Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Yıkan ölüm....

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Cristina Black
Apollon'un Çocuğu
Apollon'un Çocuğu
Cristina Black


Mesaj Sayısı : 830
Kayıt tarihi : 26/08/10

Yıkan ölüm.... Empty
MesajKonu: Yıkan ölüm....   Yıkan ölüm.... Icon_minitimePtsi Kas. 29, 2010 6:13 pm

Sabah kalktığımda garip bir his vardı içimde ne olduğunu çözemedeiğim ama beni maf eden...Kapı çaldı açtım.Gelen Stev di.Yüzü asılmış kötü durumdaydı.
"Stev noldu?"dedim
"Crist sana kötü bir haberim var..." dedi
"Söylesene..."dedim
"Annen...Anneni hastaneye kaldırmışlar....

......

New york a giderken hiç konuşmadık.Ağlayamıyordum.Nedenini bilmediğim acı bu olmalıymış demekki.Hastaneye geldiğimizde annemin yakın arkadaşı Rose teyze ve Micheal amca oradaydı.Hastane annemin çalıştığı hastaneydi.Demekki doktoruda tanıdığı olmalı diye düşündüm.
"Rose teyze ne oldu anneme?"dedim.Sustu.Osırada içeriye yıllardır hep yakıışıklı olan doktor Mike girdi.
"Crist tatlım,üzgünüm annen bayılmış getirdiklerinde çok fena haldeydi..."
"Mike onun neyi var"dedim
"Kanser..."dedi.Yıkılmıştım.Annem bu dnyadaki en çok kendini ve sağlığını önemsemekle kalmayıp sağlığı hayatının anlamı yapan kişiydi.Nasıl olurdu ki...
"Ne zamandan beri?"
"Bak Crist annen kanser olduğunu 6 ay önce öğrendi ve tedaviye başladı ama 3 ay önce garip bir şekilde bıraktı.Nedenini bilmiyorum ama bir anda bıraktı.Şuan ise beynindeki virüs onu sinir sistemlerine yayılmış durumda..."
3ay önce ne olmuştu ki?Tabi yaa ben kampa gitmiştim.Aman tanrım bütün bunların suçlusu bendim.Ve o nalet o lması gereken babam.
"Peki ne yapıcaksınız?"dedim
"Bak seninle açık konuşucam Crist.Şuan için yapacağımız şeyler diziler dolusu amelyat ve radyoaktif tedavi.Tabi bunların sonucunda mallesef kötü bir yan etki ile sakat kalma ve felç olma durumu var....."dedi
Steve baktım ama kafam kaydı gibi oldu.Galiba bayılacaktım.Ah ben bayılmayı değil ölmeyi hakediyordum..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Steward Thurstan
Ares'in Çocuğu
Ares'in Çocuğu
Steward Thurstan


Mesaj Sayısı : 326
Kayıt tarihi : 05/09/10

Yıkan ölüm.... Empty
MesajKonu: Geri: Yıkan ölüm....   Yıkan ölüm.... Icon_minitimeÇarş. Ara. 08, 2010 7:28 am

Sadece normal bir sabah gibi görünsede aslıda sanki içimde bazı karaltılar belirmişti. Crist'in evine ona haber vermeden gidip ona süpriz yapmayı planlıyordum. Caddede yürüken etrafıma baktığımda bir ambulansın hararetle yanımdan geçtiğini gördüm. Kimse, Tanrılar yardımcı olsun diyerek önümdeki son dönemeci döndüm. Gördüklerime mi yoksa duyduklarıma mı şaşıracaktım bilemiyordum. Crist'in evinin önündeki ambulans sesi ve Crist'in babasının hemen onun önünde bir sedyenin oluşu. Crist'in babası ben görünce sanki bir kurtarıcı görmüşçesine yakama yapıştıkması içimdeki tüm duygu ve düşünceleri birbirine katmaya yetmiş, artmıştı bile. Babası bana herşeyi ayak üstü anlatmıştı. Benden Crist'e göz kulak olmamı istemişti. Hemen sonra yanımdaki ambulansa binip yine aynı hararetle yolda şimşek gibi çakmışlardı.

kapıya doğru yaklaştım. Zile basıp kapının açılması sanki tüm yılarımı almıştı. Bunu Crist'e nasıl anlatacaktım acaba? Sonunda kapı açılmıştı. Crist'e biraz kekeleyerekte olsa herşei anlatmıştım.

Susunlukla süslü kısa bir araba yolculuğundan sonra artık hastanedeydik. Crist önden bense onun hemen arkasından normal yürüyüşten biraz daha hızlı bir şekilde yürüdük. Bu sefer herşey ne kadar kısa sürmüştü bilemiyordum. Crist'e ve bana doktorun herşeyi anatması Crist'in karmaşık duygular yaşamasını izlemem ve doktorun gidişinden sonra hemen Crist'in bana dönmesi. İşte bu an elimden hiçbirşeyin gelmeyeceğini düşündüğüm andı. Crist gözlerime bakıyordu herzamanki gibi ama bu seferki duygular yerini çaresizlik ve aşırı bir ağlama dürtüsünden ibaretti. Tek bir hareket edip Crist'e dokunsam tüm gözyaşlarıyla hastanenin bu kanadını doldurabilecekti sanki. Bir an nefes almadı. Tek yapmam gereken onu teselli etmekti.

