"Abi bana gerçekten kızdın mı?" diyordu. Ne kadar güzel soruları vardı! umursuz tavırlar takınıyordum. Bu kılıcı aldığımdan beri etmediğim kavga kalmamıştı. Kendime gelemiyordum bir türlü. Sanki bir kuklaydım da, beni sahibim yönetiyordu. Rüyalarımda hep Melez Kampı'nı yok ederken kendimi görüyordum. Elimde yine bu kılıç vardı. Uzun, siyah saçlarımı öne attım ve sarı saçlarımın bembeyaz olduğunu gördüm. Aynaya doğru yöneldim. Buz tutmuş gibi idim. Hızla "Gel yanıma Jul." dedim. Yanıma gelir gelmez daima kılıfı ile göğsümde sakladığım kılıcı çıkardım. "Al. Bunun adı Ecel Getiren. Ben yaptım. Bunun ile çok maceraya katıldım ve sağ çıktım her seferinde. Ateş ile önemli oyunlar yapmanı sa-" cümlemin devamını getiremeden öksürmeye başladım. "Ne oluyor?" bakışlarını bana yöneltti. Suratıma elini koydu ve "Donuyorsun" dedi. Artık hayatım kesiliyor gibi idi. Karanlıklar ve beyazlar her yeri kaplamıştı. "Benn... İyiyim... Sen git." diyordum öksürerek. Hızla ayağa kalkarak odama yönelip kapımı kitledim. Hızla kılıcımı yere fırlattım. Daha iyi hissediyordum. Biraz kestirecektim.