaha atarak. Ardından her zaman yerinde bekleyen oklardan alarak hızla telekinelere doğru fırlatmaya başladım. Bunların da sonu aynı olacaktı, ölüm.
| |
| | | Adyali Beckett Zeus'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1657 Kayıt tarihi : 21/10/10
| Konu: Geri: New York'ta felaket Cuma Mart 11, 2011 3:21 am | |
| Yine yaylarımızı doğrultuk ve yaylım ateşine başladık. Telekineler teker teker düşse de çok fazlalardı. Artık iyice endişelenmeye başlamıştım. ''Ah, Lite, giderek fazlalaşıyorlar, şimdi ne yapıyoruz?'' Lite büyük bir konsantrasyonla sanki işin ucunda ölüm varmiş gibi ok atıyordu. Ne diyordum ben? Zaten işin ucunda ölüm vardı! Lite çok kararlı görünüyor gibiydi. Kendini sorumlu hissettiği zamanki bakışlarıyla bakıyordu. Buna izin veremezdim, onu bu kadar zorlamak ve sorumlu bir şekilde ölmesini izlemek beraber bir şey olurdu. Onun öldüğünü hayal bile edemiyordum. ''Hayır! Buna izin veremem! Lite'ı rahat bırakın!'' diye gürledim. Kendimi ne zamandan beri bu kadar öfkeli hissetmemiştim. Amazon çığlığı gibi bir çığlık kopardım ve telekine topluluğunun ortasına dev bir şimşek gönderdim. Yer sarsılır gibi olmuştu resmen, bütün telekineler dağılmıştı. Onlar kendine gelmeden gitmeliydik. Lite'ın yanına gittim ve onun kolunu çekiştirdim. ''Haydi Lite, haydi! Artık gitmeliyiz!'' | |
| | | Satellite Morgan Artemis Avcısı/Kulübe Lideri/Melez Danışmanı/Araba Yarışları Koordinatörü/Okçuluk Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 3387 Kayıt tarihi : 24/08/10
| Konu: Geri: New York'ta felaket Cuma Mart 11, 2011 8:58 am | |
| Haklıydı Yali. Bir an önce buradan gitmeliydik. Telekineler henüz yerdelerdi, buharlaşmamışlardı yani hala bizler için potansiyel tehlikeydiler. "Haklısın Yali, hadi." dedim ve Plüton'u çağırdım. O sırada da Yali Royces'i çağırıyordu. Bir süre bekledik, iki dakika bana hiç bu kadar uzun gelmemişti. Sonunda hızla gelen pegasuslar yere indi ve biz de elimizde torbalarla pegasusların üzerine atlamıştık. Tam hatırlayamıyordum ama sanırım paralarını ödememiştik. Birazcık da Raina ve Aleda'dan öğrendiklerimizi kullanıyorduk işte, fena mı? Pegasuslarımızın üzerindeydik ve hemen kampa dönmemiz gerekiyordu çünkü az sonra televizyonlar muhtemelen orada olacaktı. Yali'ye baktım. "Özür dilerim." dedim kampa girişte. Güzel bir gün müydü bilemiyordum ama maceralı olduğu kesindi.
:::RP Son:::
| |
| | | | New York'ta felaket | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|