Büyük Macera (Bölüm 2)

Herkes gülerken korkuyla etrafa bakıyordum. Burayı biliyordum. Bir çok kez gelmiştim. Ama hala ölesiye nefret ediyordum buradan. Buradan ve Hades'ten. Ölülerden, yeraltı dünyasından, karanlıktan... Yerdeki uzun zamandır ölü çiçeklere baktım. Bu Alex'in ilgisini çekmiş olmalı bir Alex yanıma geldi.
''Ne oldu Maya? Üzgün görünüyorsun.'' Ona uzun hikaye der gibi baktım. O da neyse ki anlayışla başını salladı. Bu arada Sat gitmemmiz gerekn yolu tarif ediyordu.

Buraya daha önce de geldiğim için biliyordum ve herkes bana yolu tarif etmem için bakıyordu. Buna lanet okuyordum, Alex liderdi ve onun anlatması gerekirdi. Arada bir hafifçe gülsem de daha sonra Alex'in yeni olduğu halde bu kadar hevesli olmasını takdir ettim ve ona daha saygılı davranmaya başladım. Bu arada da gideceğim yolu düşünüyordum. Umarım doğru tarif edebilirdim ama zaten kalabalıktık ve grubun yükü Alex'teydi bu yüzden pek endişeli değildim.

-Alex içgüdüsünü kullanarak bize yolu gösterecektir. Değil mi Alex?

Ben Sat'in yolu tarif edeceğini umuyordum.Ama sanırım o da kafasını tam olarak toparlayamamıştı.Omuz silktim.Şimdi Alex'in içgüdülerine kalmıştık.Sonuçta o bir melezdi,yani yolu bulabilirdi.Alex kafasını kaşıdı ama kararlıydı.Bizi mutlaka oraya götürecekti.En sonunda bir tepki verdi:

"Eee..Pekala!!O halde...Şu yolu izleyelim!!" uzun otların arasından ezilmiş bitkilerin izlediği bir yolu gösteriyordu.Başka seçeneğimiz olmadığından onu izlemeye karar verdik.

Yaklaşık yarım saattir yürüyorduk.Herkes yorgun bir şekilde kollarını yerçekiminin gücüne bırakmıştı.Sanırım bu işin sonu olmayacaktı.En sonunda Maya'nın isyan etmesi sonucunda duraksayıp onu dinlemeye başladık.

"Bu daha ne kadar sürecek?Yarım saattir yürüyoruz ve ayaklarım sanırım beni bırakmaya kararlı!!"diyordu.Alex bize dönüp gülümsedi.

"Sorun nedir?"diye sordum.Alaylı bir tavırla cevap verdi:

"Aradığımızın şeyin bu olduğunu düşünüyorum." dedi ve parmağıyla emin bir şekilde bir şeyi gösteriyordu.

Ayaklarımla izilmiş otları kaldırmaya çalışıyordum.Canım sıkılmıştı,sürekli yürümüştük,kampı ve kardeşlerimi özlemiştim.

"Aradığımızın şeyin bu olduğunu düşünüyorum."

Alex'in sözü üzerine kafamı kaldırdım ve Alex'in gösterdiği akan siyah nehre baktım.Nehir, ölen insanların hayallerinden,en sevdiği eşyalardan ve umutlarından oluşuyordu.Buraya daha önce Lia'yla gelmiştim.Homurdandım.Güneş ışığından uzaklaşınca stresim artıyor ve etrafımdakilere bulaşıp onları sinir etmeye başlıyordum.

''Ee,gitsek ya o zaman!''

''Onu şaşırtmalıyız.'' Ama şu anda bana o kadar imkansız geliyordu ki bu. Kendimi hiç bir şekilde güçlü hissetmiyordum, bacaklarım erimiş gibiydi.
Bu arada Alex başını sallamıştı. Ben hala Styks Nehri diyordum gerçi ama burada patron Alex'ti onun istediğini yapmak zorundaydık. Hepimiz sesizce silahlarımızı çıkardık. Doğataşını hafifçe açtım ve sıkı sıkı kavradım. Çok korkuyordum, hem de çok. Ama bunu beni engellemesine izin vermemeliydim. Hepimiz saklandığımız yerden çıktık ve başladık..

Dövüşecek miydik yani? Hem de Kronos'la. Kılıçlarımızı çıkarttık ve yavaş yavaş arkasından süzülmeye başladık. Bunu yapamazsak ölecektik ama bir grup melezi küçümsemek gibi olmasın ama Kronos'u öldüremezdik. Kısa bir süre etkisiz hale getiremezdik. Biz sadece ona kafa tutabiliyorduk ama farketmezdi, Alex ne isterse onu yapmalıydık. Alex'e döndüm. Fısıldadım çünkü konuşsak duyardı. "Ne zaman?" Alex gözünü kırptığı anda bunun şimdi demek olduğunu anladım ve parmak uçlarında ellerimizde kılıçlarla yürümeye başladık.

Karşımızda öyle duruyordu.Ne yapacağımı bilemiyordum.Korkudan bütün vücudum sarsılmıştı.İyi ki Sat Alex'e ne yapacağımızı sormuştu yoksa hepimiz öylece bekler vaziyette duracaktık.Alex'e bakıp işareti bekliyordum.Yavaşça Kronos'un arkasına geçtik.Kronos bizi fark etmiş olmalıydı.Birden ani bir hareketle insanın ruhunu bedeninden çıkartabilecek gibi bakan gözlerini bize dikti.Alex bize göz kırptı ve saldırıa geçtik.Serçenin Sesi'ni kabzasını sıkıca kavrıyarak Kronos'un ayağına doğru savurdum.Sadece bir çizik açabildi ama Kronos bundan etkilenmişe benzemiyordu.Alex'e umutsuzca baktım.

"Yeni plan nedir?"

Oklarımı çıkarmıştım ve arkadaşlarımın arkasına geçtim.Önde sadece fazlalık olurdum.Malum kılıç kullanma konusunda tam bir fiyaskoydum!Oklarım sayesinde öne müdahale edebilecektim.Yayımın üstüne 3 tane zehirli ok koyup fırlatmak için beklemeye başladım.Ay'ın hamlesi başarısız olunca bir tane okumu fırlattım Kronos uzun boyludu simsiyah dağınık saçları vardı yani en azından içine girdiği çocuk böyleydi.Ve kesinlikle Stks Nehri'nde yıkanmıştır diye mırıldandım.Yoksa bu bedene gireceğini sanmıyordum acaba hassas bölgesi neresiydi?

"Yeni plan nedir?"

Ay'ın sesiyle kendime geldim ve aklımda olan düşünceleri farketmeden söyledim.

''Bu kesinlikle normal değil.Bence o beden herkiminse Stks Nehri'nde yıkanış ve sağ çıkmış bir beden..''