Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Bir Uyarı... | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Stella Fabiano Hades'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 915 Kayıt tarihi : 20/08/10
| Konu: Bir Uyarı... C.tesi Kas. 06, 2010 5:42 am | |
| Beni yok etmen için çok geç...Bu sesin kafamda yarattığı yankı o kadar kuvvetliydi ki, bir an nerede olduğumu unutup olduğum yerde beklemeye başladım. Fakat ses sabırsızdı. Acele et Stella, sürprizi kaçıracaksın!İyi de ne sürprizi? Ayaklarımı yürümeleri için zorlarken kulağıma hafif bir inleme sesi gelmeye başladı. Ses yavaşça adımı mırıldanırken daha kuvvetli olan ikinci ses onu bastırdı. Tartarus'a ilerle Stella. yanıma gel ki yüceliğim karşısında dilin tutulsun.Diğer ses ise bunu yapmamamı söylemek istercesine daha fazla inlemeye başladı. Artık duramazdım. Birisinin bana ihtiyacı vardı. Geç kaldın Stella.Hayır Bay Sinir Bozucu Ses. Ben asla geç kalmam. Ama kaldın. Her şey bitti. Ben geri döndüm.Dönemezsin! Sen o lanet çukura aitsin! Bir an kafamın içindeki ses sustu. Bende adımarımı hızlandırarak Tartarus'a yöneldim. Sonsuz uçurumun kenarında birisi beni bekliyordu. "Baba!"Ama babam bana döndüğünde gördüğüm şey çok farklıydı. Evet, geç kalmıştım... Simsiyah gölgelerin arasından bana bakan bir çift sarı göz. İşte gördüğüm buydu. Bana bakan bir çift sarı göz. Onları gördüğümde bir an ayaklarımın yerden kesildiğini, tüm umudumun yitip gittiğini hissettim. Bir ölümsüz olduğumu bildiğim halde ölümü hissettim... İşte bir titanın karşısında bulunmak insanda böyle duygular uyandırıyordu. Özellikle de bu titan babamın bedenine girmiş olan Kronos ise... *** Kendi çığlığıma uyanmıştım. Terden sırılsıklam olmam yetmiyormuş gibi, birde kampüsteki öğrencilerin neredeyse yarısı ve tüm hocaları da başımda bulmuştum. Herkes bir an benimle konuşmaya başlamıştı, en önde durup sessizce beni izleyen Lucy hariç! Herkes konuşuyordu, fakat duyduklarım çince kelimelerden farksızdı. Sanki Marstan gelen bir uzaylıydım onların yanında. Sessizce beklemesine rağmen aklımdan geçenlerin ne olduğunu anlayan Lucy'nin boğazından hırıltılı bir ses yükseldi. O da gitmemiz gerektiğini biliyordu... En kısa süre yeraltına gitmemiz gerekiyordu... Babamı Tartarus'an uzak tutmak zorundaydık... (Lucy ) | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Bir Uyarı... C.tesi Kas. 06, 2010 6:17 am | |
| "Onunla ben ilgilenirim... Çekilin... Defolun!" en sonunda Stell'in etrafına toplanmış birkaç kişi ani atağımın karşılığında gerilemeye başladı. Bana yaptığımı tasvip etmeyen bakışlar atan öğretmenlerin üzerine doğru yürüdüm ve zihinlerine 'derhal. buradan. uzaklaşın.' emrini verdim. Hiçbiri verdiğim emir karşısında direnemedi ve bizden uzaklaşmaya başladılar. Son kişi de dışarı çıktıktan sonra kapımızı hışımla çarparak kapattım ve çoktan kalkıp üzerini giyinmeye başlamış olan Stell'e "Sence sadece sıradan bir rüya olma şansı var mı?" diye sordum. Bana 'ah, bırak Pollyannalığı!' bakışı attıktan sonra "Hayır Lucy, bu ben önlemezsem gerçekleşecek bir görüntüydü." cevabını verdi. Üzgünce kafamı salladım ve dolabımdan çantamı çıkararak içine gerekli olabileceğini düşündüğüm eşyaları doldurmaya başladım. Ellerini beline koymuş beni süzen Stell bir süre sonra "Sen nereye?" diye sordu. Gözlerimi devirerek "Sevgili babacığını uyarmaya giderken sana eşlik etmeye." dedim. Birbirimizi uzun zamandır tanıyorduk ve ikimiz de birbirimizden inatçıydık, en kısa zamanda babasını uyarması gerektiğini düşündüğü için Stell teslim oldu ve "Ah pekala, öyleyse çabuk ol." dedi. Sırıtarak, "İşte beklediğim cevap!" dedim, zihnimin derinliklerindense, yeraltına son gidişimle ilgili korkunç anıları geçiriyordum. Kısa bir süreliğine tıkandım ve sonra aceleyle hazırlanmaya devam ettim, ne olursa olsun -orası onun yuvası bile olsa- Stell'in yeraltına tek başına gitmesine izin vermeyecektim. "Gölge yolculuğuna var mısın?" diye sordu arkadaşım, hevesli görünmeye çalışarak kafamı salladım ve "Bir de soruyor musun?" cevabını verdim. | |
| | | Stella Fabiano Hades'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 915 Kayıt tarihi : 20/08/10
| Konu: Geri: Bir Uyarı... C.tesi Kas. 06, 2010 6:58 am | |
| Gölge yolculuğu bekldiğimden uzun sürdü. Bir an önce yeraltına varmak istiyordum ama ben ne kadar sabırsızlanıyorsam gölge yolculuğu da inadına uzuyordu. Rüyamdaki sesin söyledikleri hala kulağımda çınlıyordu.
Geç kaldın...
Hayır, kalmayacaktım! Bu sefer olmazdı.
"Burayı özlemişim" dedi Lucy zoraki bir gülümsemeyle. En iyi arkadaşımı tanıyordum, yeraltından pek hoşlanmazdı ve bunu söylerkenki yüz ifadesi zaten onu ele veriyordu.
"Yalancı" dedim gülümseyerek ve babamın sarayından içeriye girdik. İki cehennem tazısı hemen yanımızda bitti. Babamın bu sefer onları beslemiş olmasına memnundum. Başlarını okşayarak:
"Merhaba dostlarım, sizleri özlemişim" dedim. Onlarda dillerini dışarı sarkıtarak beni yalamaya çalıştılar. Gülerek kaçtım, kısa bir süre için kovalambaç oynadık. Ama anlamadığım bir sebepten dolayı Lucy'den uzak duruyorlardı.
"Acelemiz olduğunu sanıyordum" dedi Lucy. Haklıydı, cehennem tazıları ile öldürecek vaktimiz yoktu. Tek bir kelime söylemeden Lucy'ye içeriyi işaret ettim ve tazılarımı orada bırakarak taht salonuna ilerledik.
İçeriye girdiğimizde babam tahtında oturmuş sinirli sinirli Persephone'ye bakıyordu. Persephone ise onun suçlayıcı bakışlarını görmezden gelerek elindeki bir buket çiçeği kokluyordu. Bizim içeriye girdiğimizi gördüklerinde ikiside ayağa kalktı. Persephone'nin yüzüne endişeli bir ifade yerleşti ve gözleri Lucy'nin üzerine takıldı kaldı. Hades ise burnundan soluyarak:
"Ne cüretle buraya gelirsin sen!" diye bağırdı Lucy'ye. Lucy ise Hades'e dik dik bakmakla yetindi. Bu ikisinin arasında neler geçmişti ya?
"Sağol baba be, hoşbulduk" dedim. Ama babam o kadar sinirliydi ki, beni görmedi bile! Bir anda yanımızda belirdi. Lucy'nin üzerine yürümeye başladı. Gözlerideki bakış onu kesinlikle yok edeceğini söylüyordu. Kendimi Lucy'nin önüne attım.
"Yeter artık! Buraya bir şey söylemeye geldim, Lucy'yi rahat bırak!! Hem sen onu severdin, ne oldu?" dedim. Hades'in yanan bakışları nihayet lütfedip bana döndü ve neler olduğunu anlattı... | |
| | | Hades Tanrı
Mesaj Sayısı : 132 Kayıt tarihi : 26/08/10
| Konu: Geri: Bir Uyarı... C.tesi Kas. 06, 2010 7:37 am | |
| "Şu anda bunun hiç önemi yok Stella. Ve sana açıklama yapacakta değilim. Athena kızını elimden hiçbir güç alamaz!" diye kükredim ve Alecta'ya başımla işaret verdikten sonra küçük Athena kızına baktım. Alecta Stella'yı sürüklerken bende kızını yok ederken Athena'nın yüzünde oluşacak ifadeyi düşünmemeye çalışıyordum. Aramızda sırf bu küçük melez yüzünden oluşacak düşmanlığa üzülüyordum, ne de olsa belki de Zeus'u devirmeyi düşünüyor olabilirdi. Şimdi bu yüzden bunu yapmayacaktı. "Kes şunu baba!" Stella'yı duymazdan geldim ama birdenbire Athena kızı ile aramızda beliren ateş duvarı beni şaşkına çevirdi. "Stella!" Ama bağırmam onu durduramazdı, biliyordum. "EĞER LUCY'NİN KILINA ZARAR GELİRSE SANA YEMİN EDİYORUM, SENİ YOK ETMEK İÇİN ELİMDEN GELEN HER ŞEYİ YAPARIM!!" Bu kadar ciddi olması ürkütücüydü. Lucy'ye pis bir bakış attım ve bakışlarımı Stella'ya çevirdim. "Bana karşı gelmeyi KES ARTIK!!" diye haykırdım. Athena kızı ise şimdi olduğu yere sinmiş, baba-kızın arasındaki tartışmayı kafasını bir bana, bir Stell'e doğrultarak izliyordu. Onu öldürmek, yok etmek ve Stell'e de güzel bir ceza vermek istiyordum... | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Bir Uyarı... C.tesi Kas. 06, 2010 8:01 am | |
| Ahh... Tanrı Hades'in kükreyişleri aylarca kabuslarımı süsleyecekti, tabii aylarca uyumak gibi bir şansım olursa! Gözlerim dolmuştu, biricik Stell'im benim için koskoca Ölüler Tanrısı'nı karşısına almıştı. Şimdi baba-kızın arasına girmemim yapıacak en yanlış hareket olduğunu biliyordum ama dayanamadım ve "Tanrı Hades." dedim, "İsterseniz sonra beni öldürürsünüz ama önce kızınızın anlatmaya çalıştığı şeyi bir dinleyin. Buraya sizin iyiliğinizi düşündüğümüz için geldik." Pekala, son kısmında ufak bir yalan vardı, ben buraya Yeraltı Tanrısı'nı önemsediğimden değil, Stell'i yalnız bırakmak istemediğimden gelmiştim. Yine de arkadaşımın zihninden okuduklarım nedeniyle Tanrı Hades için endişelenmekteydim. Aslında... Tanrı Hades'ten çok Olimpos'un kaderi kafamı kurcalıyordu ama olsun. Hades sitemkar ve öfke kusan bir nefes aldı ve Stell'e dönerek "Pekala, konuş ama çabuk ol." dedi. Tanrı'nın bu atılımı karşısında tek kaşımı kaldırarak onu süzmeye başladım, anlaşılan Ölüler Tanrısı Hades gerektiğinde medeni davranabiliyordu. Stell de titrek bir nefes aldıktan sonra babasına döndü ve konuşmaya başladı, kelimeleri dikkatle seçtiği anlaşılıyordu: "Şey... Bir kabus gördüm. Sen... sen... sen..." hıçrırarak ağlamaya başlayan arkadaşıma destek olmak için yanına gittim ve sıkıca omzunu kavrayarak "Devam et Stell, anlat lütfen." dedim. | |
| | | Stella Fabiano Hades'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 915 Kayıt tarihi : 20/08/10
| Konu: Geri: Bir Uyarı... C.tesi Kas. 06, 2010 8:42 am | |
| Babamın önünde ağlamaktan nefret ediyordum. Beni olduğumdan daha güçsüz ve çaresiz gösteriyordu. Bu yüzden kendimi çabucak toplamaya çalıştım.
"Kronos... Uyanacak ve... Ve sen... Senin bedenine girmeye çalışacak" dedim derin bir nefes alarak. Hades sessizce beni dinledi ve en sonunda:
"Bitti mi?" dedi. Kafam karışmıştı. Beni ciddiye bile almamıştı.
"Evet bitti. Ama ben çok ciddiyim. Kronos uyanacak ve bunun için seni kullanacak"
Bunu üzerine Hades kahkahalarla gülmeye başladı.
"Sevgili küçük kızım, bu sadece bir rüya" dedi. Bu beni sinirlendirmeye yetmişti işte.
"Sana gördüm diyorum! Melezlerin rüyaları çıkar baba! Kronos seni kullanarak uyanacak!" Lucy'de araya girmeye ve babamı ikna etme konusunda bana yardımcı olmaya karar vermişti. Ona olan borcumu nasıl ödeyecektim bilmiyordum. Babamla arasındaki soruna rağmen beni yalnız bırakmamıştı ve bu benim için çok önemliydi.
(Lucy) | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Bir Uyarı... C.tesi Kas. 06, 2010 10:09 am | |
| Tanrı Hades Stell'in söylediklerini ciddiye bile almamıştı, işe yaramayacağını biliyordum ama yine de olaya el koymam gerektiğini hissettim ve konuşmaya başladım. "Tanrı Hades. Sizin kadar engin düşüncelere sahip bir Tanrı'nın bu rüyayı kesinlikle önemsemesi gerektiğini düşünüyorum." dedim. Başımı dik tutmaya başlamıştım, sesimin titrememesi için de büyük bir gayret göstermekteydim. Kimsenin lafımı bölmesine izin vermeden, konuşmaya devam ettim. "Ben Tanrı Apollon'un kahiniyim ve kızınızın söylediklerinin gerçekleşeceğini görüyorum. Bu geleceği değiştirmek sizin elinizde." Aslında, hiçbir şey gördüğüm yoktu ama atmaktan zarar gelmezdi. Hem, sesime öyle bir tını yüklemiştim ki, dışarıdan dinliyor olsam ben bile dediklerime inanırdım. Bunun son şansımız olduğunun farkına varan Stell şiddetle başını sallayarak beni destekledi ve "Evet baba! Lütfen söylediklerime kulak as, çok ciddiyim!" dedi. "Kronos tekrar diriliyor ve Zeus'tan ayrı düştüğün için bu seferki hedefi sensin. Seni kandıracak ve Olimpos'u yıkmak için kullanacak." diye devam etti. Tanrı Hades bir süre elini çenesine koyup düşünen adam portresini canlandırdı, sonra suratına sevimsiz bir gülümseme yerleştirerek bakışlarını bana çevirdi ve arkasında duran furiaya işaret vererek, "Götürün onu." dedi. İşte bu kadardı, şimdi hayatımın bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçmesinin vakti gelmişti. Her şey bitmişti, Ölüler Tanrısı'nın gazabına uğrayacaktım. Fakat anlaşılan, Stell'in pes etmeye niyeti yoktu... | |
| | | Stella Fabiano Hades'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 915 Kayıt tarihi : 20/08/10
| Konu: Geri: Bir Uyarı... Ptsi Kas. 08, 2010 5:21 am | |
| Buna izin veremezdim. Lucy'me ne kadar çok değer verdiğimi bildiği halde onu gönderemezdi. Hemen furiaya döndüm ve:
"Hemen rahat bırak Lucy'yi!" diye emrettim. Furia bir an kararsız kalmış gibi önce babama, sonrada bana döndü. Babam:
"Hemen!" diye bağırdı. Furia Lucy'yi tekrar sıkıca kavradı ve sürüklemeye devam etti. Kılıcımı çektim bu sefer ve furianın önüne atladım.
"Onu hemen bırakmazsan seni doğrarım!" dedim. Yeraltının canlılarına zarar vermekten hoşlanmıyordum ama söz konusu olan kişi Lucy olunca bunu yapmak zorunda olduğumu biliyordum. Babam en korkunç tavırlarından birini takınarak:
"Emirlerime karşı mı geliyorsun?" diye kükredi. Kılıcımı ona doğrulttum bu sefer.
"Evet, karşı geliyorum Hades! Sen kendini ne sanıyorsun da en iyi arkadaşımı öylece götürebiliyorsun? Eğer diyeceklerimi dinlemeyeceksen arkadaşıma da dokunamazsın!" diye bağırdım. Hades'in gözleri öfkeyle yanmaya başladı, arkasından da,
"Biraz terbiye almanın vakti gelmiş Stella!" diyerek bana bir tokat attı. Tokatın şiddetiyle olduğum yere düşmüştüm. Sanırım baba otoritesi denen şey buydu... | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Bir Uyarı... Ptsi Kas. 08, 2010 5:54 am | |
| Yaşadığım şok yüzünden yerinden uğramış gözlerimle hızla beni tutan furiaya bir tekme savurdum ve onun kollarından kurtulduğum gibi Stell'in yanına koşup yere çöktüm. "İyi misin?" diye sordum ama benim gibi bir durumda olan arkadaşım, ne babasına kenetlediği bakışlarını bana yöneltti ne de bir cevap verdi. Sinirle gözlerimi kısarak ayağa kalktım ve Tanrı Hades ne yaptığımı anlayamadan cebimden Melinoe'nin broşunu çıkararak üzerindeki taşı üç kez okşadım, etrafım korku salan hayaletlerle dolmaya başladı. "Ne yaptığını sanıyorsun sen?!" diye kükredi Ölüler Tanrısı. En korkusuz ifademi takınarak parmağımla onu işaret ettim ve yanımdaki hayaletlere "Saldırın." emrini verdim. Tabii ki üç beş hayalet, koskoca Yeraltı Tanrısı'na zarar verecek değildi, sadece onu rahatsız ediyorlardı ve bu da içinde bulunduğum durumda elimden gelen en iyi şeydi. Boynumdaki kırmızı taşlı kolyeyi hışımla çekerek kopardım ve üzerine bastırarak mızrak halini almasını sağladım. Bu mızrak çok değerliydi; Savaş Tanrısı Ares'i bir düelloda yenerek kazanmıştım onu. Titan Atlas'ın Othyrs Dağı'na hapsedilmesinde rol oynayınca da, annem isteğimi kabul ederek onu böyle pratik bir silah haline getirmişti; her zaman kolaylıkla yanımda taşıyabiliyordum böylece... Bir gözlerimdeki kararlı bakışa, bir elimdeki mızrağa bakan Tanrı Hades en sonunda o gür sesiyle muhteşem bir kahkaha attı, bu sefer sesi daha da kan dondurucu çıkmıştı çünkü sinirli değil, eğleniyor gibiydi. Tabii bu benim öfkemin daha da artmasına neden olmuştu. Hades yan bir gülümsemeyle, "Benimle düello mu yapmak istiyorsun yoksa?" diye sordu. Dışarıdan bakıldığında salak birine mi benziyordum? Annemin Athena olduğunu bilmiyor muydu? Anlaşılan onu hazırlıksız yakalayacaktım, şimdi gülme sırası bendeydi. Ani bir hamleyle yanımda duran Stell'i ayağa kaldırdım ve mızrağımı boğazına doğrulttum. Arkadaşım gibi babası da şok olmuştu, üzerime doğru yürümeye başladı. İpler benim elimdeydi, boşta olan elimi kaldırarak ona durmasını işaret ettim ve konuşmaya başladım. "Kızına zarar vermemi istemiyorsan, buradan gitmeme izin verirsin. Eğer kızına bir daha az önceki gibi davranacak olursan, onu üzmen gerekçesiyle yine ona zarar veririm; sen kahrolasın diye." Hades bir süre daha bana ve Stell'e bakmayı sürdürdü, bir ara gözlerinde dehşet benzeri bir ifade gördüğüme yemin edebilirdim. Şimdi karşımda duran Stell de benim gibi sırıtmamak için kendini zor tutmaktaydı. Ah, bu Tanrı Hades gerçekten de bazen mantıklı düşünemiyordu! O anda ne benim Stell'e ölsem zarar veremeyeceğimi aklına getirdi ne de kızının mızrak darbelerinden etkilenmeyecek bir ölümsüz olduğunu! En sonunda sabırsızca başını salladı ve "Tamam, sen kazandın. O mızrağı derhal indir ve şu hayaletlerini de etrafımdan çek!" diye kükredi. Bir saniye içinde dediklerini yaptım ve Stell'in elini tuttum. Biricik dostum babasına nefret kusan ve biraz da kırgın bir bakış attıktan sonra bana döndü ve "Sanırım artık gitmemizin vakti geldi." dedi. İşte, gölge yolculuğunun zamanı gelmişti. Etrafımdaki dünya kararırken ve hiçlik boyutunda sıkışırken, Stell'in söylediği son sözler kulağıma çalındı: "Bugün beni dinlememenin cezasını çok ağır ödeyeceksin, baba." Doğru söze ne denirdi? Kampüsteki odamıza geldiğimiz anda kendimi yatağıma attım ve son birkaç saat içinde yaşadıklarımızın analizini yapmaya başladım, bir yandan da artık kendini tutmayı bırakmış olan dostumu duymamazlıktan geliyordum. Rp bitmiştir! | |
| | | | Bir Uyarı... | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|