O gece bir rüya gördüm.Birşey deli gibi sıkıyordu beni , resmen nefes alamıyordum.Kalktığımda da nefes nefeseydim.Bunu gören kulübedeki kardeşlerim iyi olup olmadığımı sormaya başladılar.Hepsine iyi olduğumu söyledim fakat değildim.Birşeyle yüzleşmem gerekiyordu.Bu şey gerçekten güçlü ve kötü birşeydi.Kahvaltımı edip kulübeden çıktım.Arenaya doğru yürürken yolda Zack'i gördüm.Evet Zack Ares'in oğluydu."Günaydın Zack.Dur tahmin ediyim.Arenaya mı gidiyorsun ? " dedim gülerek.O da güldü ve "Böyle sıkıcı bir günde nereye gidilebilir ki ?" dedi.Aslında gidilebilecek birkaç yer vardı.Mesela biraz macera yaşardık.Kamptan falan kaçabilirdik.Aslında bunu söyleyip söylememe konusunda kararsızdım ama en sonunda söyledim."Zack , sence de şimdi biraz macera iyi olmaz mıydı ?" dedim.Gülerek karşılık verdi "Sen delisin , şuan biraz macera ve heyecan için Tırmanma Duvarı'ndan bile atlarım." dedi.Güldük.Sonra ona aklımdakini söyledim."Kamptan kaçabilir ve akşam olmadan dönebiliriz.O sırada biraz Los Angeles'ta takılırız ve belki de birkaç drakon veya cehennem tazısı öldürürüz." dedim.Onu can damarından vuran kelimeyi söylemiştim."Öldürmek.".Bu kelime bir Ares çocuğu için süper birşeydir.Ee ne de olsa babaları Savaş Tanrısı.Fikrim onunda aklına yattı ve kimseye görünmeden kamptan dışarı çıktık.Pegasuslarımızı almamıştık.Bu riskli olurdu ve muhtemelen görülürdük.Ehh , hiçbir melez kamptan atılmayı göze alamazdı.Ne Zeus'un ne Ares'in oğlu...Kamptan dışarı çıktıktan sonra hemen bir arabaya bindik ve Los Angeles'in yolunu tuttuk.Otobüste kesin birkaç harpya olur diye hazırlanıyordum.Zack'in de benim gibi tetikte olduğunu gördüm.Fakat şansa bakın ki harpya yoktu.Başka bir canavar da yoktu ki Los Angeles'a vardık.Biraz gezerken bir yer gördük."Kabuklu'nun Su Yatakları Mağazası"..."Kamptaki yataklar ne kadar rahatsız ediyor değil mi ?" dedim."Evet , sıkı bir savaştan sonra rahat bir yatakta dinlenmek güzel olurdu aslında." dedi Zack.Sonra da içeri girdik.