Mutfağa gidip cipsleri alacaktım. İçeri girmeden evel duvarın belirli birkaç yerine dokundum. "Kamera-Salon" dedim ve önümde Afrodit'in Kızı'nın yaptığı herşey görünüyordu. Ooppss... Buraya doğru geliyordu. Hızla komut vererek makinayı kapattım ve cipsleri boşalttığım kavanoz ile sanki onu hiç beklemiyormuş gibi heyecanla karşıladım. Afrodit kızları, nedense bana güvensizlik veriyordu. Güvenilir olabilirdi ama ona asla sırrımızı söylememeliydim. Mağara kehaneti yıllardır sürüyordu ve böyle sürecekti. Ama, diğer Hephaistos Çocukları'nın saatlerdir mağara kazmalarını bilmesinin gerektiğini hissediyordum. Bunları Pers'e bile söylememiştim. Eğer ona söylersem kötü sonuçların olabileceğine kafamı takmıştım. "Şeyy... Seni beklemiyordum. Sen istersen Pers'in yanına çık." dedim. O merdivenlere hızla ilerlerken yanan alevleri ve bundan etkilenmeyen duvarlara hayretle bakıp bir çığlık attı. "Umarım Pers uyanmamıştır. Uyandığında çok sinirli olabiliyor. Şeyy. Onu bastırmak kolay ama... Boşver." dedim. Hızla gerekli kodları söyledim. Merdivenler açıldı ve yukarı çıkmaya başladı. "Dur!" dedim. Orada bir tuzak olduğunu biliyordum. Gerekli komutu orada söyledikten sonra ilahi bronzdan yapılan kılıçlar ile dolu kamuflaj perdesi kalktı ve oradan kayboldu.
Pers'in yanına varmamız pek sürmemişti. Ed kaybolunca bütün fikirlerimi hayata sürmüştüm. Artık odamız yoktu. Herkesin bir yatağı vardı ve bu hemen her yerde olabilirdi. (Çatı dışında) "Burası birnevi sığınak. Ed gittiğinden beri kardeşlerim ile yakından ilgilenmeye başladım. Ed, Julia'yı avcılara kaptırdığım için bana bu görevi verdi. Pers, iyi bir çocuk. Büyük hırsları var ama... Kısaca Ed'e benziyor. Sadece biraz fırlama. Ed gidince kamp telaşa kapıldı. Tek ciddi Hephaistos Çocuğu olarak ben kaldığım için kaygılanıyorum. Kardeşlerime her an herşey olabileceğini hissediyorum. Onları korumak için gerekli pek bir şeyim yok. Tek koruma silahım yumruklarım." dedim. O, sıradan yumruklarım olduğunu sanıyordu ama ben, büyük sırrımı kimseye söylememiştim.
Pers'in yanında pek durmadık. Aşağı hızlıca indik ve ben her zamanki gibi komutları aktif hale getirdim. Aşağı indiğimizde benim bir sır sakladığımı anlamış olmalıydı. Bu sır perdesi kamuflaj ile fazla örtülmeyecek gibi duruyordu. O, bu perdeyi aralayacak ve henüz benim bile tam olarak anlamadığım bilmeceyi çözecekti. Televizyon izlemek istediği her halinden belli idi. Koltuğun yüzeyinde birkaç yere hafifçe dokunmam ile bir kanal açıldı. "Sen keyfine bak." dedim ve mağaraya doğru inmeye başladım. Elena, orada Tyler ve yeni kardeşim ile çalışıyordu. "Ed de Perseus'un bilmemesini isterdi. Ona çok şey söylemememiz gerekli. Onun kötü işlere kalkışmasını ve yaralanmasını istemiyorum Elena. Sen Maya ile biraz konuş. Şu an kötü olduğundan adım gibi eminim. Biz çalışırız. Yukarda Pers'in kız arkadaşı var. Çapkın çocuğun kız arkadaşını yeni komuttan takip edebilir ve gizlice sıvışabilirsin." dedim. Kafası ile onayladı. Ben birazdan yukarı çıkacaktım ama, mağaranın sonunu getirmeyi çabalayacaktım.