Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Alex Nike vs Julia Roberts

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Alex Nike
Hephaistos'un Çocuğu
Hephaistos'un Çocuğu
Alex Nike


Mesaj Sayısı : 703
Kayıt tarihi : 20/11/10

Alex Nike vs Julia Roberts Empty
MesajKonu: Alex Nike vs Julia Roberts   Alex Nike vs Julia Roberts Icon_minitimeCuma Ocak 14, 2011 1:46 am

Hakemimiz Lucianna ve şuna dikkat ederse sevinirim. Ateş'in baş harfini büyük yapma sebebim onu küçümsememem.

Julia, kulübemizi terk eden kardeşimin birtakım
"Garip" hareketlerini çözememiştim. Ed'in gidişi ile Hephaistos Kulübesi'nin Lideri olmuştum. Birtakım sınırlı zorlamalarım vardı ve kardeşlerimi sıkıyordum ama, benim tek istediğim kardeşlerimin daha disiplinli olması idi. Julia da benim ile bu konuda terbiyesizce konuştuğu için ona bir düello teklif etmiştim. O da bu teklifimi kabul etmişti. Bekaret Yemini ile ölümsüz olabilirdi, ama o yinede beni yenemezdi. Eğitimlerde edindiğim bilgi ile onu nasıl yeneceğimi şimdiden düşünüyordum.

Arena'ya geldiğimde Julia henüz ortalıkta yoktu. Ben de bu durumdan faydalanabilirdim. Hangi silahımı seçeceğimi düşünüyordum. Ateşten olan bütün silahlarım da birbirinden güçlü idi ama uzak menzilli herhangi bir silah kullanamıyorduk ne yazıkki. O da Ecel Getiren'i kullanacaktı kesin olarak. Ben de yumruklarımı kullanabilirdim. En hızlı, en güçlü o idi ve kesinlikle onu seçmekte kararlı idim. O kan kırmızısı alevi... Aahh... Mükemmelden de öte bir görünümü vardı. Zırhımın da Ateş'ten olan zırhımı kullanacaktım. Bir dev olarak da savaşırsam şansı 0'idi. Çok geçmeden yanıma gelmesini ve düello teklifimi kabul ettiğini göstermesini istiyordum. Bir an önce buraya gelmezse eğitimimi kaçırabilirdim.

Neyse ki çok uzun sürmeden karşıma geldi. Hakemimiz de hemen gelmişti. Onun komutunu beklemekten başka çaremiz yoktu. Kendini çok önemli biri sanıyordu ve sürekli kendini övercesine bedenini inceliyordu. İkimizde karşı karşıya durduktan bir süre sonra hakemimizin sağ elini indirip aradan çekilmesi ile başladı. Sağ ve sol elimi göğüs hizama getirdikten sonra alev aldı ve omzumu kaplayan, makina kolları gibi, uzun ve güçlü Ateş'ten kollar çıktı. Şimdiden yenilmez bir tankın Ateş saçan makineleri bitmişti ve gerisi oldukça basit olacaktı. Çok geçmeden bedenimi de sıktıktan sonra Ateş'ten bir zırh, ayaklık ve son olarak kaskımı bu muazzam Ateş kaplamıştı. Artık Julia'nın işi zordu. Bedenimdeki Ateşlerin kan kırmızı rengi bedenimi göstermiyordu ve sadece kafamı gerçek boyutunda gösteriyordu. Ben, yine bendim ama bu yeni kollara göre küçük kollarım, küçük bacaklarım ve bedenimin kafa hariç heryerini küçük organlarım ile yönetiyordum. Julia, bu yeni olanları görünce önce geriye doğru sendelemiş, daha sonra bana tehditkar bir tavır ile baktı ve üstüme doğru koşmaya başladı. Düelloyu kesin olarak ben kazanacaktım.

Bir avcı olan Julia'nın ölümsüz bedenini yok edemezdim ama ona acı verebilecek kadar gücüm vardı. O gelirken onla alay edercesine etrafımda koşmaya başlamıştım. O arkamdan koşuyordu ve ben onuna, alaycı bir tavır ile
"Öldürme beni büyük avcı!" diye bağırıyordum. Hakemimiz, sonunda kendini tutamayıp gülmeye başlamıştı. Julia, hızıma yetişmek üzereyken geriye dönüp serçe parmağımın ucu ile kafasını geriye ittirdim ve yere doğru uçtu. Kahkahalara boğulmuş ve dev bedenim ile yere yatmıştım. Ayrıca ayağımı bastığım heryer Ateşim ile kaplanmıştı ve dehşet verici bir biçimde yanıyordu. Julia'ya başta %2 yenme ihtimali veriyordum ama, şimdi %0.1 veriyordum. Benim acımasız Ateş'ime karşı hiçbir özelliği işe yaramazdı ve uzaktan saldırı yapamazdı. Beni nasıl yeneceğini merakla beklemekten başka şansım yoktu.