Ona tüm sıcaklığımla kendini iyi hissetmesini sağlatmak elimden gelen tek şey olmuştu. Kenardaki sandalyelere oturmuştuk. Crist sadece duruyordu. Kollarım ona sarılıydı. Onun kulağına bir melek misali fısıldamaya çalışıyordum ancak etkisini göstermiyordu. Crist hiç bir tepki vermiyordu. Bu beni korkutmaya başlıyordu....
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cristina Black
Apollon'un Çocuğu
Apollon'un Çocuğu
Cristina Black


Mesaj Sayısı : 830
Kayıt tarihi : 26/08/10

Yıkan ölüm.... Empty
MesajKonu: Geri: Yıkan ölüm....   Yıkan ölüm.... Icon_minitimePerş. Ara. 09, 2010 4:59 am

Bir anda hayatımdan nefret ettim.Beni hayata bağlayan tek şey şuanlık stevin kollarıydı.
"Stev ben ne yapıcam şimdi yada ne yapmalıyım.Bilmiyorum hiçbirşeyi bana birşey söyle bir akıl ver yoksa..."
"Böyle konuşma herşey iyi olacak kendine bu kadar zarar verme lütfen"dedi.Bu beni teselli etmezdi."Akşam hastanede kaldık.Ben hasta yatağında Stev ise kanepede yatıyordu.Ona bakıp benim için büyük bir hediye olduğunu anladım.Ama şuanlık hiçbir şey söyleyemiyordum.Oda bana baktı ve gülümsedi. "Seni seviyorum" dercesine dudaklarını oynattı.Birşey yapamadım.Hiçbirşey....
....
Bir anda biri çığlık attı.Hemen kalktım.Stev koşmaya başladı.Dışarı çıktık doktorlar annemin bulunduğu odaya koşuyordu.Bende koştum hepsi anneme garip makineler bağlıyordu.
"Noluyo"dedim kimse duymadı.
"Noluyoo!!!"diye çığlık attım sesim boğuk ve korkunç çıktı.Stev ve hemşireler beni tutup odadan uzaklaştırdılar ve yattığım odaya götürdüler.Çığlıklar atıp ağlıyordum.Yalvarıyordum.
"Lütfen bırakın beni ben onu iyileştiricem" diyordum.Beni Yatağa yatırdılar.Hemşirenin gözüne bakıp "Beni bırak"dedim.Özel gücüm sayesinde beni bıraktı dolabı açtım ve okumu çıkardım Stev beni durdurmak için önüme çıktı ama onu da etkiledim.Kimse umrumda değildi.Annemlerin bulunduğu odaya koştum.Bir cam vardı okumu gerdim ve attım cam parçalandı ve doktorlar dışarı çıktı.Annemin yanına koştum.
"Anne beni bırakma "dedim ve odaklanmaya çalıştım tüm gücümle onu iyileştirmeye çalıştım ama birşey olmuyordu.O sırada Babam arkamda beirdi ve "dur"dedi.
"Neden?"dedim.
"O artık yok" dedi.
"Olamaz olmaz o beni bırakmaz o sen değil beni bırakmaz"dedi.
"Crist üzgünüm"dedi
"Ne üzgün müsün?"dedim ve garip bir şekilde gülmeye başladım.
"Sen üzüldün mü"yine güldüm
"Sen üzülemezsin sen koskoca Apollonsun değilmi kibir manyağı tanrılardan biri.Zevki uğrunda insanların haytına girip çocuk yapan ve çocuklarınıda aptal bir kılıcı bulmaya ölüme yollayan iğrenç yaratıklarsınız sizden nefret ediyorum asla asla bir daha tanrılar uğruna çalışmayacağım sonu ne olursa olsun.Umrumda değilsiniz.Şu çiçekdeki vazoya sizden daha çok değer veriyorum çünkü bana zarar vermiyor.Senden nefret ediyorum nefret .."
"Crist.."dedi
"Sus annemi senin yüzünden kaybettim senin yüzünden çık defol haytımdan.Bu saniyeden sonra tanrıların mafolması için herşeyi yapacağım herşeyi sonuç benim ölümüm bile olsa"dedim Stev yanıma geldi.Ve bayıldım.Yine mi bayılmak.Daha söyleyeceklerim var haykıracağım şeyler...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Steward Thurstan
Ares'in Çocuğu
Ares'in Çocuğu
Steward Thurstan


Mesaj Sayısı : 326
Kayıt tarihi : 05/09/10

Yıkan ölüm.... Empty
MesajKonu: Geri: Yıkan ölüm....   Yıkan ölüm.... Icon_minitimePaz Ara. 26, 2010 7:19 am

Çok kötü şeyler oluyordu,
olacaktı. Crist’in yüzündeki tüm sevinç ve mutluluk birden çekilmişti. Bu hali içimi parçalıyordu adeta. Ne yapmalıydım bilmiyordum. Ama yapabileceğim tek şey güçlü olmaktı hem de her zamankinden çok. Çünkü Crist bana güvenircesine bakıyordu, şuan onun dayanağı bendim. Her insan sonunda bu maskeli balodan kurtulacaktı ama geride kalanlar olacaktı, üzülen… Keşke diyordum, keşke bu Crist’in annesi olmasaydı!

