Kampa daha yeni gelmiştim.Çok arkadaşım yoktu ve ben de Satellite'den öğrendiğim kıyıya sürekli olarak uğruyordum.Buradaki deniz canlılarına bakmak benim içimi ferahlatıyordu,sanırım ben her şeyi çok seviyordum.Bu yaratıkların nesi sevimliydi ki?Ama yüreğim onları sevimli kılıyordu.
Kıyıda yürüyüp düşlere dalmışken bir kayaya çarptım ve hop yere düştüm.Ardından cebimdeki cüzdandan sesler gelmeye başladı ve tam karşımda duran ağaç sallanmaya başladı.Yaprakları düştü ve ben korkudan tir tir titrerken karşımda Demeter belirdi.Önünde eğildim.
"Tanrıçam burada.."
"Anne."
"Anne burada..."
"Senin için geldim kızım.Cüzdanının düğmesine basmışsın.Ne oldu,acil bir durum mu var?"
Başımı hayır anlamında salladım.Sadece yere düşmüştüm.
"Kızım yere düşmüşsün.Seninle ilgili olan en ufak bir olaya hemen koşarım."
İçimden kesin diye geçirdim.Beni yıllarca abla ve abimle beraber tek bıraktı.Her şeyimi aldı,şimdi de iyi anne rollerine yatıyor.Yemezler.Yemediğimi görünce anlatmaya başladı.
"Kızım tamam tüm hata bende.Ama önce gel şu ellerini iyileştirelim."
Beni iyileştirmek için ağacın yere düşen yapraklarından birini elime dokundurdu.Ben gülümsedim.Yaram iyileşmişti.Tam pegasusumu çağıracakken annem bana baktı ve engelledi.
"Gel seni eve ben götüreyim."
Beraber kulübeme dek yürüdük ve Demeter beni kulübeme bıraktı.İlginçti..