Üstüme tekrar doğrulup koşmaya başladı.
"Küçük Avcı, Küçük Avcı, güçlerin nerede?" dedim ve onun sesini taklit ederek: "Güçlerim yok, güçlerim yok, koşarımın peşinden!" diye bağırdım ve sağ ayağımı sertçe yere bastım. 4 metreden biraz fazla olan boyumun, 2 metre kadarını ayaklarım karşılıyordu ve bu aşırı kaslı ayaklar ile yere vurduğum için yer, biraz olsun sarsıldı ve ayağa kalkmak için debeleşen Avcı Julia, kendini yerde buldu. "Beni Ed'e ispiyonlarken daha iyi idi değilmi? Bunun yüzünden temizlik cezası aldım! Bunu sana ödeteceğim ve bir Hephaistos Çocuğu'nun gücünü sana göstereceğim!" dedikten hemen sonra kükredim ve Julia hızla kulaklarını kapattı. "Henüz asıl büyük gücümü kullanmadım. Ateş Hücresi adını verdiğim saldırı ile yerden kalkamazsın! Seni yiyeceğim!" demiştim. Ona acımaktan başka hiçbir şey yapmıyordum. O; yavrusu bir kurtun midesine inmek üzere olan bir tavuk anne idi ve bana suratı kıpkırmızı bir ifade ile bakıp bana olan nefretini gösteriyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Miley Bieber
Hephaistos'un Çocuğu
Hephaistos'un Çocuğu
Miley Bieber


Mesaj Sayısı : 217
Kayıt tarihi : 14/12/10

Alex Nike vs Julia Roberts Empty
MesajKonu: Geri: Alex Nike vs Julia Roberts   Alex Nike vs Julia Roberts Icon_minitimeCuma Ocak 14, 2011 2:00 am

Aslında ilk başlarda korkuyordum fakat düelloya başlayınca korkunun ecel'e faydası yok deyip arkasından koşmaya başlamıştım.O ateş ile acayip iyi hareketler yapıyordu.Yenildiğimi farz edip ağlamaya başlamıştım.Bunun beni küçük düşürdüğünü biliyordum ama ne yapabilirdim acı çekiyordum işte.Lucianna'ya da zaten gıcık olmuştum.Ayağa kalkmayı denedim fakat Al ayağını yere basınca yer sarsıldı ve ben yine yere düştüm.Çok küçük düşmüştüm.Gözlerim karardı ama ayağa son kez kalkmayı denemiştim.Yine olmadı.Bu sefer onun bir şey yapmasına gerek kalmadan bayılmıştım.Bu sıralar hep böyle oluyordu.Ama bana bu kadar acı vermek zorunda değildi.Sanki her yer sel olmuştu göz yaşlarımdan:(
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lucianna Fackrell
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Lucianna Fackrell


Mesaj Sayısı : 4356
Kayıt tarihi : 22/08/10

Alex Nike vs Julia Roberts Empty
MesajKonu: Geri: Alex Nike vs Julia Roberts   Alex Nike vs Julia Roberts Icon_minitimeCuma Ocak 14, 2011 8:07 am

*Alex, düello kurallarını okumuş olsaydın, ilk postundaki üç büyük hatayı da yapmayacaktın ve ben sana rp kalitene göre bir puan verebilecekim, üzgünüm.

}Düelloların ilk postunda karşılaşma başlamamış olur, ikinci turda ilk ataklardan bahsedebilirsiniz. Hakemler düelloyu ilk turunuzda başlatmazlar.
}Burası bir anime sitesi falan değil ve yapmanız gereken de kılıç, istiyorsanız da mızrak düellosu. Bir deve bürünmek, yumrukları kullanmak falan, %100 aykırı kurguya. Melez Kampı'nda olduğumuzu ve Antik Yunan tarzında savaştığımızı hatırlatma gereği duyuyorum.
}Düellolarda Üç Büyükler'in çocuğu olmayan hiç kimse, özel gücünü kullanamaz. Sen ise aşırı miktarda kullanmışsın ateş gücünü.

