Ares kızı Reneé ile Meyve aşırmak

Hermes'in Çocuğu Mesaj Sayısı : 631 Kayıt tarihi : 01/12/10

Evet, boş günlerimden biri daha. Şimdi kulübemden dışarı çıkıcam ve birilerinin yanına gidip onlarla beraber başımı belaya sokucaktım. Açıkçası başıma aldığım belalardan dolayı Kheiron'a gitmekten korkmaya başlamıştım bu aralar. O kadar haklazlık yapmıştım ki... Ama eğlence için değerdi ve çılgınlık, yani haylazlık yapmaya devam edecektim çünkü bu aralar hiçbir işim yoktu. Resmen sıkıntıdan patlıyordum. İki kilo bile almıştım pineklemekten. Dışarı çıktığımda karşılaştığım soğuk sayesinde geri içeri girdim ve kendime bir hırka aramaya başladım. Kulübemiz bile ne kadar dağınıktı! Bir ara yeniden deli gibi temizlik yapmam gerekecekti anlaşılan. Neyse, en sonunda bulduğum kızkardeşim Aleda'nın hırkasını aldım ve üstüme geçirdiğim gibi dışarıya attım kendimi yeniden. Kollarımı göğsümün altında kavuşturdum ve yürümeye başladım. Tam Amfitiyatro'ya doğru dönecektim ki o arada önümde yürüyen kızıl saçlı kızın Ares kulübesinden Reneé olduğunu fark ettim ve adımlarımı hızlandırarak yetiştim ona. Amacım sadece muhabbet etmekti aslında. Gülümsedim ve "Hey Reene, nasılsın?" diye sordum neşeli neşeli. "İyi, sen?" dedi. Acelesi varmış gibi davranıyordu fakat bana çaktırmamaya çalıştığı her halinden belli oluyordu. "Bende iyiyim. Nereye gidiyorsun böyle telaşlı telaşlı?" diye sordum gülümseyerek ve cevap vermesini bekledim merakla.

Apollon'un Çocuğu Mesaj Sayısı : 394 Kayıt tarihi : 05/11/10

Nereye gittiğimi sormuştu bana Hermes kızı Step. Ben de ona yine de "Hiç, sadece dolaşıyorum. Sıkıldım." deyiverdim. Benim deli olduğumu düşünmesini istemiyordum. Yani, bunu Hermes çocukları sadece yapmaya cürrret gösterirdi özellikle Step. Benimle gelmek isterse bu sefer Kheiron onu Furia'lara bırakabilirdi. Sonra yüzümdeki ifadeyi görmesin diye başka yere baktım. "Sen nereye gidiyorsun?" dedim. Step aniden karar vermiş gibi "Tarlalara!" dedi. İşte buna çok şaşırmıştım. Benim gideceğim yere gidiyordu! Benim yapacağım şeyi yapmayacağını umdum ama o Hermes'in kızıydı yani. Sonra beni duymuş gibi "Bir şeyler araklamak için canım. Sadece bu yani." Bunu dünyanın en iyi şeyi gibi söylemişti ki bunu ben de yapıyordum. Sonra aklıma bir şey geldi. "Hadi birlikte gidelim. Canım meyve çekti çekik!" Step 'Çekik' lafına aldırmadı ama gözleri birden açıldı. "Sahi mi? Yani sen...Sen de benimle kötü bir iş mi yapacaksın? Kheiron'dan ceza alabileceğin halde?"
"Maya beni korur. İyi dost olduklarını duydum."
Ve Stephanie koluma girdi. "Hadi bir şeyler çalalım!"

