(wow uzun olmuş umarm sabrınız vardır.)
Empire şehri...kahramanların şehri...vede suçluların.
Adım Cole...Cole Williams ama herkez bana Cole Shocker der
Neden mi ? Size anlatayım.
Yıl:2000
Empire şehri/Adam's sokağı.
Herşey o bombanın patlamasıyla olmuştu.E-99...işte bombanın adı buydu...O zamanlar bir kuryeydim.Eşya kuryeliği yaparak hayatımı kazanıyordum.Annem ölmüş babam beni doğduğumda terk etmişti.Ana caddede yürürken telefonum çalmıştı.Arayan Charlie'ydi.Charlie benim arkadaşlarımdandı ve bir şirket yöneticisi olduğu için.Küçük taşınması gereken eşyaları para kazanmam için bana taşıtırdı.Her zaman bana cana yakın ve sıcak kanlı davranmıştı...
Ama o gün öyle değildi.
Sesi buz kadar soğuk kaya kadar katıydı.Bana birşey taşımamı söylemeden önce ona neden bu kadar morali bozuk konuştuğunu sormuştum
-Birşeyler olmak üzere Cole...Büyük şeyler. demişti
O an ne demek istediğini anlamamıştım...ama şimdi fazlasını bile biliyordum...
İşyerine geldiğimde ona neden böyle düşündüğünü sormak istedim.Bana sadece baktı bir paket uzattı ve şöyle dedi...
-Cole...Sen benim en yakın dostlarımdansın...sana güvenebileceğimi biliyorum...lütfen soru sorma ve şu paketi şehir merkezine götür.Orada bir adam seni karşılayacaktır.
Bu cümle karşısında yenik düşmüştüm.Etrafıma baktım ofis değişmişti.Çoğu eşya gitmişti.Birkaç hafta önce burada büyük bir lav lambasının olduğunu hatırlıyordum.Zaten Charlie'de onunla çok övünürdü , ama artık gitmişti sadece bir masa , sandelye ve bir dolap vardı.Charlie'nin ofisi eski güzel ambiyansını bırakmış ve yerini doldurması için sade bir ofis gelmişti.Charlie'ye selam verip dışarı çıktım tabi bu arada paketi almayı unutmamıştım.Merdivenlerden inerken endişeli gözlerin beni süzdüğünü fark ettim
Onlara dönüp yüzlerine bakmak ve sorunun ne olduğunu sormak istiyordum...ama yapamıyordum...Gözlerim kutuya kilitlenmiş içindeki nesneyi sanki görebilmek ister gibi tarıyorlardı.Kutu beni kendisine çekiyordu onu bırakmak istemiyor ve içini açıp ne olduğuna bakmak istiyordum...Ama yapmadım.
Charlie benim en yakın arkadaşlarımdandı ona bunu yapamazdım...bu arada bisikletime vardığımı fark ettim.Zorlada olsa kutuyu bisikletimin arkasına sabitleyip , yola koyuldum.
Tamam bu gerçekten garip bir sürüştü...Bisikletimle binaların arasından geçiyordum.Ara sokakları pek sevmezdim...kimse sevmezdi...bunun için binaların arasından pek hızlı olmasada ilerliyordum ama garip olan bu değildi.
Hangi elektrikli eşyanın yanından geçsem bir anlığına elektriği kesiliyor...Sonra anında yerine geliyordu.Ve bu beni gerçekten korkutmuştu.Charlie'nin şirketi bir biyoteknoloji şirketiydi.Teknolojik ve biyonik etkenleri karıştırarak bunlardan bir şeyler elde etmeye çalışıyorlardı.
Bu arada şehir merkezine varmıştım.Bisikletimden indim ve etrefıma baktım...Beni bekleyen birini göremedim ve ben beklemeye başladım.
Birkaç dakika geçtmişti.İşte o zaman her şeyin başladığı zamandı...Kutudan sesler geliyordu...Kulağım beni yanıltmıyorsa bu elektrik sesiydi...Kutuyu açmayı düşündüm ama bu Charlie'nin bana olan saygısını düşürebilirdi...
Ama ya içindeki şeyde bir sorun varsa ve ben bunu açmazsam suç benim başıma kalırsa diye düşündüm...
En sonunda merakıma yenik düşüp kutuyu açmaya koyuldum...Kapağı anında açılmıştı...Kendimi hiç zorlamama gerek kalmamıştı...Kutunun içine baktım...ve birden kalbimin atışının hızlandığını hissettim.
Kutunun içinde bir küre vardı.Üstünde E-99 yazıyordu...ama nefesimin kesilmesine yol açan bu değildi...Kutunun içindeki küre etrafındaki yerlere kısa elektrik iplikleri gönderiyordu...
Ona bakmaktan kendimi alamıyordum...sanki o canlı gibiydi ve benimle konuşuyordu...
Merakıma yenik düştüm ve küreyi ellerime aldım.
İşte herşeyin başlangıcı böyle olmuştu.
Uyandığımda etrafıma bakmıştım...
-Aman tanrım! Buraya ne oldu böyle!