Saydığım sebepler doğrultusunda, ilk turda kazandığın puan 1.

*Julia, kurallarda en az 5 satır diyor, yani tam sınırdasın. Senden bir sonraki turda daha uzun yazmanı isteyeceğim çünkü aynı düelloda rakibi 30 satır yazan biri 5 satır yazarsa, benim ona vereceğim puan 0 olur.

}Yazdığın hiçbir postta rakibinin yazdıklarını özetleyemez veya kendi ağzından anlatamazsın, düellolarda olay tekrarı yapılması yasaktır.
}Bir postta sadece ağladığını, bayıldığını ve kendini güçsüz düşürdüğünü yazarsan, hiçbir atakta bulunduğunu belirtmezsen, yine kurallara uymamış olursun.

Sonuç olarak senin ilk turda kazandığın puan da 1.

*İkinizden de bir sonraki tura geçmeden önce kuralları güzelce okumanızı isteyeceğim arkadaşlar. Düşünün, bir düellodaki en vasat post bile 2 alırken siz kural ihlalleri yüzünden 1 aldınız.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alex Nike
Hephaistos'un Çocuğu
Hephaistos'un Çocuğu
Alex Nike


Mesaj Sayısı : 703
Kayıt tarihi : 20/11/10

Alex Nike vs Julia Roberts Empty
MesajKonu: Geri: Alex Nike vs Julia Roberts   Alex Nike vs Julia Roberts Icon_minitimeCuma Ocak 14, 2011 8:02 pm

Lucy, ilk turu saymayalım. Ben kuralları şimdi tam okudum. Tek kullanacağım güç ile kılıcımı yapacağım.

Julia ile bir dövüş yapacaktık. O, Artemis Avcıları'na katıp ölümsüz olduğundan beri beni eskisinden de çok sinir edecek hareketler yapıyordu. Kendini tehlikelere atıyor,
"Ben ölümsüzüm!" diye hava atıyordu. Onun Artemis Avcıları'na uygun olmadığını ona gösterecektim. Ona, bir abiye ve bir başka büyüğe saygılı ve terbiyeli takınmasını öğretecektim. Çok geçmeden ikimizde Arenada buluşacak, hakem eşliğinde bir düello yapacaktık. Ona, ölümsüzlüğün herşey olmadığını gösterecektim. Çok geçmeden düello alanına geldim. O da benden biraz sonra geldi.

Hakemimiz de geç kalmamıştı, çok geçmeden hepimiz gelmiştik. Ona benim işleyip verdiğim Ecel Getiren'i kullanacaktı. Kılıcını kabzasından çekti ve üstüme doğru koşmaya başladı. Hakem'in
"Başla!" sözünü duymadığım için anlamamıştım. Hemen Ateşten bir kılıç yaptım ve üstüne doğru koşmaya başladım. Gerek eğitim, gerek kılıçtan ondan daha güçlüydüm. Tek güçsüz yanım ise ben biraz daha yavaştım ondan. O, hızlıca kılıç darbeleri vururken, ben savunmak zorunda kalıyordum. Kan kırmızı Ateşten kılıcımın aynı yerlerine vurdukça kılıç sönüyordu ve bende onu tekrar yakmak zorunda kalıyordum. Gerçekten güçlü imiş ama ben sağ veya sola kaçarsam yere düşebilirdi. Hızla sağa doğru yerden yuvarlandım ve Julia dengesini kaybedim zar zor iki eli ile kendini tuttu. Hızla arkasına koştum. Kılıcını yere düşürmek için bir şans doğacaktı bana.

Üstüne doğru koşmam ile savunmamı yitirmiştim. Tam kılıcına vururken kendini arkaya attı ama kılıcının ucu biraz olsun kırılır gibi oldu. Ne kadar iyi işlemişim? Kılıç kırılmak bilmedi. Oysa ki o kadar sert vurmuştum ki, Ateşten kılıcım tekrar sönmeye kalktı. Üstüne tekrar koşmaya başladım. Ona, belki hiç kimseye vurmadığım kadar sert bir kılıç darbesi attım. Kılıç havaya uçtu ve ordan Julia'nın arkasına düştü. Ona doğru koşarken akrobasik bir dönüş yaparak kılıcını aldı ve üstüme koştu. Tekrar gelirken biraz önce vurduğum aynı yere kılıcımı savurdum. Vurulacak yeri tam olarak bulmuştum ve kılıcı tekrar havaya uçup yere düşmüştü. Üstüne doğru kılıcımı boğaz bölgesine dayamak için yürüdüm.
"Saygısızlığın bedelini ağır bir yenilgi ile alacaksın!" diye bağırdım. O sıradan kılıcını almak için biraz uzağa koştu. Kılıcını eline alır almaz üstüme doğru koşmaya başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Miley Bieber
Hephaistos'un Çocuğu
Hephaistos'un Çocuğu
Miley Bieber


Mesaj Sayısı : 217
Kayıt tarihi : 14/12/10

Alex Nike vs Julia Roberts Empty
MesajKonu: Geri: Alex Nike vs Julia Roberts   Alex Nike vs Julia Roberts Icon_minitimeC.tesi Ocak 15, 2011 12:39 am

Bunu yani düelloyu sevmiyordum.Ama belkide sadece abime (eski abime desem daha doğru olacak)gücümü göstermek istiyordum.Bunun nedeni beni küçümsemesi ve benimde bir şey yapmamı görmesini istemem.çok darbe almıştım fakat ona da bir kaç darbe ben atmıştım.Tamam belki biraz canım acıyordu ama bunu yapmalıydım.eğer yapmazsam ömrünün sonuna kadar `` hani ölümsüzdün hani beni yenebilirdin ama yenemedin güçsüz kız´´gibi şeyler zırvalayacak hem beni üzecek hem beni sinirlendirecekti.Kılıcımla onun üstüne koşuyordum.Gerçekten çok iyi bir kılıç yapmış.Hephaistos'un oğlu olduğunu şimdi daha iyi anlıyordum.Ateşten kılıcıyla ustaca hareketler yapıyordu.Kılıcımı yere fırlatıyordu.Ama ben hemen bir şekilde kılıcı tekrar elime geçiriyordum.Eh bende onların kulübesinde kalırken bir şeyler öğrenmişim.Yine kılıçlarımız birbirine değiyordu.Yani resmen savaşıyorduk.Aslında sevmem savaşmayı ama bunu yapmak zorundaydım.Düelloyu kabul etmiştim.Şimdi ise kılıcımı ustaca kullanmaya çalışıyor ama pek olmasada kullanamıyordum.Yinede bir kaç güzel hareket yapıyordum.

Ben New york'ta koşu takımında olduğum için çok hızlı koşuyordum.Yetişmiştim Alex'e.Şimdi ise onu yere düşürüp kılıcımı boynuna dayatmam gerekiyordu.Koşarken ona çelme takmaya karar vemiştim.Ve taktımda.Yere düşmüştü.Çok acınasıydı.Bunu yapamayacağımı sanmıştım bir an.Ama yaptım da yinede içimde bir huzursuzluk dolaşıp duruyordu.Ama artık yapmıştım.Yani çelme takmıştım.Tepinip duruyordu.Birden bir hareketle ne olduğunu anlamadım ama benim üstüme çıktı.Şimdi kılcını bana o doğrultuyordu.Şaşırdım.Ne yapacağımı bilmez haldeydim.Zaten Alex baştan beri avcı olmama karşıydı.Şimdi onun sözünü dinlemediğim için ve ona terbiyesizlik ettiğim için bunun acısını çıkartıyordu.Ben``
Bana bunu gerçekten yapacakmısın?Yeter artık yapacaksan yap´´deyip dikkatini dağıtmaya çalışıyordum.Ama ne mümkün başaramamıştım.Sonuçta dikkatini dağıtması zor dağıttığında da toplamasını beceremiyordu.Şimdi ise ben gerçekten acınasıydım.Neden ben ya neden?İçimden korku yükseliyordu.O korkunun vermiş olduğu güçle bir hamlede itip ayağa kaktım.Yay ve okum olmadığı için gücümü göstermem olanaksızdı.Çünkü avcıların en iyi silahı yay ve oklarıdır.Ama şimdi kılıç kullanıyordum.Yakın savunmaya alışık olmadığım için bu beni çok zorluyordu...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lucianna Fackrell
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Lucianna Fackrell


Mesaj Sayısı : 4356
Kayıt tarihi : 22/08/10

Alex Nike vs Julia Roberts Empty
MesajKonu: Geri: Alex Nike vs Julia Roberts   Alex Nike vs Julia Roberts Icon_minitimePtsi Ocak 17, 2011 4:13 am

2. turun sonu

Alex, rp'de kuralları okumuş olmana rağmen yine aynı hatayı yapmışsın, bunu ilk tur sayalım demene rağmen atak cümleleri kurmuşsun. Yazım hataları açısından iyi bir rp olmuş, uzunluk ve söz seçimleri de yeterliydi. Puanın: 4.

Julia, Alex gibi sen de ataklar yazmışsın ve fazla yazım hatan vardı. Uzunluk ve kurgu iyiydi. Puanın: 3.


Sonraki turda daha iyi rp'ler bekliyorum. ^^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alex Nike
Hephaistos'un Çocuğu
Hephaistos'un Çocuğu
Alex Nike


Mesaj Sayısı : 703
Kayıt tarihi : 20/11/10

Alex Nike vs Julia Roberts Empty
MesajKonu: Geri: Alex Nike vs Julia Roberts   Alex Nike vs Julia Roberts Icon_minitimeSalı Ocak 18, 2011 7:54 am

Julia, her ne kadar beni zorlasada başaramayacağı dövüşün başından beri belli idi. Beni 1 hamlede yere yıkamayacağını bir türlü anlayamıyordu ve en güçlü noktalarıma vuruyordu. Daha dövüşün başında olduğumuz için bunlar hafif darbelerdi ve can da yakmıyordu. Ecel Getiren'i ben yapmıştım ve onun en hassas noktasını biliyordum. O noktaya katı birşey sıkışırsa döndürülemiyordu. Onu, birgün bir dost gibi görünen bir düşmana vereceğimi anlamıştım. Sonunda Julia da beni böyle yenemeyeceğini anlamıştı ve uzağıma gitmişti. Durmadan dua ettiği ses tonundan ve kollarını yalvarırcasına 2 yana açmasından belli idi. Artemis'e beni yenmek için güç vermesini söylediği kesindi. Artemis olmasada babamız Hephaistos'a benim saf noktamı söylemesi için dua ediyor olabilirdi de. Gerçi sert dövüşmüyordum da onunla. Benim azmimi, cesaretimi ve kararlılığımı bütün kamp biliyordu elbet. Kıdemli birisi olmasamda çaylak da değildim ve karşımdaki çaylak Artemis Avcısı'nı dövüş sonunda da ben yenecektim. Emin tavırlar ile ona ciddi ciddi bakıp savaş naraları yaptım. Sinirlenmemeye ne kadar uğraşsada kendini sinirlenmemek için çok zor tuttuğu suratının neredeyse kan kırmızısı olmuş halinden belli idi.

"Seni yeneceğim Alex. Yapacağım en son şey olsada, senin saf noktanı bulup seni yere sereceğim!" diye bağırıyordu. Bir erkeğin birçok saf noktası vardı ama o bunu bilemeyecek kadar akılsız biri idi. Durmaksızın yaptığı ve devamlı yapacağı yanlış kararlar, onu birgün ölüme götürecekti. Ed, Julia'nın daima saf ama saflığından daha çok alıngan olduğunu söylemişti. Onu, en güçlü silahlardan biri ile vuracaktım. Bütün insanları kontrol dışına çıkaran o silahı kullanacaktım. İftira. Ona, Ed'in gitmesinin onun suçu olduğunu söyleyecektim ve onu üzüntü ile sinire boğacaktım. Siir, üzüntü ve kararsızlık Şeytan Üçgeni onu kendine hapsedecekti ve o istesede istemesede bana saldıracaktı. "Julia, aslında sana Ed kaybolduğundan beri çok önemli birşey söyleyecektim. Gerçekten çok önemli ve senin de bilmen gerek. Kendini Şeytan Üçgeni içine aldığın için bilinçsizce yaptığın birşey." dedim. O da bunu çok önemli sandı ve gözlerini büyültp bana doğru birkaç küçük adım attı ve konuşmaya başladı. "Nedir o Hephaistos Oğlu?" dedi. Onu tuzağımın içine almıştım bile. "Ed'in gitmesi senin suçun. Kulübeden gittiğinden beri çok üzgün ve yanlız. Ona ne kadar dostça davransamda kendisinin tek başına kalmasını istediğini söyledi. Kulübeden giderek onu büyük bir üzüntüye boğdun. Hergün uyurken ismini sayıklaması sence doğru birşey mi?" dedim. Bu söylediğime sinirlenmiş gibi oldu ve üstüme koşmaya başladı. Bense gülüyordum haline.