Hermes'in Çocuğu Mesaj Sayısı : 631 Kayıt tarihi : 01/12/10

Aslında ben onun peşine takılacaktım ama... Neyse, o zaman birşeyler uydurmak düşerdi bana. Aklıma ilk gelen yer olarak "Tarlalara!" dedim birden Reneé'ye. Garip, ben tarlalara daha önce gitmemiştim ve oraya uğrayacağımı bile düşünmezdim. Birşeyler aşırmak güzel bir fikirdi aslında... Konuşmayı devam ettirmek amaçlı olarak "Bir şeyler araklamak için canım. Sadece bu yani." dedim ve gözlerimi tarlalara kaydırdım. Sonra birden bire "Hadi birlikte gidelim. Canım meyve çekti çekik!" dedi bana heyecanlı bir biçimde. İnsanların bana çekik demesine alışmıştım aslında, gözlerimin çekik olduğu doğruydu şimdi. Aslında bunu açıklardım ama uzatmak istemedim. Bir saniye... Reneé mi benle beraber başını belaya sokmak istiyordu? Gözlerimi büyüttüm ve "Sahi mi? Yani sen...Sen de benimle kötü bir iş mi yapacaksın? Kheiron'dan ceza alabileceğin halde?" dedim şaşkınlıkla. Aynı soğukkanlılığıyla devam ederek "Maya beni korur. İyi dost olduklarını duydum." dedi. O Maya sayesinde yırtacaktı, bende bir şeyler bahane edecektim. En kötüsü Dionysos bizi yakalar ve şarap yapmak için gerekli olan üzüm suyunu biz ayaklarımızla ezerdik. Yani bize ceza verirdi. Reneé'nin koluna girdim ve "Hadi bir şeyler çalalım!" dedim neşeyle.
Tarlalara kadar kol kola yürüdükyen sonra, Ren'in kolundan çıktım ve bir-kaç adım geriye gittim. Ardından tarlalardaki olgun ve muhtemelen bal gibi tatlı, sulu çilekleri gösterdim işaret ederek ve Ren'e döndüm. Sinsilikle "O çileklerin tadına bakmaya ne dersin Ren?" diye sordum. Ren tamam anlamında başını salladı ve beraber hızla koşup çileklere sulanmaya başladık. Ve bu arada kimsenin bizi görmemesi için eğilmiştik.

Apollon'un Çocuğu Mesaj Sayısı : 394 Kayıt tarihi : 05/11/10

O çilekler gerçekten de lezzetli görünüyordu. Onların tadına bakmak ise... işte o zaman gerçek tadını alacaktım. Dudaklarımı yaladım ve Step ile birlikte çileklerin yanına koştuk. Çileklerden bir tane koparacaktım ki Step'e bir bakış attım. Kafasını salladı ve önce o iki tane çilek kopardı. Ağzına atar atmaz gözleri faltaşı gibi açıldı ve "Mmmm... Harika!" dedi. Ben de bir tane kopardım. Tadı gerçekten de mükemmeldi. Hayatmda böyle tatlı bir çilek yememiştim. Kocaman,sağlıklı,hormonsuz meyve? Ah hayır işin içinde bir iş var!
"Harika? Hayır. Fevkalde!"
İkimiz de çileklere saldırdık. Kimsenin bizi görüp görmediğini düşünmeden yiyorduk. Sonra Step "Hey dur biraz!" Yemeyi kestim. O cebinden bir poşet çıkardı. "Neden biraz da toplamıyoruz? Sonra şuradaki çalının arkasında afiyetle yeriz?"
"Güzel fikir."
Elindeki poşeti bana verdi ve ilerideki çilekleri gösterdi. "Hadi çabuk! Çabuk! kimse bizi görmeden hızıca hepsini toplayalım. Ben buradakileri toplarım koş!"
Kafamı salladım ve oraya yöneldim. Hızla çilekleri toplamaya başladım. Arada kalkıp belimi kütletiyordum ve poşetten bir tane çilek aşırıyordum. Benim tarafım bitince Step'e yardıma koştum. O durdu ve bana baktı. Sonra gülmeye başladık.

Hermes'in Çocuğu Mesaj Sayısı : 631 Kayıt tarihi : 01/12/10

Ren ile benim tarafımdaki çilekleride toplamanın verdiği yorgunluktan sonra kendimizi birden yere attık. Daha doğrusu birisinin geldiğini hissettiğim için Renide aşağıya çektim ve sessiz olmasını işaret ettim. Muhtemelen bu bay Dionysostu ve bizide fark edecekti. Görebilmek için hafifçe yukarı kalktım ve etrafa bakındım. Biraz gürültü çıkarmıştım fakat Dionysos hala bizi fark etmemişti. Sanırım kendi şaraplarını içip sonundada sarhoş olmuştu. Ayağa kalkıp Dionysosun sarhoş olup olmadığını kontrol etmek için bir-iki hareket yapayım derken Ren elimden tuttu ve beni aşağıya çekti. Kızgın kızgın "Ne yapıyorsun sen Step, delirdinmi?!" diye söylenmeye başlamıştı. Dionysosa tekrar baktım ve ardından Ren'e dönüp "Dionysos kör kütük sarhoş ve şimdi onun cezalarından kurtulacağız, hazır mısın?" diye sordum Ren'e. Tam "Nasıl?" diye sorucaktı ki bluzumun altından çıkarıp kolyemi ona gösterdim. "Bak bu kolye sayesinde zamanı yavaşlatabilirim veya geri alabilirim. Ama benden başka kimse hatırlamıyor, tabii sana dokunmazsam sende hatırlamayacaksın muhtemelen." dedim. Elini tuttum ve ayağa kalktım. Zamanın yavaşladığını düşündüm ve o anda Ren'i de sürükleyerek deli gibi koşmaya başladım. Yeterince uzağa gittiğimizi düşündüğümde bulduğum ilk kalın gövdeli bir ağacın arkasına girdim.

Apollon'un Çocuğu Mesaj Sayısı : 394 Kayıt tarihi : 05/11/10

İçimden oha! demek gelmişti. Tanrının etrafından geçmiştik yahu! Beni sürükleye sürükleye bir ağaçın arkasına getiren Step'e şaşkın şaşkın baktım. "B-bu müthiş!" diye fısıldadım. "Çilekler nerede?" Diye sordum Stephanie' ye. O da etrafına bakındı ama çilekleri orada unutmuştuk! Aslında ben , hızlıydım, kısa boyluydum ve sessizce sürünmede ustaydım. Yani onları alabilirdim. Step'e beklemesini söyledim ve kendimi yere attım. Üstüm başım çamur olmuştu ama bunun ne önemi vardı ki? Amaç sadece eğlenmekti nasılsa. Yerde sürünmeye başladım. Dionisos üzüm bağının oralardaydı ve bana dönüktü. Hızla çilek tarlalarının olduğu yere süründüm ve ,Dionisosun arkasını dönmesini bekledim. Dionisos arkasını döner dönmez ayağa fırladım ve çilek torbasını aramaya koyuldum. Torbayı bulur bulmaz Dionisos'a baktım ve hala arkasının dönük olmadığını ve bana baktığını gördüm. "Lanet olsun! Yakalandım!" dedim kendime. Bay D. bana doğru zikzak çizerek gelmeye başladı. "Harika! Sahiden sarhoş! Belki biraz denersem... Onu kandırabilirim?" dedim kendi kendime. Stephanie' ye baktım, sanki ne yapacağımı anlamış gibi bana baş parmaklarını gösterdi. Dionisos yanıma gelince "Sen hık! Ne ha-hık! hakla benim hık! çığekleğimi hık! çalağsın? Hık?"
Bay D. nin kolundan tuttum ve onu bir yere oturttum. "Bay D. Siz sarhoşsunuz! Hayal görüyorsunuz. Ben şu anda arenadayım isterseniz bakabilirsiniz." Bu bana zaman kazandıracaktı. Hemen çilekleri kaptım ve ağır adımlarla ağacımza doğru yöneldim. Yürürken gittikçe eğiliyordum ve yerin içine giriyormuş efekti veriyordum. Sonunda sürünmeye geçtim. Ağacın arkasına gelince ayağa fırladım ve poşeti Step'e verdim. "Çok iyi iş çıkardın, Krist! Bu onu oyalar. HAdi koş!" Dedi Steph ve koşmaya başladık. Bay D. arkadan "Hey! Buraya gelin! Sizi Yalancılar!" diye bağırıyordu. Orman'ın girişindeki bir ağaca tırmandık ve leziz çileklerin tadını çıkardık. Bir yandan da Steph ile sohbet ediyorduk ....

RP BİTMİŞTİR (Senin için uygunsa Step^^)

» Shylâ Queen ♀ Ares Kızı
» Düello (Ares kızı ile Hephaistos Çocuğu)
» Meyve topluyoruz
» Elmaları Aşırmak
» Reneé de (sonunda) Açtııı :D