Odamda çalışma masama oturmuş bir şeyler çizmeye karalamaya çalışıyordum.Canım bir şeyler çizmek, bir şeyler boyamak, bir şeyler oluşturmak istiyordu.Ben de melezlerin yaratıcılıklarını konuşturduğu El İşleri Alanı'na gitmeye karar verdim.Yanıma Rocce'yi de alabilirdim aslında.Hem ortada rekabet gibi bir şey oluşamayacağından rahat olurdum hem de Roc Sanat Tanrısı Apollon'un oğluydu, onunla yaratıcı bir şeyler oluşturabilirdik.Aslında Apollon’un oğlu olması benim için bir bahaneydi.Sadece Roc'la biraz eğlenmek istiyordum.Yine her zamanki gibi onu kulübesinden almaya gittim.Ama bu sefer kapıyı Tiff açtı ve Roc'un kulübede olmadığını söyledi.Açıkçası hayal kırıklığına uğramıştım.Ama yine de El İşleri Alanı'na gitmekten vazgeçmedim.El İşleri Alanı’na giderken nasıl bir etkinlik yapacağımı düşünüyordum.Resim mi yoksa çömlekçilik mi?Alana vardığımda birçok melez vardı.'Vay be kampımız ne sanatçılarla doluymuş' diye düşündüm kendi kendime.İlk olarak çömlek yapmaya karar vermiştim ama çömlek makinelerinde boş yer yoktu.Ben de makineler boşalana kadar biraz resim yapmaya karar verdim.Boş bir resim tuvalinin karşısına geçtim hemen.Dolaptaki önlüklerden bir tane alıp giydim.Yağlı boya yapmayı planlıyordum.Malzemelerimi hazırladım ve yanımdaki küçük sehpanın üzerine dizdim.Melez Kampı manzarası çizmeye karar verdim ve bir şeyler oluşturmaya başladım yavaş yavaş.Önce kampta nereden bakarsan bak görünen o yemyeşil dağı çizdim.Daha sonra günbatımını ve kamptaki diğer yerleri.Athena Kulübesi’ni biraz ön plana çizdim ve kendimi camdan bakarken çizdim.Yağlı boya yaptığım için ayrıntılar çok belli olmuyordu.Her şey yüzeysel olarak görünüyordu.Ben resimdeki son rötuşları yaparken biri arkamdan ''Güzel resim.'' dedi.Arkamı döndüğümde konuşan kişinin tam da tahmin ettiğim gibi Roc olduğunu gördüm.Hemen ona sarıldım ve ''Nerelerdeydin?'' dedim.Roc da gizemli bir şekilde ''Hiç dolanıyordum işte.'' dedi.Daha fazla kurcalamadım ve ''Peki.'' dedim.''Ee bana katılmayı planlıyor musun?'' dedim.''Neden olmasın?Ama resim yapmayalım,çömlek yapalım!'' dedi boş bir çömlek makinesini göstererek.İtiraz etmedim zaten ben de çömlek yapmayı istiyordum.Sadece bir tane makine boşta olduğu için bir çömleği beraber yapmaya başladık.Ellerimi çamura bulaştırmak istemedim bir an ama Roc ''Athena kulübesinde yaşamasan seni Afrodit kızı zannederdim.'' deyince tepemin tası attı ve ellerimi çömlek kilinin içine soktum.Aslında bir çömleği iki kişi yapmaya çalışınca bayağı eğlenceli oluyordu ama ortaya hiçbir şey çıkmıyordu.Roc sonunda kontrolü ele aldı ve ''Sen alt kısımlara oval bir şekil vermeye çalış, ben üst kısımları hallederim.'' dedi.Onu onaylayan bir şekilde başımı salladım ve alt kısımlara Roc’un dediği gibi oval bir şekil vermeye başladım.Ne yaptığımızı bilmiyordum.Bir vazo mu bir heykel mi?Hiç bir fikrim yoktu.Sadece Roc’un dediği şeyi yapıyordum.Roc çömleğin dönmesini sağlayan makinenin pedalını yavaşlatarak ''Ellerini çek.'' dedi.Yavaş yavaş ellerimi hiçbir şeye benzemeyen çömleğin üzerinden çektim.Roc da makineyi tamamen durdurdu ve çömleği alıp bana hiçbir şey demeden tezgahlara gitti.Ellerimi temizledim ve onun yanına gittim.''Roc ne yapıyorsun sen?'' dedim.Roc da beni susturarak ''Bir saniye, bir saniye!'' dedi.Ne yaptığına bakmaya çalışıyordum ama eliyle beni engelliyordu.Ben de duvara yaslanarak onu bekledim.Roc sonunda arkasını döndü ve elindeki çömlek kilini burnuma sürdü.''Of Roc!'' dedim gülerek.Kil kurumadan önce hemen burnumu sildim.Roc yaptığı şeyi dikkatlice tutarak bana gösterdi.İnanmıyorum o hiçbir şeye benzetemediğim çömleği bir baykuş yapmıştı.Bu harikaydı! ''Roc sen fazlasıyla yeteneklisin!'' diyerek ona teşekkür ettim.Bu çömleğe nasıl şekil verdiğini anlayamamıştım.Sonuçta çömlek kurumadan önce şekil verilmeye çalışılırsa hemen dağılırdı.''Bu baykuşu böyle boyamadan sana vermek olmaz!'' dedi Roc.Hemen elindeki baykuşu tezgaha koydu ve boya malzemelerini hazırlamaya başladı.Roc’un bilmediğim bir yönünü daha keşfetmiştim.