Etrafımdaki araçlar havaya uçmuştu...sadece kalıntıları bazı yerlerde duruyordu...Benim bulunduğum alan bir çukurun ortasıydı...ama çukurun ortasında bir tümsek vardı...ve ben tam o noktada duruyordum...Etrafımdaki bazı binalar çökmüş , bazılarıysa zor ayakta duruyordu...
O ana kadar fark etmemiştim...Küre elimden gitmişti..Ve yaralıydım...
Etrafıma baktım birşey arıyordum...işime yarayacak herhangi bir şey...Ama tek görebildiğim şey elektrik trafosoydu...Ona doğru ilerledim...Yavaş ve sakince onun yanına geldim ve ona dokundum...
O anda vücuduma inanılmaz bir güç geldi yaralarım kayboluyor ve yorgunluğum gidiyordu...En sonunda ne olduğunu fark etmiştim...
Trafodan elektrik emiyordum...
-Bana neler oluyor böyle ?!?
Evet işte diğer hayatımın başlangıcı böyle olmuştu...zamanla elektriği kontrol etmeyi öğrendim...Ama bu sadece küçük bir gelişmeydi...Günlar geçti...Empire şehri karantina altına alınmış kimsenin içeri girmesine ve kimsenin çıkmasına izin verilmiyordu...Bu insanları kızdırıyordu...Üzüyordu...Değiştiriyordu...
Zamanla insanlar çeteler kurmaya ve bunları empire şehrini yönetmek için kullanmaya başladılar...
Ve bu anda ben devreye giriyordum...Küreden aldığım güçle onları avlıyor , Empire şehrinin halkını koruyordum.
Ama birgün bir FBI ajanı bana geldi ve şehrin temizlenmesi gerektiğini söyledi...ona böyle birşeyin olmayacağını söyledim şehri asla yokaetmesine izin vermeyecektim.Bana telaş yapmamamı söyledi.Eğer şehirdeki kötüleri temizlersem...Beni karantinadan çıkaracağını söyledi.Anlaşmaya eninde sonunda razı oldum.
Uzun bir çalışmadan sonra karşılığını aldım.Şehir temizlenmiş ve huzur doluydu...Fbı ajanına gittim ve şehrin temizlendiği söyledim.
Bana son bir kişiyi halletmem gerektiğini söyledi...Charlie'yi.
Ona bunun nedenini sordum ama zaten cevabı biliyordum...O bombayı Charlie yapmış ve yenisini yapmayı planlıyordu...Charlie'nin yanına gitmek için yola koyuldum...
Charlie'nin yanına gittiğimde bana böyle birşe olmadığını asıl suçlunun o ajan olduğunu söylemişti...ama ben buna inanmamıştım...benden kaçmaya başladı.Onu en alt kata kadar kovaladım...Beni tuzağa düşürdü...Ben daha ne olduğunu anlayamadan 2 robot beni yakaldı ve bir elekronik eşaya soktular.
-Çıkarın beni buradan!
Bağırıyor , debeleniyor ama kurtulamıyordum
-Üzgünüm Cole eğer bunu yapmazsam durmayacaksın.Seni paralel evrene göndereceğim
-Ne paralel evreni ?!?
-Yunan tanrılarının gerçek olduğu paralel evren !
-Ne saçmalıyorsun sen !?!
Birkaç saniye cevap alamadım bu arada etrafımda elektrik iplikleri oluşmuş ve bedenim titreşiyordu...
-Sadece Melez kampını bul Cole anladınmı Melez kampı!
Ve daha ben birşey diyemeden bayılmıştım.Uyandığımda bir ormanın içindeydim.Geceydi , karanlığı severdim.Biraz önce olanları çok iyi hatırlıyordum.Amaçsızca ilerlemeye ve etrafıa bakmaya başladım...uzun zamandır orman görmemişim...
Birkaç dakika ilerledikten sonra önüme bir kız çıktı.
-Sen burada ne yapıyorsun ölümlü !
Ona ne olduğunumu anlatacaktım.Bun deneyebilirdim ama bana inanmazdıki.
-Melez kampını arıyorum.Aklıma ilk bu gelmişti.
Bana şöyle süzer gibi baktı.Kısa sürmüştü ve yüzüme bakıp gülümsedi.
-Demek sende bir melezsin baştan söleseydin ya!...hadi beni takip et seni kampa götüreyim
Onu takip ettim ve bir giriş gördüm...İlk önce üstünde anlamsız harfler yazıordu...Ama birden harfler anlam kazanmaya başladı...Yazıya birdaha baktım
-Melez kampı dedim sessizce.
İçeriye girince bana etrafı gezdirdi.Ben etrafa bakıyor ve tepkisiz davranmaya çalışıyordum.Demek Charlie'nin dedikleri doğruydu gerçekten de paralel evrene gelmiştim...
Peki ya benim evrenimdede Yunan tanrları varmıydı ?
-Evet vardı oğlum
Bu garip ses kafamın içinde yankılanıyordu.
-Merak etme oğlum herşey açıklık kazanacak...şimdilik Hermes kulubesine git ve bekle.
Herşey çok garipti ama başımın içinde yankılanan sese kulak vermeye karar verdim ve Hermes kulubesinin yolunu tuttum.