Julia, söylediğim sözlerimi üstüne alınmayıp omzunu havaya kaldırsaydı ona ben saldıracaktım. Oysa ki o, benim yemimi çoktan yutmuş ve üstüme doğru uçarcasına koşmaya başlamıştı bile. Onun ölüm nedeni olacak bu alınganlığını yenmesi gerekecekti. Üzerime koşması ile hafif darbelere devam ettim. Vücuduma o hafif vuruşlarını vurmaya çalışsada Ateşten maddeye dönüşen kılıcımı yenmesi imkansızdı. Vuruşlarını sağa sola savuşturmam ile yere düşmeye çalışıyordu. Bunlar, henüz ağırlaşmamış hafif darbelerdi ve ikimizide bu darbeler etkilemiyordu. Julia, ne kadar beni yeneceğini suratından belli etsede, ben onu bakışlarım ile delip geçiyordum. Bu bakışlarımdan sonra kendiside bunun işe yaramayacağını bildi ve bilmediğim bir dilde birkaç şey söyledi. Ardından
"Artık senin sözlerini ve naralarına aldırış etmeyeceğim. Artık sert oynayacağım!" diye bağırdı. Gerçi bu sözlerinden sonra beni bir gülme krizi tuttu. Her ne kadar o da benim gibi sakin görünmeye çalışsada içinden nefret lavları akıyordu. "Nasıl savaşılır bilmiyorsun bile. Hiç eğitim aldınmı zeki kız? Sana bir uzman nasıl savaşır öğreteceğim. Gerek hareketlerim, gerek güçüm, gerek silahım, gerek zırhım seninkilerden daha iyi. Bazen hız, herşey değildir. Seni yenecek çok güzel bir kılıca sahibim." dedikten sonra alevlerden kılıç işlemeye başladım. Kılıcım bitince, Julia hayretler içerisinde bakmaya başladı. Onu, onun silahı ile yenecektim. Ecel Getiren ile.

"Korktunmu yoksa küçük Avcı? Sana, babamızdan bana kalan öz ve öz Ateş gücümden yaptığım Ecel Getiren'i sunuyorum. O artık, eskisinden daha güçlü ve senin gibi 1000 kişiyi yere serebilir." dedim. 1000 dediğimde abarttığım her halimden belli idi ama onun gibi rahat 20 kişiyi yere serebilirdi Ecel Getiren. "Yalan söylüyorsun Hephaistos Çocuğu. Sen daha Demir Küfü (Fen) nedir bilmezsin! Sen kendini zeki ve güçlü sanan bir koca bebeksin. Al dudak!" demesi ile benim sinirimi tavan yaptırmıştı. Saldırmamak için kendimi tutuyordum. Suratımdaki komik ifadenin büyük bir kısmı silinmiş olsada biraz olsun gülümsüyordum. "Benim koca bir bebek olduğumu kanıtlamak ister misin? Bunun için sana 50 Drahmi verebilirim. Gerçi sen Drahmi nedir bilmezsin. Çaylağın tekisin. Her ne kadar kıdemli olmasamda senden üst bir seviyedeyim. Senden çok görev ve macera yaptım ve bu maceralarda gerek Tanrı ve Tanrıça, gerek en şeytani yaratıklara meydan okudum. Sen daha cesurluk ve güç kelimesinin baş harflerinin çeyreğini bilemezsin. Herkese ölümsüz olduğunu söyleyip durursun ve hava atarsın." dedim. Bu sefer gerçekten kızmışa benziyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lucianna Fackrell
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Lucianna Fackrell


Mesaj Sayısı : 4356
Kayıt tarihi : 22/08/10

Alex Nike vs Julia Roberts Empty
MesajKonu: Geri: Alex Nike vs Julia Roberts   Alex Nike vs Julia Roberts Icon_minitimeC.tesi Ocak 29, 2011 10:24 am

*Julia Roberts uzun süre rp'yi devam ettirmediği için galip Alex Nike.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Miley Bieber
Hephaistos'un Çocuğu
Hephaistos'un Çocuğu
Miley Bieber


Mesaj Sayısı : 217
Kayıt tarihi : 14/12/10

Alex Nike vs Julia Roberts Empty
MesajKonu: Geri: Alex Nike vs Julia Roberts   Alex Nike vs Julia Roberts Icon_minitimePtsi Ocak 31, 2011 6:46 am

Tanrı aşkına Ağabim ile nasıl düello yapabilirim Smile
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Alex Nike vs Julia Roberts
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Julia Roberts-Görevler
» Julia Roberts (Ders Aldım)
» Alex Nike (3. Seviye)
» Alex Nike Görevler
» Alex Nike (2. Seviye)

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Arena :: Düello Alanı-
Buraya geçin: