5- Bir pegasus edineceksin!
Mekan: Pegasus Ahırları
Katılacaklar: Sen ve pegasusun.
(Bugörevi tamamladıktan sonra Admin'e pegasusunun ismi ve bilgileriniiçeren bir pm atmalısın, böylece profiline ekleyebilirim.)
Arena'da yorucu bir gün geçirmiştim. Kılıç dersinin ardından 2 melezle düello etmiştim, üstüne aldığım okçuluk dersi de cabası. Perişan bir halde kulübeme doğru yürürken bir şey dikkatimi çekti. Daha önce gördüğümde hep kapıları kapalı olan pegasus ahırının kapısı bu kez açıktı. İçeriden sesler geliyordu. Biraz tereddütle yaklaştım kapıya doğru. Ahşap kapılardan geçtiğimde, dünyanın en güzel yaratıkları karşımda duruyordu. Çeşit çeşit renkte kanatlı atlar, pegasuslar... Bazılarının yanlarında sahipleri vardı, başlarını okşuyor ya da onlara yiyecek veriyorlardı. Ansızın birinin seslendiğini duydum.
"Hey! O pegasusu hemen yakalayın, onun sahibi yok!"
Gece kadar karanlık bir siyah tonunda olan pegasus üstüme doğru koşuyordu. Ezilmemek için son anda kendimi yere attım. Pegasus ahır kapılarından çıkıp koşmaya devam etti. Bağıran adam yanıma gelip pegasusun arkasından bakarak yüksek sesle küfür etti. İşte bu benim şansım olabilirdi.
Tüm gücümü ve hızımı kullanarak pegasusun ardından koşmaya başladım. Beni anlayıp anlamayacağını bilmiyordum ama "Dur!" diye bağırdım. Anlamış olmalıydı ki, durmasa da hızını biraz azalttı. Bense daha hızlı koşmaya başladım. Birkaç saniye sonra pegasusla aramızda bir metre mesafe kalmıştı. Sanırım çılgınca bir şey yaptım o sırada. Pegasusun üstüne atladım. Bunu hiç beklemiyordu pegasus, ben üstüne atlar atlamaz şahlanıp yükselmeye başladı.
Daha önce uçakla uçmuştum, ama uçmanın ne demek olduğunu pegasusun sırtındayken anladım. Pegasus geniş kanatlarıyla havada süzülürken tenimle buluşan ferah rüzgar esintisinin tadını çıkarıyordum. Bundan daha güzel bir duygu olamazdı.
"Bu bir mucize gibi." dedim pegasusa. Kişneyerek karşılık verdi, ama ne dediğini anlayamadım doğal olarak. "Duyduğuma göre bir sahibin yokmuş. Benim pegasusum olmak ister misin?" diye sordum. Karşılığı yine aynıydı. "Hmm, peki o zaman. Ahıra geri dönebilir misin?" dememle pegasusun havada yön değiştirip tekrar ahıra doğru yönelmesi bir oldu. O artık benimdi.
"Aferin oğlum." dedim ahırın önüne güvenli bir şekilde iniş yaptıktan sonra. "Seninle göklerde uçmak gerçekten bir mucize gibi. Bu yüzden sana Miracle (mucize) adını vermek istiyorum." Bundan hoşlandığını gözlerinden anlayabiliyordum. "En yakın zamanda seni görmeye geleceğim Miracle, o zamana dek görüşmek üzere!"
Konu: Miracle ile Göklerde 
C.tesi Ekim 23, 2010 10:48 am