Hava kararmıştı. Evdekilerle durumumu bildirmek için kısa bir telefon görüşmesi yaptım. Şimdi ise bir oda da kanepeye uzanmış Crist’i izliyordum. Aynı şekilde o da beni izliyordu. Ona sessizce “seni seviyorum” dedim. Yüzündeki ifadesizlik ifadesini hala korumakta ısrarcıydı. Elimden bir şey gelmiyordu. Ama belki Tanrı’larla iletişim kurabilme lüksüne sahipken onlardan Crist’in annesi için şifa dileyebilirdim. Fakat sonrasında onların nasıl biri oldukları aklıma geldi. Şimdi Olimpos’da nektar yiyip şarap içerek sohbete dalmışlardır. Hepsi de aynıydı. Ne kadar da başka şeylerin tanrıları da olsalar hepsinin karakteristik özellikleri aynıydı, bencillik…

Odaya dolan çığlıktan sonra Crist ve ben olduğumuz yerde doğrulduk. Crist “noluyo?” diyip duruyordu. Olayı anlamak için odadan dışarı çıktım. Crist de arkamdan gelmişti. Herkes seferber olmuş Crist’in annesine bir takım aletler takıyordu. Olayı anlamam bir saniyemi aldı. Hemen Crist’e dönüp kolundan tutup zorladım. Onu ne kadar da yardıma ihtiyacım olmasa da bir hemşireyle odaya geri kattık. Hemşire onu yatağa yatırıyordu. Ama ters giden bir şey oldu birden hemşire Crist’i bıraktı. Ne olduğunu hemen anlamıştım. Crist hemşireyi etkilemişti. Crist ayağa kalkıp okunu aldı. Kapının önüne geçtim ama bir yandan da çekilmek istedim. Çünkü belki özel gücü sayesinde annesini kurtarabilirdi. Zaten çekilmek düşüncesini beynimde dolandırmaya gerek kalmadı. Crist gözüme bakarak beni de etkiledi. Şimdi kapının önünden çekilmiş, kenarda öylece duruyordum. Bir vakit sonra kendimde gelince hemen odadan çıkıp Crist’in yanına koştum. Karşıda kırık camlar üzerinde duyguları altüst olmuş Cristve karşısında konuştuğu bir adam vardı. O adamı hiç görmemiştim ama Crist onunla, tanıdığı biri gibi konuşuyordu. Daha çok bağırıyordu. Ama ne dediğini anlamam için biraz daha onlara doğru gitmem gerekti. O adam ise daha önce görmediğim biriydi. O Apollon’du.

Hemen Crist’in yanına koştum. Crist’in hararetli konuşması yarıda kalmıştı. Gözleri karanlığa gömülmüş ve ardında Crist kendinden geçmişti. Bayılan Crist’i yana doğru düşerken eğilerek yakaladım. Başını dizime yasladım. Apollon ise kılını bile kıpırdatmamıştı. Gözlerim en kötü bakışları atmak için hazırdı. Başımı adama doğru kaldırdığımda cüretkâr bakışlar fırlattığımın pekala farkındaydım.

-Sen çok iyi bir çocuksun Steward! Crist’e çok iyi bakacağından…
-Zaten hep öyle değil midir? Kendi çocuğuna kendin bakmaz başkalarını başına dikersin. Bu bazen bir koruyucu satir, bazen de iyi çocuklar olur öyle değil mi?
-Sen….
-Hadimimi mi aşıyorum? Peki ya siz? Tanrısınız!!! Koskoca dünya işlerinin hakkından geliyorsunuz ve sadece bir çocuğa bakamıyor musunuz? Hem de o sizi bu kadar çok seviyorken!
-Se…
-Lütfen artık gidiniz!
-Ares oğlu! Haddini bil yoksa…
-Yoksa ne? Babama mı söylersiniz. Sanırım hangi cehennemde olduğunu siz benden daha iyi biliyorsunuz!!!

Apollon kötü bakışlara beni boğarak başka bir şey söylemeden gümüşi renkteki bulutla ortadan kayboldu. Crist’i kucaklayıp hemen odaya götürdüm. Etraftaki hemşirelere durumunu anlattım. Koluna bir serum bağladılar. Saat gecenin geç vakitlerini haber veriyordu. Crist’in yanında kanepeye kıvrıldım ve gözlerimin kapandığının farkına bile varamadım…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Yıkan ölüm....
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Tarlalara ÖLÜM!
» Ölüm'den Hayat Dersi / Halat

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Kamp Dışı :: New York-
Buraya geçin: